34. Bölüm

34.Bölüm DÖRTLÜ BULUŞMA

anonymous
mermaidmaryy

Beş gün sonra...

Açelya annesi ve o pislik adamın kavga sesini duyup yatağından sıçradı. Okula gitmesine henüz iki saat vardı ama yine de üzerini giyip hazır bir şekilde bir kenarda bekledi. Kırılan eşyaların sesi ve annesinin çığlıkları kulağında yankılanırken buna daha fazla dayanamayıp odasından çıktı. Engel olmaya çalışsa annesi alttan alıp yine tüm her şeyi mahvedecekti. Hem o adam bu sefer ona da zarar verecekti. Korktuğu için annesinin kapısını açamadı,sesini bile çıkartamadı. Gözleri dolu dolu merdivenlerden indi. Salona giden koridorun kenarında geçen gün kırılmış olan vazoyu görüp duraksadı. Annesi vazo parçalarını toparlayıp altınla birleştirmişti. Japonların o eşsiz sanatı hiç bu kadar kirlenmemiştir herhalde diye düşünmeden edemiyordu. Açelya iğrenir gibi vazoya baktı ve ağlayarak dışarı çıktı.

Çantasının askılarını sıkıca tutarken ağlamamaya çalışıp yürüyordu. Henüz yeni aydınlanmaya başlayan sokakta yalnız başına bir banka oturdu ve etrafa korkarak bakarak ağlamaya başladı. Bu durumdan ne zaman ve nasıl kurtulacağını bilmiyordu ama korkuyordu. Polise haber vermekten korkuyordu, annesinin bu durumu yalanlamasından korkuyordu,o adamın onlara daha çok zarar vermesinden korkuyordu. O,gözleri şişene kadar bankta oturup ağlarken Caner uzaktan onu farkedip ona yaklaştı. Açelya onu fark etmeden ağlamaya devam ediyordu,Caner ise şaşkın bir şekilde ona bakarak yanına oturdu.

"Açelya?"

Açelya çekingen bir şekilde gözlerini silip Caner'e baktı. Onu görmeyi beklemediği için korkmuştu. Kimsenin ona acımasını istemiyordu o yüzden gülümsemeye çalıştı.

"Seni fark etmedim kusura bakma"dedi. Caner kaşlarını çattı ve gözünden hala yaş akan Açelya'ya bakıp elini onun yanağına koydu, baş parmağıyla gözyaşını silip konuştu.

"Bir sorun mu var?"

Açelya hızlıca geri çekildi

"Bana dokunma bir daha lütfen." dedi sertçe. Caner bu tepkiyi beklememişti ve kendini açıklamak için konuşmayı denedi.

"Yanlış anlama, ben sana zarar vermek istemedim. Sadece..."

Açelya, Caner'in yüzüne baktı ve daha fazla dayanamadı, yüzünü elleriyle kapayarak hıçkırarak ağladı. Caner ne yapacağını bilemeden orada öylece bekliyordu, ona dokunsa yine yanlış anlamasından korkuyordu. Ne sarılabiliyor ne de dokunabiliyordu. Bir süre öylece durdu ama sonra yine duramadı ve izin istedi.

"Sana sarılabilir miyim ?"

Açelya ellerini yüzünden çekti ve bu soruya çok ihtiyacı olduğunu fark etti. Birine sarılmaya çok ihtiyacı vardı, Caner'e güvenmek istedi ve onun sarılmasını beklemeden kollarını Caner'in boynuna doladı. Caner kendisini sıkıca saran Açelya'nın saçlarına koydu ellerini ve onu anlamaya çalışarak konuştu.

"Bana anlatabilirsin, biri sana bir şey mi yaptı?"

Açelya konuşmadan ağlamaya devam ederken Caner şefkatle onun saçlarını okşuyordu. Ne olduğunu anlamasa bile canının yandığını biliyordu. İstemsizce ona iyi gelmeye çalışırken bulmuştu kendini, tıpkı Defne de olduğu gibi.

Bir süre sarıldılar ve daha sonra Açelya kendini hiçbir şey olmamış gibi geri çekti. Gözlerini sildi ve gülümsemeye çalıştı. Caner şaşkınlıkla onu izlerken telefonuna gelen bildirimle kaşlarını çatarak ayağa kalktı. Gelen mesaj Ege'dendi ve acil olduğunu söylüyordu.

"Üzgünüm Açelya, gitmek zorundayım ama daha sonra ne olduğunu konuşacağız tamam mı?" dedi. Açelya gülümsedi ve kafa salladı. Açıkçası bu onun da işine gelmişti. Üvey babasının annesine yaptıklarını söyleyemezdi. Caner de gülümsemeye çalışarak yanından ayrıldı.

 

Ege, Caner'in odasında onun gelmesini beklerken telaşlı ve ne yapacağını bilemez bir haldeydi. Babasının kendisi için bir hüküm verdiğini duyduğundan beri rahat bir uyku uyayamıyordu. Defne ile aralarını tam düzeltmişken şimdi yeni bir sorun çıkagelmişti. Babası şimdi de bu pisliği onun üzerine yıkmaya çalışıyordu. Üstelik henüz reşit bile değildi,17 yaşına birkaç ay vardı. Tutuklanırsa ıslahevine alınabilirdi. Zavallı Ege ,bu genç yaşında böyle şeylerle uğraşıyordu.

Ege, Caner'in sabah sabah nerede olduğunu sorgularken bir yandan odanın içerisidnde volta atıyordu. Durmadan başına gelecekleri düşünüp kendine sinirleniyordu. Babası kötü biriydi, onunla daha fazla uğraşamazdı ve şimdi her şeyi onun üzerine yıkabilirlerdi. Elleri korkudan titriyordu ve telaştan dudakları kurumuştu. Diliyle dudaklarını ıslatıp telefonunu eline aldı. Defne'ye onu çok sevdiğine dair bir yazı yazıp gönderdi. Ona da zarar verebileceklerinden endişe ediyordu.

Kapı hızlıca açılıp içeri Caner girdiğinde Ege tedirgin bir şekilde ona baktı. Caner yatağın üzerine oturup konuştu.

"Sorun nedir?"

"Sorun babam... Yaptığı bütün suçları benim üzerime yıkmaya çalışıyor. Size de zarar verecek,belki de Defne'ye de... Korkuyorum Caner, suçu benim üzerime atarsa ıslahevine alırlar beni, orada başıma neler gelir bilmiyorum. Sizin yanınızda da daha fazla kalamam,size zarar vermelerini istemiyorum."

"Sakin ol, babamla konuşacağım. Her şeyi düzelteceğiz, sen bunları düşünme. Şuan sadece Defne'ye odaklan. Onunla ilişkine odaklan, o bunları bilmiyor bu yüzden de senin davranışlarını yanlış algılıyor. Babam net bir şey söyleyene kadar,sen bunları düşünmeyi bir rafa kaldır."

"Nasıl sakin olabilirim. Yanında olduğum herkese zarar veriyorum. Defne'ye de zarar vermeye çalışırlarsa onu koruyamamaktan korkuyorum Caner."

"Sakin ol oğlum, kimse size zarar veremeyecek. "

"Bu zamana kadar seni hep düşman bildim ama şimdi güvenebileceğim tek dostumsun.Bu yüzden Caner, eğer beni tutuklarlarsa Defne sana emanet, onu koruyup kollamanı istiyorum."

Caner derin bir nefes aldı ve Ege'nin omuzlarından tutup onu salladı.

"Kendine gel, saçmalıyorsun. Defne'nin bir korumaya ihtiyacı yok ve sen de onun yanında mutlu bir adam olmalısın. Bunları düşünme ve sadece onunla ilgilen,sen bir yere gitmiyorsun."dedi. Ege sakin kalmaya çalışarak kafa salladı ve odadan çıktı.

•••

Defne öğle arasında Zeynep ile birlikte sohbet ederken, tek başına kaloriferin önünde durup pencereden dışarıyı izleyen Açelya'yı görüp duraksadı. Açelya'ya her ne kadar gıcık olsa da bir sorunu olduğunu fark etmişti. Oldukça mutsuz bir şekilde dışarıyı izliyordu. Buraya yeni geldiği için arkadaşı olmadığını düşündü,bir an kendi yaşadığı zorlukları anımsadı ve ona kötü davranan Cansel ve diğerlerini hatırladı. Aynı davranışı kendisinin de Açelya'ya yaptığını fark edip düşünceli bir şekilde Zeynep'e döndü.

"Açelya yalnız görünüyor."

Zeynep de Açelya'ya doğru döndü ve kafasını eğerek konuştu.

"Aslında ben de fark ettim ama onunla konuşmaktan çekindim. Hem sen de onunla konuşmamdan rahatsız oluyorsun."

Defne kaşlarını çattı ve üzgün bir şekilde Zeynep'e baktı.

"Kıskançlıktan ne yaptığımı bilemiyorum ki. Ona sanırım haksızlık ettim,üstelik doğum günüme bile geldi.Sanırım kendisinden özür dilemeliyim."

"Bence de, kötü birine benzemiyor. Cansel gibi biri değil, Ege ile birlikte olmaya çalıştığını da sanmıyorum."dedi.

Defne kafa salladı ve o an hızlıca düşündü ve ayağa kalkıp kendini Açelya'nın yanına giderken buldu. İçinde kıskançlık barındırsa bile yine de onunla normal bir şekilde tanışmak ve gerçekten onunla arkadaşlığına bir şans vermek istiyordu. Açelya ona hep nazik davranmıştı,Ege'de Açelya'nın kendisine hediye konusunda yardımcı olduğunu söylemişti. Onları ayırmaya değil bir arada tutmaya çalıştığı belliydi.

Açelya yukarıdan bakıldığında karınca gibi görünen ve bir yerlere koşturan insanları izliyordu. Aslında sadece boş boş oraya bakıyordu ve aklından evde olanlar geçiyordu. Ne yapacağını ve ne diyeceğini bilmeyen bir halde. Defne'nin yanına geldiğini hissetmemişti ama yanında birinin durduğunu fark edince arkasına bakıp şaşırdı. Defne'nin ondan pek hoşlanmadığını farkındaydı ama bir sorun olduğunu düşünüp tedirgin olmuştu.

"Defne?"

"Merhaba Açelya,nasılsın?"

Açelya şaşkın bir ifadeyle bakarken gülümsemeye çalışarak cevap verdi.

"İyiyim,sen?"

"Ben de iyiyim, aslında dışarıdan üzgün görünüyorsun bu yüzden bir sorunun olduğunu düşündüm."

Açelya tebessüm etmeye çalışarak konuştu.

"Öyle mi? Şuanlık bir sorunum yok ama beni merak ettiğin için teşekkür ederim"dedi. Yalan söylüyordu çünkü zayıf görünmekten korkuyordu. Üstelik onlara ne diyebilirdi ki? O evde her gün acı çekiyorum mu? Yoksa üvey babam cani bir adam mı demeliydi?

"Sevindim öyleyse iyi olmana "dedi Defne. Çekingen ve gergindi ama asıl söylemek istediklerini de Açelya'yla paylaşmak istiyordu.

"Okul çıkışında seninle biraz konuşalım,olur mu?"dedi devamında. Açelya şaşkın bir şekilde Defne'ye bakarken Defne gülümsemeye çalışıyordu.

"Ta-tabii, çıkışta birlikte eve dönelim.İstersen biraz yürüyebiliriz."dedi. Ne olduğunu ve Defne'nin kendisiyle ne konuşmak istediğini merak ediyordu. Sakin kalmaya çalıştı ve gülümsedi.

"Anlaştık, o zaman çıkışta beni bekle."dedi.

Öğle arasındaki bütün dersler sanki hiç bitmeyecekmiş gibi bir hızda ilerlemişti fakat yine de bitebildiğine seviniyorlardı. Zil çalar çalmaz Defne kendini Açelya'nın yanında bulmuştu ve içindeki sıkıcı hislerden kurtulmak için onunla konuşması gerektiğine inandırmıştı kendini. Böylece kuşkularından kurtulacak ve rahatlayacaktı. Belki yeni bir arkadaş da kazanabilirdi. Derince bir nefes alıp Açelya'ya gülümsemeyi tercih etti ve birlikte çıkışa doğru yürümeye başladılar.

Caner ikisini birlikte görüp hızlıca yanlarına geldi ve gülerek espriyle konuştu.

"Gözlerime inanamıyorum"

Defne kıkırdayarak güldü ve Caner'e selam verdi.Açelya'da sabahki üzgünlüğünü belli etmemeye çalışarak gülümsedi.

" Kız kıza bir şeyler yapalım dedik"dedi Defne.

"Harikasınız. Her neyse benim de işim var zaten Ege'yle "dedi. İki kız da Caner'in söylediklerine şaşırmış görünüyorlardı. Defne kendi merakına yenik düşüp Caner'e sordu.

"Ne işiniz var?"

"Siz kız kıza bir şeyler yapabiliyorsunuz da biz erkek erkeğe bir şeyler yapamıyor muyuz yani?"

Defne, Caner'in lafına gülümseyip kafa salladı.

"Anlaşıldı. Neler döndüğünü söylemeyeceksin ama akşam hep beraber bir şeyler yapalım isterseniz. İşlerimiz bitince birer kahve içeriz."dedi. Açelya şaşkın bir şekilde baktı ne diyeceğini bilemiyordu, Defne'nin onu da bir plana dahil etmesi olabilecek bir şey gibi görünmüyordu, bu yüzden şaşırmıştı.

"Süper"dedi Caner, ardından Açelya'ya döndü ve gülümseyerek konuştu. "Senin için sorun olmayacaksa?"

"Yok,niye sorun olsun canım... Tabii ki birlikte vakit geçirmek beni de mutlu eder."

"Harika!" Defne ellerini birbirine çarptı ve neşeli bir şekilde gülümsedi ardından Açelya'nın koluna girip Caner'e el sallayarak ilerledi.

 

Açelya ve Defne, eve dönmeden önce birlikte yakınlardaki bir kafeye girip oturdular. Defne onu gerçekten yakından tanımak ve Ege ile aralarında ne olduğunu bilmek istiyordu. Bu yüzden Açelya'yı dikkatlice inceliyordu, güzel olmasını kıskansa da herkesin kendine has güzellikleri olduğunu ve sevilmek için güzelliğin tek kriter olmadığını biliyordu. Ege'nin kesinlikle onu sevdiğini ve seveceğini de anlamıştı. Açelya meraklı bir şekilde kendisini süzen Defne'ye bakarken Defne gülümseyerek konuştu.

" Ne içersin?"

"Kahve olabilir. "

Garson yanlarına geldiklerinde Defne sipariş için konuştu.

"Bir kahve bir de limonata lütfen."

Açelya, Defne'nin kendisine böyle iyimser davranmasını garipsemişti. Olduğu koltukta sabırlı bir şekilde bekleyerek neler konuşacakları konusunda kendi içinde bunları kurguladı.

"Öncelikle... Sana karşı önyargılı davrandığım için üzgünüm."dedi Defne. Açelya sessizce dinlemeye devam ederken o da konuşmaya devam etti.

"Ege ile yaşadığımız olaylardan kaynaklı çok kıskançtım ve aranızda bir şeyler olabileceğini düşünüp korktum. Öyle de zannettim,özür dilerim. Fakat şimdi öyle olmadığını biliyorum ve o yüzden seni tekrardan tanımak istedim."

"Sorun yok Defne. Aslında hislerinin bir kısmı yanlış değil,yani aramızda eskiden bir şeyler vardı bunu senden gizlemem doğru olmaz. Ege ve ben eskiden çocukluk aşkıydık,babamın ölmesi sebebiyle ben ve annem buralardan gitmek zorunda kaldık. Annem yeniden evlenince de tekrar İstanbul'a taşındık. Ben hep Ege'yi yeniden görmenin hayalini kurdum çünkü uzaktayken bir süre sonra iletişimimiz kopmuştu fakat ben onu asla unutmadım. Onun da öyle olduğunu düşünmüştüm ama buraya gelip onu yeniden gördüğümde artık seni sevdiğini ve beni çoktan unuttuğunu anladım. Ona kızmadım , seni çok sevdiğini gözlerimle gördüm ve hak da verdim. Gerçekten çok güzel birisin, aynı zamanda da iyisin,doğalsın. Sizin için gerçekten mutluyum, Ege benim için çok değerli ama artık onu yalnızca çocukluk arkadaşım ve dostum olarak görüyorum. Bizimle ilgili bir kuşkun olmasın."dedi Açelya. İçindeki sıkıntıyı atmış gibi rahatladı. Defne'nin onu anlamasını umuyordu. İçinde ufakta olsa bir his varsa bile artık önemi yoktu. Defne ve Ege birlikte mutlu olmayı hak ediyorlardı.

Defne duyduklarıyla içindeki kuşkunun aslında yersiz olmadığını sadece onların yakınlığını anlamlandıramadığını düşünüyordu.Şimdi aklındaki her şey yerine oturmuştu. Geçmişte yaşanılan ve oldukça masum görünen bir ilişki bitmiş ve arkadaşlığa dönüşmüş olabilirdi. Caner ve onun olduğu gibi, gerçi onlar hiçbir zaman bir ilişki yaşamamışlardı. Yine de bunlar yaşanırken çok küçüktüler. Bu yüzden Açelya'ya dürüst davrandığı için minnettar hissediyordu, içindeki şüpheyi attığı için rahatlamış hissetmişti.

"Şimdi daha iyi hissediyorum. Aslında Ege bana aranızdaki şeyden söz etmişti ama sen de dürüst davrandın, bunun için çok teşekkürler . Sana karşı haksızlık ettiysem çok üzgünüm artık yeniden bir arkadaşlığa başlamak istiyorum. Sen de benimle arkadaş olmayı istersen tabii"

Defne'nin gözleri Açelya'nın gözleriyle buluştuğunda ikisinin de gözbebekleri parlamıştı. Açelya mahçup bir ifadeyle gülümsedi ve kafa salladı. O esnada içecekler geldi ve Açelya tebessümle

"O zaman arkadaşlığımıza"diyip kahve fincanını kaldırdı , birlikte kıkırdayarak içeceklerini tokuşturdular. Birlikte birbirlerinin hayatlarına dair güzel eğlenceli bir konuşma yapıp daha sonra evlere dağıldılar. Akşam için sözleşip bir plan yapmışlardı ve o plana Ege ve Caner de dahil oldu. Zeynep'i de dahil etmek isteseler de ailesinden izin alamayacağını biliyorlardı ve öyle de olmuştu. Zeynep gelemeyeceğini anlatan bir mesaj atmıştı. Ege ve Caner birlikte geleceklerini söylemişlerdi. Bu sebeple de Defne ,Açelya'yı evinden almayı teklif etmişti. Ki zaten aynı sitedelerdi ve Açelya da yolunun üzerinde oturuyordu.

Defne evde hızlıca hazırlanırken babası yanına geldi ve gülümseyerek onu izledi.

"Güzel kızım benim"

"Güzelliğimi annemden almışım babacığım"dedi Defne gülerek. Babasıyla arası oldukça iyiydi ve o bundan dolayı mutluydu.

"Güzelliğini annenden,sivri dilini de benden."

Defne kıkırdadı ve kafa sallayıp babasına sarıldı.

"Artık, her şey daha iyi olacak."

"Her şey sen evime geldiğinde iyi olmaya başladı zaten." dedi Cem,kızının saçlarına minik bir öpücük kondurdu. Defne gülümseyerek geri çekildi ve çantasını eline aldı. Cem, sonunda affedilmiş olmanın huzurunu yaşıyordu. Defne ona nasıl bir huzur yaşattığını bilmese bile o dünyalar onun olmuş gibi hissediyordu. Onca zaman kaçtığı şey onun huzurla uyumasına yardımcı olacak tek kişiymiş oysaki. Karısının da onlar için şuan daha huzurlu ve mutlu olduğunu hissedebiliyordu artık. Üzerindeki tüm yük kuvvetli bir sevgiyle üzerinden kalkmıştı artık gerçek bir baba-kız olmuşlardı.

"Arkadaşlarımla yemek yiyip biraz eğleneceğiz. Merak etme erken geleceğim."dedi. Cem kızına hayranlıkla bakarken tebessüm ile elini kaldırıp salladı.

"İyi eğlenceler"

Defne aşağı inip evdekilere iyi akşamlar diledikten sonra Açelya'nın evine doğru yürümeye başladı. Eve vardığında zili çaldı ve gülümseyerek beklemeye başladı. Hep birlikte güzel bir gece geçireceklerini hissediyordu ve mutluydu.Birkaç dakika bekledikten sonra kapı açıldı, Açelya gözleri kırmızı bir şekilde kapıyı açmıştı.Defne ne olduğunu anlayamazken Açelya bir an önce evden çıkmayı istiyordu.

"Açelya sen iyi misin?"demeye kalmadan yukarıdan gelen bağırış sesleri Defne'yi susturdu. Üvey babasının annesine ve kendisine küfürler ettiğini duyduğunda Açelya utançla kafasını eğdi.

"Gidelim lütfen"dedi Defne'ye.

Defne kaşlarını çatarak Açelya'nın koluna girip ona destek verdi biraz evden uzaklaştıktan hemen sonra dayanamayıp sordu.

"O bağıran annenin kocası mıydı?"

Açelya dolan gözlerle Defne'ye baktı.

"Lütfen aramızda kalsın, bu gece bunları unutmak ve mutlu olmak istiyorum."dedi. Defne kafa salladı ve destek olmak isteyerek sarıldı.

"Tamam anlatmayacağım ve bugün gerçekten çok eğleneceğiz."dedi. Açelya gözlerinden akan yaşları hızlıca silip yüzüne büyükçe bir gülümseme yerleştirdi. Defne de o gülümsemeye dahil oldu ve diğerlerinin yanına gitmek için bir taksiye binip yola çıktılar.

Caner ve Ege,erkenden gitmişlerdi ve kızların gelmesini bekliyorlardı. O esnada da Ege'nin babası hakkında söz etmişlerdi.Konudan konuya geçerken Ege, Açelya'dan da bahsetmişti. Caner'e anlatmıştı eskiden aralarında neler geçtiğini. Eski güzel bir çocukluk aşkı olduğunu ve çok iyi bir insan olduğunu söylemişti. Sohbet eski sevgililere gelince Caner'de eski sevgilisinden söz etmek durumunda kalmıştı ama o güzel bir hikayenin aksine bir korku filmi anlatır gibiydi. Bunun üzerine gülüştüler ve kızları beklediler.

Kızlar içeri girer girmez Ege ayağa kalktı ve Defne'nin yanına gelmesiyle gülümseyerek sandalyeye oturmasına yardım etti. Aynı şekilde Caner de nezaketen Açelya'nın sandalyesini çekerek oturmasını sağladı.

"Çok güzel görünüyorsunuz"dedi Caner ikisine de bakarak. Sonrasında fısıltıyla Açelya'nın kulağına seslendi.

"Elbise yakışmış"dedi. Açelya şaşkın bir ifadeyle Caner'e baktı ve utanarak gülümsedi.

Hep birlikte güzel bir akşam yemeği yemişlerdi ve gerçekten arkadaşlıkları pekişmiş görünüyordu. Herkes olduğu ortamdan memnundu,huzurluydu. Ege ve Defne birbirlerine sarılarak oturuyor, Açelya bir sürü şakalar yapıp herkesi güldürüyordu. Caner ise Açelya'ya ilgi duymaya başladığını ifade edercesine hoş sözcükler söylüyordu.

Güzel bir akşamın ardından ayrılacaklarken Ege, Defne ile ayrı gitmek istediğini söyledi. Bunun üzerine onlar ayrı Açelya ve Caner de ayrı kalmıştı. Caner masum bir şekilde kolunu Açelya'ya uzattı ve koluna girmesi için gözlerine baktı.

"Buyrun Açelya Hanım"

"Buyurdum Caner Bey" Caner gülümsedi ve Açelya'nın da koluna girmesiyle ilerledi.

Birlikte bir taksiye binip siteye doğru yol aldılar. Siteye geldiklerinde Açelya'nın evinin önünde bir ambulansın beklediğini gördüler. Açelya panik bir şekilde oraya bakarken Caner ne olduğunu teşhis etmeye çalışıyordu. Açelya korkak bir şekilde "Annem" diye mırıldanırken Caner kendini güçsüzce yere bırakan Açelya'yı tutmak için atıldı.

Bölüm : 28.12.2024 00:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...