1. Bölüm

1. Bölüm

Elif
minefile

Ballarım yeni bitirebildim geldi.

------------------

Sabah, Venüs'ün beni ısırmasıyla uyandım. "Pisi pisi Venüs, gel oğlum sen." Venüs yüzünden alarm kurmuyordum; o beni uyandırıyordu. Hayvanlar, bu dünyada kendi canımdan daha çok sevdiğim tek varlıklar.

Kalkıp tuvalete gittim, yüzümü yıkayıp çıktım. Üstüme siyah kot pantolon, üstüme de kahverengi bir kazak geçirdim. Tamamen hazır olduğuma emin olduktan sonra Venüs’e mama koyup evden çıktım. Kliniğe gidecektim. İnsanlar oraya "klinik" değil, "hayvan hastanesi" dese de ben klinik diyordum. Hayata biraz erken atılmıştım. 23 yaşında üniversiteyi bitirdim, 24 yaşında da 3 hayvan barınağı, 1 veteriner kliniği ve 1 tane de hayvan hastanesi açtım.

Yolda bir arabanın korna çalmasıyla yerimden sıçrayıp kulaklarımı kapadım. Yüksek seslerin hepsinden korkuyorum, abim yüzünden.

9 Ocak 2020

"Zeytin oğlum, pisi pisi, hadi bak gel, sana ödül maması veririm, alt tarafı aşı olup geleceksin." dedikten sonra elimi koltuğun altına atıp Zeytin'i tuttum. Kucağıma aldığımda öptüm: "Ohh, benim oğlum, ne kadar da akıllıymış." İki dakika önce benden kaçmak için beş tane sandalye devirmemiş gibi oğlumu övmeye devam ettim. Taşıma kutusuna koyduktan sonra evden çıkıp arabaya bindim. Zeytin arka koltuktan taşıma kutusunun içindeydi. Gideceğimiz klinik, boş bir arazinin yanındaydı. Neden böyle ıssız bir yere yapıldığıyla alakalı ufacık bir fikrim yoktu; sadece eski öğretmenim orada çalışıyor diye oraya gidiyordum.

Kliniğe yaklaşmıştım ki arabada "Dıt dıt" diye bir şey ötmeye başladı. Altıma baktığımda bir düzenek olduğunu görmüştüm ve patlamasına son on saniye vardı. Bunu fark eder etmez, direksiyonu olabildiğince hızlı bir şekilde çevirdim; frene basıp arabayı durduktan sonra kendimi dışarı attım. Zaten kendimi dışarı atışımla baya uzağa gitmiştim çünkü biraz da toprakta sürüklenmiştim. Tam Zeytin'i kurtarmaya giderken, hayatımda duyduğum en yüksek sesle araba patladı. Ben olayın etkisiyle dona kaldım. Arkamdan birinin "Asel kızım, kendine gel!" dediğini duyunca fark ettim hocamın geldiğini. Hemen arkamı döndüm.

"H-hocam, Zeytin arabadaydı, Zeytin!" dedikten sonra yere çöküp bağıra çağıra ağlamaya başladım. "Hocam, Zeytin hocam, o oradaydı, kurtaramadım hocam, ben kurtaramadım." Gelip bana sarıldı. Ben bağıra çağıra ağladım, o sadece sarıldı. Çünkü biliyordu, beni teselli etmeye çalışırsa ben daha kötü olacağım. En sonunda vücudum buna dayanamadı ve gözlerim karardı.

...

Gözlerimi biraz zorlayıp açtıktan sonra yanımda hocamın beklediğini fark ettim. Sonrasında bana anlattıklarına göre ben bayılınca bana sakinleştirici uygulamışlar ve çıkan yangını söndürmüşler. O gün hastaneden taburcu olduktan sonra eve gittim. Ben yokken hocam, Venüs'ü beslemiş; eve geldiğimde abimden bir not geldiğini gördüm.

"Aslında seni cesedin kalmayacak şekilde yok etmeye çalışmıştım ama olmadı. Bir dahakine artık. Bu arada kedin ölmüş, hiç üzülmedim biliyor musun? İyi ki ölmüş, daha fazla acı çek, diye seni biraz daha yaşatacağım. Sana iyi acı çekmeler."

Bu olaydan sonra hiç karşıma çıkmadı; beni öldürmeye de çalışmadı.

Günümüz

Bu olay aklıma gelince ellerim titremeye ve nefesim daralmaya başladı. Sokak ortasında panik atak krizi geçirmek istemediğim için düşüncelerimi uzaklaştırma yöntemim olan muayene listesini aklımdan geçirdim ve işe yaramıştı; şu an daha iyiydim.

Kliniğe geldiğimde hemen önlüğümü giyinip iki üç tane muayene işini hallettim. Sonra odama gidip barınaktaki hayvanlara mama alışverişi yapmaya başladım. Bu sırada kapım tıklandı. "Gel." İçeriye Damla girdi; o da bu klinikte bir hekimdi. "Asel hanım, ultrason cihazı gene bozuldu." "Off, tamam ben halledeceğim, çıkabilirsin." Tam çıkacakken tekrar durdurdum. "Damla, geçici olarak küçük klinikte olan makineyi kullanın, oradaki ultrason için gelen kişileri de buraya yollayın." "Tamam, Asel hanım."

...

Bütün gün muayenelere girip çıktım. En sonunda yorgunluktan ölmek üzereyken kitap okuma kararı aldım; zaten ana karakterlerin yakınlaştıkları sahnede bırakmak zorunda kalmıştım. Kitabı elime aldıktan sonra biraz tatlılık krizi, biraz da sinir krizi geçirerek kitap okudum. Kitabı bırakmadan da "Allahım, lütfen benim de böyle kitap gibi bir hayatım olsun." deyip kitabı çantama koydum. Önlüğümü çıkardıktan sonra telefonuma gelen bildirime baktım; gizli numaradan bir video gelmişti. Videoya bakmadan telefonu çantama attım.

Ara sokaklarda yürürken arkamdan iki tane takım elbiseli adam geldiğini gördüm. Adımlarımı hızlandırınca onlar da hızlandırdı. Korkudan ölmek üzereydim. "Dur," diye bir ses yükselince durdum. Yanıma yaklaşıp kolumdan tuttu ve beni götürmeye başladı. Ben de elimle kolunu tutup tırnaklarımı geçirdim. O acıyla kolumu bırakınca, "Ne çıt kırdımmışsın, sen de." dedikten sonra iki bacağının ortasına tekme attım. O acılarla boğuşurken, ben burnunun üzerine altı tane daha yumruk geçirdim. Burnundan kırılma sesi geldiğinde tam bırakacakken arkamdan birinin ağzıma bir bez tutmasıyla etraf simsiyah oldu.

 

 

 

 

Bölüm : 19.10.2024 19:40 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...