
Dakikalar geçmişti ve ben hala odamın kapısını önünde öylece bekliyordum.
Tek kelime etmeden arkasını dönüp gitmiş, büyük bir şaşkınlıkla beni orada bırakmıştı.
Banyoya gidip yüzüme soğuk su çarparak kendime gelmemi sağladım.
"Kendine gel Asena, kalbin yumuşuyor bu sen değilsin!"
Aynadaki yansımama kızgındım. Yıllardır duygularımla hareket etmemiştim ve bir dağ kaplanı gelip bütün mantığımı yerle yeksan etmişti.
Banyodan çıkıp odama girdim eşyalarımı toparladıktan sonra evden ayrılıp kendi apartman daireme geldim.
Kapıyı defalarca kez kilitleyip yatağıma ilerledim.
Tüm bu olanlar beni çok yormuştu, bedensel yorgunluktan bahsetmiyorum. Tamamen ruhsal yorgunluktan ibaretti benimki.
Bedensel hasarlar uyuyunca geçiyor, peki ruhsal olanlar uyursak geçer mi?
Buna verebileceğim bir cevabım yoktu yine de gözlerimi kapatıp derin bir karanlığa büründüm.
(Yazarın anlatımından)
Kara Mamba, zırhlı araca binmiş testlerin yapılacağı piste ilerliyordu.
Hava, onları gizlemek istercesine her zamankinden daha karanlıktı. Hepsi biliyordu ki bu diğer görevler gibi değildi. Tek ihtimal vardı: O da ölmek.
Bu yüzden Yavuz Komutan gidin sevdiklerinizi son kez de olsa görün demişti.
Şahin ve Yazel birlikte kahve içmek istemiş,
Hafız, anacığının elini son kez öpmüş ,
Kuzey, ondan başka kimsesi olmayan kardeşinin yurduna gitmiş,
Çaylak, o hep istediği spor arabayı kiralayıp maaşının büyük bir bölümünü ona vererek sürekli ertelendiği hayalini gerçekleştirmiş
Asena'nın yerine geçen Gökay pilot ise eşine veda etmişti.
Burak Komutan'ın durumu diğerlerinden farklıydı. Aile diyince aklına tek bir isim geldi.
Hiçbir şey düşünmeden direkt Asena'nın yanına gidip son gördüğünü idrak ettiğinde yılların özlemini giderircesine öptü.
Ve arkasında onu bekleyen birini bırakmamak için tek kelime dahi etmeden yanından uzaklaştı.
"Komutanım biz alanlara yerleştik Yazel ile birlikte. Görüşümüz net."
Burak'ı düşüncelerinden alıkoyan Şahin'in sesi oldu.
"Güzel, gelişmelerden haberdar et."
"Emredersiniz."
"Komutanım, ne zaman giriyoruz?"
Sorusuna karşılık yüzüne baktı Cengiz'in
"Dilsizden haber bekliyoruz Hafız."
Hafız kafa sallamasının ardından çok geçmedi ki beklenen çağrı geldi.
Uçakları kullanacak pilotlar gelmişti.
Araçtan inmek üzereyken timine döndü.
"Buradan dönüş yok hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Hayatımda geçirdiğim en güzel yıllar sizinle geçti. Hakkım hepinize helaldir. Siz de helal edin."
Hepsi tek nefeste "Vatana canımız feda Komutanım.Helal olsun." dedi.
" Yolumuz kutsaldır. Biz şehit olsak bile onları sağ bırakmayacağız. Pilotları indirin. Bir tane bile sağ istemiyorum."
"Anlaşıldı."
Hepsi tek tek araçtan inip pistin girişinde gizlendi.
"Dilsiz, uçakların sistemlerini bloke et. Pilotlar geliyor."
"Hallettim Komutanım. Çok az vaktiniz var. Pilotları hallettikten sonra bölgeden uzaklaşın. Yoksa savaş uçakları tarafından vurulursunuz."
"Anlaşıldı." demesine kalmadan.
Pilotlardan biri "Tuzak! Türk askerleri!" diye bağırınca içinden okkalı bir küfrü savurdu Burak Komutan.
"Gökay, derhal indir burayı."
"Uzaklaşın Komutanım siz de zarar görürsünüz."
"Siktir et bizi çabuk temizle burayı. Pilotlar uçaklara koşuyor."
Bu sırada birkaç pilotu indirdi.
"Selam Burak, beni tanıdın mı?" kafasına dayanan silahla olduğu yerde kaldı.
BÖLÜM SONU
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 50.33k Okunma |
3.64k Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |