Değişiklikler

"Neler oldu Dokunulmaz? Bu adamda kim." Emma'nın sorusuyla bakışlarım ona döndü.

"Her şeyi anlatacağım. İlk önce üsse gidelim. Ayrıca hayret siz nasıl hemen kaçırıldığımı anladınız?" Ön koltukta oturan Martin kafasını arkaya uzattı.

"Tabii ki en iyi çalışanın ben buldum." Alexandra onun kafasını geriye bastırdı.

"Babayı sen buldun. O gece barda çalışan bir ajanımız vardı. Ondan haber aldık." Alexandra açıklama yaptığında kafamı salladım.

"Bakıyorumda benden bir şeyler kapmışsın Ölü Gül."

"Değil mi? Senin konuşma tarzın diğer Türklerden daha farklı ve daha güzel geliyor kulağa." Heyecanlı heyecanlı anlatması beni güldürmüştü.

"Dokunulmaz şimdiden söyleyeyim evinin amına koydular. Onların arasında karşında oturup sessiz sessiz duran Ses Teli başlarından biri." dediğinde sinirle başımı Edwin'e çevirdim. Ne demek evimin içine etmişlerdi? Kafalarını kopartırdım!

"Öyle bir şey yok Doku-"

"Kapa çeneni! Bu duyduğum beni yeterince sinirlendirdi. Yaşamak istiyorsan sesini duymayayım!" deyip kafamı cama yasladım.

"Bana bir su verin, soğuk olsun." Alexandra arabadaki küçük buzdolabından su çıkarıp bana uzattı. Kafamı kaldırıp aldım. Suyu içtikten sonra içim serinlemişti. Sürücü koltuğunda oturan Alex'i gösterdim. "Bu niye hiç konuşmuyor?" Alexandra tedirginde bana bakıyordu. Diyeceği şeyi deyip dememek arasında kalmış gibiydi. Tek kaşımı kaldırdığımda anlatmak zorunda kalmıştı.

"Biliyorsun bayadır üsse gelmiyordun. Jacob düzeni birliği alt üst etti. Senin iznin olduğu için onun sözünden çıkamıyoruz. Birazda sağ kolunu jacob seçmen koydu heralde." Ne? Ben ne zaman Jacob'ı sağ kolum seçmiştim? Sinir bütün damarlarımda dolaşırken Jacob'a yapacağım işkenceler gözümün önünden geçiyordu.

"Alex zindanlardan bir tane oda hazırlat. En boktanından olsun. Jacob'a haber göndermeyin. Mümkün olduğu kadar kimseye haber vermeyin. Jacob'ın kafasını ayaklarımın altında istiyorum."

Şimdi bozulan düzeni düzeltmemin zamanı gelmişti.