Bölüm, Her şeye rağmen pes etmeyen dimdik durmaya çalışırken kan ter içinde kalanlara ithaf edilmiştir.
***
"Yine mi sınıf arkadaşını dövdün sen!?"
Kırmızı kemik gözlüklerinin altından öldürücü bakışlar atan Nuran Öğretmen'in yüzüne aynı bakışlarla karşılık verdi küçük kız.
"Bir şey yapmadığından mı kızın burnu kırılmış!?"
Elindeki dosyaları masaya bırakıp Asena'ya dönerken tek kaşı havalandı Nuran Müdürün.
"Kim? Nermin gibi nezih aileden gelen kız mı küfür edecek! Yalan söylüyorsun bari kılıfına uydur."
"Yalan söylemem ben onun aksine."
"Kes! Bir de cevap veriyor sen dua et kimsesiz dedim ondan hırçın dedim acındırdım da şikayetçi olmadılar senden. Şimdi defol bodrum kata. Üç gün yemek yeme de aklın başına gelsin."
Kızı kolundan çekiştirip rutubet kokan odaya itti ardından kapıyı kilitleyip yukarı çıktı.
O saniyeye kadar tuttuğu göz yaşları yağmur oldu aktı yanaklarına.
Saatler geçmiş, akşam olmuştu. Sabah küçük pencereden sızan cılız ışık da varlığını alıp gitmişti.
Hiçbir çocuk için karanlık ve rutubet kokusu iyi ikili değildi. Herkes gibi Asena da korkmuştu. Dünyadaki tüm karanlığa inat o hep mavi ve beyazı severdi. Karanlıktan hoşlanmazdı. Korkardı. Çekinirdi.
Üstelik bu odaya ilk maruz kalışı da değildi. O hep Nuran Müdür'ün canını sıkar soluğu bodrum katında alır. Cezası bitince sanki bundan zevk alıyormuş gibi karanlığı nasıl sevdiğini, nasıl hiç korkmadığını arkadaşlarına övüne övüne anlatırdı.
Daha o yaşlarda öğrenmişti korktuğunu belli etmemeyi.
Korkudan sindiği köşeden kapıdan gelen çıtırtıyla ayrıldı.
Sesin kaynağının kim olduğunu anlayınca tebessüm etti. Yine de anlamamazlığa verdi.
"Seni burada yalnız bırakmayan kaç kişi var? Benim tabii ki. Burak."
Burak yine yapmıştı yapacağını müdürün odasından bodrumun anahtarını araklamıştı.
Daha önce de çok kez yaptığından kolaylıkla anahtar geçirdiği kilidi açtı.
Parmak uçlarında yürüyerek içeri girdi ve kapıyı kapattı.
"Yine ne yaptın?" ses tonu bıkkın ama neşeliydi.
Burak sessiz biri için fazla bağırmıştı.
"Şşş sessiz ol gelecek şimdi Nuran Cadısı."
"Tamam tamam pardon. Ee neden ve nasıl kırdın?"
"Olmayan anneme küfür etti bende yüzünün ortasına okkalı bir yumruk geçirdim."
"Ellerine sağlık. İyi yapmışsın."
Burak kafa sallarken cebinden çıkardığı yarım simiti kıza uzattı.
"Acıkmışsındır diye yarısını sana ayırdım."
"Acıkmadım. Sen beslenmeni bana verme önce kendi karnını doyur."
Yalanını guruldayan karnı ele verdi.
"Tabi tabi." başka söze gerek yoktu gözleriyle simiti işaret etti ve bu yeterli oldu.
Asena çekinerek de olsa simiti aldı ağzına attı ve bu zamana kadar yediği en lezzetli şey oldu.
Çünkü ilk defa birileri tarafından isminin dahi ne olduğunu bilmediği bir şeyi görüyordu : Sevgiyi.
***
Çekilen tetiğe güç bela gülümsedim. İyi haber. Artık acı hissetmiyordum.
Gözlerimi kapattım derin bir nefes aldım ve üç el ateş sesi duydum.
Gözlerimi açtığımda karşımda beş leş, altı kardeş ve bir Dağ Kaplanı duruyordu.1
Nasıl yapmışlardı bilmiyordum ama yapmışlardı. Beni bulmuşlardı.
Hepsinin çevresinde gezindi bakışlarım minnet doluydu. Anlamalarını umut ederek gülümsedim.
Burak bana doğru koşarken diğerlerinin etrafı kontrol ettiğini görüp bilincimi tekrar kaybettim.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
![]() | @yusuf._emre 2a önce |
![]() | @mihrimah0909 (Yazan) 2a önce |
![]() | @erkolarkapatilsin 3a önce |
![]() | @berealmiiiiii 4a önce |
34.64k Okunma |
2.6k Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |