3. Bölüm
Gecenin_karanlığı / Aşkın doğuşu / KAN LEKELERİ

KAN LEKELERİ

Gecenin_karanlığı
melekmelisa

 

 

 

Fotoğraftaki kişi hazaldır

 

 

Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın.

 

 

İyi okumalar

 

 

 

 

 

Muratın anlatımıyla

 

 

Hazal gittiğinde onu takip etmiş için ayhan 'ı gönderdim. Hazal'ın ne yaptığını her şeyini bilmek istiyorum. Eğer serhat piçi ailesini öldürmüşse hazalın babası Ahmet beyle benim babamızla aralarında birşey olabilir. Demek ki ahmet beyde bir mafya adamıymış . Aynı benim olduğum gibi. Küçükken Ahmet beyi görmüştüm babamın yanında. Bir tane mavi dosya vardı. O mavi dosyada ne varsa onu imzalamıştı. Ondan sonra bir daha asla babamın yanına gelmedi. Acaba o mavi dosyada ne vardı? Bunların hepsi p mavi dosyadan çıktı. Eğer onu bulabilirsem herşey yerine oturacaktı. Birisi beni sarsmaya başladı." Noluyo amına koyayım" dedim. Beni sallayan kişiye baktığımda Selimdi. " Abi bir sorunumuz var " dedi selim. Ona baktığımda endişeliydi. " noldu selim insanı çatlatacaksın." Dedim.

 

 

Hazal ' ın Anlatımıyla

 

 

Ela bana sıkıca sarıldıktan sonra eve girdim. Ona herşeyi anlatmıycaktım. Aslında bunun güvenle alakası yok. Ela'ya güvenim sonsuz ama eğer bu yaşadıklarımı söylersem kendisi korkar. Ve burdan şehir dışına benide ikna ederek gideriz.

Burayı seviyordum istanbulun havasını seviyorum bana iyi geliyordu. Aslında kendimi daha açıklayamadığım nedenler vardı. Ondan onu endişelendirmeye gerek yoktu. Koltuğa oturdum onuda otturdum.

" şimdi ela ben bir dans yarışmasına başvurdum 1. Olana 1. Milyon dolar veriliyor Ve ben bu yarışmaya katıldım." Dedim tane tane . Ela beni dört gözle ne diyeceğimi merak ediyordu. Ela sabırsızlanarak "hadi devam et" dedi. Basımı sallayarak devam ettim.

" otobüse bindim ama ineceğim durağa geçmiştim hızlıca otobüsten indim. Seninle konuşurken bana araba çarptı" dedim. Ela ağzını açarak beni süzdü. " birşey oldu mu?" Dedi ela.

Ayağım büügn alçıdan çıkarmıştım. Allahtan onu görmedi. Yoksa her yerime didik didik bakardı. " ondan sonra çarpan araba beni hastaneye gittik bir kaç gün hastanede kaldım tabi araba çarpan kişide beni arayıp iyi misin? Diye sordu. " diye devam ettim konuşmaya.

" allahım sana bana bağışladı hemen namaz kılmam lazım" dedi ela . Elaya sıkı sıkı sarildim. " ela ben biraz yorgunum ben yatcam. " dedim. Ela başını salladı. "Tamam bende sen uyunana kadar evi temizliyim ondan sonra ellerimle sana en sevdiğin yemekleri yaparım." Dedi ela. Gülümseyerek ona öpücük atıp odama gittim.

 

 

Odama gittim. Ve yatağımın üstüne zıplayarak yattım. İşte benim canım yatağım ne kadarda özlemişim. Artık gözlerim kapanmaya başladı. Uykum derin derin uyumaya başladım.

 

 

Gözlerimi yavaşça araladım akşama geliyordu saate baktığı da 4 saattir uyuyordum. Hızlıca kalkıp yatağımı düzledim. Odam orta büyüklükteydi. Yatağım çift kişilikti. Pencereye dayalıydı. Bir kapı giyinme odasına gidiliyordu. Orta büyüklükte bir balkon vardı. Balkonda 1 tane çift kişilik koltuk bir tanede tek kişilik koltuk vardı. Ortalarında ise tahtadan yapılmış açık kahverengi tonlarında küçük bir sehpa vardı.

Üstünde ise küçük küçük eşyalarla dekero edilmiş. Balkondaki mermerler oturabileceğim kadar büyüktü. Mermerlerin üstünde ise çeşit çeşit çiçekler vardı. Balkondan çıktım. Artık aşağıya inebilirdim.

 

 

Merdivenlerden aşağıya indiğimde evimi ne kadar özlediğimi kendime hatırlattım. Ela beni gördüğü için hemen yanıma gelip " hadi bakalım yemek yeme zamanı en sevdiğim yemekleri yaptım sana afiyetle ye" dedi Ela.

Masaya baktığımda çeşit çeşit yemekler vardı ve en sevdiğim yemeklerdi. Konu yemek olunca hiç kimseyi görmem dalardım yemeklere. Şimdide öyle yapıyordum. Ağzıma iki tane sarmayı attım. Yanınada bir tane çiğköfte attım, yetmedi içliköfteyi alıp ağzıma tıkıştırdım.

