
Düğünden sonraki sabah ev, çiçek kokuları ve valiz sesleriyle doluydu.
Kemal, pasaportları kontrol ediyor; Leyla, valize son anda birkaç şey daha sıkıştırıyordu.
İlk kez hayatlarında “tatil” kelimesi bu kadar sıcak geliyordu.
İlk kez yalnızca kendilerine ait bir zamanları olacaktı.
Şeyma mutfakta, yeni yıkanmış çay bardaklarını tezgâha diziyordu.
O sırada kapı çaldı.
Açtığında karşısında Buğra’yı buldu.
Üzerinde askeri yeşil pantolon, üstünde haki tişört vardı.
Sırt çantası hafifçe düşmüş omzundan, ama duruşu dimdikti.
“Ben gidiyorum,” dedi.
Şeyma gözlerini hafif kısıp başını eğdi.
“Görev mi?”
Buğra başını salladı.
“Kuzey sınırı. Birkaç ay sürebilir.”
Şeyma hafifçe gülümsedi.
"Kolay gelsin o zaman... Kendine dikkat et."
Ve sonra sustu.
Çünkü kelimeler fazla gelirdi bazen.
Bazense yetersiz kalırdı.
Buğra ise gözlerini kaçırmadan, sadece bir anlık duraksamayla cevapladı:
“Sen de.”
---
O gittikten sonra Leyla ve Kemal son hazırlıklarını yaptı.
Uçak biletleri hazırdı.
Rota: Ege kıyıları.
İzmir’den başlayıp Fethiye’ye kadar gidecekler, sahil kasabalarında kalacak, sessiz koylarda birbirlerinin ellerini tutarak yürüyüşler yapacaklardı.
Yola çıktıklarında Leyla arka koltuktan Şeyma’ya bir mesaj attı:
> “Beni özle, sana hediye alıcam. Ama asıl bomba:
sizi bizim düğünde Buğra’yla shipledim!!!
Kafamda nişanlısınız artık 😏✨”
Şeyma ekranı gördüğünde yüzünde hafif bir gülümseme oluştu.
Ama hemen sonra cevap yazdı:
> “Yazık ki o gemi kuzeye yol aldı 🫠”
Leyla kahkaha attı, Kemal döndü:
— Ne oldu?
— Şeyma... çok fena söz sokuyor 😅
---
Ama kimse bilmiyordu.
Buğra, görevden önce Kemal’le vedalaşırken elini sıkmıştı.
Sonra hafifçe kulağına eğilmişti.
“Leyla’nın en yakın arkadaşı... Şeyma mıydı?”
Kemal, kaşlarını hafif kaldırmıştı.
“Hıhı... neden?”
Buğra hiç cevap vermemişti.
Sadece gülümseyip omzuna vurmuştu.
O akşam, karakola varır varmaz yatağının kenarına oturdu.
Telefonunu çıkardı.
Parmağı ekranı kaydırdı.
Ve notlar bölümüne eklediği isim satırına yazdı:
📱 Şeyma.
Numarasını da Kemal’in telefonundaki bir fotoğraftan gizlice almıştı.
Kaydettikten sonra uzun süre baktı ekrana.
Mesaj atmadı.
Aramadı.
Sadece orada durdu.
Çünkü bazen insan, bir ismin telefonunda durmasıyla bile rahatlar.
> “Bu daha başlangıç, Şeyma.
Gözlerin benimle kaldı.
Şimdi sırada... seni tanımak var.”
---
Kemal ve Leyla o sırada sahildeki butik bir oteldeydiler.
Birlikte ilk kahvaltılarını deniz manzarasında yaptılar.
Leyla, çatalını bırakıp yavaşça gülümsedi.
— Kemal?
— Hı?
— Şeyma’ya çok ayıp oldu.
— Neden?
— Çünkü düğünde kendi aşkımı yaşarken, onunki başlamış bile… ama haberimiz yokmuş.
Kemal şaşkınlıkla baktı:
— Ne diyorsun sen?
Leyla yavaşça cevap verdi.
Gözleri denize kaymıştı.
— Buğra, giderken arkasına dönüp sadece bir kişiye baktı.Şeyma.
Kemal derin bir nefes aldı.
Kardeşini tanıyordu.
Ve biliyordu:
Eğer bakmışsa...
Görmüştür.
Ayy o dansın ardından gelen bu veda sahnesi içimizi burktu ama...
📱 Buğra’nın gizlice numarayı kaydetmesi?
🔥 Şeyma’nın farkında olmadan kalbine yazılması?
Seni de fena SHİPLEDİK be canımmm! 😭
💌 Yorumlarda buluşalım:
Sen olsan, buğra gibi numarayı gizli gizli kaydeder miydin yoksa direkt mesaj mı atardın?
❤️ Oy ver
📌 Listene ekle, çünkü bu aşk görevden sonra daha yeni başlayacak!
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |