
Yorum yapmayı unutmayın
🍯 🍯 🍯
Uyandığımda sabah olmuştu. Kalkıp tuvalete gittim ve gördüğüm manzarayla gülümsedim. Minik'in üstüne yatmış bir Venüs vardı. İkiside uyuyordu. Bu yüzden ses çıkarmamaya dikkat ederek yüzümü yıkadım.
Dolabımın önüne geldiğimde. Dün giyindiğim kırmızı kazak ve siyah pantolon dışında pek bir seçeneğim olmadığını gördüm. Zürafaya yol gözükmüştü. Dün giyindiğim şeyleri üstüme geçirip aşağı indim. Salona girdiğimde Zürfayla Okan konuşmayı bıraktılar.
"Günaydın Bal"
"Günaydın"
"Günaydın Asel"
"Günaydın" gidip boş koltuklardan birine oturdum ve bacak bacak üstüne attım.
"Kahvaltını hazırlatabilirim."
"Aç değilim."
"Akşamdan sabaha kadar nasıl acıkmadın"
"Acıkmadım."
"Olsun genede hazırlatayım."
"Ondan önce bir şey isteyeceğim."
Okan'nın "Gene minik diye hangi ayıyı isteyecek acaba" dediğini duydum.
"Biri Miniğime ayı mı dedi? Yoksa ben yanlış mı duydum?" Ses çıkmadı.
"He iyi o zaman istiyorum." Zürafa oturduğu yerde dikleşti.
"Giyecek doğru düzgün bir şeyim yok yeni kıyafetler almanız lazım."
"İyi ayı istemedi"
"Bir şey mi dedin Okan"
"Yok ya birşey demedim"
"İyi o zaman. Kıyafetler acil lazım ertelenemez"
"Tamam kahvaltıdan sonra hep beraber gideriz"
"Bende mi?"
"Evet gönlünce gezip alırsın."
"Tamam olur"
"Ama yanımdan ayrılman tehlikeli olabilir. Bu yüzden yanımdan ayrılma"
"Tamam"
"Okan birazdan kahvaltını getirir." Bir şey demeden yerimden kalkıp odama gittim.
...
On beş dakika sonra odama elinde tepsiyle Okan girdi.
"Nereye koyayım bu tepsiyi?"
"Masaya" ayağa kalktım tepsiyi bıraktığında. Elime çok hızlı bir şekilde kalem alıp Okan'nın boğazına dayadım ve duvarla kendi arama sıkıştırdım.
"Eee nasılsınız Okan bey?"
Çok rahat bir şekilde cevap verdi. "Süperim." Rahat olmasının nedeni şuan elinin gittiği silahtı. Büyük ihtimalle benim elini ve silahı fark etmediğimi düşünüyordu. Bilmediği bir şey vardı ki ben ailemden kaçtıktan sonra onlarca eğitime gitmiştim.
Ondan hızlı davranıp boşta kalan elimle silahı belinden çıkarıp yere attım ve üstüne bastım.
"Sen onu nasıl fark ettin?" Sadece gülümsedim.
"Bir daha Minik'e ayı diyecek misin?" Ses çıkarmadı. Kalemi boğazına iyice dayadım.
"Diyecek misin?" Büyük ihtimal beni ciddiye almıyordu. Kendim için kılımı kıpırdatmazdım ama hayvanlar için elimden ne geliyorsa yapardım. Biraz daha dayadım.
"Tamam be demeyeceğim."
"Heh şöyle"
Kalemi boğazından çektim yere eğilip silahını aldım. Bir süre inceledim. "Al. Güzel silahmış iş görür"
"Senin değil bizim işimizi görür."
"Zaten benim işimi görür demedim. İş görür dedim süperzekalı."
"Ben gidiyorum ya sadece kahvaltı vermeye gelmiştim ölüyordum."
"Hayat bu ne yaşayacağın belli olmaz" kahvaltı ederken aklıma makyaj malzemesi almam gerektiğide geldi. Kahvaltım bitince Zürfaların yanına gitmeden Venüsle Miniğe akıllı durmaları gerektiğini söyledim. Canım çocuklarım inşallah beni dinlerlerdi.
Aşağı indiğimde beni kapının önünde beklediklerini gördüm.
"Hadi gidelim" Arabaya doğru yürümeye başladık zaten on beş- yirmi adım uzaktaydı.
Kimse bir şey demeden hızlıca arka koltuğa oturup bacak bacak üstüne attım. Onlarda arabaya binince Zürafa bana döndü.
"Nereye gidelim"
"AVM"
"Emin misin?"
"Evet"
"Peki"
Camdan dışarı baktığımda yanımızda bizim bindiğimiz arabayla aynı markada olan bir araba gördüm. Diğer camdan baktım orda da aynı arabadan vardı ve diğer yerlerde de. Dört tarafımız siyah arabalarla çevriliydi.
"Neden etrafımızda siyah arabalar var?"
"Her an bir çatışma olabilir bu yüzden kalabalık dolaşıyoruz"
"Hmm anladım"
"İyi"
"İyi olan ne?"
"Korkmaman"
"Neden korkayım ki?"
"Genelde çatışma lafını duyunca insanlar korkar"
"Ses çıkmadığı sürce benim için bir sorun teşkil etmiyor"
"Çıkmaması için elimden geleni yaparım"
"Teşekkürler"
"Görevimiz"
Bu adam neden çok az konuşuyordu bugün. Yoksa bana mı öyle geldi? Sanki adamı yıllardır tanıyorumda.
Bir süre sonra gözlerim kapanmaya başladı. Ulaşım araçlarının hepsi benim uyukumu getiriyor zaten.
...
Arabanın durmasıyla uyanmam bir oldu.
"Geldik" bunu diyen Okandı
"Sağol bende görmüyordum zaten"
"Rica ederim"
AVM'e normal AVMlere göre daha büyüktü. Lüks bir yere gelmiştik.
"Böyle lüks bir mekana gelmemize gerek yoktu."
"Ama geldik. Hem sana en iyi şekilde bakmamız lazım" bir süre sustuk.
Sonra o nefret ettiğim sesi duydum: Okan'ın sesini "Yeter bu kadar sessizlik ne alacaksak alalım ve çıkalım." Sırf onun inadına yavaş yavaş alışveriş yapacaktım.
Biz arabadan inerken diğer siyah arabaların birinden beş kişi çıkıp bizi takip etti. Hiç kimse filmlerdeki ve kitaplardaki gibi takım elbise giymemişti. Hepsinin üstünde gömlek ve normal pantalon vardı. Zürafa ve Okan da dahil. Maşallah hepsinin de maşallahı vardı. Hem boy hemde tip konusunda hepsi mükemmeldi.
"Ne düşünüyorsun"
"Hiç öyle. Bir şey düşündüğümü nasıl anladın?"
" Zor bir şey değildi"
AVM'ye girdiğimizde etrafa bakıp girecek mağaza aradım. İlk önce elbise bakıcaktım. Gördüğüm kadarıyla abiye satan yerler dışında sadece elbise satan bir yer yoktu bu yüzden gördüğüm ilk yere girdim. Bir tane görevliye elbiselerin nerede olduğunu sordum ve gösterdiği yere doğru gittim. Zürafalarda peşimden geliyordu. İnsanların garip bakışları üstümüzdeydi.
Elim ilk siyah elbiselere gitti. Aralarından yırtmacı olan uzun kollu bir elbise beğendim ve Okan'ın üstüne attım o da refleks olarak tuttu.
"Napayım bunu ben?"
"Giy diye verdim"
"Ne?"
"Salak ya" deyip elbise bakmaya devam ettim. Hâlâ arkamda Zürafaya söyleniyordu.
"Abi ben bunu nasıl giyeyim"
Hışımla arkamı döndüm.
"Süperzekalı tut diye verdim anlamadın ama."
Zürafaya döndü. "Bana gerizekalı dedi değil mi?"
Bende Zürafaya döndüm "Ağzımdan öyle bir şey çıktı mı?" Sonra kendime cevap verdim. "Hayır çıkmadı."
Bu sefer konuşan Zürafaydı. "Okan bence susmalısın her kelimede beyinsizliğini belli ediyorsun."
Bizden başka kimsenin duymayacağı şekilde fısıldadı. "Ben beyinsiz olsaydım şuana kadar yakalanmıştık"
"Sus"
"Tamam ya"
Bir iki tane daha elbise beğenip sweatshirt bölümüne geçtim. İnsanın alışveriş yapası geliyordu ranklarine göre ayrılmıştı bu da çok güzel bir görüntü sağlıyor.
...
Etekte aldıktan sonra bu kadar yeter deyip kabine gittim. Zürafa, Okan ve iki adamlarının daha kucaklarında benim kıyafetlerim vardı. Normalde kıyafet alışverişleri pek dikkatimi çekmezdi bu yüzden pek bir şey almazdım ama dolabımı baştan dizmek zorundayım çünkü neredeyse hiç kıyafetim yok. Diğer nedenimse ben ne kadar oyalanırsam onların canı o kadar sıkılıyordu.
Kıyafetleri deneyip onları daha fazla sinir edemeyecektim. Hazırlıklı gelmemiştim omuzlarımdaki, kollarımdaki kısacası vücudumdaki izleri ve kalıcı morlukları makyaj malzemem olmadığı için kapatamamıştım.
"Hadi bunları alacağız."
Okan yukarıya bakıp konuştu. "Bitti sonunda. Allahım sana şükürler olsun. Kurban kestiricem"
"Niye?"
"Bugün biterse diye adak adamıştım."
"Oha"
"Ne ohası ya ben ölüyordum."
"Ölmemişsin. Uzatma gidin alın şunları."
"Off tamam ya. Yürü Alaz" bende onların arkasından gidiyordum.
Okan büyük ihtimalle sesinin duyulmadığını sanıyordu ama duyuluyordu.
"Abi sen bu kızı kaçırmasaymışsın keşke. Ya biz bu kızı bırakalım polise giderse gitsin. Beş saat kıyafet alışverişi yapmaktansa ömrüm boyunca hapiste çürümeye razıyım." Zürafa konuşmamaya devam edince Okan konuşmasına devam etti.
"Sadece kendi gelmediki yanında kedisiyle ay- pardon köpeğinide getirdi."
...
Kıyafetleri aldıktan sonra makyaj mağazasına girdim. Ellerinde bir sürü poşet varken hiçbiri halinden memnun gözükmüyordu. Rujların testerlarına bakmak için elime sürecekken duraksadım arkama dönmeden seslendim. "Biriniz gelebilir mi?"
Zürafa'nın sesini duydum "Tabii" büyük ihtimal elindeki poşetleri bir korumaya vermişti. Yanıma gelince konuşmaya başladım
"Elini uzatır mısın?" Hiç sorgulamadan uzattı ama avcı açıktı. Elini çevirip tersine rujları denemeye başladım.
"Neden bunları kendi eline denemiyorsun?"
"Okan el benim değil mi? Sen niye karışıyorsun kıza?"
"Off tamam abi ya"
...
Eve gelmiştik. Zürafanın ellerinde bir sürü renk ruj vardı ve çıkmamıştı.
"Teşekkürler."
"Ne demek görevimiz" deyip gülümsedi.
🍯🍯🍯
Evett bu bölümde buraya kadardı pek güzel olmamış olabilir. Alışveriş konusunda bir gram bir şey bilmiyorum çünkü.

Bu da belki bir ihtimal olursa kitabımızın minik bücürleriyle ailesinin fotoğrafı
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |