Tüm gözler şaşkınlıkla Burak'ın kucağındaki bendeyken Filo'dan çıktık.
"Beni rezil ediyorsun bıraksana."
"Kar Kıza sözüm var. Bırakamam Yüzbaşım kusura bakma."
"Devletin askerini alıkoymaktan seni rapor edeceğim."
Cebinden arabasının anahtarını çıkarıp kapıyı açınca beni yavaşça ön koltuğa bıraktı.
"Ama önce buz patenine gidiyoruz."
Kapıyı kapatıp şoför koltuğuna geçti.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun cidden!? Onlar benim askerlerim, kanat arkadaşlarım çoğundan rütbece üstüm. Bu nasıl sorumsuzluk Burak! Ben Kara Mamba'dayken yapsam bunları etik olur muydu senin açından?"
"Sen beni dövdün be herkesin önünde ben bir şey dedim mi?"
Camı açıp havayı içime çekebildiğim kadar çektim.
"Bak Burak. Ben, sen değilim. Bunu çoktan anlaman gerekiyordu. Biliyorum sen sevdiklerin için her şeyi göze alırsın. Kendi mutsuzluğunu bile. Ama ben yapamam. Benim tek önceliğim işimdir."
"Kötü bir asker olduğumu aklından bile geçirme Asena. Aksi takdirde kalbini kırarım."
"Asla, bunu hiçbir zaman düşünmedim sen kendine kötü birisin. Hep başkalarının mutluluğu için kendini feda ediyorsun. En çok da benim için. Hep yaptın. Ama artık buna son ver. İnsanların gözündeki otoriteni sarsma."
Aklıma gelen anıyla burukça gülümsedim. Yetiştirme yurdundayken yeni bir çocuk gelmişti tam da kahvaltı saatiydi. Ona yemek kalmayınca Burak kendi yemeğini yasak olmasına rağmen ona vermişti. Çünkü her şey sayıyla gelirdi. Nuran Öğretmen de bunu görüp Burak'ı çok korktuğu bodruma kilitlemişti üstelik çocuk sonra diğerleriyle samimi olup Burak'ı dışlamıştı.
Onunla konuşan tek çocuk bendim.
"Sevdiğimin gözünden yaş akmasına sebep olacaksa sikeyim öyle otoriteyi de mutluluğu da!"
"Bu yüzden kanser oldun o küçük yaşta. Bu yüzden yirmi beş yıldır yalnızım! Bu yüzden sen öldün sanıp ben de arkandan gelmek istedim! Hep fazla üzüldün. Özellikle..."
Durdum. Söylemeli miydim bilmiyordum ama laf ağızdan çıkmıştı bir kere.
Bakışlarımı yüzüne çevirdim. Gözlerinden anlık bir hüzün geçti küçükken sadece benim yakalayabildiğim. Ama çatan kaşlarıyla hemen gölgeledi.
"O kadın benim hiçbir şeyim değil. Unut bu boktan anıları geçmiş geçmişte kaldı."
"Üzülme. Üzülecek bir konu yok ortada."
Araba pistin önüne gelince durduk.
İçeri girince tüm Kara Mamba'yı pistte görmeyi beklemiyordum. Dönüp Burak'a baktım.
Bakışlarımı umursamadan time dönüp kıstığı gözlerini hepsinde dolaştırdı.
"Açıkçası bu kadar yüksek bir katılım beklemiyordum." dedi kinayeli sesiyle.
"Gelmeyen tüm yıl tuvaletleri temizleyecek demişsiniz Komutanım." diyerek araya giren Çaylak bir kez daha Çaylaklığını konuşturdu.
"Olur mu öyle şey Komutanım? Biz tim olarak en çok buz pateni yapmayı severiz."
Kucağına aldığı Kardelenle kayan Kuzey'e döndük.
"Aferin Kuzey. Yavaş yavaş gözüme giriyorsun."
"Sağ ol!" diye bağıran Kuzey, Kardelen'i korkuttuğunu anlayınca "Özür dilerim güzelim." diyince Kardelen'in içinin eriyişini sadece ben gördüm.1
"Ona Kuzeyciğim, bana Yılanların Başı. Öyle olsun Kar Kız."1
Burak'ın sözlerine tüm ekip kahkaha atmamak için kendimizi sıkmıştık.
