Yatağımda uzanıp bugünü düşünüyordum. Sevgili olmuştuk.
Bence benim teklifim daha akılda kalıcıydı. Sonuçta herkes hoşlandığı çocuğa çiçek yedirmiyor, değil mi?
Sevgilimi aramak için telefonumu elime aldım.
Ekrandaki serseri ismini görünce gülümsedim.
Arayıp telefonu kulağıma koydum.rahat bir pozisyona geçtim.
"Naber serseri? Gecelere akalım mı?"
Gülme sesini duyduğumda kalbim hızla çarptı.
Yarabbim, ben en son matematikten 50 aldığımda bu kadar sevinmiştim, o da okul hayatım boyunca aldığım en yüksek matematik sınavı olduğu için. konuşmaya devam etti.
"Karım izin vermezse olmaz. Karıma söylemem gerek."
Gülümseyip daha çok yayıldım yatağa.
"Yavrum, beni bir arkadaş dışarı çağırdı, çıkabilir-"
"Sende haklısın yavrum. Evli adamın bu saatte dışarıda ne işi var, değil mi?"
20.12
"Tabikii, ne işi var dışarıda? Evde oturup karısıyla ilgilensin."
Yavrum demedi, bu adamdan olmaz.
Arama ekranından çıkıp ana ekrana baktım. Toprağın fotoğrafı vardı.
"Ben seni görebiliyorum ki. Ana ekranımda fotoğrafın var."
Aha
Nası diyeceğim çocuğa telefonumda ifşalık foton var diye?
"Dedin ya fotoğrafın var duvar kağıdında,"
"Bende seni çok seviyorum sevgilim. Şimdi uyurum zaten."
Kalbim artık yerinden çıkacak gibiydi.
"Görüşürüz toprak, öpüyorum..... Dudağından."
Bir an sesi kesilsede sonra bağırdı.
"BUNUN SÖZÜNÜ VERDİN, GERÇEĞİNİ YAPI-"
Telefonu yüzüne kapatıp yatağa attım. Kızarmıştım.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |