
Başlamadan önce yazar notu; genelde medyadaki şarkıları bölüm olaylarıyla uyumlu seçmeye çalışıyorum bu yüzden artık Türkçe çeviri şeklinde koyacağımm
İyi okumalarr♡
--------------------------------------------------------------
Lee Minho'dan
Jisung'la birlikte hayatımın en verimli uykusunu uyumuştum. Tahminimce yarın uyanacak, birlikte üvey annemin hazırladığı güzel kahvaltıyı yapacak, bahçede kedileri sevecek, mükemmel bir gün geçirecektik. Ancak yatağıma vuran sinir bozucu güneş ışığı ile gözlerimi araladığımda yanımın boş olduğunu fark ettim.
"Jisung?.." Sesimin yeni uyandığımdan dolayı kısık çıkmış olabileceği varsayımında bulunup kendimi tekrarladım.
"Jisung!.. Banyoda mısın?" Tık yoktu. Yavaşça yatağımdan doğrulup aşağı indim. Biraz hızlı kalkmış olmalıyım, gözüm kararıyor. Umursamadan odaları gezdim. Önce salona sonra mutfağa baktım. En sonda bahçeye. Jisung hiç bir yerde yoktu. O sırada uyandığıma dair gürültümü işitmiş olacak ki üvey annem merdivenlerin başından bana seslendi.
"Oğlum? Uyandın demek. Kahvaltıyı hemen hazır ederim."
"Jisung nerede?"
"Ah sana söylemedi mi? Acil işi varmış sabah çıktı o."
İlginç bir şekilde beni uyandırıp söylememişti. Bende onun çıktığını duymayacak kadar derin uyuyormuşum demek ki. Yine de o kadar keyifli bir akşamdan sonra bana haber vermemesine biraz kırılmıştım.
Han Jisung'tan
Neden bilmiyorum ama dün gece onunla uyurken içimde kötü bir his uyandı. Evet ona aşık olduğumu kabullenmiştim ama bu hiç doğru gelmiyordu. 13 yaşından beri bildiğim tek bir şey vardı. Aşk zayıflıktan başka bir şey değildi. Bu yüzden kendimi bildim bileli hiç ciddi bir ilişkim olmadı. Tek gecelik zevkler ve vakit öldürmek için ettiğim flörtler beni yeterince tatmin ediyordu. Neden özel birini kalıcı olarak hayatıma alayım ki?
Korktum. Dün gece üvey abime aşık olmaktan korktum ve kendimi bile isteye uzaklaştırdım ondan. Ona bağlanmak isteyeceğim son şey bile değildi. Sabah hava yeni yeni aydınlanırken sadece anneme haber vererek kaçtım o evden. Kendi evime girdiğimde soğuk hava çarptı yüzüme. Atmosfer buram buram yalnızlık kokuyordu. Umursamadan ılık bir duş aldım. İştahım pek yoktu bu yüzden hızlıca bir filtre kahve ve omlet hazırladım kendime. Kahvaltıdan sonra bahçede kitap okudum biraz. Sonra günlük sporumu yaptım. Hiç biri zihnimin olmusuz düşüncelerini silip atamamıştı. Pes ederek salonda uzandım ve bir film izlemek istedim. Karşıma dün gece birlikte izlediğimiz film çıktı, years from death. Her şey bana onu hatırlatıyordu sanki.
Acilen kafamı dağıtmam lazımdı. Bu nedenle akşama doğru her zaman uğradığım mekana girip bir kadeh şarap istedim barmenden. O esnada daha önceden bir kaç defa burada gördüğüm 20-25 yaşında iki kız yanıma geldi. Derin bacak ve göğüs dekolteleri her ne kadar tahrik edici bir unsur gibi görünse de zerre ilgimi çekmiyordu artık. Ben bir daha kimseden zevk alamayacağımın bilincindeydim.
"Selam avukat bey~"
Yandan bir bakış atıp kafamla selamladım onları. İlgilenmediğimi belli etmeyi amaçlanmıştım bu tavırlarımı ortaya koyarak.
Derken esmer olan kız konuştu bu defa. Yanındaki sarı saçlıya göre daha güzel bir siması olduğunu itiraf etmeliydim.
"Böylesine çekici bir adamı bu kadar efkarlandıran şey ne?"
Aşk. Bunun tek cevabı aşk denilen gereksiz duygu olabilirdi benim gibi biri için. Elbette bunu söylemedim. İmajımı sarsmak aptallık olurdu. Gece hayatımın ne kadar hareketli olduğunu buraya ikinci defa gelen biri bile rahatlıkla anlayabilirdi. Samimi durmasına özen göstererek zengin tınılı bir kahkaha attım.
"Haha~ Ben ve efkarlanmak mı? Bu ancak tecrübesiz bir fahişeyle yatarsam olur ki bu konuda hata yapmam."
"Ah elbette~" Dedi sarışın olan. Bu kızın ses tonu neden bu kadar cıvık? Göz devirmemi zor engelleyerek derin bir nefes aldım.
Kızlar yakınlaşmak istiyorlardı ama benim midem bulanıyordu. Özellikle biri kucağıma oturmaya yeltendiğinde barmene bahşiş bırakıp hiddetle kalktım oturduğum yerden.
Çıkışa doğru hızlı adımlarla yürürken son defa arkama bakıp seslendim özür mahiyetinde.
"Pek havamda değilim hanımlar. Sonraya sözüm olsun."
Aceleyle çıktım bardan. Kendimi son model arabama atıp kafamı koltuk başlığına yasladım. Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Hafif hafif yağmur çiselemeye başlamıştı dışarıda. Hava karanlıktı ama şehrin ışıkları yüksek gökdelenlerin camlarından yansıyarak aydınlatıyordu etrafı. Az ilerideki sokak sanatçıları yeni bir parça çalmaya başladıklarında düşünebildiğim tek şey Minho'ydu. Onun sıcak kolları arasında güzel bir uyku çekmeye ihtiyacım vardı şimdi. Oysaki sabah kaçmıştım bütün bunlardan.
~
Bu kurgu hiç akmıyor bence erken final mi yapsam ne yapsam😔
Her neyse siz diğer kurgularımı da okuyun onlar daha güzel ve oy vermeyi ihmal etmeyin lütfenn★
Seviyorum sizi çokk kendinize iyi bakın ve okuduğunuz için teşekkür ederimm🖤💋
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |