25. Bölüm

Silinmiş anılar

Nora
melody.nora

“Melenie Ahu Demir. Derhal odana gidiyorsun!”

“ Hayır anne biz Cem’le oynayacağız. Hem abimlerin yanında oynayacağız.” Melenie mızmızlanarak annesinin sözünü dinlememekte kararlıydı. Zaten ikiziyle günde 2-3 saat görüşüyordu. Biraz daha oynasalar annesi ölür müydü sanki?

“Onun adı Cem değil Melenie, Marc. Kardeşinin adını doğru söyle.” Annesi her zaman otoriter ve mükemmeliyetçi biri olmuştu.

“Benim adım Ahu, Melenie değil! Abim öyle söyledi. Sen yanlış söylüyorsun!” Onun adı Melenie değildi. Onun adı Ahuydu. Herkes Ahu derdi ama annesi kendi koyduğu ismi söylemeye kararlıydı. Hatta en büyük oğluna ‘ismini sen kıyabilirsin’ demesine pişman olmuştu. Annesi yabancı bir kadındı. Bu çıkışı annesini sinirlendirmişti. Annesi Ahu’nun yakasından tutup kendine çekti. İşaret parmağını ona gösterip Ahuyu uyaracaktı ki odaya ikizi ve abisi girdi.

“Ne halt yediğini sanıyorsun anne?” Oğlu bu gördüğü manzara karşısında sinirlenmişti. Küçücük çocuğu tehdit ediyordu. Ahu annesinin bu tavrından hiçbir zaman korkmamıştı. Abileri ona korkmayı öğretmemişti. ‘Yok et yada yok ol Melenie’ derdi Arthur. ‘Sonuna kadar savaş ve başını asla yere eğme. Kan kusarsan bile karşındaki düşmana gülümseyerek bakacaksın güzel Ahu’m’ demişti Berkan. Arthur her zaman annesinin tarafındayken Berkan, ne babasının ne de annesinin tarafındaydı. Onun için önemli olan bu kız çocuğuydu. Onu herkesten koruması gerekiyordu. Ama bilmiyorduki çok yakında olacak deneyler ile kardeşinin çok acı çekeceğini. Cem anlamaz gözlerle abisinin arkasından annesine bakıyordu. Annesi Cem’i görünce Ahuyu bıraktı. Yüzünü yumuşattı.

“Marc, bebeğim buraya gel.” dediğinde kendini oğluna kötü göstermemeye çalışıyordu. Ama Cem, Ahuya yapılan ayrımcılığı hissediyordu. Ne kadar ikiz olsalar da kardeşine karşı hep abi tavrı sergilemişti. Cem abisinin arkasından çıkıp Ahunun yanına gitti.

“Uyku vaktimiz geldi Ahu.” Catherine bu sefer oğlunun bu tavrına sinirlendi. Cem, Ahunun elini tuttu. “İyi geceler anne.” deyip Ahuyla hızlıca odadan çıktı ve abisiyle annesini baş başa bıraktı. Bugün babasının çalışma odasında kulak misafiri olduğu konular vardı. Çoğu şeyi anlamamıştı ama kötü bir şey olduğunu anlayabiliyordu. Ahuyla odalarına girdiklerinde odalarındaki armut koltuklara oturdular.

“Ahu bugün babamın bizim hakkımızda olan bir konuşmasını duydum.” diye konuyu anlatmaya başladı Cem. Ahu ne dediğini anlamamıştı. “Çok kötü bir şey, Ahu. Çok. İkimizi bir ameliyathaneye alacaklar ve daha sonra tam anlamamıştım ama hafızamız yok olacakmış. Hafıza yok olması ne demek bende bilmiyordum ama okulda öğretmenime sordum.” dedi Cem. Her zaman net ve kararlı olurdu konuşmalarında. Kısa konuşup kestirip atmazdı. Detaylandırırdı. “Bize birbirimizi unutturacaklar Ahu. Biz birbirimizi gördüğümüzde tanımayacağız.” dediğinde Ahu kocaman olmuş gözlerle Cem’e bakıyordu. Ne demek unutacaktı? O asla Cem’i unutmazdı. Hatta annesi ve babası odalarını ayırmasınlar diye beraber yatarlardı. Cem’in yok olma ihtimalini düşünmedi bile.

“Ne yapmamız gerekiyor Cem?” Ahu ne yapacağını bilmiyordu ama Cem biliyordu. Deneylerle uğraşan amcasının oğlu olan Oğuz abisinin yanına gitmişti. Oğuz, Cem’e hiçbir şey unutturmayacaktı ki kardeşini koruyabilsindi. Cem gülümseyerek Ahunun gözlerinden akan yaşlara baktı. Ayağı kalkıp Ahuya sarıldı. Kendisi de kardeşinden ayrılma taraftarı değildi. Kardeşini unutmak istemiyordu.

“Merak etme Ahu hiçbir şey olmayacak. Sen Cem’e güvendiğin sürece.”

Cem, kendi yerine başka bir çocuğun geçeceğini söylememişti.

En büyük sorunda buydu.

Bölüm : 21.12.2024 10:14 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...