
"Hakan bu sinir bozucu şarkıları ne zaman kapatmayı düşünüyorsun!" dediğimde araba öyle bir zıpladı ki havalandım. İyi ki kemeri sıkı takmıştım yoksa şuan beyin kanaması bile geçirmiş olabilirdim.
"Kapa çeneni Ahu. Ben burada akşam için nasıl izin alacağımı düşünüyorum sen bana gelmiş bağırıyorsun."
"Susuyorum ama sen dedigin için değil, o bet sesini daha fazla duymamak için. Ayrıca kasaptan aldın heralde ehliyeti." Dediğime karşılık ters ters bakarak önüne döndü. Akşamki mekana gitmekte kararlıydı. Ve yanında benimde sürüklemeyede kararlıydı. Bazen diyorum bu benim ikizim değil çünkü bu kadar zıt ikiz olmazdı. Kollarımı göğsümde birleştirip arkama yaslandım. Araba evin bahçesine gidince etrafa baktığımda birlaç tane daha araba olduğunu farkettim. Yada daha fazla. Arabadan indiğimizde eve girdik. Etraf sakin görünüyordu.
"Sarı civcivim gel babamın yanına gidiyoruz." Hakanın bir anda elimi tutup beni sürüklemesiyle afallamıştım. Salak işte nolcak. Babamın çalışma odasının önüne geldiğimizde tedirgince Hakana bakiyordum. O ise boş bir cesaretle kapıyı açmıştı bile.
"Baba biz akşam Melisaların evine gidiyoruz!" diye salak gibi çemkirdiğinde kulaklarım kanayacaktı. Bakışlarım babama döndüğünde yanındaki adamlardan toplantıda oldugunu Anladım. Ve an itibariyle sıçtığımızı anladım. Keşke anlamasaydım. Babam ve diğer takım elbiseli adamlar garipçe bize bakiyolardı. Bakışlarım hepsinin üzerinde gezerken birinin siması tanıdık gelmişti. Kimdi bu? Tabii ya, bu adamla daha sabah göz göze gelmiştik. O da sanki beni hatırlamış gibi hafifçe tebessüm etti. Gözlerimi ondan kaçırıp babama çevirdim. Babamda bana bakıyordu.
"Bu terbiyesizliğin bir açıklaması var mı Ahu'm?" dedi Hakani göstererek.
"Ben ve terbiyesizlik mi ba-"
"Adının Ahu olduğunu hatırlamıyorum Hakan." Hakan sonunda çenesini kapattığında babama açıklama yapmam gerekiyordu.
"Akşam bir clube gideceğiz fakat bunu daha sakin ve müsait olduğun zaman söyleyecektim. Ama gördüğün üzere afedersin ama yanımdaki insanı dışı varlık yüzünden işler hesapladığım gibi gitmedi. Ve kusura bakma baba, ne kadar benim hatam olmasada." Adamlar konuşmami ve diksiyonumu beğenmiş gibi hayretler içinde bana bakiyorlardi. Benden tam bir avukat olurdu. Zaten Hukuk okumuştum. Babam adamların bana olan bakışlarından rahatsız olduğunda Hakanı kolunda tutup dışarı çıkardı. Bende onlarla beraber çıktım. Kapıyı kapattığında işaret parmağını göstererek Hakana kızgın şekilde bakıyordu.
"Eğer birdaha bu kapıyı calmadan girersen seni mahvederim çocuk! İcerde olan adamlar şirketimiz için bir avantaj ve sen bu avantajın içine ettin!" Hakanın çok üstüne geldiğinde sinirim bozulmuştu. Önüne geçip babamla göz göze geldim.
"Bir sorun varsa ben halledebilirim baba. Sadece bir kaç bilgi ve konuları söylesen yeter." Babam bakışlarını yumuşattı. Her zaman en zeki çocuğu ben olmuştum. Abimle zekalarımız yarışırdı. Ama abim bir süre sonra kıyamadığı için benimle yarışmayı bırakırdı.
"O zaman sahneye çıkıp onlara Ahu Demir'in kim olduğunu göster benim güzel Ahu'm. Unutma soyadın gibi güçlü bir demirsin. Bahsedeceğin şeyler sadece şirketi övmek ve onları dinlemek olacak Ahu'm." dediğinde babama en güzel tebessümlerimden birini sundum. Beni ne kadar çok şirkete almak için çabalasada ben hep kaçmanın yolunu buluyordum. Bence artık zamanı gelmişti. Şirketin başına geçecek abimin yanına iki bela gerekiyordu zaten.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 82.35k Okunma |
3.16k Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |