57. Bölüm

Final

Elif
minefile

31 Aralık

“Cem, cips aldın mı?”
“Aldım güzelim, aldım.”
“Dila ve Berkay nerede?”
“En son çikolataların oraya gitmişlerdi.”
“Bensiz mi?”

Hemen çikolataların oraya gitmeye başladım. Markete hep beraber gelmiştik, yeni yıla girmek istedik. Bu yüzden bir sürü atıştırmalık alıyorduk.

Reyona gittiğimde gördüğüm manzarayla midem bulandı.
“Dila, ayrılın lütfen.” Sarılıyorlardı.

Kesinlikle Dila’yı kıskanmıyordum. Gidip Dila’ya ben sarıldım. Ayrılınca Berkay’a dönüp konuştum:
“Senden önce ben vardım oğlum. Denk dur.”

Dila’nın elinden tuttum.
“Gel, seninle beraber çikolata seçeceğiz.”
“Ya gerçekten bizi çikolata için mi ayırdın?” Konuşan Berkay’dı.
“Tabii, başka ne için ayıracağım.”

Yılda bir iki kere böyle şımarırdım.

Eve geldiğimizde hemen ellerimi yıkadım.
“Hadi pizza sipariş edelim.” Cem telefonunu eline aldı. Dila’lar yukarıdaki odada “takılacağız” demişlerdi, biz de çok umursamamıştık.

Cem siparişleri verince dizine yattım. Beni izleyip saçımı okşuyordu, sonra eli yüzüme çıktı. Başparmağı dudağımı okşarken dudaklarını ıslattı. Tam üzerime eğilecekken kalktım ve ondan uzaklaştım.
“Ama öpecektim.”
“Hayır, gece yarısına kadar sana benim elimi tutmak bile yasak.”
“Niye?”
“Çünkü seninle oynamayı seviyorum.”
“Off, tamam.”
“Siparişi ne zaman getireceklerini yazdın değil mi?”
“Evet, yazdım.”

Sipariş ettiğimiz yer çok yoğun oluyordu, önceden sipariş verip istediğimiz saati yazmalıydık. Dila’ları çağırmak için bizi bırakıp onların gittiği odaya gittim ve kapıyı açtım. Açmaz olaydım… Hemen arkama döndüm.

“Ne oluyor bu lanet yerde? Hemen ayrılın!”
“Kanka, açıklayabilirim.”
“Neyi açıklayacaksın be?”
“Konuşabilir miyiz?”
“Yok, hayır!”

Hızlı adımlarla Cem’in yanına gittim.
“Cem, bu arkadaşın olacak hayvanı Dila’mdan uzak tut.”
“Ne oldu ki?”
“Hayvan herif arkadaşımı zorla öpüyordu.”

Berkay’ın sesini duydum.
“Yoo, kendisi istedi.”

Dila’ya döndüm.
“Gerçek mi?”
“Açıklayabilirim…”
“Neyi açıklayacaksın ha, neyi? Gözükme gözüme!”

“Lara, çikolata alırım.”
“Kabul.”

Gidip elini sıktım ve boynuna sarıldım. Berkay’a döndüm:
“Bir daha arkadaşımın dudaklarını seninkilerin üstünde görürsem, polise ‘arkadaşıma bulaşıyor pis sapık’ diye ihbar ederim. Tanıdıklarım da var, tecrübeliyim.”

Cem gelip bana sarılmaya çalıştığında kollarına vurdum ve kaçtım.
“2025’e kadar bana sarılamazsın.”
“Niye ama?”
“Dedim ya, canım istiyor.”
“Off…”
“Hava kaçırmayı bırak.”

“Dila, çikolata istiyorum. Çikolatamı al.”
“Tamam, şimdi Berkay’la gidip alırız.” Koluna girdim.
“Ben de geliyorum.”
“Bizi rahat bıraksana, yenge.”
“Yoo.”

Dila’yı çekiştire çekiştire dışarı çıkardım. Erkekler de arkamızdan geliyordu. Seke seke markete doğru koştum.
“Kanka, çocuk musun?”
“Evet, belki.”

Cem kahkaha attı.
“Ben onu çocuk haliyle, her şeyiyle seviyorum.”
“Hanımcıya bak sen.” dedi Berkay.

Arkamı döndüm ve Berkay’a baktım. Nasıl baktıysam yutkundu. Aynı şekilde bakmayı sürdürdüm. Berkay, Cem’i dürttü.
“Abi, bu kız neden böyle bakıyor?”
“Nasıl bakıyorum Berkay?”
“Birazdan boğazımı kesecekmiş gibi.”

Bir adım attığımda Cem’in arkasına geçti.
“Hanımcıysa hanımcı, sanane bee!”
“Tamam sakin ol, bir şey demedim.”

Saçlarımı savurup önüme döndüm. Tekrar sekmeye ve gülümsemeye başladım.
“Deliye bak, psikopat.”
“Kankam diye demiyorum ama bence susmalısın Berkay. Yoksa senin boğazını kesecek potansiyel var.”
“Tamam tamam, sustum.”

He bu arada, çocuk deyince aklıma geldi. Nehir hâlâ Cem’le yaşıyordu. Birazdan onu da alacaktık. Markete girip çikolata kısmına gittim. Evet, daha yeni çikolata almıştım ama tekrar almak istiyordum. Yatırım tavsiyesi değildir.

Bir sürü çikolata alıp çıktık. Cem, Nehir’i alıp gelecekti. Biz de eve geçtik.

Bir süre sonra zil çaldı. Hemen gidip kapıyı açtım. Nehir’i görür görmez kucağıma aldım.
“Lara abla, seni çok özledim.”
“Ben de seni güzelim, ben de seni.” Boynunu öptüm.

“On, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş…” Cem’in sesini duydum.
“Sana çok aşığım.” Bu sözle kalbim hızlandı.
“Üç, iki, bir, sıfır!”

2025’e girmiştik. Cem hemen bana sarıldı. Bir iki dakika öyle durduk. Sonra Dila’nın sesini duydum.
“Hadi dans edelim.”

Cem kollarını belime doladı, ben de kollarımı onun boynuna doladım. Açtıkları şarkıda söz yoktu, sadece müzik vardı.
“Ben de sana aşığım, Cem.”

Evet, benim ilk aşk itirafımdı. Dudaklarımız birleşti. Çok saf, çok tatlı bir öpücüktü. Kendi ismimden bile daha iyi bildiğim bir şey vardı: Ben âşık olmuştum.

Evet, çok güzel değildim. Orta düzey bir güzelliğe sahiptim. Ama emin olun, ne kadar kendinizi beğenmeseniz de sizi gerçekten seven biri sizi çok güzel görüyordu.

Cem, iyi ki o mesajı bana atmıştı. İyi ki bana âşık olmuştu. Hayatımdaki hiçbir şeyden pişman değildim, hiçbir zaman da olmayacağım. Ne yaptıysam iyi ki yapmışım. Hep anı yaşardım, hem plan yapardım. Ortaya karışık bir insandım. Her zaman gülmesini bilirdim. Ağlamaktan nefret etmezdim ama ben ağlarken de gülenlerdendim.

Şu hayatta başka bir şey istemiyorum. Canımdan çok sevdiğim arkadaşım mutluydu, ben mutluydum. En önemlisiyse güçlüydüm. Benim etrafımdaki hiçbir kadın üzülemezdi, hiçbirine el kalkamazdı. Kendime çok öncelerden söz vermiştim: O kalkan ellerin hepsini kıracaktım.

SON…

TEŞEKKÜRLER
Minik bir teşekkür bölümü eklemek istiyorum.

Ayrıca Kitappad’a çok teşekkür ederim. Arkadaşlarım Zeynep’lere, Eylül Kare’lere, Ada’ya, İrem Nur’a ve diğer İrem’e öpücüklerimi yolluyorum.

Son olarak okurlarıma çok teşekkür ediyorum. Sizin yorumlarınızı okurken yüzümde her zaman bir gülümseme oluyor. Her bölümün altına “Yazarım, bu ne kadar güzel bir bölümdü” yazan ya da yazmayan herkese çok teşekkür ederim.

Nice yeni kurgulara!

Bölüm : 17.12.2024 16:13 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...