
“Yenge bu nasıl durmuş üstümde?” Ecrin’in giydiği mini elbiseyi bir bakış attım. Siyah ve dardı. Sırtı açıktı ve sıfır kolluydu.
“Yaklaş bana.” dedim. Önümde durduğunda elbisenin kumaşına dokunup büzdüm. Dandik gibiydi. “Bok gibi git değiştir.”
“Ama yenge sende hiçbir şeyi beğenmiyorsun!”
“Sus. Yengeye ama denmez.” dedim ve oturduğum koltuktan ayağı kalktım. “Sen git şu Yeliz’e bak en son çalışanlarla fingirdeşmeye çalışıyordu. Gözümden kaçtığını sanmasın başını yaktırmasın bana.”
Mağazanın içinde gezerken güzel bir elbise bulmuştum. Balıkçı yaka ve midi boydu. Tam aradığım elbiseydi. Aradığım rengi yoktu ama siyahta güzel giderdi. Kendi bedenime göre olanı alıp kabinlerin olduğu tarafa yürüdüm. Gözüm bir yandanda koltuklarda oturan Kerim ve Ensar ikilisindeydi. Onlar kendi alacaklarını almışlardı ve bizim yanımıza gelmişlerdi. Ensar gene boşboğazlık yapmaya başlayınca kulağından çekip koltuğa oturtturmuştum. Kerim ise sessiz ve sakindi. Yorum yapmadan söz dinliyordu. Ensar gibi mal mal konuşmuyordu.
Kabinlerden birine girip üstümdeki uzun kolluyu ve altımdaki taytı çıkardım. Elbiseyi üstüme giydiğimde tek fermuarı kapatmam gerekiyordu. Yere eğilip elbiseyi düzeltirken kabine birinin girmesiyle afalladım. Edip belimden tutup beni aynayla arasına aldı. Şaşkınca karşımdaki Edip’e bakıyordum. Gelmesini beklemiyordum.
“Güzel karım nasılmış bakalım?” dedi çapkın bir şekilde.
“Bok gibi.” deyince kahkaha attı. Yumruk yaptığım elimle göğsüne vurdum. “Senin ne işin var burada? Hem giyiniyorum kör müsün!” Vuruşumla bir santim bile oynamamıştı. “Senin yiğenlerin beni burada aç bırakıyor ve sen karşıma geçmiş gülüyor musun?”
“Karım açsa bende açım demektir. Neden kocanı doyurmuyorsun?” dediğinde vücudumdaki bütün kanlar yüzümü işgal etmeye başladı. Edip’i ittiğimde etki etmiyordu. Önceki vuruşlarım baya etki ediyordu ama!
Başımı yere eğdiğimde çenemden tutup kendisine bakmamı sağladı. O geceki olduğu gibi gözlerimin derinlerine bakıyordu. Bakışlarında tutku ve şehvet vardı. Belimdeki eli sıkılaştı. Vücudlarımız arasında mesafe yoktu. Yavaşça dudaklarıma kapandı. Kollarımı boynuna sardığımda diğer elinide belime indirdi. Öpüşünün sarhoş edici etkisi vardı. Hemde ne sarhoş…
Belimdeki elleri kalçama indi. Kalçamı sıktığında inledim. Canımın acımasına karşılık alt dudağını ıssırıp kanattım. Ağzıma gelen metalik tatla dudaklarından ayrıldım.
“Artık kabinden çıkmamız gerekiyor. Az sonra diğer müşteriler isyan etmeye başlar.” dediğimde pek umursuyor gibi görünmüyordu.
“Mağazayı kapattırdım. Bizden başka kimsecikler yok.” dediğinde şaşırmıştım. Ne demek mağazayı kapattırmıştı?
Ellerini diz üstümde toplanan elbisenin altından içime soktu. Alev alev yanıyordum. Hemde ne alevdi. Kadınlığıma dokunduğunda içimden bir ürperti geçti.
“İç çamaşırı giymemişsin.” dediğinde sırıttı.
Kadınlığımı okşamaya başladığında ağzımdan çıkan iniltiye engel olamadım. Yavaş yavaş parmakları ince noktamda dairesel hareketler çiziyordu.
“İlk sevişmemiz burada olmayacak Hayalet.” Dedim.
Aklı pek benim söylediklerimde değil gibiydi. Ve sonlandırmaya da meraklı değil gibiydi. Bende değildim. Dudaklarıma öpücük kondurup geri çekiliyordu ve tekrar öpüyordu. Boşta kalan eliyle bacağımdan tutarak kendine çekti. Elbise karnımda toplanmıştı.
“Edip bu- Ah!”
Bir parmağını içime soktuğunda inledim. Bu saatten sonra geri dönüş yoktu. Elini vajinamdan çekti. Kendi pantolonunu çıkardı. Kabinin içindeki küçük koltuğa kucağında benimle beraber oturdu. Karnımda toplanan elbiseyi uçlarından tutarak üstümden çıkardı. Üstümde sadece sütyenimle kaldığımda utanç duygusu yoktu. Kendimi altımdaki sertliğe sürttüğümde baksır’ın altında daha çok kabarmıştı. Baksır’ın altına elimi sokup sertliğini çıkardım. Çenemden tutup bakışlarımın ona çevirmeme neden oldu.
“Bu yolun bir dönüşü yok Dokunulmaz.”
“O siktimin dünüşü olmayan yoldan dönmek isteyen kim ki?” deyip sertliğini hızlıca içime aldığımda bir anda gelen acıyla yüksek sesle inledim. Kafam göğsüne yaslıyken saçlarima öpücük kondurdu. Canım çok acımıştı. Omuzlarından tutup üstünde zıplamaya başladığımda kolları belimi sıkıca sarmıştı. Yüzünü ellerimle kapladığımda dudaklarına yapıştım. Sertliğinin üzerinde zıplarken zevk bütün bedenimi kaplamıştı. Belimdeki elleri sütyenimin kopçasına tuttuğunda bir çırpıda açıverdi. Sütyenimi kollarımdan çıkarıp kabinin içine attım. Sağ göğsümü ağzına aldığında iniltilerim kabinde dolaşıp kulağıma geliyordu. En uc noktadaydım. Edip’in inlemelerindende anlaşılırsa o sa boşalmaya yakındı. Son kez sertliği içime girdiğinde içimde bir şeyler koptu ve içime dolan sıcaklığı hissettim. Edip göğsümün ucunu ısırdığında yüzüne bir tokat attım. Canım acımıştı. Kollarımı boynuna sarıp başımı göğsüne yasladım.
Yorulmuştum. Hemde fazlasıyla yorulmuştum.
“Artık tamamen benimsin Demir kızı.”
**
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 82.76k Okunma |
3.2k Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |