
Ege ve Defne gittikleri yerden birlikte çıkmışlardı fakat yol boyunca Ege söylemek istediği şeyleri söyleyemeyip yalnızca Defne'yi dinlemişti. Tam Defne'ye tüm yaşadıklarını anlatacaktı ki Defne onu susturup kendi konuşmaya başlamıştı. Neredeyse evin önüne gelmişlerdi ama Ege konuşup rahatlayamamıştı. En sonunda Ege, Defne'yi durdurup sakin olmaya çalışarak konuştu.
" Canım , sana yalan söylemek zorunda olmaktan inanki hiç mutlu değilim . Her şeyi senin zarar görmemen için senden sakladım. Artık sana karşı açık olmak istiyorum... " diyerek konuşmaya nihayet bir yerden başladı . Defne kaşlarını çatıp ona öylece bakarken birden sitenin ilerisinden bir ambulans sireni duyuldu
ve Defne panikle tüm dikkatini oraya verdi. Korkmuş bir halde Ege'ye baktı ve onun elinden tutarak ambulansın sesine doğru sürükledi. Ege içindeki sıkıntıyla birlikte Defne'nin peşinden giderken neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Birlikte sesin olduğu yere doğru gittiklerinde ambulansın Açelya'nın evinin önünde olduğunu gördüler. Defne bugün olanların etkisiyle korkuyla Ege'ye sarıldı ve dolu gözlerle konuştu.
"Sanırım Açelya'nın annesi..."dedi.
"Annesine ne olmuş? "dedi Ege anlamayarak.
Defne anlatmakla zaman kaybetmek istemediği için susarak oraya doğru yürüdü. Sonrasında oraya doğru gelen Açelya ve Caner 'i fark edip telaşla onlara baktı. Açelya'nın çığlığı herkesin kulaklarında yankılanırken Caner'in zavallı kızı kucakladığını görüp onlara doğru koşmaya başladılar.
Açelya baygın bir şekilde Caner'in kucağında uzanırken annesi evlerinin kapısında ürkek bir şekilde titrerken göründü. Ardından üzeri kanlı bir şekilde sağlık çalışanları Açelya'nın üvey babasını sedye ile evden çıkardılar.
Ege,Defne ve Caner yaralı olanın Açelya'nın annesi olmadığını anladıklarında sakinleşip Açelya'yı da sakinleştirmek için konuşmaya başladılar.
" Annen değil!"
"Açelya, o değil. "
"Açi ! bana bak"
Açelya yavaşça gözlerini açarken Defne elini tutarak ona destek olmaya çalışıyordu. Onun saçını okşadı ve dostça konuştu.
" Ambulans annen için değil" dedi.Açelya yavaşça doğruldu ve evin bahçesinde bir köşede korkuyla sinen annesini görüp rahatladı. Üvey babasının kanlar içinde ambulansa alındığından bihaberdi. Ambulans hızlıca oradan ayrılırken bu defa polis içeriden çıkıp annesinin etrafını sarmıştı. Polis ekibinin elindeki poşette bir suç aleti vardı. Açelya bunları uzaktan güçsüz bir şekilde izlerken Defne kolundan tutarak ona destek veriyordu.
Caner Açelya'nın ona söylemekten kaçtığı şeyin ne olabileceğini ne yazıkki farkına varmıştı. Evlerindeki huzursuzluğun üvey babasından kaynaklandığını ve annesinin de o yüzden ona zarar verdiğini görebiliyordu.
Zavallı kadın kendini değil kızını bu hayattan kurtarmak istediği için adamı yaralamıştı ama onun ölebileceği ihtimalini düşünmemişti. Şimdi kollarındaki kelepçenin getirdiği farkındalık kızını yalnız başına bırakacağını hissettiriyordu. Açelya bulunduğu yerden hızlıca çıkıp annesine doğru koştu. Ürkmüş ve korkmuş kadının boynuna sıkıca doladı ellerini ve ağlamaklı bir ses tonuyla konuştu.
" Ne yaptın sen anne?"
"Senin için yaptım kurtulmamız için yaptım" kadın panikle bunları mırıldanırken Açelya kafasını kaldırıp iki yana savurdu.
"Sus, hayır. Söyleme öyle, sen yapmadın! O yaptı, o bize bunu yaptı!"
Polisler Açelya'yı çekiştirirken Açelya bağırıyor ve sinir krizi geçiriyordu.O sırada gözyaşları da boş durmayıp yanaklarına sızıyordu.
"Ben ne olacağım anne, ben ne yapacağım ?"
"Korkma bebeğim,korkma"dedi kadın sadece ve dolu gözlerle çekiştirilerek arabaya götürüldü.
"Götürmeyin annemi lütfen, götürme!" Açelya yere çöktü ve polislerin bacaklarına sarılarak onları durdurmaya çalıştı.
"Ne olur durun, Annem o benim nereye götürüyorsunuz ? DUR! "
Defne korkuyla ona bakarken Caner de telaşla onu tutmaya yeltendi.
Ege hızlıca Açelya'yı yerden kaldırmak için eğildi ve kollarından tutup kendine çekti.
"Açi..." dedi.Açelya bir kuş gibi titriyor ve çığlık atarak ağlıyordu. Annesine gitmesini engelleyen kolları ittiriyordu ve ayaklarıyla bilinçsiz tekmeler savuruyordu.
"Ege,o benim annem... Bırak beni lütfen,götürmesinler onu nolur, bir şey yapsanıza! Neden hepiniz izliyorsunuz,durdursanıza!" Ege,onu ilk defa bu kadar perişan görmüştü. Bu ona kendisini anımsatmış olmalıydı çünkü gözlerinden istemsizce yaşlar akmaya başlamıştı. Açelya elini yumruk yapmış Ege'ye ve tutmak isteyen herkese vuruyordu.
"Bırakamam."dedi ve onu sarsarak sıkıca sarıldı Ege, Açelya da sonunda kafasını Ege'nin omzuna dayayıp hıçkırarak ağlamaya başladı. Karşı gelmeyi kesmiş kendini onun kollarına bırakıvermişti.
İki dost birbirlerine sarılıp ağlarken Caner ve Defne de dolan gözlerle onları izliyordu. Ne diyeceklerini ve ne yapacaklarını bilmiyorlardı , daha az önce birlikte gülüp eğleniyorlarken Açelya 'nın başına gelenler sanki gerçek dışıydı.
Açelya korkuyla ve çaresizliğin verdiği etkiyle hıçkırarak neredeyse nefes bile almadan ağlıyor,Ege ise onun omzunu sıvazlayarak sessizce kendi gözyaşlarını akıtıyordu.Caner yanlarına çöküp Açelya'ya doladı kollarını Defne de onları yalnız bırakmayarak eğildi ve sarıldı. Dört arkadaş olay yerinde yere çökmüş ağlayarak birbirlerinin acılarını paylaşıyorlardı. Asla bugünün böyle sonlanacağını düşünmemişlerdi. Şimdi hepsi kendi derdini unutup Açelya'ya destek olmaya çalışıyordu.
Sosyal hizmetlerden birileri yanlarına gelene dek birbirlerine kenetlenerek öylece sarıldılar. Sonrasında gelenlerle konuşmak için ayrılmak zorunda kaldılar. Sosyal hizmetler Açelya'yı bir yere yerleştireceklerini söylerken Açelya'nın aklı hala annesindeydi. Denilenleri duysa da bir tepki verememişti. Çok geçmeden olayları duyan herkes oraya toplandı,içlerinde Ceyda,Ömer ve Cem de vardı.
"Ben annemi istiyorum"dedi Açelya güçlükle. Karşısındaki soğukkanlı kadın oldukça ciddi bir tonda
"Sizi bir akrabanızın yanına ya da yurda almak zorundayım "diye bir şeyler anlatıyordu. Açelya anlamazdan gelse de olayın ciddiliğini herkes farkındaydı. Defne yanlarına gelen babasını görünce yalvarır gibi bir bakışla baktı. Açelya için yapacak bir şeyler olmalıydı. Araları henüz yeni düzelmiş olsa da Defne onun için elinden geleni yapmak istiyordu.
Cem kızının bakışlarından ne demek istediğini anlamıştı ve çocukları oradan uzaklaştırmaya çalışarak konuştu.
"Çocuklar siz biraz müsaade edin hanımefendiyle bir de biz konuşalım"
Defne hızla kafa salladı ve Açelya'nın kolundan nazikçe tutarak banklara doğru yürümesini sağladı. Caner ve Ege de öylece yanlarında bekliyordu. Defne,Ceyda'dan aldığı su şişesini Açelya'nın dudaklarına dayayarak içmesini sağladı.
Cem, yetkili kişilerin anlattıklarını pür dikkat dinlerken ne yapabileceğini düşünüyor ve sırasını bekliyordu. Nihayet kadın prosedürleri hızlıca anlattıktan sonra o konuşmayı devralabilmişti.
" Sizi çok iyi anlıyorum ve tabiki Açelya kızımızı korumak devletin sorumluluğunda ama burada böyle kötü bir şey yaşamışken onu bilmediği bir yere zorla götürmek onun için iyi olmayacak. Benim de kızım var, üstelik aynı yaştalar, arkadaşlar... Ne yapılması gerek ise ben hazırım, izin verin kızcağız kendine gelene kadar bizim evimizde misafir olsun. Evi gelip görebilirsiniz, onun için odamız da var. Komforunu da bizzat sağlarız yeterki onu dostlarından ayırmayın" dedi, kızı ve Açelya'yı gözleriyle göstererek.
Açelya yavaş yavaş kendine gelmeye başlamıştı ve korkuyordu. Ölmesini dilediği kişinin yaşaması için içinden dualar ediyordu. Tüm vücudu tir tir titrerken kendisiyle bu kadar ilgilenen Defne'ye hayretle bakıyordu. Konuşurken bile kekeliyordu.
"Te- teşekkür... Teşekkür ederim" dedi onun elini tutarak,
"Sen iyi ol yeter Açelya" Defne nazik bir şekilde böyle dedikten sonra Ege, Açelya'nın omzuna dokunup konuştu.
"Her şey yoluna girecek, güven bize"
Caner de onun gözlerine baktı ve kafa salladı.
"İyi olacaksınız, sen de annen de" dedi.
Açelya onların tavırlarıyla ve destekleriyle duygusallaşırken Cem yanlarına o kadınla birlikte geldi.
"Açelya, evimizde misafir olmak ister misin? Defne ve ben çok memnun oluruz eğer sen de kabul edersen"dedi şefkatle , karşısındaki kızı kırmadan bu işi çözmek istiyordu.
"B-Ben... Annemi görmek istiyorum. "dedi,henüz ciddiyetin farkında değildi. Yetkili kadın konuştu,
" Sizin için kalacak bir yer sağlamak zorundayız"
Defne, elini Açelya'nın sırtına dayadı ve gözlerine baktı. Açelya kafa salladı ve düşünmeden cevapladı.
" Kabul ediyorum. Defne ve babasıyla kalmak istiyorum annem gelene kadar." Kızaran gözlerini soğuk bir ifadeyle bekleyen kadına doğru çevirmişti.
Kadın gerekli şeyleri söyleyip birtakım imzaları da hallettikten sonra evi kontrol etmeye birkaç gün içinde geleceklerini söyleyip Açelya'yı Cem'e emanet etti. Bunu sağlamak hiç kolay bir şey değildi ama Cem kadını ikna etmenin ve kızı evinde ağırlamanın yasalara uyan bir yolunu bulmuştu (ya da yasaları kendine uydurmuştu).
Hep birlikte Cem'in evine geldiklerinde kızlar yukarıya çıkarken beyler Cem ve diğerleriyle bahçede bekliyorlardı.
Cem sakin bir tavırla konuştu.
"Tanıdık avukat arkadaşlardan rica edeceğim Açelya'nın annesi için ama sen de bu adamın peşine düş Ömer, ölür kalırsa kadıncağızın oradan çıkması uzun bir zaman alır. "
"Biliyorum kardeşim ,tatsız bir mevzu. Umarım bunun üstesinden gelebilirler anne-kız. Yazık kızcağız da yeni gelmişti buraya,okulu aksamasa bari. Bu konular biraz durulunca sana söylemek istediğim başka şeyler de var, müsaait bir zaman kolluyorum."
Ömer de Cem de gençleri korumak için ellerinden geleni yapacak insanlardı. İkisi de merhametli ve oldukça korumacı bir kahraman gibiydiler. Ömer Ege'ye kolkanat olmuştu Cem ise Açelya'ya.
Ege ve Caner köşede onların konuşmalarını dinlerken yorum yapmadan bekliyorlardı. Ege derin bir nefes aldı ve çaktırmadan Caner'i dürttü. Caner de kaçamak bakış ve minik bir öksürükle konuştu.
"Cem amca biz izninizi isteyelim"dedi. Cem umursamaz bir şekilde göz ucuyla baktı ve kafa salladı.
"İyi geceler çocuklar"
Caner, Ege'yi ittirerek ilerlettikren sonra bahçedeki kapıyı kapar kapamaz sessizce konuştu.
"Ne oluyor?"
"Ben yine anlatamadım Defne'ye, Ne yapacağım şimdi nasıl konuşacağım Açelya bu haldeyken..."
"Kusura bakma Ege ama şuan bunun sırası değil.Açelya'nın halini gördün. Anlatmak için bolca zamanın vardı! Anlatsaydın ya... "
"Evet ama sanki Allah ona bunları anlatmamı istemiyor gibi. Sürekli bir olay çıkıyor karşımıza"
"Ona anlatmadan gidersen sonuçları pek iyi olmayacak Ege,elini çabuk tut,babam seni buradan yollamak için uğraşıyor ve bunu hallettiğinde çok fazla zamanımız olmayacak."
***
Defne daha önce hiç giymediği bir pijama takımını Açelya'ya verdi ve rahat hissetmesi için banyoyu hazırlattı. Açi,dalgın bir halde kendini suyun altına atıp ağlayarak banyo yaparken Defne anneannesinin yanında oturuyordu. Olanları ona anlatıp Açelya'ya sormaması için tembihliyordu.
