35. Bölüm

Eylül

𓍼. ..𓂃 ִֶָ🦋་༘࿐
melankolilibirii

Oy atıp yorum yapmayı unutmayın sevgiyle kalın öptüm 🌷

 

💌

Seni seviyorum.

Beni seviyor.

Bundan, önce kaç kişi sana seni seviyorum dedi?

 

Annen, belkide eski sevgililerinden herhangi biri, önemsiz. Ama Eflah seviyor seni.

 

Bak Leyla.

Bakma.

 

Hayır, bu doğru değildi. İpleri sökmeye başladığımda bunu söylemesi doğru değildi.

 

Onu unutmaya çalıştığım esnada öylece gelip yine beni göğsüne çekmesi, doğru değildi işte.

 

"Eflah..." Dedim, dilimin ucuna gelen, olmazları diyemedim ama.

 

"Leyla, ilk günden beri hatta daha öncesi, sana aşık oldum ben." Dediğinde tam gözüme baktı sanki diyeceklerimden korkuyor gibiydi.

 

Aşık olmuş bana, Eflah.

 

"Ama-” dedim fakat usulca sözümü kesti. "Bundan sonra ama yok Leyla, senden değil haftalarca bir gün bile uzak kalmaya da mecalim yok."

 

Bir kaç adım arkaya adım attım ve aramıza bir kaç adım mesafa bıraktım, sertçe yutkundunduğunda bana baktı, bende ona. Gözleri tam gözlerime bakarken hem konuşmamı bekliyordu hemde diyeceğim şeylerden korkuyor gibiydi.

 

"Gitmek istiyorum." Dedim, titrek sesimle, neden böyle oluyordu bana. Neden ona karşı bu kadar hızlı yeniliyordum.

 

"Saat kaç?" Cevap vermediğinde bir soru daha ekledim.

 

"Beş buçuk. "

 

"Uyumadın mı yine?" Sesime alay eklemek istesen de ekleyemedim. Kıyamadım.

 

"Uyudum mu sence?"

 

Hayır, gözlerinin kırmızı olması veya bu yorgunluk tam kanıtı olsada omuzmu silktim. "Bilmem."

 

"Bilirsin."

 

Dayanma gücü istedim, ona karşı en azından, böyle olmalıydı çünkü bu kadar çabuk olmalıydı.

 

"Biz yapamıyoruz, Eflah. Olmuyor." Dedim son çare kabul etsin istedim, çünkü. O zaman herşey daha kolay olurdu.

 

"Neyi yapmıyoruz, denedin mi ki?" Dediğinde kaşlarını çatmıştı.

 

"Denemedim mi ya?" Dedim bende bu sefer sertçe, "ulan ölüyordum ben be. Ona rağmen yanında durdum bir bildiği vardır dedim, bitmedi ama bitmesi her gün yeni bir şey ile tekrar başa sardı."

 

 

"Ölmene izin vermezdim, hem şu an da bir bildiği var desen?" İzin vermezdi bilirdim.

 

"Sen böyle biri değilsin." Dedim kafamı iki yana sallayarak.

 

"Nasıl biri değilim?"

 

"Sen, karanlık bir adamsın Eflah, yani öyle olmalısın. Ama öyle davranıyorsun neden? Kendin ol artık." Dedim, sonra nefes almaya çalıştım ama boğazım acıdı. Yutkunamadım bile.

 

"Ulan, bir tek senin yanında kendim gibiyim, hiç mi görmedin Leyla? İnsan anlar. Anlattım ben sana."

 

Anlattı, her şeyiyle.

 

"Seviyorum seni kızım, benden değil gitmek uzaklaşmana bile iznim yok!" Bana doğru bir adım attığımda yerimde kaldım ama aramızda sadece bir karış kaldı.

 

"Hastasın sen."

 

"En az senin kadar." Dediğinde kaşlarımı çattım, "hasta falan değilim." Dediğimde dudağında küçük bir tebessüm oldu.

 

Özlemedim diyemezdim, çok özlemiştim.

 

"Hastasın hatta, ben teşhisini koydum." Dedi çenesini kaldırıp bana bakarak,bende kaşlarımı yapmacık bir şaşkınlıkla kaldırdım bu sefer, "alla alla neymiş?"

 

"Bensizlik."

 

"Ne?"

 

"Hastalığın bu, sen çok fazla benzin kalmışsın." Ciddiyetini nasıl da bozmayan kurmuştu bu cümleyi, akıl işi değildi.

 

" Delirmişsin."

 

"Bende baya Sensiz kaldım ya ondandır." Dediğinde, iyice sokuldu bana. "N'apıyorsun?" Dedim kafamı yana yatırarak.

 

"N'apıyorum?" Taklidimi yapıp kafasını yana eğdi, sonra yine aynını yapıp, dudaklarını büzdüğünde gözlerim kocaman açıldı. Yok daha neler. Gözlerimi açtığım gibi aynını açtığında güldüm, ve sonunda oda güldü.

 

Gözüm tebessümüne kaydığında ne kadar özlediğimi fark ettim.

 

Özlerdi insan, hele özlenecek kişi, Eflah ise.

 

Gülümsemesi küçüklüğünde,"Bir kez daha sarılalım mı?" Dedi.

 

Bu masum sorusu üzerine gülümsedim fakat hemen geri aldım tebessümümü.

 

"Sebep?"

 

"Sarıl sen, ben bulurum bir sebep." Dediğinde, bir eli usulca saçlarıma gittiğinde önüme düşen saçlarımı arkaya attı ve yine kollarını belime sardı, ellerim boşta iken kokusu genzimi doldurdu. Daha fazla dayanamayıp kollarımı iyice boynuna doladım, yüzünü boynuma giderken derin nefesler alıyordu.

 

 

Bir süre sonra hafifçe ayrılmadan hemen önce boynuma, içimde kelebekler uçuşturacak kadar hafif bir şekilde öpücük bıraktı.

 

Anlını alnıma dayadığı da, gözlerine baktım. "Şimdi gideyim mi?"

 

"Nereye?"

 

"Eve."

 

"Evindesin."

 

Evimdeyim, Eflah'ın yanındayım, ev. Sıcak olan.

 

"Uyumak istiyorum." Dediğinde dudakları alnıma değdi.

 

"Uyu." Dedim mayışık bir sesle benim üzerimde etkisi bu kadar kolay di işte.

 

"Sensiz mi?"

 

"Evet."

 

"Yok kalsın."

 

Anlıma koyduğu küçük buseden sonra dudağı burnumun ucuna da değdi, "beraber uyusak?" Sonra dudağımı da eş geçip çeneme.

 

"Yok kal-”

 

Kalsın, demeden küçük bir buse bıraktı dudağıma, baştan aşağı sıcacık olsam da kaşlarımı çattım, "çatma şu kaşlarını."

 

"Sen uyu, ben gide-” yine aynını yapıp dudağıma bıraktığı buseden sonra bana baktı, "her gitmek ile ilgili veya benden uzaklaşmak ile ilgili kurduğun cümlenin sonu gelmeyecek ve seni öpeceğim."

 

"Of!"

 

Dediğimde, gülümsedi, "ne?"

 

"Trip çekiyorsun sen." Dediğimde, gülümsemesi büyüdü.

 

"Ben mi?"

 

"Evet!"

 

"Üç haftadır, kapında köpek oldum lan!" Dediğinde, bende güldüm bu sefer doğruydu.

 

"Beter ol!" Dediğimde ellerimi çekmek istesem de kolları beni daha sert kavradı.

 

"Beter olayım öyle mi?" Dediğinde, kafamı salladım, "ol."

 

"Benimle uyumazsan, burada böyle saatlerce kalırız. Çıkamazsın." Dediğinde kaşlarımı kaldırdım. "Öyle mi?"

 

"Evet."

Benden ayrıldığında, zaten üstünde eşofman ve tişört olduğu için rahatlıkla yatağa girip elini kafasının altına koydu ve öylece tavana baktı. Hiç oralı olmadan kapıya doğru yürüdüm fakat tahmin ettiğim gibi kilitliydi, tüm cam ve pencereler de aynı şekilde.

 

"EFLAH!" diye gürlediğimde, sanki keyif aldığı bir şeyi izler gibi bana baktı, "efendim güzelim?"

 

"Açtır bak şunları, yoksa kırarım."

 

"Kırılmaz cam onlar." Dedi omzunu silkerek.

 

Bundan sonraki 10 dakika kırmaya dökmeye çalışsam da nafile olduğu için sonunda yatağın bir köşesine uzandım, tam yanımda olan Eflahta ise vatani bir gülüş vardı.

 

"Hoş geldin." Dediğinde beni kendine çekip, sırtımı göğsüne denk getirdi.

 

"Of." Dedim sadece yüzümü görseydi, gülerdi çünkü gülümsüyordum.

 

"Sonunda rahat bir şekilde uyuyabileceğim." Dediğinde saçlarıma öpücük bıraktı, gözlerimi huzurla kapadım ve kulağıma ninni gibi gelen o güzel cümleyle gülümsedim, "Teşekür ederim, sevgilim."

 

Bir kaç gün sonra

"Eflah?"

"Sevgilim?"

"Bu kim?"

"Bu mu kim?" Eflah kucağında tuttuğu küçük şeyle yanıma uzandığı da yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.

 

"Eylül." Dediğinde kucağındaki minik şeye baktım.

 

"Eylül mü?" Dedim, kuruyan sesimle.

 

"Evet, sevgilim. Bizim kızımız."

 

"Eflah..." Dediğimde Eylül belli bellirsiz güldü. "Kahvaltı hazırladık biz sana hadi kalk." Dedi Eflah.

 

"Kahvaltı mı?"

 

"Güzeller güzeli karıma hazırladım tabii."

 

​​​​​​Dediğinde Eylül'ü yatağın yanındaki beşiğe koydu ve bana doğru atılıp hızla kucağına çekti beni aynı hızla ise ayaklandi.

 

"Eflah!" Dedim aniden, düşme korkusuyla. "Düşeceğim."

 

"Bırakmam. " Beni olduğu yerde döndürürken, ağzımdan şen şakrak kahkahalar kopuyordu. O an Eylül ağladığında gülümsemem hiç solmadı.

 

Eflah dengemin bozulmaması için beni yatağa bıraktığında, Eylül'ü aldı kucağına. "Kıskandı benim meleğim." Eylül'ü aldığında ise bana baktı, "aynı sana benziyor, ve bunu beni herşeyden daha mutlu ediyor."

 

 

Siz: Eflah?

Eflah 😎: Uyandın mı?

Siz: Evet.

Siz: Bir şey oldu.

Eflah 😎: Ne oldu?

Siz: ben bir şey gördüm.

Eflah 😎: Kötü bir şey mi?

Siz: Yani bilmiyorum.

Siz: Rüyamda, sen vardın bide ben.

Eflah 😎: Ee?

Siz: İşte sen vardın ben bir de.

Eflah 😎: bir de?

Siz: Kızımız.

 

Yazıyor...

Çevrimiçi...

Yazıyor...

Çevrimiçi...

 

Eflah 😎 kişisinden gelen arama.

 

"Efendim?" Utana sıkıla cevap verdiğinde karşında heycan dolu bir ses geldi.

 

"Demek bir kızımız vardı?"

 

"Evet?"

 

"Adı neydi?" Dedi bu sefer heycanla, neydi bu heycan.

 

"Eylül."

 

"Hmm, olur." Dediğinde, "ne olur?" Dedim.

 

"İsmi kabul ediyorum."

 

🌬️

 

KALSJOSJSKSJWİSHWK

SALAK EFLAH UA

 

NEYSEE

OY atıp yorum yapmayı unutmayın sevgiyle kalın öptüm 💐

 

Bölüm : 25.12.2024 20:40 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...