Ela bana bakarak" kızım az yavaş ye boğulacaksın şimdi" dedi. Omuz silkeyerek ona döndüm."açım ben " dedim boğuk bir sesle Ela bana ayranı uzatıp"al ayran iç yoksa yutamıycaksın yediklerini" dedi Ela.

Başımı sallayarak elindeki ayranı alıp içmeye başladım. Elaya baktığımda benden nazaran yavaşça düzgünce yiyordu. "Eline sağlık Çok güzel olmuş "dedim elaya. O da başını sallayarak "Afiyet olsun" dedi ela.

 

 

Benim bügün kargom geliyordu acaba geldi mi? Elaya hızlıca dönüp "Ela bügün benim kargom gelecekti. Geldi mi?" Dedim elaya. Ela hızlıca başını salladı "Evet geldi. Sabırsızlıkla seni bekliyorum açman için" dedi gülümseyerek.

Hemen yerinden kalkıp merdivenlerden yukarıya çıktı. O kadar heyecanlıydım ki dans elbiselerim gelmişti. Hayalimdeki gibi sahnelerde dans edecektim. Bu benim için o kadar önrmli ki anlatamam.

 

 

Merdivenlerden gelen elayla dahaçok heyecanlandım . Elim ayağım titriyordu. Ela kargoyu bana uzattı "hadi sen aç" dedi ela. Elinden alıp açmaya başladım o kadar iyi korunmuş ki aç aç bitmiyordu. Sonunda açıldığında elbisemi gördüm.

Hemen çıkarıp üstüne tuttum. " Çok güzel " dedi ela. Ona gülümseyerek baktım. "Hadi odana gitte üzerine giy bakalım nasıl oluyor" dedi ela. Heycalanarak hızlıca merdivenlerden çıkıp hızlıca odama gittim.

Hızlıca elbisrmi giyerek aynaya bakgım çok güzel olmuştum. Elayı bekletmemek için hızlıca tekrardan merdivenlerden indim. Elaya baktığımda büyülenmiş gibi bana bakıyordu. "Nasıl olmuşum " dedim.

Ela hâlâ şokun içinden çıkamadığı için bana cevap vermesi uzun sürmüştü. Ela'nın şaşkınlığı gitmiş olmalı ki. " oğlum çok güzel olmuşsun" yanıma gelip elbiseyi inceledi. "Elbisede çok güzel" dedi ela. "Tabi oğlum ablanızı ne sandınız" dedim şakaca. Kahkaha atarak koltuklara oturduk.

 

 

Ne kadarda özlemişim elayla sohbet etmeyi.

 

 

4 yıl önce

 

 

Elayla daha yeni ev arkadışıyken birbirimize hiç alışamadık. Öyleki ben başka eve taşınmayı düşünmüştün. Ama sonrasında elanın odasından ağlama sesleri geliyordu. Merak edip yanına gittim.

Odasına girdiğimde beni görememişti. Yanına gidip oturduğumda ben ne olduğunu anlamadan bana dönüp sıkıca bana sarıldı. Şaşkınlıkla kala kalmıştım. Bende ona destek olmak için ona sarıldım. Bir süre sonra başını kaldırdı ve bana tek bir şey söyledi.

 

 

"Ben kötü birimiyim?"

 

 

"Niye kimse benim arkadaşım olmuyor?"

 

 

"Beni niye sevmiyorlar? "

 

 

"Yoksa ben güzel değil miyim? "

 

 

Diye bir sürü soru sordu. İçim acıyordu. Kim böyle düşündürüyordu. bu im böyle dedirtdirebilir. Kızın gözyaşlarını silerek "sen iyi kalplisin bir kere" dedim. Onu gülümsetmeye çalışarak. "Hem arkadaşın var o da kim dersen tabikide benim." Dedim.

kız gülümseyerek bana baktı. " hem sen çok güzelsin güzelliğini kıskanıyorlar." Dedim tatlıca. Oda gülümseyerek bana bir daha sarıldı. Sarılmasına karşılık vererek onun iyi hissetmesini istedim.

Benden ayrıldığında "ben çok tesekkür ederim. Beni teselli ettiğin için " dedi kız. " ne demek hem bem senin arkadaşınım" dedim. Kız gülümseyerek " ben ela" dedi. Elini uzatarak "Bende hazal tanıştığıma memnun oldum" dedim elini sıkarak. "Bende tanıştığıma memnun oldum" dedi ela.

 

 

Şimdiki zaman

 

 

Artık o zaman sonra kendimizi tanımaya çalıştık. Kanka olduk,ondan sonrada bir kardeş gibi olduk. Bir süre daha dedikodu yaptıktan sonra artık uyuma vakti gelmişti .

Ela koltuktan kalkarak "Ben yatmaya gidiyorum sen uyuyacak mısın? " dedi Ela. " Tamam bende şimdi uyumaya gidicem gel beraber çıkalım " dedim. Ela başını sallayarak " tamam" dedi.

Merdivenlerden birlikte çıktık. Odamız karşı karşıya geliyordu. odamıızn önüne geldiğimizde birbirimize bakıp güldük. Bu gülmeyi biliyordum.

 

 

Kız gecesi yapıcaktık. "Nerde" dedim. Ela gülerek benim odama işaret etti." Hayır olamaz benim olmaz. Sen kirlettikten sonra toplamama yardım etmiyorsun. " dedim. Ela gülerek omuz silkti.

Ela inat ettiyse onu sona kadar götürürdü. Ondan ben de kabul ederek ellerimi havaya kaldırdım. "Tamam teslim oluyorum. " Dedim. başını sallayarak " iyi aferin" dedi.

" hadi geceligini giy yanıma gel" dedim. O da başını sallayarak hızlıca odasına girdi. Bende odama girip üstümdeki dans elbisemi özenle çıkarıp dolabıma astım.

Elime gelen gecelikle onu giydim. Geceliğim kırmızı dizime kadar gelen dekoltesi olan bir gecelikti. Ben bunu ne zaman almıştım. Kesin bunu Ela almıştır dedim içimden.

 

 

Ela kapımı çaldı. "Gel" dedim. Ela kapıyı açarak bana baktı."ooo kimleri görüyoruz böyle" dedi. Elay da siyah renginde dizlerinin üstünde ve dekoltesi aşırı derecede abartılıydı. Bunları nerden alıyordu? En önemli soru ise:

 

 

Bunları niye alıyordu?

 

 

Bunları çok düşünmeyerek yatağa oturdum. Hiç mutfağa gidip abur cubur hazırlayamazdım gitsin Ela hazırlasın, banane allah allah. " Ela git sen hazırla benim hiç hazırlayasım yok" dedim.

Elaya bakarak "Tamam hadi bugünlük bende olsun hadi iyisin bugün " diyip kalktı gitti odadan. Bu kadar olduğu bilseydim herşeyi buna yaptırırdım. Oh be dünya varmış.

Bende film seçmek için televizyonu açtım. Evet benim odamda koca büyüklükte televizyon vardı. Aynısından Elada da vardı. Hep böyle kafayı dağıtmak için ikimizde kendi odalarımıza televizyon almıştık.

 

 

Televizyondan YouTube ' yi açtıktan sonra film şeçmeye başladım. Aklımda iki tane filmde kararsız kalmıştım. Ela gelince ona şeçtircektim. Ela da bir süre sonra geldi elindeki abur cuburla. Ama tek bir eksik vardı.

" Ela sence de bir eksik yok mu?" Dedim. Ela getirdiklerine baktığında kaşlarını çatarak bana baktı. " herşey var Melis ne eksik olabilir ki? Cips burada, bisküvi burada, noodle burada, kraker burada ve karam burada ne eksik ki?" Dedi.

Ela başını elini koyarak düşünmeye başladı. "Ne olabilir ki? sen biliyon mu? yoksa bana söylemiyon mu?" Dedi. Birazcık Daha onun düşünmesine izin verdim. Eğer bilemezse ona söyleyecektim. Bir süre sonra " buldum" diye sevinçle oturduğu yerden kalktı.

Ben bir şey diyemeden çıktı. Bende hangi filmi şeçsem diye düşünüyordum acaba grip mi? Yoksa labirent mi? Diye düşünürken Ela geldi. İçecekleri getirdi.

 

 

Evet eksik olan şey içecekti.

 

 

Ela oturup bana baktı " hangi filmi dinliycez" dedi. Onu televizyonu gösterdim. " grip mi? Yoksa labirent mi?" Dedim. O da düşündü biraz " bence labirenti izleyelim" dedi. Onu onaylayarak labirenti açtım.

 

 

Labirentin ilk dakikalarında filmi anlamaya çalıştık. Yarım saat geçtikten sonra film baya heycanlı gitmeye başlamıştı.

 

 

taki o ses gelene kadar.

 

 

O ses bir silah sesiydi.

 

 

Çığlık atarak bir yere kaçmaya çalıştık. Elaya baktığımda yatağın yanında çömelmiş kafasını eliyle kapatıyordu. Ben dolabın en geniş yerine geçtim. Dolabın kapağını kapatmadım. "Ela" diye bağırdım sesimi duyurmak için.

Ela bana dönerek ağlamaya başladı. " noluyo burda" dedi sesi titreyerek. Başımı bilmiyorum anlamında salladım. Ela daha çok ağlamaya başladı. " tamam Ela sakin ol şimdi yavaşça yerden kalkmayarak yanıma geliyorsun " dedim. Ela korkuyla başını salladı. Ela yavaşça sürünerek geliyordu.

 

 

Ela o kadar korkuyordu ki sürünerekten değil sanki parke ike bütünleşmiş gibi geliyordu. Yanıma geldiğinde hızlıca onu çekip sarıldım. omzumda ağlıyordu, gözyaşları kazağıma geliyordu.

Ela sakinlestiginfe kendini geriye çekti. "Burda neler oluyor? Kavgamı mi var?" Dedi Ela. Kafamı bilmiyorum anlamında salladım,Ela daha çok ağlamaya başladı. Onun gözyaşlarına dayanamadıgım için benimde gözyaşları bir bir akıyordu. Kendime açıklayamıyordum ama benden onun gibi korkuyordum.

 

 

Bir şey yapmam lazım. Silâh sesleri daha çok artmaya başladı. Elaya baktığımda benden kötüydü, titriyordu. Hemen polisi aramam lazımdı.

Telefonum nerdeydi? En son yatağının üstüne koymuştum, onu alırsam polisi arayabilirim ve bu silah sesleri susardı. Evet, bu iyi bir fikir ama onun gitmesinde var. oraya nasıl gidicektim bu silah sesleriyle. Bende bir insandım ama bunu tapmak zorundaydım. En azınfan ela için.

 

 

Elanın omzunu tuttum, hızlıca bana baktı. "Ela beni şimdi iyi dinle, ben gidip yatağının üstündeki telefonumu alıcam ve biz seninle polisi arayıp haber vericez ki bunlar bitsin." Dedim.

Ama demekle kaldım. Ela elimi sıkıca tutup "beni yalnız bırakma, ben korkuyorum." Dedi. Kolumdaki elini sıkıca elimle tuttum ona destek vermek için. " şimdi polise ihbar vermezsek bizi nasıl kurtarsınlar" dedim. Çocuğa anlatır gibi çünkü şu anda o kadar çocuksu duyuyordu ki kıyamıyordum.

Elini sıkıca tuttum " ne olursa olsun sana birşey olmasına izin vermem" dedim. Kendimden emin şekilde. O inatçıysa ben ondan inatçıydım. Pes ederek başını salladı. Ha şöyle. Derin bir nefes çekip dolaptan çıkacekken

"dikkatli ol benim için önemlisin tek ailem sensin bunu biliyorsun demi." Dedi başımı sallayarak onu onayladım. " biliyorum ela bilmezmiyim" dedim ve çıktım dolaptan.

Yerde sürünerek yatağa doğru hızlıca gittim. Elimi hızlıca yatağa yokladım, işte burda. Hemen telefonumu alıp dolaba doğru hızlıca gittim. Dolabın içine girerken nasıl girdigimi anlamadım. Dolaba girdigimdeElanın heycanla telefona bakıyordu. "Hadi arasana polisi çabuk ol" dedi. Onu dinliyerek telefonumu baktım. Hassiktir.

Telefonum kapalıydı.

Ela panik yaparak "niye açılmıyor, tamda işe yarayacağı tutunca kapanır" dedi. Telefonu hızlıca açmaya başladım bir yarım saniye bekledikten sonra telefonum sıfırdı. Hızlıca aramaya girip polisi aradım. Numara açıldığında hızlıca " burada bir silah saldırısı var hemen gelmeniz lazım" diye hızlı hızlı söyledim son saniyelerim kalmıştı boynundan bir ter aktı. "Nerede hemen adres verin" dedi karşıdaki adam sesi. Tam ağzımı açmış söyliycekken telefon kapandı. Elayla göz göze gelince buradan bir çıkış olmıycaktı. Silâh sesleri sanki daha çok artmıştı. Hiç mi kimse polisi aramak aklına gelmemişti? Herkesin mi telefonu kapandı.

Sonra birşey oldu...

Dış kapının kırılma sesi geldi.biz elayla sıkı sarılırken tir tir titriyordum. Ayak sesleri geliyordu, bazı kişilerin merdivende ayak seslenir geliyordu buraya geliyorlardı. Dehşete düşerek elaya sıkı sıkı sarildim. Sanki onu küçültüp daha iyi korumaya çalışıyordun. Odamın kapııs açıldı. Elanın sesi çıkmasın diye elimle ağzını kapattım o da aynı sekilde benim ağzımı eliyle kapattı. Biz nefesimizi tutmuş ne olacagını beklerken birinin sesi geldi. " güzel kızlar nerdesiniz, benden korkmanıza gerek yok" dedi. Yüzümü buruşturdum. Elanın gözyaşları elime geliyordu. Sakin olmadı için diğer elini sıkıca tuttum. Onu sakinleştirmek için.

Bir anda dolabın kapısı açıldı. Hemen hızlıca o yöne bakarken iğrenç bir adam bize gülümseyerek bakıyordu. " işte sizi buldum" dedi iğrenç sesiyle. Elimi Elanın ağzından çektim otomatik olarak o da benim ağzımdaki elini çekti. Adam elini Elaya uzattığında elini tutarak büyün gücümle adamın elini ısırdım. Adam elini çekmeye çalışırken ben onu ısırmayan vazgeçmiyordum, çekmiyordum. Kimi eline uzattığını bilecekti. adam bağırarak elini çekmeye çalışıyordu. Dişimi kırmamak için ağzımı elinden çektim.

Adam eline baktığında daha çok ısırsaymışım az kalsın elini kanatıyordum. Aman banane ona ben mi dedim arkadaşıma dokun diye. Ondan üzerime laf almıyorum. Adam elini sıkıca tutup. "Sen ne yaptıgını sanıyorsun" dedi igrenç adam. Ne yapacağım oğlum arkadaşıma dokunmamak gerektigini öğretim demek istiyordum.

Ben ağzımdan direk söylerdim hiç sakınmazdım. Ne dediğimi iki kere düşünen kişi degildim. Gene aynı seyi yapıp hiç düşünmeden " ne yapacağım oğlum tabikide sana arkadaşıma dokunmaman için küçük bir uyarı yaptım " dedim.

Adam sinirle bana baktı. "Dua et sağ çıkman lazım yoksa seni burda gebertmiştim" dedi İğrenç adam. Adam kolunu uzatıp sanki ben esyaymış gibi beni dolaptan çıkardı. Elaya baktığında silahını çıkarıp vurmak için hazırlanırken silahını elimle iterek pencereye vurmasını sağladım. Ela da bundan yaralanarak odamdaki banyoya kaçtı. kapıyıda kilitleyerek tam oldu.

Adam bana hızlıca dönüp " sen ne yaptığını sanıyorsun?" dedi. Ve tam bana vuracakken bir silah sesi geldi ve adam bağırarak geriye sendeledi. Ben eğilerek sesleri duymamak için kulağımı kapattım. Hiç birşey olmayacaktı. Diye kendime inandırmaya çalıştım. Elada sesini duydugu için banyodan bir çığlık koptu. O yöne baktığımda Ela, banyonun kapısını hızlıca açtı ve gözünü etrafa gezdirdi beni görünce koşarak sımsıkı bana sarıldı.

Bende onu sarılarak kendime güç toplamaya çalıştım. Çünkü çok ihtiyacım vardı bunun için. Sarılmamız sona erdiğinde Ela'nın gözyaşını sildim elimle. "Ağlama geçti" dedim. O da başını salladı. Bizi kurtarana baktığımda ağzım bir karış açık kaldı ama bu. Bu o degil mi? Evet, ta kendisiydi. Bu kişi Murattı. Şaşkınlıkla ona bakarken gözüm elindeki metal şeye kaldı. Adamı vuran murattı. Murat nereye baktığımı görünce onu saklamak için beline koydu. Ama çok geçti. Onu görmüştüm. İğrenç adam bağırarak üstüme geldiğinde, ufak bir çığlık atarak geriye doğru gitmeye başladım. Muratın adamları , iğrenç adamı tutarak kaldırdı. Murat baş hareketiyle igrenç adamı götürdü. Acaba hangi cehenneme götürmüştü.

Artık silah sesleri kesilmişti. Bu iyiydi en azından. Elaya baktığımda ağlamaktan bitkin düşmüştü. Şahsen bende kendimi öyle hissediyordum yorgun ve bitkin. Elayı kaldırdım yerden. Yatağın yanına gelip kendimle beraber attım yatağın üstüne.

Yavaşça gözümü kapatıp açtım. Murat umrumda değildi. Uykum vardı hemde çok. Elaya baktığımda Ela çoktan uyumuştu. Tamam o zaman bende rahatça uyuyabilirim. Kendimi uykuya teslim ederken son kez şu sesi duydum. " şimdi napıcaz abi" dedi selim. Ondan sonra o kisi konuştu " bügün onlar için zor bir gündü. Ondan bırak uyusunlar uyandıklarında birseyler yaparız" dedi murat. Ondan sonra hiç birşey duymadım.

...

...

Uyandığımda Ela yoktu. Hızlıca yataktan kalktığımda aşağı kata inerken. "Ela" dedim. Merdivenlerden 2'şer iniyordum. İnmeye ne göreyim. Ela muratla konuşuyordu. Benim sesimi duyan Ela "burdayım" dedi.

Rahat bir nefes alarak derin bir oh çektim. Yanlarına geldiğimde elaya sarılarak "iyi misin" dedim. Başını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı. "İyiyim canım asıl sen nasılsın" dedi Ela. "İyiyim bende" dedim.

Murata baktığımda kaşlarını çatıyordu. "Ne işin var senin burda" dedim. Bana baktığında ürkmüştüm. Sanki kötü bir şey yapmışım gibi bana bakıyordu.

Elayada baktığımda anlam veremeyerek o da bana baktı. Bu sessizliğimizi kapı zili çaldı. İrkilerek kapıya baktım. Ela hiç irkilmemiş kapıyı açmaya gitti. "Ne yapıyorsun, ya kapıda silahlı bir adam çıksa ve seni vursa" dedim endişelenerekten Elaya baktım. Yatıştırıcı bir sesle "korkma, selim gelmiştir" dedi ela.

O kapıyı açmaya giderken bende murata tip tip bakıyordum. O da aynı şekilde bana bakıyordu. Acaba yüzüme birşey mi oldu? Yoksa adam niye baksın ki bana.

Selim salona geldiğinde şaşırmış gibi bana baktı. Bende ne vardı ki böyle bakıyorlardı. Üstüme baktığımda dehşetle gözümü açtım. Kimse bunu görmemiştir diycem ama çok geçti. Herkes görmüştüniye bunlar hep benim başıma geliyordu.

