
"Konuş lan adi köpek!" Korumaların tuttuğu adama bir yumruk çaktığımda çok eğleniyordum. Bir adam boynuma bıçak dayadığında elini ters çevirip onun boynunu kesmiştim. Edip'in o anki bakışları çok manidardı. Sinirlerim bozulmuştu. Kaçamamıştım da zaten. Bari sinirimi bu pezevenklerden çıkarayım.
"Sence de biraz kendini kaptırmış olabilir misin?" Edip bana uzaylı görmüş gibi bakıyordu. Elimdeki bıçağı işaret ettim.
"Bak bu oyuncak değil, bende çocuk değilim. Anladın mı?" Beni baştan aşağı süzdü.
Dudakları kıvrıldığında, "Daha çok katil bebeklere benziyorsun." dedi. Sıkmıştı bu da. Hadi yolcudur Abbas. Cebime elimi soktuğumda sanki bir şeyi düşürmüş gibi yaptım. Edip'e baktım. O da anlamaz gözlerle bana bakıyordu.
"Bahçeye çıkıp geliyorum. Koşarken düşürmüş olmalıyım." deyip cevap vermesini beklemeden kapıya doğru ilerledim. Bahçeye çıktığımda kulübenin olduğu tarafa yürüdüm. Bu kadar kolay mıydı yani? Bende bu Edip'i akıllı biri sanmıştım. Şimdi kulubedeki adamı çıkarsam büyük zaman kaybederdim. Hızlıca koşarak külübenin çatısına tırmandım. Çatınızda yuvarlandığımda hızlıca ayağı kalktım. Geri geri çekilip koşup hızlıca taşlara tutunarak tırmandım. Son kez bahçeye bakıp aşağı atladım. Ayaklarımın üstünde dururken hızlı atlamadan dolayı dengemi kaybedip düştüm.
"Hay sikeyim, güzel götüm gitti!" Amele sümüğü gibi yapışmıştım. Ayağı kalkıp üstümü silkeledim.
"Şimdi kim kaçamıyormuş Edip ukalası. Bal gibide kaçtım!" Kendi kendimi konuşarak bir yandanda kalçamı sıvazlıyordum. Yapamadığım bir şey olmamıştı. Ne harika bir varlığım ama? Alkışlama sesi geldiğinde yerimde sendeledim. Kafamı hızla sesin geldiği yere çevirdim.
"Harika bir gösteriydi Karıcığım. Ama hava soğudu artık eve geri dönmemiz gerekiyor." Etrafında korumalarla alaycı bir ifadeyle bana bakıyordu. Korumalar alttan alttan gülerlerken Edip'e belli etmemeye çalışıyorlardı. Tamam bence hâlâ kaçma şansım vardı. Kaşlarım çatıldı.
"Karın burada acı çekiyor sen karşıma geçmiş pişkin pişkin gülüyorsun!" Malikaneye doğru yürürken Edip de yanımdan ilerliyordu. Arka kapının önüne yaklaştığımızda kafamı yerden kaldırıp kısık gözlerle Edip'e baktım. O da bana bakıyordu. Tamam hâlâ kaçma şansın var Ahu.
"Ne bakıyorsun öyle?"
"Karımıza bakmakta mı yasak?"
"Evet!"
"Bu şiddetli 'Evet' diyişini olacak olan düğünümüzde de bekliyorum." Önüme dönüp hızlıca yürümeye başladım.
"Siktir git!" Kahkaha sesi kulaklarıma geldiğinde arkama dönüp silahı şakağına dayamamak için kendimi zor tutuyordum. Ama şuan kaçmanın tam zamanıydı ve benim daha fazla Ediple uğraşmak için zamanım yoktu. Caddeden tam hızla bir Mercedes Vito gelirken ona doğru tam sürat koştum.
"Ahu!"
Edip'i umursamayarak ani fren yapan arabanın kapıları açılınca bindim.
"Bas gaza Alex! Hiç durma!" Arabanın camını açtığımda Edip'e orta parmağımı gösterdim. "Ben kimsenin malı değilim Aytunç!" diyip camı kapattım. Koltuğa oturduğumda karşımdaki kişiler anlamsızca bana bakıyordu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 82.4k Okunma |
3.16k Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |