10. Bölüm

11 Şubat

Caylakk
melez__

 

11 Şubat

Onu düşünmek, onu üzmek, ona acı vermek, ona herkes gibi davranmak, onu bir kez olsun görememek ve ona yazamamak beni mahvediyor. Özellikle akşam olurken bir tuhaflık oluyor. Sızlıyorum, özlüyorum. Eski mesajları okuyorum. Kendime kızıyorum. Sonra yatışıyorum. Ona da üzülüyorum. Hatta en çok ona üzülüyorum. Ama yazamıyorum. Çünkü şu hayatta onun yaşamasını her şeyden daha çok istiyorum.

Düşüncelerimle derin bir nefes alıp arkama yaslandım. Saat gece yarısına gelmek üzereydi. ‘Son 1 dakika…’ diye geçirdim içimden. Saat gece yarısına girdiğinde resmi olarak 26 yaşıma girecektim.

Dışarıda kar yağıyordu. Şubat ayı uzun zamandır bu kadar sert ve şiddetli geçmemişti. Belli ki gökyüzü de kızıyordu bana…

Aklımda çok fazla düşünce vardı. Mesela 14 Şubat’ ta yazacak mıydı bana? Hatta o bana yazmayalı 1 ay oluyordu. Gerçi neden 14 Şubat’ta yazsın ki bana? Sevgilim değil sonuçta… Artık büyük ihtimalle olamayız da zaten.

Saat gece yarısını gösterdiğinde telefonum bildirimlerle titreşti. Feza, Efe, Annem, Babam, Abim, kız kardeşim ve karşı komşum Kazım amca doğum günü mesajı yazıyorlardı. Bir saniye? Kazım amca?

Kaşlarımı kaldırdım ve aylar sonra gerçekten içimden gelerek güldüm. Minik bir kıkırdamaydı ama bana iyi gelmişti. Kazım amcanın kırmızı kalpler ve öpücük atan resimlerle dolu mesajına bakarken telefonuma bir bildirim düştü.

‘’darmaduman hesabından bir yeni bildirim!’’

Evet, bu Efsun’un hesabı…

Hızlıca uygulamaya girdim. Mesajları gördüğümde gülümsemeden edemedim.

 

‘’İyi ki doğdun.’’

 

‘’Türkiye saatine göre yazdım.’’

 

‘’Umarım doğru zamanda yazmışımdır.’’

Düşündüm. Cevap yazmalı mıydım? Yazarsam başı derde girer miydi? Yazmazsam çok üzülür müydü? O esnada başka bir bildirim geldi. Bu bildirim Efsun’dan değildi.

 

‘’Sakın bir şey yazayım deme!’’

 

‘’Sana ona adam akıllı veda etmen için birkaç hak verdim zaten.’’

 

‘’Daha fazla yazmaya devam edersen biricik kızımı öldürmek zorunda kalırım Alp… Senin yüzünden!’’

 

‘’Bunu istemezsin değil mi Alp oğlum?’’

Öfkeyle soluyup yatağın ahşabına bir yumruk geçirdim. ‘’Ne saçmalıyor bu şerefsiz!’’ öfkem giderek artıyordu. Efsun’un şu hayattan bir darbe alması ihtimali beni deli ediyordu.

‘’Ne yapacaksın peki? Böyle devam edemez. Kızını mahvediyorsun!’’

Yumruklarımı sıktım ve zar zor nefes aldım.

 

‘’O zaman ona seni unutması için bir sebep veririm.’’

Başka mesaj yok. Ne bir ipucu ne bir tehdit… Murat Ekici denen şerefsiz yüzünden içim içimi yiyor. O kıza bir şey olursa nasıl yaşarım nasıl onsuz gülerim hiç bilmiyorum.

Aklıma gelen fikirle uygulamaya girdim ve açıklama kısmındaki ‘’Hissizliğin insanlara karşı bir şey hissetmekten daha güvenilir olduğu bir dönemdeyiz…’’ Yazısını silip yerine ‘’Teşekkür ederim güzelim. Sana yazmak istiyorum. Yapamam. Ve eğer bir ümitsizliğin olursa kimseye inanma.’’ yazdım.

İşim bittiğinde gördü mü diye bakmak için Efsun’un açıklamasına baktım. Daha sonra başımı eğdim ve tebessüm ettim. Yüzüme dökülen saçlarımı çekip açıklamasının fotoğrafını çektim.

‘’Ben beklerim seni… Ben bir şeye inanırım. Zor kavuşan âşıklar daha bağlı olur birbirine. Ben böyle inanıyorum. Belki gerçek olur.’’

Kalp atışlarım hızlandı. Bu hayatımın en iyi doğum günü olabilirdi belki. Çünkü o bana âşık olduğunu neredeyse dile getirmişti. Bildiğim tek bir şey var; Bu kız benim tüm hayatım.

 

Bölüm : 15.02.2025 21:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...