23. Bölüm

2.3

i̇kli๓☾𖤓
meylscherry

Okumadan geçme lütfen❗❕

Şimdi geldik asıl olay örgüsünün başladığı o mükemmel bölümden bir önceki bölüme, daha önce okuduğunuz hiçbir ters köşeye benzemeyecek olan bu bölüm hakkında önceden ufak bir bilgi vermek istiyorum.

Aslında bu ters köşe kitabın en başındayken aklımdaydı, o günden beri araştırma yapıyorum yanlış bir yönlendirme yapmamak için. Elbette konuya hâlâ tam hakim değilim bu yüzden lütfen bana bu konuda yardımcı olun, elimden geldiğince sağdan soldan bilgi edinmeye kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Yanlış veya hatalı bir şey fark ettiğinizde doğrusunu biliyorsanız benimle paylaşmanızı rica ediyorum, buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim ballarım💖

 

iyi okumalar💓🎀💕

🎧

Yazarın anlatımıyla

 

Barlas, hastanenin en ücra yerinde sırtını yasladığı duvarda sessizce Parla'nın odasını gözetliyordu.

 

Derin iç çekişleriyle duvara daha fazla yaslandı, yükünü duvarla hafifletmeye çalışıyordu.

 

Odanın kapısına yaklaşacak yüzü bile yoktu artık, çevirdiği oyunlar yüzünden her seferinde Parla'nın zarara uğraması sonucu Mert herşeyi anlamıştı.

 

Aslında bakmak isteyen herşeyi görürdü fakat Parla kusur aramadığı bir ilişkinin için de bir yalana sarılmıştı.

 

"Zor geliyor değil mi?"

 

Yalçın'ın sesiyle Barlas biraz olsun dinlemeye kendini vermişti.

 

Boğazını zoraki temizledi sesi bile artık çıkmıyordu.

 

"N-nasıl oldu iyi mi?"

 

"Hayır."

 

Yalçın ilk defa böylesine net duruyordu amacı Barlas'ın canını acıtmak değildi ona yalanlarının bedelini ödettirmekti.

 

"Yalçın..."

 

Yalçın Barlas'ın omuzuna yaslandığında tek nefesle direkt konuyu açmak istiyordu

 

"Barlas, bugüne kadar yaptığın hiçbir şeyi sorgulamadım ama artık şu saatten sonra bana da söylemeni istiyorum."

 

Barlas duvarın dibine çöktü, "Neyi söylememi istiyorsun Yalçın?"

 

Yalçın da onunla aynı hizada olmak için yere çöktü," Mesela liseyi bitirmişken neden dönüp tekrardan liseli bir ergen gibi davrandığın konusunda."

Parla'nın anlatımıyla

Yattığım yerden öylece boş duvara bakıyordum, kalbimin üzerindeki baskı nefes almamı bir hayli zorlaştırıyordu.

Uyanalı yarım saat olmuştu kendime gelmem için verilen ilaçlar beynimi uyuşturuyorken kafamda dönen tilkilere sahip çıkamıyordum.

Hastanede olduğumuzu daha yeni algılıyordum. Yanımda sadece Mert vardı o da koltukta uyuya kalmıştı.

Dışarıdan yükselen kalabalıktan anladığım kadarıyla kapının önü de kalabalık olmalıydı.

Derin derin iç çekerken boğulduğumu daha da iyi hissediyordum, burdan kaçıp kurtulmak istiyordum daha doğrusu; bana mesaj atan o adamın attığı konuma gitmek istiyordum.

Gitmek istiyorsan yardıma ihtiyacımız olacak.

İç sesimin dediği gibi tek başıma yapmam imkansız sayılırdı ama bana kim yardım edecekti ki?

Barlas?

Barlas, burda olsaydı yanımda olurdu iç ses henüz birşeyden haberi olmadığı ortada.

Peki o zaman nasıl kaçıp o adamla görüşeceksin?

​​​​​​Düşünceli bir şekilde başımı geriye attığımda aklıma gelen planla az da olsa zihnime renk katmıştı.

*İki saat sonra*

Yanımda bana söylene söylene yürüyen Mert ve Kayra'ya oflayarak bir bakış attım, sözde kadınlar çok konuşur derler onlar hiç iki erkek arasında kalmamış ki nerden bilsin...

Ormanlık alandan arabayla geçemeyince inip yürümeye karar vermiştik. Yokuşlu bir yola geldiğimizde hâlâ ortalıkta bir köprü arıyordum.

Mert kolumu tutup beni hafifçe çektiğinde ona döndüm,"Parla gel geri dönelim ha kardeşim biraz daha yürürsek zaten kendi ayaklarımızla ter*istlerin inine gireceğiz."

Kafamı olumsuz anlamda salladım, "Mert sana da gösterdim o fotoğraf yeniydi-"

Mert oflayarak ellerini dizlerine yaslayıp soluklandı doğrulmadan laf sokmayı da ihmal etmedi.

"Kızım ne sanıyorsunuz siz, üç ergen gidip ter*ristlere biz amcamı almaya geldik izninizle diyip alıp çıkacağımızı falan mı?"

Burun kemerimi sıktığımda Kayra benden önce lafa atladı, "Parla abicim sanki biraz haklı Mert, ne dersin elimiz boş gitmesek mi?"

Yürümeyi bırakıp arkamda kalan Kayra ve Mert'e döndüm, "Kim elimin boş olduğunu söyledi ki?"

İkisi bana kafayı yemiş gibi bakarken belimde ki tabancayı çıkarıp onlara gösterdim fakat pek memnun olmamış gibiydiler.

"Aferin Parla zaten bir tane silahla biz yüzlerce iti gebertebiliriz hatta silahın içinde mermiye gerek yok, Kayra az önce Ayetel Kürsü okuyordu söyleriz bir kaç tane daha okur bakarız adamlar bize yaklaşmadan yüce Rabbim ilahi bir güç yollar amcamı daha kolay alırız!"

"Mert, babamın yaşadığını söyleyen adamla görüşmeye gidiyoruz! gidip de yüzlerce p!çin ortasında bir silahla kalmayacağız anla lütfen şunu!"

"Parla, bu adamın tek başına geleceği ne malum?"

"Tek geleceği belli değil, bu yüzden ben tek başıma gitmek istiyordum zaten!"

Daha fazla birşey demeden arkamı dönüp yürümeye devam ettiğimde fazla konuşmadan benimle yürümeye devam ettiler. Bir kaç adım sonra yıkık demir köprünün üstünde durduğumuzda telefonumu cebimden çıkartıp o adama mesaj attım.

Siz: Nerdeysen çık ortaya köprüdeyim.

05*********:Arkana bak.

Daha ne olduğunu anlamadan Kayra bileğimi kavrayıp beni biraz arkaya çektiğinde başta ne olduğunu anlamasam da bunun tuzak fark etmiştik, Mert bana haklıydım temalı bir bakış gönderdiğinde yutkunmadan edemedim...

BÖLÜM SONU

Bölüm biraz fazla yüzeyseldi demeyin lütfen durup durup spoiler vermemek için kendimi yırttım dkkslslslslsla

 

Bölüm : 15.01.2025 22:13 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
i̇kli๓☾𖤓 / Kırık kalpler caddesi-yarı texting / 2.3
i̇kli๓☾𖤓
Kırık kalpler caddesi-yarı texting

3.39k Okunma

541 Oy

0 Takip
28
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...