3. Bölüm
midoli / Zoraki Evlilik / Bölüm 3= Her Yerde

Bölüm 3= Her Yerde

midoli
midoli

Odamda yatağa uzanmış, öylece şarkı mırıldanırken odalarına çıkan annemle babamın bağırışlarını duyuyordum. "O senin oğlun, Han! Onlar senin kanın, senin canın! Tek derdin iş mi?!" diyordu annem. "Aish, başlama yine Mi-yeon!" dedi babam arkasından. Bir kapı çarpılma sesi duyuldu. Bu tartışmanın odalarında devam edeceğine emindim. Annemler büyük ya da küçük, sürekli kavga ederlerdi. Abim de ben de bunun içinde büyüdüğümüz için alışkındık.

 

İç çektim. Uyku tutmuyordu. Saat gece yarısını geçer olmuştu. Telefonumu elime alıp Arya'yı aradım. Birbirinizle neredeyse kardeş gibi olduğunuz bir arkadaşınızın olmasının en iyi yanlarından biri de buydu, saat fark etmeden arayabilmek. Arya birkaç saniye sonra telefonu açtı. Ben henüz ağzımı açmadan ona ait o sırıtışın suratında olduğuna emin olduğum ses tonuyla konuştu. "Hangisine gidiyoruz?" Hafifçe güldüm. "Annemlere çaktırmadan çıkabilirsem tabii. Sen nereye istersen." Arya hevesle konuştu, "Merkezdeki yeni açılana ne dersin? Değişiklik olur." Ayaklanıp dolabıma yürürken konuştum, "Olur olur. Yarım saate seni almaya gelirim."

 

Üzerimi değiştim. (Kıyafeti sona koyacağım başarabilirsem fpsjspaksia.) Sessizce odamdan çıkıp minik adımlarla aşağı indim. Kapıdan çıkarken arkamdan duyduğum sesle duraksadım. Neyse ki Emma'ydı. "Nereye kaçıyorsun bakayım sen böyle?" Tatlı bir sırıtışla ona baktım, "Arya çağırdı da.. Kimse duymayacak sen merak etmeee. Ruhları duymadan dönmüş olacağım." yanağından öptüm. Emma her zamanki minik gülümsemesiyle, "Dikkat et yine de kızım." dedi. Gülümsedim, "Sen merak etme, beni biliyorsun." Göz kırptım. Kendimi dışarı atıp arabama bindim. Arya'yı evinden aldım ve bahsettiği yeni açılan bara gittik. Barmen tezgahının orada otururken Arya birilerini kesmeye başlamıştı bile. Gülerek gözlerimi devirdim. Göz ucuyla bana baktı. "Ne var be? Etraf ilik gibi çocuklarla dolu, sen de denemelisin." Suratımı buruşturdum, "Kalsın."

 

Çalan müziği dinleyerek birkaç kadeh bir şeyler içiyordum. İç çektim. Etrafa göz gezdirirken gözüm biriyle kesişti. Yine mi bu? Bu hödük niye her yerde böyle?! Keskin kahverengi gözleri beni izliyordu. Kaşlarımı çattım. Baştan ayağa onu süzdüm. Gözlerimi devirip Arya'ya baktım. Kulağına eğilip sessizce konuştum, "Geçenki bahsettiğim hödük varya, şu işte." Kaşımla çaktırmadan işaret ettim. Arya oraya bakar bakmaz şaşkınlıkla büyümüş gözlerle bana baktı. "Taehyung mu?!" Hafifçe omzuna vurdum. "Bağırmasana kızım. Evet, Taehyung mu neyse ne işte." Arya arkamdan hevesle konuştu, "Çüş Adel, tanımıyor muydun?" Kaşlarımı çattım, "Ne tanıyacağım be?!" Arya güldü, "Baban işlerle ilgilenmeye başla diye tutturmakta haklı biraz."

 

Birlikte biraz daha gülüştük, içtik. Arya yine dozunu kaçırmış, kafası güzel olmuştu. Koluna girip yavaş yavaş mekândan çıkarmaya çalışıyordum. Bir yandan söyleniyor, yürümekte zorlanıyordu. Dışarıya çıkınca derin bir nefes aldım. Arabaya yürümek için adımlayacakken arkamdan birinin boğazını temizlediğini duydum. Omzumun üstünden oraya baktım. Yine mi bu?

 

Taehyung gözlerime bakarak tereddüt etmeden konuştu, "Yardımcı olayım?" Baştan ayağa onu süzdüm. Soğuk bakışlarımla, "Gerek yok, sağolun." dedim. Bir elini ensesine götürdü, "Emin misin, arkadaşın fazla içmiş gibi." İç çektim. Soğuk şekilde devam ettim, "Gerek yok dedim, sağol." Arya'nın yeniden koluna girip yürüyecekken hızlıca bir şeyler söylemeye kalktı ama dinlemeden Arya'nın kolundan sürükleyerek arabada yanıma bindirdim. Arabayı çalıştırıp onun evine sürdüm.

 

Arya'yı bıraktıktan sonra artık alışkın olduğum bir ustalıkla sessizce eve girip odama çıktım ve uyudum.

 

•Yaklaşık 10 ay sonra•

 

Bu geçen zamanda abimler yeniden Fransa'ya dönmüştü. Ben de babamın sonsuz baskılarına dayanamamış, ara sıra gitmeye başlayayım derken bir anda şirkette çalışır olmuştum. İlk başta stajyer gibi ufak tefek işleri yapıyordum ama hızlıca alışmıştım. Babam hep derdi, "Sen bu işler için yaratıldın. Babanın zekasına sahipsin. Abinin aksine." Pek önemsemezdim ama haklıydı, kısa sürede alışmıştım bu işlere. İyiydim de aslında. Klasik bir pazar akşamı, babamla şirketten çıkmış eve dönüyorduk. Yan yana arka koltukta giderken hâlâ imzalanan anlaşmalardan bahsedecek gücü nasıl vardı, anlamıyordum. Bıkkınlıkla bir nefes vererek ona baktım, "Aish, baba.. Yetti bence bugünlük, hm?" Gülerek omzuma hafifçe vurdu, "Seninle gurur duyuyorum." Sırıttı. Boğazını temizleyip devam etti, "Yakında güzel haberlerimiz de gelecek muhtemelen." Kaşlarımı çatarak ona baktım, "Hm?" "Konuşacağız sonra." dedi. Neden bahsettiğini pek anlamamıştım, açıkçası o an da pek anlam yükleyemeyecek kadar yorgundum

Bölüm : 19.01.2025 19:14 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...