
Minho gözlerini hafif hafif açabilmeye başlamıştı ama görüntü bulanıktı. Muhtemelen kafasına ağır bir darbe almıştı. Neyseki vampirler kafa travmalarında insanlar gibi narin değillerdi. Acıyla hafif bir inilti çıkardı Minho. Koluna baktığında ezildiğini gördü. Üstüne düşmüş olmalıydı. Yine de pencere fazla yüksekteydi. Bu şekilde hafif yaralarla atlatması büyük şansdı. Bekle.. Şans?
Hayır bu bir şans değildi. Minho bilmiyordu sadece. Öğrenecekti. Kayalıkların arkasından gelen ses ile başını oraya çevirdi prens. Ve gördü onu... İlk gördüğü günden beri rüyalarına giren. Odasında herkesten gizlediği çizimlerin içeriğindeki o çocuk. O siren...
Jisung bir süre korku dolu gözlerle süzdü onu. Hayır bu korkusu Minho'nun bir şey yapmasından korktuğu için değildi. Biliyordu genç prensin ona zarar vermeyeceğini. Korkmuştu çünkü yıllardır huzur verip uyutabilmek için hayatını riske attığı prens yaralıydı. Jisung neden bilmiyordu ama karşısındaki adama karşı derin bir bağ duyuyordu. İlk defa onun hıçkırıklarına şahit olduğunda sadece 11 yaşındaydı. Arkadaşlarıyla avlanmaya çıkmış. Şans eseri vampirlerin bölgesine fazla yaklaşmışlardı. Kalbi parçalanmıştı Jisung'un.. Bir şey yapmalıydı. Ve o günden sonra her gece. Onu sakinleştirmek için siren şarkılarından söylemeye başladı. Seviyordu bu adamı. Birbirinden çok farklı iki yaratık olsalar da. Kalpleri birbirleri için atıyordu..
Minho transtan çıkmış gibi kafasını sallayınca Jisung da kendine geldi. Prens hayal gördüğünü düşünmeye başlamıştı. Kafasını çarpmıştı sonuçta, değil mi? Jisung'un güzelliği de ancak bir hayal olabilirdi zaten..
Beyaz teninden akan su damlaları, yüzüne vuran ay ışığı, bedeninde git gel yapan dalgalar. Saçları.. İçinde bütün evreni barındıran gözleri.
"Ah.. Tanrım." Minho iç çekti. Kilitli kalıyordu bu çocukta. İşin daha ilginç kısmı o da dakikalardır Minho'yu süzüyordu. Gerçi onun niyeti farklıydı.
"Prensim.. İyi misiniz? Son anda yetişebildim"
Minho'nun nefes nefese sesine zıt olarak gayet akıcı ve anlaşılır konuşmuştu. İlk defa onun sesini bu şekilde net duymuştu Minho. Dalgalanan okyanus şahit olsun ki bugüne kadar duyduğu en nazik, en temiz ve güzel sesti bu.
"İ-iyiyim.." Diyebildi. Bekle... Neden kekeliyordu ki? Umursamadan konuşmaya devam etti. "S-sen gerçek misin?"
Jisung, Minho'nun burada bir siren görmeyi şaşırtıcı bulduğunu düşündü. Ama Minho'nun bu soruyu sormaktaki amacı çok farklıydı. "Gerçekten sen misin?.."
Evett, bir bölümün daha sonuna geldik. Bütün destekleriniz için size minnettarım🙏🏼
İyiki varsınızz.
Lütfen yıldızı renklendirin çok kolay bir şeyy★
Sonra görüşmek üzeree, seviliyorsunuzz🖤💋
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.59k Okunma |
1.01k Oy |
0 Takip |
18 Bölümlü Kitap |