6. Bölüm

3. Bölüm

Elif
minefile

Sabah kalktığımda yatağıma oturup yaklaşık on dakika hayatı sorguladım sonrada kalkıp tuvalete gittim. İşlerimi halledince dolabımı açtım dolaptan kırmızı bir kazak ve siyah kot pantolon alıp giyindim. Evet dün kafam pek yerinde değildi bu yüzden kaçmayacağımı söylüyordum ama şuan işlerim aklıma geldi ve kaçmam gerektiğini anladım.

Açık noktalarını buldum mu çok hızlı kaçabilirim. Ama ilk olarak telefonumu bulmam gerek. Videoyu çok merak ettim.

Kapı açık mı diye baktığımda kapının açık olduğunu gördüm. Olduğum katta iki tane oda vardı. Hemen bir tanesine yöneldim ve kapıyı açtım. Benim odamın kitaplıksız haliydi.

Diğer odanın kapısını açtım. Daha demin baktığım odanın aynısıydı. Üç oda da aynı büyüklükteydi. Aşağı kata indim orada da bir sürü oda vardı. Hepsine teker teker girip dolapların içine baktım telefonum yoktu aynısını diğer iki kata da uyguladım. Son bir kat kalmıştı oraya inerken bayağı merdiven inmiştim her inişimde burnuma gelen kötü koku artıyordu. Sonunda kata geldim burası çok tanıdık kokuyordu: kan ve başka bir koku.

Ceset kokusu.

Kapılardan bir tanesini açtım. Burada bir tane ceset vardı. Küçükken gözümün önünde babam kardeşlerimi öldürdüğü için cesetlerden korkmuyordum.

O odaya da baktıktan sonra diğer bütün odalara girdim bu kat baya büyüktü. Bir tane odadan sesler geliyordu. Hemen oraya yöneldim. Ses gelen yere gelip kapıdan içeriye baktım. Zürafayı gördüm karşısında biri vardı ve yüzüne yumruk atıyordu. Geri çekilip ona gözükmeden izlemeye başladım.

"Bir daha kadınları elleyemeyeceksin pislik herif. Okan silahı ver" Lan ben bu adamı şimdi hatırladım. Zürafa'nın dövdüğü ve birazdan öldüreceği adam bir hafta içerisinde on tane kadını köşeye sıkıştırıp taciz etmişti. Bir silah sesi geldi sıçradım. Geri geri giderken ayağım takıldı ve yere düştüm. "Okan bu adamı al. Hapishanelerden birine sızın ve bunu kollarından oraya bağlayın." "Tamamdır"

Adım sesleri duydum ve Zürafa dışarı çıktı. Beni görünce bir iki saniye boş boş bakıştık sonra konuşmaya başladı. "Neden burdasın?"

"Neden olmayım?" tek kaşını kaldırdı. Bende tek kaşımı kaldırdım.

"Kızım sen piskopatsın"

"Aaaa nerden anladın?"

"Daha demin karşında biri öldürüldü ve sen her gün bu manzarayla karşılaşıyormuş gibi normal davranıyorsun."

"O zaman sen benden daha pikopatsın"

"Neden?"

"Adamı öldüren kişi sendin"

Bana cevap vermek yerine birine seslendi. "Bertuğ buraya gel" yanına bir tane adam geldi.

"Bal'ı al bir daha buraya inmediğinden emin ol"

Birden bağırdım. "Oha ismimin anlamına kadar biliyor" tabi ne sandın bakışı attıktan sonra eliyle Bertuğ dediği çocuğa işaret verdi. Çocuk arkama geçip beklemeye başladı.

"Neden bekliyoruz?"

Çocuk cevap vermeden önce Zürafa konuşmaya başladı.

"Senin yürümeni bekliyor"

"Neden?"

"Ne neden?"

"Yani kitaplarda falan genelde sürüklerler" öyle bir şeye izin vermem zaten.

"Birincisi şu an kitapta değiliz. İkincisi burda onların başı olarak ben dahil kimsenin sana dokunmaya hakkı yok" benim konuşmama fırsat vermeden tekrar konuştu.

"Sadece sen değil hiçbir kadına izinsiz dokunulamaz. Aynısı erkekler içinde geçerli. Kısacası arayıp bulamadığın o adaletli yer burası."

"Ama adam öldürüyorsunuz"

"Onların hepsi dünyanın huzurunu bozan kişiler"

"Lan ilk defa iyi bir mafya görüyorum" kendime cevap verdim. "Sanki her gün mafya görüyorumda"

 

"Bişey mi dedin?"

"Yok ya. İsmin ne bu arada?"

"Alaz"

"Güzel isim"

"Hadi daha fazla oyalanmayın. Kahvaltını istediğin yerde edebilirsin"

"Tamam"

"Bişey olursa seslen ben gelirim bir iki saat işim yok"

Kafamı salladım.

Okan dediği çocuk gelip çaprazımda durdu.

"Bu arada şu cesetleri ve kanları temizleyin kokmaya başlamışlar. Yakında eve kadar çıkarlar"

Okan'a dönüp "Bu kız harbiden deli" dedi.

"Abi zaten bu kızdan başka bişey beklenmezdi"

"He ben senden bişey isticem zürafa"

"İşte"

"Benim köpeğim var ismi Minik onu da buraya getirir misiniz?"

"Tamam. Nerde"

"Benim küçük kliniğim var orda"

"Tamam bir saate burda olur"

"Teşekkürler"

Yukarıya doğru yürümeye başladım arkamda Bertuğ vardı.

"Bertuğcum"

"Efendim Asel hanım"

"Ben kahvaltımı odamda etmek istiyorum"

"Tamamdır iletiyorum" telefonu eline alıp bişeyler yaptı.

Odama geldiğimizde ben içeri girdim Bertuğ dışarda heykel gibi dikilmeye başladı. Hemen mafya ve mafyamsı olan kitapların hepsini yatağıma dizdim. Bu sırada Venüs rahatını bozduğum için mutsuz bir şekilde mama kabına gidiyordu.

Elime bir tane kağıt aldım ve kitapların erkek ana karakterlerinin hepsini teker teker inceledim. Bazılarını kaba bazılarını kibar bazılarınıysa dengesiz grubu olarak ayırdım.

Yok hiçbirinde huzuru bozanları öldüren yoktu. "Kafayı yiycem ya yok bu kime benziyor"

Birden kapım açıldı.

"Bu kadar acıktığını bilmiyordum kahvaltını getirdim kafanı yeme lazım daha"

"Lan sen ne tür birisin kahvaltıyı bile kendin getiriyorsun"

"Şaşırmayı bırak daha senin köpeğini almaya gidicem"

"Tamam şaşırmıyorum"

Odadan çıktı. "Şimdi Minik'te gelicek. Nasıl kaçıcam ben"

Venüs'ün ayaklarıma sürtündüğünü gördüm. Eğilip turuncu pofuduk kedimi kucağıma aldım. Çenemi yalamaya başladı.

"Venüs bugün Minik geliyor sakın onunla uğraşma yeni bir yere geldiği için huysuz olucak zaten bir de onunla uğraşmayım tamam mı canım oğluşum" kafasından öptüm.

Kahvaltımı masanın üstüne koymuştu bende oraya gittim. Kediyide masaya koyup sandalyeye oturdum. Yumurtamın bir miktarını oğlumla paylaştım.

Yemeğimiz bitince odayı topladım zaten bu sırada zürafalar gelmişti. Balkondan onlara bakıyordum.

"Oğlum bu nasıl minik ben anlamadım. Beni yiyecek gibi bakıyor"

"En azından sadece sana bakıyor beni yemeye çalıştı."

Okanla zürafa konuşuyordu. Venüste görmek istiyormuş gibi bacaklarımı tırmalamaya başladı. Eğilip aldım.

"Baksana Minikle baş edemiyorlar" Minik'i görünce heyecanlandığını hissettim. Sonunda evin içine soktular.

Havlamasını duyuyordum. Hemen kapıyı açtım. Beni görünce tasmayı unutup koştu kendiyle birlikte Okan'ı da çekti. Aslında Okan da cüsseliydi ama benim oğlum daha iyiydi. Arama kurtarma köpeği olarak eğitim almıştı. Aynı zamanda silahlı çatışma ortasında da yapacaklarını biliyordu.

Üstüme atladığında yere devrildim. Boynumu ,yüzümü her yerimi yalamaya başladı.

"Bu köpek mı ayı mı" sorusunu duyduğunda arkaya bir bakış attı. "Tamam abi ya bişey demedik"

 

 

 

Bölüm : 01.02.2025 10:08 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...