
“Yenge valla ben atmadım kar topunu. Ensar piçi attı!”
“Sus kafir! Barıncığım ver bana şu kar toplarını!” dedim kafamı eğip. Son anda gelen kar topundan kurtulmuştum. “Hangi piç attı onu!”
Barın taşla kapladığı kar toplarını uzattığında elinden aldım. Arabanın arkasından ayağı kalkıp Yeliz ve Ecrin’in olduğu tarafa attım. Ecrin son anda eğilerek kar topumdan kurtulduğunda arkasındaki süs ağacına gelmişti. Ecrin attığım kar topuna baktı.
“Yenge gene mi taş atıyorsun!”
“Az önceki kar topunu kim attı ba-“ diyemeden kafama yediğim kar topuyla arka üstü yere yapıştım. “Piç kuruları!” diye acılı şekilde bağırdım. Edip’in kahkaha sesi yükseldiğinde kafama yediğim topun ona ait olduğunu anladım. Barın elimden tutarak beni kaldırdığında eğildim. Bir kafama daha kar topu yeme vakası yaşayamazdım.
“Büyük taşlardan koy şimdi kafasını yarmazsam en adiyim!”
Barın avucum kadar olan taşı karla kapladı ve bana uzattı. Elinden alıp Edip’in olduğu tarafa nişan aldım. Yalçın gerizekalısı da oradaydı.
“Bana kar topu atan Yalçındı değil mi?”
“Hemde tam yüzüne attı yenge.”
Elimdeki kar topunu Yalçına attığımda kafasını sıyırdı. Şaşkınlıkla başının arkasını tutuyordu.
“Aha kafası yarıldı enayinin.” dedim ve hemen geri eğildim. Arkasına saklandığımız arabaya durmadan kar topları gelmeye başlayınca yorulmuştum. Biz burada kar topu savaşı yaparken çalışanlar ve aile üyeleri bizleri izliyordu. Kapının önünde sallanan sandalyesine oturan Ayten hanımı gördüm. Gülerek beni izliyordu. Elime hızlıca bir kar topu alarak çalışanların olduğu tarafa attım. Onların olduğu taraftan bir bağırış kulaklarıma geldiğinde arabanın arka tarafından sinsice Edip’in olduğu tarafa koştum. Herkesin odağı bir anlığına kapının önü olmuştu. Barında benim arkamdan kaçmıştı. Eğilmiş gizlice Edip ve Yalçın’ı izliyordum.
“Efendim isterseniz büyük kar topunu atalım.” Dediğinde Edip Yalçına öldürücü bakışlar atıyordu.
“Düşmana mı atıyoruz lan! Karşımdaki benim karım.”
“Az önce kafama yediğim darbeden sonra düşman olduğunu anladık sanıyordum.” dedi. Acısını hatırlamasıyla kafasını ovuşturdu.
“Onun için öyle ama bizim için değil. Biraz aklını yemekten uzaklaştırmak için oynuyorum zaten bu siktiğimin oyununu.” dedi Edip sinirle. Yalçın şaşkınca ona bakıyordu.
“Ahu hanım az önce kar yiyordu farkında mısınız?” dedi Yalçın.
“Maalesef!”
Üşümüştüm ve heryerim sırılsıklam olmuştu. Ayağı kalkıp Edip’in yanına yaklaştım.
“Siktir kafam!”
Dürttüğümde kafama öyle bir şamar yemiştimki kesin darp raporu alacaktım. Yere serilmemle alnımı tutuyordum. Edip benim olduğumu farkedince hemen yere eğildi.
“Ahu? Bir anda yaklaşılır mı öyle!”
“Siktin kafamı be adam!”
“Sus zaten senin bu küfürbaz ağzın yüzünden hep bunlar başımıza geliyor. Allah belanı veriyor yavaş yavaş.” deyip bir hamlede beni kucağına aldı.
“Götüm donuyor eve girelim. Hem acıktım ben!” dedim kafasına vurarak.
“Sus kadın, sus! Allah belanı verdi sen hâlâ yemek derdindesin!”
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 82.73k Okunma |
3.2k Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |