Kararımı vermiştim, sırtlana doğru adımladım eğer kurtdumun dediğini yapıp sırtlana mudahale etmeseydim vicdanım rahatlamazdı, her adımımda karşımdaki kurt daha çok hırlıyordu, ama ona dikkat etmeden karşımdaki sırtlana çömeldim. Sırtlanda yattığı yerden bana bakıyordu hatta o halde bile kendini koruma iç güdüsü ile bana saldırmaya kalkmıştı. Tam saldırmak için bir hamle yapıcaktı ki yanımdaki kurdun hırlamasıyla hiç hareket etmeden kıpırtısız durdu.
Bu kurtta yardım etmemi istemiyor mu? Yoksa sırtlana yardım etmeme destek mi oluyor? Anlamıyordum
"ikiside değil yardımsever kız , ona yardım etmeni istemiyorum, ama mühürlün olarakta seni korumaya çalışıyorum"
Ona mühür hakkında bir soru soracaktım 'ki o soruyu bir süre askıya aldım. ve lil' e dönerek
"yardım çantamı at!" diye bağırdım
Lil'e baktığımda oda bu durumdan hoşnut değildi. Düşmanlarından birine yardım etmem onun zoruna gidiyor gibiydi. O an oda bana aynı şekilde bağırarak karşılık verdi
"atmıycam açelya! Onu tedavi etmene izin vermiycem!"
Sonra kafamı lil 'in yanında korkuluklara yaslanmış bir şekilde duran marcusa seslendim ve ingilizce o soruyu sordum
"marcus, can you put my first ait kit in?"
Çeviri :marcus yardım çantamı atar mısın? "
O an marcus yanımdaki kurta baktı bende kurdumun tepkisini ölçerken o marcus'a iki kez hırladı. Marcus cevabı almış gibi bana döndü ve konuştu
" unfortunately, aunt Emir is from a big place"
Çeviri :malesef yenge emir büyük yerden
Kurduma döndüğümde bana başı dik bir şekilde" hadi şimdi yardım çantasız yardım etmeyi denesene" der gibi bakıyordu.
"doğru tespit zeki kız aynen öyle diyorum"
Tam ona doğru ilerleyip onunla kavga edicekken sonra bundan vaz geçtim çünkü bu yaptığım vakit kaybından başka bir şey olmıycaktı. O an öfke ile eve doğru girecekken, kapının girişinde sanki badigartlık yapan iki beden ile engellendim.
O an marcusa döndüğümde marcus' da aynı şekilde karşılık verdi
"malesef yenge abimin kesin talimatı var"
O an abilerinden bir kez daha nefret ettim, içeri büyük adımlarla girmeye çalıştım. Ama yine beni engellediler, bu sefer tüm gücümle lil'i ittim o hemlemle biraz sarsıldı bende o süre zarfında ortalarından geçmeye çalıştım ama bu sefer marcus tarafındam engellendim. Bu sefer ona antermanda olduğu gibi tüm gücümle tekme savurdum, ve bu tekme savuruşum başarı ile sonuçlandı çünkü marcus'un bedeni kapı eşiğine çarpmıştı bende o fırsattan istifade gidecekken bu sefer lil kolumdan tuttu. Bende o kolumdan tutmasıyla kolumu tutan o kolunu ısırdım sonra oda kolunu elektrik değmiş gibi hızla kolumdan çekti bende bu fırsattan istifade hemen yukarıya derek 'in odasına doğru koştum. Çünkü en son yardım çantası derek' in odasının içindeydi. Merdiven korkuluklarından çıkarken dışarıdaki kapı eşiğine baktığımda lil ile marcus'un bakmak harici hiçbirşey yapmadıklarını fark ettim. Bu biraz garipti çünkü arkamdan geliceklerine çok emindim. O an merdivenlerden derek 'in odasına vardığımda tam tahmin ettiğim gibi derek ' in odasının ortasında yerde yardım çantam duruyordu, onu aldım ve geri merdivenlere doğru hızlı bir şekilde inmeye başladım, kapı eşiğine baktığımda marcus ile lil 'in orada olmadıklarını fark ettim. Ama buna kafa yoracak zamanım yoktu. Koşarak dışarıya çıktığımda nefret ettiğim kurdumun hala sırtlanın üstünde olduğunu gördüm. O sanki beni hissetmiş gibi bana döndü ama bu sefer hırlamadı. Bende o fırsattan istifade sırtlana doğru ilerledim, yanına vardığımda kalp atışını dinledim çok zayıf atıyordu, o an yardım çantamdan eldivenlerimi alarak ameliyat 'a başladım, eldivenlerimi elime giydiğimde ilk önce yaralarında göz gezdirdim, yara konusunda sadece boynunda çok derin bir yarası vardı, ve bu yaradan kan akıyordu, ilk önce sırtlanın yarasına tanturiyot sürdüm , sonra pansuman yaptığım yarayı dikmeye başladım. O süre zarfında yanımdaki kurt bana hiç zorluk çıkartmadı
🫶🐺❤️
O derin yarayı diktiğimde o dikişi sardım ve "raney klips" yardımıylada kanamayı durdurdum. Ben tam derin bir oh çekip rahatlarken kurt sırtlan'a doğru bir hamle yaparak sırtlanı boynundan tutarak ormanın derinlerine doğru ilerlemeye başladı. Hayır yarayı kanatacaktı!
Ama durmadı hızlı adımlarla ormanın daha çok içine girmeye devam etti. Biliyordum artık ne yaparsam yapıyım yersizdi. O yine kafasına koyduğunu yapacaktı
🫶🐺❤️
Kısa bir süre sonra vardığımız yere bakınca korkudan göz bebeklerim büyüdü, çünkü vardığımız yer büyük bir ihtimal ile sırtlanların iniydi. Çünkü şu anda onlarca sırtlan karşımızda hırlayarak bize bakıyordu kurt ağızında tuttuğu sırtlanı önlerine fırlattı . O an aralarından biri konuştu
O an kurtta öfke ile hırlayarak konuştu
"ilk önce kuralı bozan sizdiniz!"
Hepsi birbirlerinin yüzüne baktılar, sonra yeniden aynı sırtlan konuştu
"bizim hiç bir şeyden haberimiz yoktu"
O an kurt hızlıca sırtlanın dibinde bitti ve tehtid vari bir şekilde konuştu
"haberiniz olup olmaması beni gram ilgilendirmiyor, eğer bir daha sınırı geçip benim bölgeme gelirseniz olacaklardan ben sorumlu değilim!"
O an arkalarındam iki sırtlan derek 'e öfke ile atıldı, bizle konuşan sırtlanın hırlaması ile ikiside bir şey yapamadılar. Oradaki sırtlanda barış vari bir şekilde
" öyle olsun alpha "dedi ve bakışlarını bana çevirdi. O an kurt' ta bunu anlamış, beni korumak ister gibi önüme geçti ve sırtlana hırladı. Sırtlan konuştu
O ise hiç sakin olmayan bir sesle adeta kükredi
" eğer ona dokunursanız sizi yaşatmam! Kökünüzü kazırım!"
Bunu duyan bütün sırtlanların hepsi korkutucu bir şekilde hırladılar. Yine aynı sırtlan gözünü benim tedavi ettiğim sırtlanda gezdirdi. Ve bana döndü
O an kurdum 'da dahil bütün bakışlar bana çevrilmişti. O an ki gerginlikte kekeleyerek
"e-evet ben tedavi ettim" dedim
Benim bu kekelememi duyan sırtlanlar kahkaha atmaya başladılar. Aralarından biri
"alpha' nın mühürlüsü korkak!" diye bağırdı
O an bunu diyen sırtlanın üzerine kurdumun atılması bir oldu. İkiside kavga ediyorlardı, o an sırtlan 'ın hareketlerinin durmasını sağlayan kurdun iki patisindeki pençeleri sırtlanın boynuna doğrultması oldu, kurdum öfkeli bir şekilde konuştu, bu ses tonu çok korkutucydu
"o dediğini bir daha de nasılda kelleni koparıyorum !"
