40. Bölüm

F40

Mihrimah b
mihrimah0909

"Kardelen, hadi gidiyoruz Çiçeğim."

Buraktan ayrılıp Kardelen'e bağırınca Kuzeyle hayli eğlenen Kardelen bu duruma oldukça üzüldü yine de itiraz etmeden geldi.

"Sonra yine geliriz olur mu? Şimdi abilere teşekkür et."

Kafa sallayıp Kuzey'e döndü.

"Çok teşekkür ederim Kuzeyciğim. Bu hayatımın en güzel günüydü."

"Ne zaman istersen prenses."

Dönüp elimi tutunca "Diğer abilere ve Yazel ablaya da teşekkür et." dedim. Hepsiyle göz teması kurup onlara da kısa bir teşekkür etti.

Ben de küçük bir baş hareketi yapıp yanlarından ayrıldım.

"Bana yine teşekkür yok." diye time sitem eden Burak'a dönüp gülümseyince gözlerinin içindeki ışıltı her şeye yeterdi.

"Asena Ablaa."

Uzatılan a harfi pek hayra alamet değildi.

"Efendim Kardelen?"

"Kuzey kaç yaşında?"

"Kuzey Abi mi kaç yaşında?"

"Hayır hayır abi değil Kuzey."

"Kuzey Abi senden çok büyük canımın içi."

"Yani büyüyünce evlenemem mi?"

Koca bir kahkaha attım.

"Kuzey'e bir sorayım istersen?"

"Hayır hayır! Henüz hazır hissetmiyorum."

Heyecanlanması beni daha da eğlendirdi.

Kuzey sayesinde gitmeden bunu da deneyimlemesine sevinmiştim.

Aşık olacak kadar uzun yaşamaz demişti doktor.

Bunu da içime attım.

"Çok mu sevdin sen Kuzey'i?"

Kafa salladı.

"Senin Burak abiyi sevdiğin kadar."

Cümlesiyle adımlarım yavaşladı.1

"O da nereden çıktı?"

"Ben seninle büyüdüm abla. Kimi sevip kimi sevmediğini, ağladığında göz altlarının hep fazla morardığını ve ağladığını belli etmemek için yüzünü çevirip kendini toparladıktan sonra bana döndüğünü bilirim."

"Çiçeğim benim."

Kafasını okşayıp arabaya bindirdim.

Yola çıkar çıkmaz uyumasını normal karşıladım. Çok yorulmuştu ben de aynı şekilde.

Arabayı garaja park edip Kardelen'i de kucağıma alıp eve yürüdüm.

Kendimi zorla içeri attıktan sonra onu odasına yatırdım ben ise yeşil çay demleyip içtikten sonra uyumak için odama geçtim.

Kapattığım gözlerimi gelen bildirim sesiyle açtım.

Akınalp kişisinden üç mesaj:

Göreve gidiyoruz.

Bir hafta sürecek.

Merak edersin sen şimdi.

 

Parmaklarımı klavyede oynattım.

Umrumda değilsin.

Başınızı belaya sokup bana fazladan mesai yaptırmayın.

Cevap gecikmedi.

Ben de seni özleyeceğim.

Mesajını beğenip gözlerimi kapattım.

Ertesi günün diğer günlerden tek farkı Kardelen'in Kuzey'i sorup durması ve gittiğini öğrenince üzülmüş olmasıydı.

***

Bir hafta çabuk geçmişti geçmesine ama Kardelen'in durumu ağırlaşmış, hastaneye kaldırmak zorunda kalmıştım. Doktor birkaç gün kaldığını söylemişti.

Hastane koridorunda beklerken kendimi toparlamaya çalışıyordum.

şu an ona o kadar ihtiyacım vardı ki. Dayanamayıp telefonu çıkartıp mesaj uygulamasına girdim.

Gelmen gerek.

Cevap anında geldi.

Tam karşındayım.

Bakışlarımı kaldırıp asansörün yanında onu görünce derin bir nefes aldım.

"İyi ki geldin."

Yüzümü kaldırıp baş parmağıyla göz yaşımı sildi.

"Çok mu kötü."

"Birkaç gün verdi doktor."

"İyileşir Kar Kız. Bakma sen doktora."

"Yıllardır deniyor Burak."

"Sen diyorsun ya inatçı kız öyle çabuk pes etmez o."

"Umarım."

"Nasıl tanıştın sen Kardelenle anlat bakayım."

Elimden tutup sandalyeye yönlendirdi.

Her zaman yaptığı gibi kafamı dağıtmaya çalışıyordu.

O gelince omzumdaki yüklerimin hafiflemesi çocukluğumdan kalma bir bağımlılıktı.

BÖLÜM SONU

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 23.03.2025 23:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...