" Pislik adam kimbilir kadına ve kıza neler çektirdi"dedi Nilgün Hanım,
" Ne yaptığını bilmiyorum ama umarım yaşıyordur yoksa Açelya çok uzun bir süre annesinden uzakta kalacak. O kötü bir adam ama annesinin ceza almaması için yaşamak zorunda."
Nilgün Hanım kafa salladı ve Defne'nin saçını okşadı.
" Her şeyin yoluna girmesi için bolca dua edeceğim güzel kızım,sen içini ferah tut.Hadi arkadaşını yalnız bırakma" dedi.
Defne anneannesinin söylediklerine kafa salladı ve yanağından öpüp odasına gitti.
Açelya da onun arkasından odaya girdi ve kıpkırmızı gözleriyle yatağında uzanan Defne'ye baktı. Defne hızlıca kalkıp yaklaştı.
" İstersen başka bir odada da kalabilirsin ama ben benimle burada kalmanı çok isterim eğer sen de istersen. En azından bugün..."dedi. Açelya artık ağlamaktan mahvolmuştu ve yüzünde hiç ışıltı kalmamıştı. Zar zor banyo yapıp giyinmişti,saçlarını bile kurutmamıştı.Defne'ye gülümsemeye çalıştı ve derin bir nefes aldı.
"Bu-burada seninle kalsam sanırım benim için çok daha iyi olur... Kendimi iyi hissetmiyorum."
Neredeyse ağlayacaktı ama artık annesi için güçlü olmalıydı.
"Saçını taramamı ister misin?"dedi Defne ardından cevap vermesini beklemeden Açelya'yı omuzlarından ittirerek makyaj masasının önüne oturttu ve saçlarına bir bakım suyu sıkıp taramaya başladı. İkiside konuşmadan duygularla anlaşıyordu ve Açelya içten içe Defne'nin bu kadar iyi kalpli olmasına şaşırıyordu.
"Seninle bu kadar yakın olacağımızı hiç düşünmezdim"diye mırıldandı Açelya. Defne hafif bir tebessümle karşılık verdi.
"Ben de öyle. Oysa ikimizin de acıları varmış hiç bilmediği. Dışarıdan çok mutlu duruyordun seni ilk gördüğümde"
" Ege'nin seni sevdiğine şaşmamalı kalbin o kadar temiz ki Defne, bunu görebildiğim için şanslı ve memnunum."
Defne bir yandan saçlarını acıtmadan taramaya çalışıyor diğer yandan dediklerini anlamaya çalışıyordu.
"Bu yaptıklarını hiçbir zaman unutmayacağım.Saçımı bile tarıyorsun ,bebek gibi bakıyorsun bana"dedi ardından kafasını eğdi, gözleri dolmuştu ve güçlü durmaya çalışıyordu.
"Biz arkadaşız Açelya, bunlar normal şeyler"
"Annem şuan nezarethanede midir?" dedi kafasını dikleştirip.
"Bilmiyorum ama öyledir herhalde" dedi Defne,Açelya'nın saçlarını örüyordu.Açelya duraksadı ve konuştu.
"Çok korkmuştur değil mi?"
"Hepimiz gibi korkmuştur tabii,merak etme orada güvenli bir yerde"diye mırıldandı Defne, ona acı çektirmek istemiyordu ama içini rahatlatmak için konuşmaya çalışıyordu. Açelya donuk bir ifade ile mırıldandı.
"Peki o pislik ölürse, bize ne olacak Defne?" dedi korkuyordu ve tedirgin bir şekilde Defne'nin aynadaki yansımasına bakıyordu.
"Bence artık uyuyalım, bu gece senin için çok zor geçti.Kolay bir şey yaşamadın ve hepimiz hala şoktayız. Yarın bunları daha doğru cevaplayabilecek kişilere sorarız. " dedi ve gözlerini kaçırdı.
Arkasını dönüp yatağın örtüsünü kaldırdı, Açelya'nın yatmasına yardım edip kendi de yatağa uzandı. Açelya tavana bakarak yabancılık çektiği bu evde neredeyse hiç tanımadığı bir kızla yatıyor olmasına şaşıyordu ama tepki bile veremiyordu bir heykel gibi öylece duruyordu.Defne bir süre onu izledi ama sonra ışığı kapatmak için komodinine doğru eğildi.
"İyi geceler Açelya"
"İyi geceler Defne"
Ve ışık kapandı, yaralar açığa çıktı. Yanaklar gözyaşıyla sulanırken beyin kendini uykuya masumca teslim etti. İki kız da aynı şekilde ağlarken sanki sihirli bir değnek ile bir anda uyuyakalmışlardı. Kalpte bir sızlama,sessiz bir ağlayış ve şalter atması gibi birden çöken karanlık.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 20.36k Okunma |
1.48k Oy |
0 Takip |
50 Bölümlü Kitap |