Diğer sırtlanlar' da öfke ile kurduma atılcakken önder sırtlan
"durun!" diye bağırdı. Ve bana doğru ilerlemeye başladı. İçimde geri geri gitme dürtüsü vardı. Ama eğer geri geri gidersem sırtlanlar benim daha çok korkak olduğumu düşünür derek 'in itibarı daha çok zedelenirdi. O sırtlan daha çok ilerlerken derek daha çok sinirleniyordu. O an derek' e bağırdım
"alpha dur!" o an kurt bana döndü, ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyor gibiydi. Bende konuşmaya devam ettim
"bırak gelsin!" derek ise çekilmedi. Bende onla içimden konuştum
"lütfen" dedim "baş edebilirim "
İlk önce tereddüt etsede sonra ortadan çekildi ve sırtlanın geçmesine izin verdi. Sonra benim yüzüme baktı ve oda içinden konuştu
"eğer korktuğunu sezersem bu anlayışa son veririm cesur kız, o yüzden dikkatli ol "
Sırtlan karşıma geldiğinde soğuk kanlılığımı korumaya çalıştım, oda sorusunu sordu
Oda benim gibi fazla uzatmadam konuya girdi
"onu tedavi ettiğin için sağol bu yardımını hiç unutmıycaz"
Bende aynı soğuklanlılığa devam ederek cevap verdim
"ben bunu yardım etmek amacı ile yapmadım. Mesleki görevim diye yaptım"
O ise hiç bir şey demeden benim yanımdan uzaklaştı ve sürünün yanına gitti
"buradaki işimiz bitti cesur kız gidiyoruz"
Ona hiç itiraz etmedim çünkü bende bu gergin ortamdan uzaklaşmak istiyordum. Ben adım atarken bir anda durdu ve bana döndü
Dediğine hiç itiraz etmedim ben önde o arkada gitmeye başladık
💕🐺🫶
Vardığımızda kapıda sadece marcus vardı. O an sordum
Bu cevabı ile rahatlamıştım, çünkü bilge 'nin kendini yalnız hissetmesini istemiyordum.
Böyle yapması bana tuhaf gelmişti çünkü öncekine göre çok soğuk davranıyordu , arkama baktığımda derek'in gittiğini fark ettim
O ise sesini biraz daha yükselterek
"kafasını dinlemeye gitti!" dedi
Niye böyle davranıyorduki şimdi? sadece bir soru sormuştum, bende
"tamam" diyerek kestirip attım ve içeriye girdim. İçeriye girdiğimde beni ilk önce lego dizen bilge ve onunla sohbet ederek lego dizmesine yardımcı olan lil karşıladı. Bilge bana doğru döndü ve
"abla!" diyerek bana koştu, bende ona kollarımı açarak sarıldım. Lil 'e baktığımda bilge' ye bakan o sevecen yüz ifadesi değişmiş, bana gelince çok öfkeli bir yüz ifadesine bürünmüştü. Hadi ama ya bütün herkeze ne oluyor!
"abla!" o an bilge 'ye döndüm ve
"abla neredeydin?" evet ilayda şimdi bilgeye nasıl durumu izah ediceksin? "Kurtla Ormanda sırtlanların sınırındaydım "mi diyiceksin?" bilgeye en bariz yalanı söyledim
"derek abin ile ormanda geziyorduk ablacım"
Bilge anlamaya çalışıyormuş gibi kaşlarını çattı
Doğru bilge daha kimin kim olduğunu bile bilmiyordu, bilseydi marcusa yakışıklı abi demezdi. Bilgeye iki abisini "gerçi derek benim mühürlüm olduğu için abisi sayılmazdı" tanıtmaya başladım. Kapıdan içeriye marcus girdi ve büyük bir tebessüm ile elmalı şekeri bilgeye uzattı
Bilge 'elmalı şekeri görünce adeta gözleri parıldadı. Ve marcus' a sıkı bir şekilde sarıldı
"teşekkür ederim yakışıklı abi!"
Marcus bana soru sormadan bilge'yi tam çevirecektim ki
Diyerek araya atladı. Lil 'bunu çevirdiğinde marcus bilge' nin burnundan bir fiske alarak
"what do you mean princess always"
Çeviri :ne demek prencess her zaman
Bilge bana doğru dönerek soru sordu
"abla bu abinin adı ne?"diye sordu
" sen neden sormuyorsun? "
" ingilizce senin adın ne? Demek ne demekti? "
Hatırlamaya çalışıyormuş gibi hafifçe kaşlarını çattı. Hatırladığında sevinçle
" what is your name demek!" diye bağırdı
" aferim benim birtaneme işte" "parmağım ile marcus 'u gösterdim
" bu abiyede bunu diyiceksin "
Bilge heyecanla marcus' a döndü ve bir elini uzatarak
" what is your name? "diye sordu. Marcust onun elini sıkarak karşılık verdi
" marcus, what is your name princess? "
"tanışmanızı bölmek istemiyorum ama hadi bakalım yer fıstığı doğru yemeğe!"
"aması yok o yemekler biticek"
bilge oflaya puflaya mutfağa yemek yemeye geçti. O gittikten sonra lil 'de arkasından gidecekken bir soru sordum
Oda arkasına dönmeden buz gibi bir sesle konuştu
"sen neden böyle davrandığımı gayet iyi biliyorsun" dedi ve salondan çıktı. O çıktıktan sonra marcus konuştu
"düşmanımıza yardım ettiğin için sana kızgın o yüzden senle konuşmak istemiyor"
Marcus'un bu dediğine sitem ettim
"ama yapmalıydım marcus bu benim görevim"
"biliyorum yenge " dedi "bildiğim için sana anlayış gösteriyorum"
Bu söylediklerindeki ses tonu çok samimiydi, bende ona karşılık içten bir şekilde
Sonra merdivenlerden yukarıya doğru çıkmaya başladım. Çıkarken marcus'un arkadan sesi duyuldu
"önemli değil yenge" marcus onu dedikten sonra odama geçtim ve yatağa kendimi atarak bugün yaşadıklarımı düşündüm ;nasıl o sırtlanı tedavi ettiğimi, derek 'in korkutucu öfkesini, bir tane sırtlanın bana teşekkür ettiğini ve yaşadığım bir çok şeyi düşündüm. Ve onları düşünürken göz kapaklarım kapanmaya başladı. Ve en son tedavi ettiğim sırtlanı düşünürken uykuya daldım "acaba o sırtlanın şu anda durumu nasıldı? İnşallah yarası açılmamıştır" dedim ve kendimi karanlığa bıraktım
.... Bölüm sonu🫶........
Evet arkadaşlar sözümü tuttum ve yeni bölüm yazanlar için yeni bölümü attım
Arkadaşlar lütfen okuduktan sonra beğenin ben o kadar yazıyorum, emek veriyorum❤️🫶
Bu bölüme yapay zeka ile yaptığım bir resim koyucaktım , ilayda ile sırtlanın yan yana olduğu bir resimdi.
Bu arada ilayda. Sırtlanı tedavi ederken orada bir alet geçiyor ben internetten yararlandığım kadar yazdım oraya haberiniz olsun 💌
Diğer bölüme kadar sağlıcakla kalın hoşcakalın🐺💕💕
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
21.58k Okunma |
1.14k Oy |
0 Takip |
33 Bölümlü Kitap |