
Mısra’nın hızla beni kaldırıp kulağıma ‘’adamın yarasını kanattın gerizekalıcım’’ diyene kadar , hızla adamın üstünden kalktım yarasını aradım ama bulamadım.
Adama bakıp ; ‘’Özür dilerim yaralı olduğunuzu bilmiyordum . Eğer sorun olmazsa bir pansuman yapayım .’’
‘’ Gerek yok sağ olun biz de artık gidelim.’’ Demiş ve gözlerini benden çekip tim arkadaşlarına bakıp ‘’Hadi beyler ‘’ demişti .
Hepsi ayağa kalktı ve o an Mısra’nın yanına yanaşan adının Tunahan olduğunu hatırladığım adamı ve Mısra’yı birkaç saniye göz hapsine aldım .
Her biri çıktıktan sonra kapıyı kapatıp hızla Mısra’ya döndüm , ‘’Anlat bakalım neyin onlar ve sana kaşla göz arasında sarılan o eleman kim? Neydi adı?’’ dememle atladı hemen .
‘’Tunahan . Yani şey… Of Melis yaa , hem sen beni bırak da o nasıl bakışmaydı kızım hayır yani normalde Kıraç Komutan için yanına kimseyi yaklaştırmaz timi ve komutanları dışındaki hiçbir kadınla konuşmaz temas etmez derler ama… ‘’ deyip devam edecekken bu sefer ben onu böldüm .
‘’Adı Kıraç mı? Ya Mısra hadi bir şarap iki kadeh kap gel de dertleşelim ya hem niye evdelerdi onlar misafirin geldi kızım , ne işleri var misafir gelecek evde o saatte ? ‘’
Mısra şarap ve kadehlerle mutfakta ki ada ya oturunca konuştu ; ‘’Ben çağırmıştım daha doğrusu ben Tunahan ve aynı evdeler diye Kıraç’ı çağırmıştım ama hepsi geldi iyi çocuklar aslında da ben biraz Tunahan ile yalnız kalmak istemiştim .’’ kafasına tekte bir kadehi diken arkadaşıma bakıp sırıttım ilk geldiğim günden olay çıkartmakta istemezdim ama iş dışında ikizler burcu kadını olan tarafım kendini bir anda baskınlaştırıyordu.
Mısra da aklımdan geçeni anlamış gibi ‘’Sakın! Melis, bak zaten adam bana yeni yeni ısınıyor lütfen bir delilik yapma ama ben yapabilirim. ’’ dediğinde başımın dönmesi ve kafamın hızla diktiğim tek kadehle sarhoş olacak hale gelmesinden anlamıştım yaptığı şeyi zaten şarabın tadı da bir farlı gelmişti ama…
‘’Mısra neyi karıştırdın kızım şaraba yarın işe gideceğim ya! ‘’
‘’Hiç… Sadece iki shot tekila koymuş olabilirim … ‘’demesi ile hızla ayağa kalktım ama başım o kadar dönüyordu ki ‘’emin misin sen sadece tekila koyduğuna Mısra cidden çok başım dönüyor Mısr-‘’ dememe kalmadan gözüm kararmış ve kendimi bırakmıştım. Sertçe yere çarparken Mısra kafama elini koydu neyse ki bunu akıl etmişti de şimdi ne yapacaktı acaba…
Yazardan
Mısra hızla telefonu aldı ve Tunahan’ı aradı , telefon hızla açıldığında endişeli sesi ile konuştu arkadaşının bayılacağını düşünmemişti sadece biraz sarhoş olup neler diyeceğini merak etmişti .
‘’A-alo Tunahan’’
‘’Efendim Mısra Hanım . Bir sorun mu var ?’’
‘’Melis bayıldı ve ben onu taşıyamıyorum ve sarhoşuz biraz ‘’
‘’Tamam biz Kıraç ile geliyoruz kapıyı açın lütfen ‘’ demesi ile kapatmıştı telefonu Tuna hızla Kıraç’a seslendi ‘’Kıraç, oğlum bakıştığın ve yaranı kanatan kadın bayılmış gel hemen !’’
‘’Bayılmış mı? Oğlum kadın daha yeni geldi yorgunluktan bayılmıştır ya ..’’
‘’Lan gel uzatma hem Mısra falan sarhoşmuş gel ki biz de biraz yalnız kalalım oğlum sürekli biri fırlıyor zaten Vali hanımın evine .’’ demişti sinirle .
Hızla karşı bloğa geçtiler ve Mısra’nın evinin ziline bastılar kapıda Mısra’yı gören Tuna hemen kollarına aldı onu ‘’Neden bayıldı arkadaşınız Mısra Hanım? ‘’ derken Kıraç da mutfakta yerde baygın olan fakat tahminen üşüdüğü için iyice yere sinen kadına bakıp hemen kollarından birini bacağının altından diğerini de ilk belinden desteklemiş ardından boynuna ve sırtına destek olarak dayamıştır.
Kıraç Mısra’ya bakmadan ‘’odası nerede ? ‘’ diye sormuştu gözünü Melis’ten alamıyordu . ‘’ Mısra sağdan ilk kapı demesi ile odaya girip yatağa yatırdı kadını.
Kıraç’tan
Kadını izliyordum bir süredir yavaşça elimi saçlarındaki tokaya attım ve tokayı çıkarttım, içimdeki sese güvenerek tokayı alıp bileğime taktım .
Odanın bir köşesinde ki L koltuğu fark ederek oraya ilerledim ve kafamı yasladım . Melis’i izlerken istemsizce uykuya daldım .
Melis’ten
Yavaşça loş ışıklı ortamda gözlerimi araladım odayı taradı hızla çünkü beni Mısra getirmiş olamazdı bayılmıştım sonuçta. O an koltukta Kıraç’ ı gördüm çok derin bir uykudaydı galiba , çünkü şuan yanındaydım ama az önce benim kafamın yaslı olduğu yastığı yavaşça başının altına koyarken etkilenmemişti.Belli ki Mısra Tunahan’ları aramıştı . Ardından her zaman koltuğun bir çekmecesinde olan battaniyeyi aldım ve üzerine örttüm. Çok yumuşak görünen saçlarına dokunmak istemiştim ama yapmamalıydım belki sevdiği, hoşlandığı ya da ondan hoşlanan birileri vardı .
Pijamalarımı giyip bu düşüncelerle uyuya kaldım …
Uyandığımda ise koltukta kimseyi göremedim ancak umursamadan kalkıp hazırlandım bordo renkte çok güzel bir kumaş pantolon ve özerine de boğazlı ve bordo bir kazak giymiştim , kazağın altından bir lastik geçirip, kazağı da içine doğru kıvırmıştım. Şuan çok hoş duruyordum hemen kahve alt tonlu bir kırmızı ruj ve siyah maskara sürdüm hazırdım çantamı da aldım , mutfağa ilerledim .
Kendime hızlıca kahve yaptım, termosa koydum , yulaf ve çialı bowlumu alıp hemen üzerime ceket ve kabanımı giydim topuklu ayakkabılarımı da giyip çıktım Mısra’ya mesaj atardım artık.
Arabama bindim ve Mabel Matiz -Antidepresan şarkısı eşliğinde adliyeye doğru yola çıktım. Şarkıya da bir yandan eşlik ediyordum . Adliyeye geldiğimde arabamı park ettim ve hızlıca baş savcının odasına ilerledim, kapıyı tıklattım ve gel komutu ile içeri girdim. Normalde kalem haber verirdi ama ben kalemini görememiştim.
‘’ Başsavcım, Merhaba ben yeni gelen savcıyım da bana hangi dosyayı vereceksiniz diye sormaya gelmiştim.’’
‘’Merhaba , savcı hanım buyurun oturun bir şey içmek ister miydiniz? ‘’
‘’ Yok başsavcım çok sağ olun ben hangi dosyayla ilgileneceğimi öğrenmek için gelmiştim .’’
‘’Pekala savcı hanım bir bakayım kimde hangi dosya var diye;
Savcı Hanım eğer size de uyarsa askeriye ile ilgili birkaç dosyayı vereceğim terörle mücadele savcısı olduğunuz için. ‘’ demişti başsavcı.
‘’Tabi ki benim için bir sorun yok başsavcım .’’ demiştim ve dosyaları alıp çıkarken başsavcı tekrar seslendi .
‘’Savcı hanım , askeriyeye de bir gidin ben albayı arayıp haber vereceğim .’’ demişti .
‘’Tamamdır sağ olun .’’ demiş ve çıkmıştım kendi odamın anahtarını alarak kapı numaralarını inceledim kendi odamı bulduğumda kapıyı açtım ve dosyaları masaya bıraktım. Odaya gerekli eşyaları yerleştirip dosyaları da çantama koydum ve askeriyeye gitmek için arabama bindim .
Askeriyeye gelmiştim, arabadan çantamı alarak çıktım ve güvenliğe doğru yürüdüm , askerler beni durdurunca çantamdan ruhsatımı çıkartıp gösterdim ‘’Çok pardon Savcı Hanım .’’ tebessüm ederek ‘’sorun değil işinizi yapıyorsunuz.’’ Dedim ve tugayın bahçesini izleyerek binaya doğru yürüdüm .
Albayın odasına gelince postası anlamaz gibi bana baktı , ‘’Hanımefendi buraya elinizi kolunuzu sallayarak gelemezsiniz.’’ Dedi. ‘’Farkındayım üstçavuş albaya yeni savcı geldi dersen o anlar.’’ Dedim ve beklemeye başladım. Albay beni odasına alınca ayakta durdum ve önce kendimi tanıttım. ‘’ Merhaba Albayım ben Cumhuriyet Savcısı Melis Doğanay Başsavcı askeriyenin dosyalarıyla ilgilenmem için beni görevlendirdi .’’ dedim.
Albay elini uzattığında hızla tokalaştım ‘’ Bende memnun oldum Savcı Hanım , ben de Albay Erdem Kalkan, ben dosyalarla ilgilenen timin komutanını çağırayım sana odanı göstersin eğer istersen ona dosyalarla ilgili soru da sorarsın olur mu? ‘’ dedi.
‘’Tabii olur bu arada askeriyeyi bana gezdirebilecek biri varsa çok iyi olur.’’ Dediğimde albay bana baktı ve başıyla onaylamayı tercih etti . Ben sabırsızca beklerken kapı açıldı ve içeriye Kıraç Komutan ve Görkem girdi. Onlar bana bende onlara baktım bir süre boyunca.
‘’Komutanım bizi emretmişsiniz ..-‘’ deyip devam edecekken albay bir anda gürledi ‘’TEKMİL NERDE ASKER?!!’’ ben olduğum yerde bu ani tepki yüzünden titrerken Görkem gözlerini kapatmıştı . ‘’Albayım… ‘’ diyerek araya girmeyi denedim bana dönen gözleri ile hızla konuştum . ‘’Albayım biz dün karşılaştık da ondan şaşırıp tekmil vermeyi unutmuşlardır yoksa namlarını çok duyuyorum başarılı askerler tekmil vermeyi unutmazlardı.’’ Dedim.
Benim bunu dememle ikisi de hızla tekmil verip özür dilediler , ‘’Tamam asker Savcı Hanıma odasını göster ve bir sorunu olursa ilgilen Görkem sende Kıraç’tan sonra Savcı Hanıma askeriyeyi gezdir.’’ Demişti Albay. Görkem ve Kıraç Komutan’ın aynı anda ‘’Emredersiniz komutanım!’’ demeleriyle yavaşça ayağa kalktım ve onlarla odadan çıkıp kapıyı kapttım.
Çok garip bir sessizlik vardı ortamda bu sessizliği Görkem bozdu;
‘’Sayın Savcım bir sorun olursa benim olduğum timin odası çaprazınızda kalıyor. Tabi Kıraç Komutanımın odası direkt karşınızda ama yinede ben söyleyeyim..’’dedi
‘’ Tamam sağol Görkem ihtiyacım olursa gelirim yanına.’’dedim
‘’Savcı geldik odana burası , bir sorun olursa kapımı çalabilirsin.’’ Dedi Komutan bozuntusu, dün ona iyilik yapalım o bize soğuk davransın oluyor mu böyle yaa?
Görkem ile birlikte de askeriyeyi gezdikten sonra dosyaları çantama koyarak askeriyeden çıktım, Mısra’ya ilkokul da çalışan öğretmen arkadaşımı ziyarete gideceğim ile ilgili mesaj attım ve Elzem’in çalıştığı okula doğru sürmeye başladım .
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |