29.bölüm

Mehabalar. Bu bölümü +18 olan bölümden önce okumanız gerekir. Bir hatadan dolayı bu bölüm atılmamış ve listede yerini değiştiremiyorum. İyi okumalar🥲

***
“Yenge kafam dönüyor. Hemde alkol almadığım halde.” diye söyleniyordu Ensar.

“Bir şey olmaz. Büyüyünce geçer çokta takma.”

“Yenge ayıptır söylemesi ama sen bizle taşşak mı geçiriyorsun? Yolculuk boyunca kaç kere kafamı cama vurdum biliyor musun sen! Altıdan sonra saymayı bırakmıştım zaten!” diye Avmnin içinde bağırdığında birkaç insan bize baktı. Elimin tersiyle ağzına vurdum. Göt herif.

“Ben mi dedim çocuğum size? Binmeseydiniz. Ben nereden bileyim sizin böyle ağlayacağınızı. Memnun kalmadıysanız dönüşü binmezsiniz olur biter. Ama sonradan bana gelipte ‘yenge dışarı çıkalım’ derseniz hepinizi eşek sudan gelinceğe kadar Malikanenin etrafında on tur koştururum! Koşmayanıda terasta ayaklarından sallandırırım! Bilmem anlatabildim mi?” dediklerimle hepsi şok olmuş yüz ifadesiyle bana bakıyorlardı. Cevap vermediklerinde kaşlarımı çattım.

“Size anladınız mı dedim!”

“Anladık yenge!” Hep bir ağızdan bağırmalarıyla alışveriş merkezinde mağazalara yürümeye başladık. Yanımda duran iki koruma bana şok olmuş gözlerle bakıyorlardı. Kafamı ‘ne var’ anlamında salladım. Yalçın korkusundan bakışlarını benden çekti. Barın ise az önce dediklerimi yapıp yapmayacağımı hesaplıyor gibi duruyordu. Yalçını nasıl haşat ettiğimi hatırladığında korkuyla önüne döndü.

🤍

“Yemek yiyeceğiz!” diye bağırdığımda kusacaklarmış gibi bana bakıyorlardı.

“Yenge ayıptır sorması ama senin miden ayı kadarda bizimki fındık kadar mı? Daha az önce yemek yedik nasıl acıkabilirsin?” Ensar tekrardan boş boğazlık yapınca elimdeki saat poşetini kafasına geçirdim.

“Sus lan. Açıktıysam yemek yiyeceğiz o kadar!”

“Yenge s-“ Ecrin bir anda Ensarı ittiğinde bakışlarım ona döndü.

“Yengeciğim, canım yengem. İlk başta şu kıyafet alışverişini yapalım sonra istediğin yemeği yeriz. Bildiğim güzel bir restoran var.” dedi. Aklı sıra kendince aklımı çelmeye çalışıyordu. Ve başarmıştı da.

“O zaman ilk hedefimiz elbise almak!” deyip önden önden ilerledim. Arkamdan koca bir ‘oh’ çektiklerini duysamda çokta takmadım.

Edipciğim Allah sana merhamet etsin çünkü ben kartına merhamet etmeyeceğim.