
Şehrin ışıkları bir hayalet gibi parlıyordu. Ayak seslerim endişe ve heyecanla dolu bir atmosfer yaratıyordu. Kararlı adımlarımla bir arka sokağa girdim. Korkusuzlar adamı yok ederken bende ara sokaklarda geziyordum. Hedefime ulaşmadan önce son bir engeli aşmam gerekiyordu. Peki bu Hayalet denilen kişi neredeydi?
Bir anda karşımda Edip'in belirmesiyle şaşırdım. Kendine öz olan bir rahatlıkla gülümsüyordu. Gözlerimdeki azimle Edip'e bakarken, içimdeki nefret ve hırs karışımı duygularım beni hareketlendirdi. "Beni durdurabileceğini düşünüyor musun?" diye sordum. Sesim net ve sertti.
Edip gülümsemesini sürdürerek elini havaya kaldırdı. "Karıma bir şeyler yapmayı planlamıyorum. Ama madem çok istiyorsun, seni durdurmam saniyemi almaz. Ne de olsa denemeden bilemezsin," dedi. Sözlerini bitirir bitirmez, dövüş pozisyonuna geçtim. O bana bakarken alaycı bir gülümseme vardı yüzünde. Ben ise ona dik bir şekilde bakarak kendinimi az sonra olacak karmaşaya hazırladım. Bir anlık sessizlik ve ara sokakta karşılıklı nefes alıp vermelerimizle yankılanıyordu.
Edip'e hızlı bir adımla hamle yaptım. Bir yumruğumu savurduğumda Edip sakin ve çabuk hareket ederek yumruğumdan kaçtı. Hızla geri çekilerek, ona doğru bir tekme savurdum. Tekme tam hedefini bulmuştu. Edip’in karnına çarpmıştı. Edip acıyla geriye doğru savruldu ama yüzünde hiç canı acımış gibi bir ifade yoktu. Benimle oynuyordu. Hızla toparlanarak üzerime atıldı.
Hızlı bir refleksle ayaklarımla Edip'i iterek düşürdüm. Onun yeniden kalkmasını beklemeden üstüne atladım. Karnına oturduğumda sinir bozucu gülümsemesi yüzünde yer edinmişti. Vücutlarımız dövüşün enerjisiyle kasılırken, benim kucağına oturmam biraz garip olmuştu. Elimden kaçmak için çabalayan Edip, beni belimden tuttuğu gibi ben daha ne olduğunu kavrayamadan üstüme geçmişti. Asfalt zeminle sırtım kavuşurken yüzlerimiz çok yakındı. Pozisyonumuz çok manidardı. Onu öpmek istiyordum ama aklıma gelenle kendimi tutmaya çalıştım.
"Şimdilik karşılık vermiyorsun. Ama çok yakında sen benimle öpüşmek için yanacaksın Demir kızı."
Doğru söylemişti. Yakınlığımız ve kanıma karışan alkol yüzünden vücudumun her zerresi şuan onu istiyordu. Göreve çıkmadan önce alkol almamam gerekiyordu.
Hızla Edip'in dizine bir darbe yaptım . Edip nefesini kontrol ederek, "Yeter artık Demir kızı!" diye bağırdı. Ancak bilmediği bir şey vardı. Pes etmeye hiç niyetim yoktu.
Son bir gayretle kollarımı kullanarak Edip'i itmeye çalıştım. İkimizin de nefesi hızlanmıştı. Bileklerimden tutarak başımın üstünde birleştirdi. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Yanıyorsun Demir kızı. Hemde alev alev." Konuşurken dudakları dudaklarıma değiyordu. Bu durumdayken dediklerini pek duymuyordum. Dayanamayarak dudaklarına yapıştım. Bana karşılık verdiğinde artık vücudumun her zerresi yanıyordu. Öpüşü sert ve hırslıydı. Bileklerimi serbest bıraktığında yüzünü avuçlarımın içine alıp sertçe öpüyordum. Hayatımda bu kadar çok bir erkeği öpmek istememiştim. Öpüşleri yavaşlayıp dudaklarımdan ayrıldı. Nefes nefese kaldığımızda bu anı fırsat bilip üstümden ittim. Hızlıca ayağı kalkarken o toparlanmıştı bile. Sinsice gülümseyip “Daha sonra görüşürüz Hayalet.” Arkamı dönüp koşarken sokağın çıkışı korumalarla çevrilmişti. Edip kolumdan tutup ilerletmeye başladığında kolumu ondan kurtarmaya çalışıyordum.
”Madem tatlı dilden anlamıyorsun Demir kızı. O zaman bende zor yollardan anlatırım. Şimdi zorluk çıkarmadan yürü!” diye bağırdığında aslında bu sinirinde öpüşmemizi mahvettiğim için kızdığını sezdim. Bir şey demedim. Zaten bu kadar adama karşı savaşamazdım.
***
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 82.73k Okunma |
3.2k Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |