
İyi okumalarr ^^
Edric, hemen arkasındaki Collin ve Elamire ile birlikte tünellerde ilerliyordu. Bir süre bileklerine kadar pis suyun içerisinde, karanlık tünellerde yol almışlardı. Su yolu farklı yönlerde dallanıp budaklandığında üstünde yürüdükleri zemin artık balçık değil, Şato'nun içindeki gibi taştı. Buna en çok Elamire sevinmişti, pis suda dünden kalan dans ayakkabılarıyla yürümekten hoşlanmadığı belliydi.
Şatonun bu kısımları Edric'e yabancıydı ancak bu çok da şaşırtıcı sayılmazdı, zira Şato çok büyüktü ve her zaman keşfedilmemiş kısımları olurdu. Kaybolmak işten bile değildi. Hepsi birbirine benzeyen bu koridorların içinde kaybolmamalarının tek sebebiyse Alvin'in son anda verdiği kısa bir tarifti.
Sonunda çok eski olduğu belli olan metal bir kapıya ulaştıklarında "İşte, bu kapının arkasında mühimmat odası olmalı. Oradan eğitim alanına giderek şato tünellerinin Morrigan ve benim hep kullandığımız kısımlarına ulaşacağız. Tünellerde saklanabileceğimiz ve gerekli şeyleri bulabileceğimiz odalar var, bizi bir süre idare eder." Sonra Alvin aracılığıyla akrabalarına ve askerlerine haber gönderecekti. İlk önce amcalarından ve halalarından başlayacaktı. Kraliyet ailesi oldukça genişti, annesinin de babasının da birçok kardeşi vardı. Ancak annesi bir soylu olmadığından baba tarafının desteği çok daha kritikti.
Metal kapının üzerinde Alvin'in dediği gibi herhangi bir kilit yoktu, bu iyiydi. Edric tereddüt etmeden bir omuz atarak ağır kapıyı zorladı ancak kapı açılmadı, sıkışmış olmalıydı. Collin'in de yardım etmesiyle kapıya bütün güçlerini verseler de paslı metallerin sürtünmesiyle oluşan sesin kulaklarını tırmalaması dışında hiçbir şey olmamıştı. Şato'ya görünmeden girebilmelerinin başka bir yolu yoktu ve bu yüzden denemeye devam etmelilerdi. Collin oflayarak bir küfür savurdu, umutsuzca yeniden kapıya yaslandı.
Hemen arkalarındaki Elamire "Arkadaşın tam olarak ne dedi? Ona güvenebileceğimizden emin misin Edric?" diye sorduğunda Edric pek de şaşırmamıştı. Kuzeni normalde de zeki ve temkinli bir kızdı, anlaşılan en yakınının ihanetine uğramasıyla daha da tedbirli olmuştu.
Kısa bir süre için kapıyla uğraşmayı bıraktı ve kuzenine dönerek "Alvin benim çok uzun yıllardır tanıdığım bir dostum, daha eğitimsiz bir erken tanışmıştım onunla. Saraydan sıvıştığım zamanlar beni içeri sokup paçamı kurtarmışlığı çoktur." Edric zaman zaman şehirde eğlenmek veya yanında askerler olmadan ava giderek kamp yapabilmek için sıvışırdı. Bu tasasız günleri anımsadığında buruk bir şekilde gülümsedi. "Şimdiki durum da... Eh, görünürde pek farklı sayılmaz değil mi?" dediğinde kuzeni bir kaşını kaldırarak yüzüne baktı.
Elamire herhangi bir cevap vermese de Edric onun ikna olmadığını biliyordu. Babasının ihanetine uğramış bir kızın başkalarına öyle kolayca güvenmesini beklemiyordu zaten. Bu yüzden ses etmedi ve kapıyla uğraşmaya devam etti.
Ancak ne kadar denedikleri veya güç kullandıkları önemli değildi. Paslı metal kapı pek açılacak gibi durmuyordu. Alvin bu kapının askerler tarafından kısa yol olarak kullanıldığını söylemişse de kapının durumuna bakılırsa uzunca bir süredir kullanılmıyordu. Bu şekilde açılmayacağından emindi. Bu yüzden geri çekildi, bir elini kapıya doğru uzatarak büyüsünü kullandı. Kapının paslı kısımlarının pes edeceğini umuyordu.
Kapı, Edric'in rüzgar büyüsünün çevresinde ve içinde dolanmasıyla ağır ağır açıldı. Duvara çarptığında çıkan ses bulundukları koridorun duvarlarında yankılandı; karanlık, devasa bir odadaydılar şimdi. Üçü de temkinli adımlarla odanın içlerine doğru ilerlediler.
Onlar odayı incelerken ağır kapı arkalarından büyük bir gürültüyle kapandığında hafifçe sıçradılar. Edric dönüp baktığında kapının içeriden açılabileceği bir kol veya herhangi bir mekanizma da olmadığını gördü. Edric bunu garip bulmuştu.
Etraflarında envai çeşit kılıçlar, yaylar, oklar, hançerler, kalkanlar ve zırhlar duvarlarda ve masa üstlerinde yayılıyordu. Bir kısmı da duvar diplerinde duran fıçıların içindeydi. Odaya göz gezdirmeye devam ederlerken ileride, kapının yanında duran Alvin gözüne ilişti.
Edric karanlık odada yankılanan adımlarla ona doğru ilerledi, arkadaşı onu gördüğünde hiçbir şey söylememişti. Buradan çıkmaları için herhangi bir işaret de vermemişti. Yaklaşıp daha yakından baktığında Alvin'in yüzünde yine o hissiz ifadeyi gördü. Genç savaşçının boş bakan gözleri Edric'in hareketlerini izlerken prensin de omurgasından aşağı bir ürperti inmesine sebep oldu.
Edric'in içine kötü bir his yerleşse de genç adama doğru ilerlemeye devam etti, arkalarındaki kapı kapandığından başka bir çıkış yolları kalmamıştı. Alvin'e doğru birkaç adım daha attığında arkadaşı gözlerini ondan ayırmadan yanında durduğu kapıyı açtı.
Aniden odaya doluşan ve aynı hissiz gözlerle onlara bakan askerlerin arasından sıyrılarak ona doğru yürüyen kişi amcası Dük Andohir'di. Hemen arkasında duran Elamire'in dudaklarından titrek bir fısıltıyla "Baba..." sözcüğü döküldüğünde içinde biriken öfke onu neredeyse boğacaktı. Collin'in, korumak istercesine Elamire'in önüne geçtiğini zar zor fark etti. Nasıl bu tuzağa düşmüştü?
Amcası biraz ilerledikten sonra durdu ve Alvin'e döndü. Edric birkaç saniye öncesine kadar dostu olduğuna inandığı askerin hareketlerini izliyordu. Alvin, amcasının önünde bir dizi üzerine çökerken bir hırlama Edric'in dişlerinin arasından kurtuldu.
Dük "İyi iş çıkardın." diyerek Alvin'in yanından geçti ve ilerleyişine devam etti, hepsi bu kadardı. Genç askerin ayağa kalkmasını emretmeye bile tenezzül etmemiş, onu önemsiz bir eşya gibi ardında bırakmıştı. Sözde dostu, onca yılda tanıdığını düşündüğü genç adam o korkunç ifadeyle yere çökmüş halde orada kaldı.
Amcası yüzüne yerleşen sinsi, acımasız bir gülüşle Edric'e baktı ve kılıcını ona doğrulttu. Bu durumun keyfini çıkardığı açıkça belli oluyordu.
Son anları olduğuna emin olduğu bu dakikalarda bu diyarın veliaht prensi olarak sadece tahtın değil, babasının da kötü kaderinin varisi olabileceğini düşündü. Edric tıpkı babası gibi yanlış kişiye güvenmişti ve şimdi bu hatasının bedelini ödeyecekti.
Bölümü günün daha erken saatlerinde atmak isterdim ancak elimde olmayan sebeplerden dolayı geceye kaldı. Umarım beğenmişsinizdir, yorum ve oylarınızı bekliyorum 😊 Cumartesi yeni bir bölümde görüşmek üzeree
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 7.17k Okunma |
727 Oy |
0 Takip |
51 Bölümlü Kitap |