Utanarak hızlıca merdivenlerden yukarıya çıktım. Ben bu hatayı nasıl yapardım. Hiç mi üstüme bakmadım. Rezil olduk ya. Ben söylene söylene giderek odama girdim. Dolabı açtığımda acaba ne giysem? Biraz düşündükten sonra beyaz bluz ile siyah bol paçalı pantolon giydim.

Odamdan çıkarak aşağıya indim. Elanın yanına giderek oturdum. "Şimdi daha iyi oldu" dedi Murat. Ondan bize neydi ? İstediğimizi giyerdik. O kim biz kim tanımıyorum bile onu. Yani biraz tanıyorum da tam tanımıyorum.

"Öncelikle bir düşmanınız var ve bu düşmanınız benim yüzümden musallat oldu size. Arkadaşınız hazal hanıma arabayla çarptığım için onu evime götürdüm. Bunu gören düşmanlarım onun benim sevgilim sanmış ve hazal hanımı takip etmiş. Sizi kaçırıp benden para alıcaktılar. O yüzden üzgünüm benim hatam yüzünden böyle bir olay yaşadınız" dedi Murat.

Çok uzun konuştuğu için derin bir nefes aldı. Bizim ne dememizi bekliyorud. Daha çok beklerdi, neyse. "Öncelikle Murat bey siz bu durum için ne yapacaksınız" dedim.

"Sizi güvence altına almak istiyorum eğer benim yanımda olursanız size birşey olmaz sizden sadece evime gelmenizi istiyorum" dedi Murat. Ben şaşkınlık içinde kalırken Ela hemen kabul etti. Ona da şok içinde bakınca omuz silkti.

Ela kulağıma yaklaşarak "tehlikedeyiz en azından bizi koruyacaklar, biz böyle yaşayamayız" dedi Ela kısık bir sesle. Kararsız kalmıştım asla gitmek istemiyordum hele ki onun evine asla.

Ela sulu gözlerle bana baktığında pes ederken "tamam" dedim. İnşallah bu kararım doğrudur.

♡♡♡♡

 

Murat bize ihtiyaçlarınızı alın dedi kıyafet almanıza gerek yok dedi, herhalde murat çok zengin. Biz kendi odamıza giderek ihtiyaçlarımızı aldık. Ben büyük bir çantaya telefonumu, şarj aletimi, özel günüm yaklaşıyordu onun için 7 tane gece pedi, parfüm, biraz makyaj malzemesi, bir tane tişört, ve nolur nolmaz diye de iç çamaşır aldım.

Ben tam kapıdan gidecekken en önemlisini unutmuştum. Annemin günlüğü ve bizim çekindiğimiz son fotoğrafı aldıktan sonra çıktım.

Merdivenlerden aşağıya indiğimde murat, selim ve ayhan bizi bekliyordu. Ela daha hâlâ gelmemişti. Kesin valiz hazırlıyordu. Şimdi karşıma gelip hazal bana yardım eder misin diyip yanına çağıracaktı.

"Hazal yardıma gelir misin?" dedi Ela. Gülerek merdivenlerden yukarıya çıktım. "Efendim" dedim. Odasına girdiğimde her taraf kıyafetlerle doluydu, bu kadar kıyafeti napıcaktı. Yerde oturmuş başını eline koyup hangisini koysam diye düşünüyordu.

Yüzü o kadar komikti ki. Kahkaha atarak güldüm. " gülme" Diye çınladı Ela. Omzumu silkerek "banane" dedim. Oflayarak valize birsey doldurdu. "Niye bu kadar şey alıyorsun" dedim. Bana bakarak "bunlar benim kıymetlim ve ihtiyaçlarım, murat bey öyle demedi mi? İhtiyaçlarınızı alın diye bende alıyorum işte" dedi ela.

"Murat bey ihtiyaçlarınızı alın dedi ama bu kadar şey almayım dedi" dedim.

"Banane ben almak istiyorum belki"

"Tamam Ela, sen bir valiz doldur"

Elanın valizini doldurduktan sonra aşağıya indirdik. Murata baktığımda o da valize bakıyordu. Birşey diyecekti ama demiyordu. Selim valizi eladan alarak dışarıya çıktı.

"Hadi bizde gidelim artık " dedi Murat. Başımızı sallayarak kapıdan çıktık. Biz önden, murat arkadan geliyordu. Kapının önüne geldiğimizde siyah son model BWM vardı. Gözlerim büyümüştü.

Tam da hayal ettiğim arabaydı ve şuan kapımın önündeydi. Arabaya hayranlıkla bakıyordum ki "Hadi binin arabaya" dedi Murat. Biz de arabaya bindik murat şoför koltuğuna ben onun arkasındaki koltuğa, selim de muratın yanına oturdu, arkasında ise Ela vardı.

Yolculuğumuz sesiz geçtikten sonra bir kapını önünde durduk. Murata birisi ararak hemen alo bile demeden "kapıyı aç" dedi ve hemen kapattı. Kapı yavaş yavaş açılırken Ela büyülenmiş gibi bakıyordu.

Ev demek ayıp olurdu burası büyük 3 katlı bir malikaneydi. Demek benim kaldığım yer onun evinde ama orda çok yaşamıyordu. Vay be.

Arabayı bahçenin içinde durdurdu. Ben indiğimde bahçeye göz atıyordum. Duvarların kenarında cam ağaçlarıyla süslenmiş, malikanenin sağ tarafında büyük bir garaj, sol tarafında ise havuz vardı kenarlarında ise havuz vardı kenarlarında ise şezlonglar vardı.

Murat kapıyı çaldığında tontiş bir teyze çıktı "hoşgeldin oğlum" dedi teyze. "Hoşbuldum Ayşe teyze" dedi Murat. Ayşe teyze beni ve elayı gösterdiğinde

"bunlar kim oğlum" dedi Ayşe teyze. Murat bize baktığında "kız arkadaşım" dedi Murat. Ayşe teyze başını sallayarak "sizde hosgeldiniz adınız nedir?" dedi Ayşe teyze.

"Hazal"

"Ela"

dedik sırayla. "Memnun oldum sizde hoşgeldiniz" dedi Ayşe teyze. "Bizde memnun olduk" dedim. "Hadi içeriye geçin" dedi Ayşe teyze.

İçeriye girdiğimde 3. Kattan aşağıya doğru ihtişamlı bir avize vardı. Merdivenlerin onun etrafındaydı. Merdivenlere kırmızı halı serilmişti.

Birkaç çalışan daha vardı. Herkes işlerini yapıyordu. Biz ilerlerken bu katta büyük salon, mutfak ve yemek salonu vardı. 2. Katta selim, ayhan ve misafir yatak odası vardı. 3. Katta ise full murata aitmiş.

Büyük salona girdiğimizde ağırlıklı olarak beyaz kullanılmıştı. Tek kişilik 2 tane koltuk, 2 tanede büyük koltuk vardı. Arsında ise gri tonlarında düz bir halı ve üstünde sehpa vardı. Tek kişiliklerin yanında bir yanında büyük koltuk diğer yanında da vardı. Tek kişilik koltukların karşında dev bir televizyon vardı.

Büyük salonun yan tarafında 12 kişilik gri tonlarında yemek masası vardı. Üstünde ise çeşit çeşit çiçekler vardı.

Biz büyük koltuklara geçerek oturduk. Murat ve selim ise tek kişiliklere oturdu. Çok yorgundum ama utanıyorum bunu söylemeye. Aynı şekilde Ela da yorgundu gözleri küçülmüştü.

Bunu fark eden murat "isterseniz sizi odanızı gösterelim siz dinlenin" dedi.

"Olur" dedim. Çok yorgundum buna dayanamıyorum. Biz elayla birlikte kalkınca onlarda kalktık. Onlar önden biz arkadan ilerliyorduk ama ne ilerleme. Ela kafasını boynuma yaslamış eliyle belimi tutuyordu. Ben ise onun kafasının üstüne koyup bende beline elimi beline koydum.

Biz sallana sallana giderken murat ve selim baya ilerlemişti. Onlar merdivenlerden çıkarken Biz daha merdivene daha gelmemiştik. En az 10 adım vardı.

Murat arkasını dönünce bizim ne kadar arkada kaldığımızı gördü. Murat durunca selimde durmuştu, ikiside bize bakıyordu. Bizim geç geleceğimizi anlayıp "Sizi taşıyabiliriz" dedi Murat. Ela yorgunca kafasını kaldırdığında "çok güzel olur" dedi.

Selim elayı alırken muratta beni kucağına aldı. Merdivenlerden yukarıya çıktıktan sonra sağa döndüğümüzde yan yana odalar vardı sol tarafına ben sağ tarafına Elanın odasıydı.

Kendi odama girdiğimde genel olarak mavi tonlarındaydı. Murat beni yatağa yatırıp üstüme ince örtü örttü. "İyi uykular diyerek odadan çıktı.

♡♡♡♡

Uyandığımda saat 16.00 'ya geliyordu. Yataktan çıktığımda odayı çok inceleyemedigim için odaya bakındım. O da mavi tonlardaydı. Yatağın karşısında duvara asılmış televizyon vardı. Yatakların yanlarında komedin vardı.

Pencere tarafına yürüdüğüm de oturma grubu vardı. Pencerede kapı vardı. Kapıyı açtığımda Orta boyunda bir balkon vardı.

Balkon ise sadece tek bir kişilik sallanan koltuk vardı. Geri içeriye girdiğim de odadan çıktım. Çok sıkılmıştım. Evi gezmeye başlamıştım aşamayı indiğimde bahceyide gezmek istiyordum.

Kapıdan çıkınca korumalar "nereye efendim" dedi. Bende "sadece bahçeyi gezicem" dedim. Başını aşağıya yukarı sallayarak önümden çekildi.

Önce havuz kenarını gezdim ondan sonra malikanenin arka tarafına gezmeye başladım burada golf sahası atış alanı ve sohbet etmek için kış bahçesi vardı. Evin sol tarafında ise garaj vardı.

Oraya doğru yürüdüğümde korumaların birisi geldi. "Garaja girmek yasak efendim" dedi. Ona omuz silkerek yanından geçtim.

Garajı içine girdiğimde büyüleyici bir havası vardı. Çeşit çeşit arabalar vardı. Garaj büyüktü. Ben arabaların arasına gezdiğimde bir ses geldi. Sanki birisi acı çekiyor gibi bağırma sesi geliyordu.

Merak ederken kıpırdamadım. Ses bir daha geldiğinde burada ne olduğunu merak ettim. Biraz yürüdüğümde ayağımın altındaki bir boşluk hissettim.

Oradan çekilerek yere diz çöktü. Elimle oranın yerine bulmaya çalıştım. Bulduğumda kapağı yavaşça çektim. Aşağıya baktığımda cılız bir ışık vardı. Merdivenlerden aşağıya indiğimde bir de ne göreyim.

Murat kerpetenle adamın tırnaklarını söküyordu. Adamda bağırarak murata küfür ediyordu. Muratın arkası bana dönük olduğu için beni görmüyordu. Ama korumaları olduğu için beni korumaları görüyordu.

Korumaların içinde selim de vardı. O bana şaşkınlıkla bakıyordu. "Abi hazal" demişti selim. Murat hızlıca arkasına dönerek bana baktı. Gömleğin her tarafında kanlar içindeydi. Elinde kerpetenle vahşi hayvan gibi elleri kandı.

Adama baktığımda yüzü gözü dagılmıştı. Murata bir daha baktığımda kaşlarını çatarak bana bakıyordu.

Murat bana yaklaşırken ben arkaya doğru gidiyordum. Duvarın sonuna geldiğimde elini duvara yasladı. Diğer elindeki kerpetenle yere attı. Çıkan sesle irkilerek yere baktım.

Murat saçlarımı yüzümden çekmek için eliyle bana dokuncakken "do- dokunma bana" dedim. Ellerinde kan vardı. Elini saçımı değdirmesini istemiyordum.

Saçım beni için çok önemliydi. Onlar benim annemden yadigardı. Annem asla saçımı kesmezdi. Onları büyüterek saçımı istediği modeller yapardı.

Eli havada kalınca biraz bekledikten sonra saçıma dokundu. Saçıma kan lekeleri bulaşmıştı.

KAN LEKELERİ

O kadar kan kokusu gelmişti ki midem bulunmaya başlıyordu. Öğürünce Murat beni kucağına alarak dışarıya çıkarttı. Hızlıca eve girdiğinde 3. Kata çıktı. Kendi odasına çıkmıştı.

Odasına girdiğimde midem bir daha kötü ölünce bir daha öğürdüm. Beni banyoya getirip klozeti kapağını açtı. Ben kusmaya başlayınca eliyle saçlarımı tutuyordu.

Kusmam bittiğinde klozetten ayrıldım. Murat beni kaldırarak elimi yüzümü yıkadı. "Banyo yapmak istiyorum" dedim zar zor. Başını sallayarak "tamam yap ihtiyacın birsey olursa çağır beni" dedi. Bende onu başımı sallayarak çıkmasını bekledim.

O çıkınca hızlıca üstümü çıkarıp duşakabinine girdim. Saçımı erkek şampuanı kullanmak zorundaydım. Saçımı yıkadıktan sonra vücudumu da yıkadıktan sonra çıktım.

Bir tane bornoz olduğu için onu kullanmam lazımdı onu giydigimde ipini iyice sıktım çünkü baya büyüktü. Kolları upuzun gelmişti. Banyodan çıktığımda Murat bana baktı.

Murat benim odamda kıyafet almış olmalı ki Elinde Kadın kıyafetleri vardı. Onun elinden alarak geri banyoya girdim.

Üstümü hızlıca giydiğimde aynadan kendime baktım. O olayı hatırlamamak için dolaptan saç kurutma makinesini aldım ve saçımı kurutmaya başladım.

Yarım saat boyunca saçımı kurulmakta meşguldüm. Bir daha odaya girdiğimde Murat hâlâ beni bekliyordu. Onun odasından çıkacakken kolumu tutarak

"Nereye böyle"

" çok yorgunum bırak, gidip uyuyayım"

Yorgun olmamı görmüş olmalı ki beni kucağına alarak odasından çıktı. Kendi odama geldiğimde beni yatağa yatırıp pike örttü üzerime. Ben gözümü kapatınca o da odamdan çıkmıştı.

Uyumadan önce tek bir şey düşünüyordum.

Ben şimdi ne yapıcaktım.

artik muratın gercek yüzünü biliyordum.

Burdan kurtulmamız lazımdı.

 

 

 

 

Bölüm : 10.12.2024 08:51 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Gecenin_karanlığı / Aşkın doğuşu / KAN LEKELERİ
Gecenin_karanlığı
Aşkın doğuşu

39 Okunma

30 Oy

0 Takip
5
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...