Sarışın, mavi gözlü Kuzey her genç kızın rüyalarını süslerdi emindim.1
Benim güzel çiçeğimi de ağına düşürmüştü.
"Sen kendini Kuzeyciğimle bir tutma." Burak'a devirdiği gözlerini Kuzey'e çevirdi
"Bir tur daha atalım mı Kuzey? Lütfen lütfen!"
"Kardelen, abileri gördün beni fark etmiyorsun bakıyorum."
Gerçekten de beni şimdi fark etmişti.
Kuzeyden ayrılıp bana koştu ve kocaman sarıldı.
"Gelmiyordu ben getirdim. Bir teşekkür edersin bari." diye araya giren Burak'a dönüp sade bir teşekkür edip Kuzey'in yanına döndü.
Onlar buzun üstünde kayarken Cengiz ve Çaylak hala dengede durmada çalışıyordu.
"Oğlum adım atıyorum gitmiyor, nasıl kayıyor bu Kuzey lan!" Cengiz sitem ederken yürümeye çalışıyordu.
"Valla Komutanım ben de bilmiyorum. Baksanıza Sefa ve Yazel Komutanım kol kola nasıl kayıyor. Bir biz beceremedi-"
Cümlesini bitirmeden düşen Çaylak, Cengiz'e tutununca ikisi birlikte buzla buluştu ve salonda koca bir kahkaha tufanı koptu.
"Lan Çaylak ecdadının belasını seveyim! Çanağı kırdık lan!"
Kalkmaya çalıştıkça daha çok düşünce Burak dayanamayıp gidip ikisini de kaldırdı.
"Bir haltı da becerin lan. İyi misiniz?"
"Yok Komutanım valla gitti mabadım."
Diye yakınan Cengiz'in aksine Çaylak sakindi.
"Cengiz hastaneye götürelim seni gel."
"Yok Komutanım geçer birazdan. Sağ olun."
"Ciddi bir şey varsa bekletme."
"Geçti geçti. Sağ olun Komutanım. Biraz oturayım."
Pist dışına çıkarken arkasından Çaylak da gitti.
"Mutlu musun? Senin yüzünden adamın arkası gitti."
"Ona bir şey olmaz. Paraşütle dağdan atlıyor o deli."
"Sen onu bunu bırak da baksana Kar Kız nasıl da mutlu?"
"Kuzey'i sevdi. Birilerinin aksine."
"Kuzey'e ceza vermek için bir sebep daha."
"Uğraşma çocukla. Allah var yakışıklı her genç kızın dikkatini çeker."
"Kardelen'i kıskandıysan pek onun tipi değilsin."
"Hem sen boşversene. Gözde Teğmen seni daha çok ilgilendiriyor."
"Birbirimizi çoluk çocuktan mı kıskanacağız güzelim."
"Bir. Benim kimseyi kıskandığım yok. İki geliyor diye pek mutluydun hayırdır?"
"Tim arkandan ağlamasın diye dedim."
"Tabi tabi." elimi havada iki kere salladım.
"Ben gökyüzündeki beyaz kuşu gördüm bildim. Gerisi sadece kuşu sinir etmek için."
"Kuş, kelebek görünümlü tırtıllara kanmıyor artık."
"Kelebeğin ömrü kısa olur. Tırtılı öyle hatırla çünkü dediğin gibi tırtıl bir kelebek. Kuşu daha fazla üzmek istemiyor ama kuşun büyüsünden de uzak duramıyor."
Ne dediğini anlamak istemezdim ama anladım.
"Sonunda ikisi de ölür."1
"Sonunda ikisi de ölür güzelim."
"Ama her masal mutlu bitmeli."
"Her masalı bilmem bizimki öyle olmalı."
Kollarını açıp beni göğsünün arasına aldı. Huzur bir adres olsaydı hiç şüphesiz burası olurdu.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
35.26k Okunma |
2.65k Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |