8. Bölüm

~İçtenlik ve Samimiyet~

Minl3e
minl3e

Başlamadan önce bilgilendirme, klasik mitolojide sirenlerin akıl okuyabildiğine dair yaygın bir inanış olmasa da modern fantastik eserlerde sirenlerin akıl okuma ve telepati gibi yeteneklerine rastlanabiliyor, bende kullanmak istedim.

 

Minho okyanus kenarındaki sirenini. Jisung pencere önündeki vampirini izliyordu. Bazen biri konuşacak gibi oluyor ama diğerinin gözlerinde kaybolup unutuyordu sözlerini. Uzun uzun birbirlerini inceliyor, her bir ayrıntılarını zihinlerinin en derinlerine kazımaya çalışıyorlardı. Etrafta yankılanan sesler, okyanusta yüzen balıklar, ağaç yapraklarının çıkardığı hışırtı.. Sadece bir detaydan ibaretti ikisi için. Sadece birbirlerine odaklıydılar ve kalpleri huzurla dolup taşıyordu. Bu derin sessizliği bölen Minho olabilmişti sonunda.

"Vampirler akıl okur sanıyordum." Han bir süre sırıttı genç prense.

"Vampirler, her şeyi kendilerinin yapabildiğini düşünecek kadar narsisttir zaten." Minho kaşlarını çatarak kayalıklardaki çocuğu süzdü.

"Benim hakkımda da böyle mi düşünüyorsun?" Diye bir cümle çıkıverdi ağzından. Bu ne kadar aptal bir soru diye düşündü sonra. Karşısındaki çocuk için nasıl bir farkı olabilirdi ki diğer vampirlerden? Ama Jisung farklıydı diğer sirenlerden. O Minho'nun sireniydi.

Gelen cevap beklediği gibi hüsrana uğratmadı vampiri. "Hayır, sen sadece sana öğretilenleri uyguluyorsun." Bir kaç saniyenin ardından kendi kendine mırıldandı Jisung, "Gerçi bu dünyada narsist olmayı hakedecek tek varlık sensin.."

"Bir şey sorabilir miyim?" Diye söze girdi Minho. "Elbette.." Minho biraz duraksadı kendini nasıl ifade edeceğini bilmiyordu.

"Beni nasıl kurtardın?"

Jisung düşündü. Hayatının her saniyesi onu gözetlediğini söylemenin zamanı mıydı? Ya da ona aşık olduğunu itiraf etmenin? Gerçi.. Ne değişecekti ki? Birlikte olmazlardı.. Minho bir vampir, Jisung ise bir sirendi.

Madde 2:Hiç bir soy kendi dışında bir soyla ilişki yaşayamaz.

İçinden lanet etti Jisung. Elinde değildi, vampiri her gördüğünde ger duyduğunda onunla olmak istiyor. İçindeki anlam veremediği dürtülere yenik düşüyordu.. Şu anda karşısında istese canını vereceği adam ondan bir cevap bekliyordu. Boğazını temizledi ve bir şeyler uydurmaya çalıştı.

"Av için bu kıyılarda dolanıyorduk. Bazen vampirler kanını damıttıkları insan cesetlerini bize veriyor. Sonra seni gördü-"

Minho'nun gözleri karardı.. Şarap.. İçtiği şaraplar.. Elbetteki yaşamak için kan içmesi gerektiğini biliyordu. Bu güne kadar o şarapları domuz kanından sanıyordu..

"İ-insan kanı mı?" Minho Jisung'un sözünü yarıda kesince bir terslik olduğunu anladı genç siren. "Evet.. Sorun ne?" Minho önünde durduğunu pencereye yaslanıp derin derin nefes almaya başlayınca Jisung'un endişesi arttı. "Prensim, iyi misin?" Minho başını kaldırıp Jisung'a baktı bir süre. Her ikisi de birer katildi. Minho kanlarını içiyor. Jisung ise direk yiyordu onları.. Peki insan soyu bundan haberdar mıydı. Bile isteye halkının bu zararı görmesine izin verecek kadar ne karşılık alıyorlardı diğer soylardan? İşte yine düşünmeye başlamıştı Minho. Her zaman olduğu gibi..

 

 

Bu bölüm çok içime sinmedi nedense idare edin, mazur görün🙏🏼

Yıldızı renklendirmeyi unutmayın lütfenn★

Sonra görüşmek üzeree, seviyorum sizi🖤💋

 

Bölüm : 21.03.2025 21:58 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...