
!!Baharatlı bölüm uyarısı!!
Lee Minho'dan
Gece derin bir uykunun ortasındayken aletimin üzerinde hissettiğim ağırlık ile uyandım. Küçük bebeğimin canı oyun istiyordu sanırım. Gözlerimi araladığımda hafifçe sırıtarak baktım ona. Aynı tahmin ettiğim gibi beni kalçasının arasına sıkıştırmış, üzerinde çok sert olmayacak şekilde zıplıyordu.
"Ihm. Yaramazlık mı yapıyorsun?"
Sağ elimi beline dolayıp onu kendime daha çok bastırmak istediğimde kulağıma dolan zincir sesi ve elimin olduğu yere geri çekilmesi ile ne olduğunu ancak anlayabiliyordum. Şimdi sıçtın Minho.
O yüzüme piç piç sırıtırken yapmak istediğim tek şey bu davranışını karşılıksız bırakmamaktı. Bunu aklımın bir köşesine yazdım. Cezasını bir gün çekecek. Hafif bir sitemle itiraz ettim.
"Sana inanamıyorum.. Çöz beni!"
Bunu demem ile dil çıkardı. Yetmezmiş gibi dilini çoktan erekte olan penisime sürdü.
"Jisung! Çıkar şu zincirleri, aksi takdirde kötü bir ceza alacaksın!"
"Nedenmiş? Babacığım bu itaatsizliğimden hoşlanmadı mı yoksa?"
Hitap şekli ile derin bir nefes aldım. Galiba bu çocukla fazla içmeye gelmiyor. Sarhoşluğumdan yararlanıp beni yatağa zincirlemiş resmen.
O üzerimdeki hareketlerini hızlandırdıkça zor durumda kalıyor, büyüyen penisim daha fazlası için yalvarıyordu. Ona dokunmak için ölüyordum ama yapabildiğim tek şey çarşafı sıkmaktan ibaretti.
"Han Jisung! Son defa söyleyeceğim. Şu siktiğimin zincirlerini derhal çözmezsen o lanet kıçını paramparça olana kadar beceririm."
Alaylı bir şekilde sırıttığında gözlerinin parladığını çok net görebiliyordum. Zevk alıyordu bu kadar çaresiz olmamdan, ne yalan söyleyeyim bende ondan farksızdım. Bu muhtaçlık bana erotik bir zevk veriyordu. İçinde bulunduğum atmosfer kanımın şehvetle kaynamasına ve her geçen saniye onu daha çok arzulamama sebep oluyordu.
"Zavallı babacığım altımda bu kadar çaresizce kıvranırken beni nasıl becerecek acaba?"
"Ömrümün sonuna kadar bu yatakta bağlı olmayacağımı çok iyi biliyorsun."
"Öyle mi? Ben aksini düşünmüştüm, zira şu an halinden oldukça memnun görünüyorsun."
Aşağılamalarında oldukça haklıydı aslında. Yinede ona dokunmak, onu bir defa daha benim yapmak için yanıp tutuşuyordum.
O umursamazca aletime yöneldi ve ucunu dilinde dolayarak ağzına aldı.
"Arsız.."
"Sadece senin için."
Konuştuğunda ağzındaki doluluk yüzünden sesinin boğuk çıkması bile beni zevke getirebilirdi o an.
"Mhm.."
"Çıkarma şu lanet sesi."
"Ama çok lezzetli babacığım~"
"Babacığın siksin seni."
"Keşke."
Alayla sırıttığında bir defa daha aşağılandığımı anladım. Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.
"Bebeğim, aşkım, güzelim.. Hadi, aç şu zincirleri de sana daha iyi bir deneyim yaşatayım."
Bu defa şımarık bir çocuk edasıyla dudak büzdü.
"Ama babacığım.. Benim için böylesine çaresiz olman daha tatmin edici~"
Üzerime daha çok eğilip göğüs kaslarımı okşamaya başlamıştı. Diğer bir yandan sürekli sürtünüyordu.
"Lanet olsun Jisung!"
Hava mı çok sıcaktı yoksa ben mi alev almıştım, bilmiyordum. Odanın atmosferi nefes alınamayacak derecede boğucuydu. Kırmızıdan başka bir renk görmek imkansızdı o an. Yumruklarımı sıktım ve biraz olsun sakinleşmeye çalıştım lakin ne yapsam boşunaydı. Başka seçeneğim olmadığı için kendimi ona bıraktım.
Jisung bu esnada ağzına bir şey atmıştı. Ne olduğunu çok kurcalamayıp üzerimdeki hareketlerine odaklanmayı tercih ettim. Az sonra diliyle göğsümden çeneme kadar bir yol çizdi ve öpüşmek için alnını benimkine dayadı.
Sakin ve yumuşak başlayan öpüşmemiz hızlı ve sert bir hâl aldığında işin içine dillerimiz de karışmaya başlamıştı ki aniden ağzıma geçen acı tada sahip şey her neyse bir anda yutmuş bulundum. Umarım bu..
Jisung'un sırıtması iyi şeylere işaret etmiyordu. Alayla ve küçümsercesine baştan aşağı beni süzdüğünde yutkundum.
"Tanrım.. Sen.. Bu kadar acımasız olamazsın değil mi?"
"Sanmıyorum.." Omuz silkti gülerek. "Fantazi odası olan sensin.." İç çekip lafını devam ettirmeseydi her şey yolunda gidebilirdi. "Anahtarının yerini göstermek de en büyük hatan sanırım." Siktir.. Gerçekten yapmış.
"Sikeyim seni.. Komik olacağını mı düşündün?
"Komik olmasada zevkli olacağı kesin, bebeğim~"
Bir kaç dakika içinde azdırıcının etkisiyle tamamen mahvolacaktım ve o hiç bir şey olmamış gibi üstüme sırıtıyordu.
"Hem sana vermeden önce bende biraz emmiş oldum. Birlikte tutuşacağız~"
Yutkundum ve aklıma dolmaya başlayan kirli görüntülerle gözlerine baktım.
"Çöz beni, bebeğim."
"Nedenmiş?"
"Sana hayatının en iyi gecesini yaşatacağım. Söz veriyorum."
"Hm.. Bunu yaparsam ödüllendirilecek miyim peki?
"Tıch.. Cezalandırılacaksın."
Yine o arsız, piç gülümsemelerinden birini bahşetti bana ve dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi, şımarık ve ukala bir tavırla.
"Bunu beğendim, babacığım~"
Ve nihayet zincirleri çözmeye başladı.
"Hadi dilediğince sik beni. Senin adın dışındaki her şeyi unuttur bana."
"Şüphen olmasın Han Jisung. O sikik çeneni inlemek harici açamayacaksın."
~
Alttaki yıldızı görüyor musun? Ona basınca kıyamet kopmuyor, denemekten çekinme.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |