16. Bölüm

Her Şeyin Telafisi Olmaz…

Caylakk
melez__

Her Şeyin Telafisi Olmaz…

Hazır yaz mevsimi gelmişken kendimi dışarı atmıştım. Hava burada alışılmadık derecede sıcaktı. İnsanlar sanki mutluydu. Ben ise bir parktaki çimenlerin üstünde oturmuş kucağımdaki Bihter’in başını okşarken kitap okuyordum. Solgun yüzümü gizlemek için biraz makyaj yapmıştım. Kendimi güzel ve mutlu hissettiğim nadir anlardandı.

Onu neredeyse unutuyordum sanki… Hatta içimde acı değil de deli gibi bir öfke vardı. Adını bile anmak istemeyeceğim derecede bir öfke. Ve bu kendimi güçlü hissetmemi sağlıyordu.

Haziran ayının başlarındaydık ve ben üstümdeki V yaka yeşil elbisemle oldukça güzel ve genç bir hanımefendi gibiydim. Elimde Dostoyevski’nin ‘Yeraltından Notlar’ isimli kitabı vardı.

Tam kitaba dalmış bir şekilde dururken telefonumdan bildirim sesi geldi. Saçlarımı geriye attım ve kitabı bir kenara koyup çantamdaki telefonumu elime aldım.

‘’1 yeni bildiriminiz var!’’

Kaşlarım çatıldı. Bildirim şu lanet olası ‘arkadaş edinme’ uygulamasından gelmişti. O uygulamaya aylardır girmiyordum. Hatta onu silmeyi bile düşünmüştüm. Ama buradaydı. Avuçlarımın içindeydi. Geçmişimin karanlık olmasının sebeplerinden birini elimde tutuyordum sanki…

Fazlasıyla sakin bir şekilde bildirime tıkladım. Bir süre açılmasını bekledikten sonra ekranda gördüğüm isimle bütün vücudum kaskatı kesildi. Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Emin olmak için eski mesajları ve hesap adını kontrol ettim.

‘’alp:’’ hesabından bir yeni mesaj!

Dudaklarımı dişledim. Avuç içlerim terliyordu. Yutkundum ve mesajı okudum.

‘’Sana yazmak ölüm gibi. Sana yazmamak kıyamet gibi. Ben ise bunların arasında kalan bir yabancıyım. Sana yazsam düzelir belki her şey biliyorum. Ama yapamıyorum, yazamıyorum. Senden başka herkese yazıyorum. Bir seni duymuyor kulaklarım. Bir senin hesabını göremiyor gözlerim. Bir senin için gülmüyor dudaklarım. Gerçekten gülmüyor dudaklarım. Öldüm mü? Evet, kesinlikle. Peki, gerçekten öldüm mü? Henüz değil… Eğer bir şans verirseniz hanımefendi. Sizin için kaybettiğim her şeyi telafi etmek isterim.’’

Dişlerimi sıktım. Gözlerim dolmaya başlıyordu. Ama bu sefer izin veremezdim değil mi? Yutkundum ve parmaklarım klavyenin tuşlarına ulaştı.

‘’Özür dilerim. Sana kendimden çok değer verdiğim için kendimden özür dilerim. Sonuna kadar sana güvendiğim için hem senden hem de kendimden özür dilerim. Çünkü biliyorum ki bir sorumluluk yarattı bu senin üstünde. Bu rahatsız etti seni. Özür dilerim seni merak ettiğim için. Seni sıkboğaz ettiğim ve bir türlü rahat bırakmadığımın farkına varamadım. Affet beni. Ama bil ki ben bu defa öyle kolay affetmeyeceğim seni. Seviyor muyum? Evet, kesinlikle. Geri döner miyim? Henüz değil… Eğer hala kendinize inancınız varsa beyefendi. Sadece deneyin. Ve görün kaybedilen her şeyin telafi edilemeyeceğini.

Görüldü yazısı ekranda belirdiğinde kalbim hızla çarpıyordu. Yutkundum. Derin bir nefes aldım ve gelecek cevabı bekledim.

‘’Özür dilediğin her anın hesabını kendime soracağım ve söz veriyorum telafi edemediğin her şeyi baştan yaratacağım. Sadece otur ve izle.’’

Dudağımın kenarı yukarı kıvrıldı. Biliyordum! Ölmüş olamazdı. Beni bırakmazdı. Ve o bana yazmıştı… Peki, neden bu kadar zaman sonra? Ne olmuştu bir anda. O yalan haberde neyin nesiydi? Hepsini öğrenecektim. Ama onunda dediği gibi şu an yalnızca oturup kıyameti izlemenin vaktiydi. Çünkü hayattan vermek istemediği bir şeyi almaya çalışırsanız bu size bir kıyamet yaratır. Ve bazı insanlar birbirine ait olsalar da asla kavuşmamalıdırlar. Çünkü hayat budur… Savaş, kazandım san ve kaybet.

Gerçek hayata hepiniz hoş geldiniz sevgili okurlar. Macera daha yeni başlıyor. Sizce de öyle mi yoksa hikâyeye olduğumuz yerden devam mı ediyoruz?

Bölüm : 21.03.2025 19:07 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...