
Bütün ihtişamıyla toplantı odasına adım attı Kral Lee Minho. İçeriye girdiğinde andan itibaren bütün gözler onun üzerindeydi, hissedebiliyordu. Diğer soylardan temsilciler de şüphesiz çok iyi görünüyordu. Ancak Kral Lee tek bir bakışla bile hepsinden rahatça ayrılıyordu. Yanında Hyunjin ve bir kaç vampir temsilci ile kendilerine ayrılan yere oturdular.
Buz gibi kara mermer masa kendisiyle zıt tahta ve rahat minderleri olan sandalyelere sahipti. Üzerinde şişelerce şarap, bira, çeşit çeşit meyve, çerez soylara özel ikramlar yer alıyordu. Masa salonun bir ucundan diğer ucuna uzanıyordu. Sonuçta sadece vampir soyundan 7 temsilci gelmişlerdi. Sırayla masadaki yüzleri inceledi Kral Lee. Kurt adamlar soyunun kralı Chris ve kardeşi Chang soylarını temsilen bir kaç kraliyet yardımcısı ile buradaydı. Diğer uçta oturan peri soyunun temsilcileri ise kral, kızı Olivia ve oğlu Felix'di.
Tabi bir kaç krallık hizmetkarı ile beraber. Biraz dikkatli baktığında hayalet soyunun kralı Yang'ı gördü Minho. Yanında da yeğeni Jeongin vardı. Cidden onları görebilmek zor diye düşündü. Gerçi toplantılarda bir zorunluluk olarak koyu kıyafetler giyiyorlardı hayaletler. Yinede yeterince etkili değildi. Onların az ilerisinde zombi soyluları vardı henüz 16 yaşındaki prens Kim Seungmin ile birlikte. Minho o an o yaşlarda eğitim için geldiği toplantıları hatırladı ve yüzünde ufak bir gülümseme belirdi. İnsan soyu diğer soylardan biraz uzakta. Kurt adamlar ve perilerin yanında oturuyordu. Zira vampir, zombi gibi soylar onlara karşı koymakta güçlük çekiyordu. Bu nedenle insan kokusunu baskılayacak özel esanslar sürüyor. Vücutlarının büyük kısmına çeşitli zırhlar giyerek toplantıya katılıyorlardı. O an Minho'nun gözü büyücüler ve ejderhalar arsındaki boş sandalyelere kaydı. Sahi sirenler neredeydi? toplantının başlamasına fazla vakit kalmamıştı.
"Sirenler nerede kaldı?" Bir büyücü cevapladı Minho'nun sorusunu. "Salona girmek üzereler."
Minho büyücünün önündeki küreye baktı ve göz devirdi sırıtarak. Ortam bu kadar gürültülü olmasaydı üstün vampir becerileriyle o çok daha kolay anlardı bunu. Az sonra kapı açıldı. İçeriye ilk olarak Kraliçe Han girdi. Arkasından bir kaç saray yardımcısı ve en sonda Jisung. Minho gördüğü tanıdık sima ile şok oldu bir süre. Kraliyet soylularından biri miydi yoksa hizmetkar mı? Neden kendisine bundan hiç bahsetmemişti?
Peki ya nasıl bunca zamandır onu burada görmemişti Minho? Pek çok kez bu toplantılara katılmıştı oysa.. Minho gözlerini Jisung'dan alamıyordu. O kadar özenle yaratılmıştı ki.. Her bir ayrıntısını zihninin en ücra köşelerine kazımak. Ve o ayrıntılarda kilitli kalmak istiyordu Minho.
"Bu kadar belli etmesen mi kralım.."
Hyunjin'in sesi ile transtan çıktı ve önündeki şarap kadehini kafasına dikti Minho.
"Gözlerim ait olduğu yere kayıp duruyor Jinnie.. Durduramıyorum, sahip çıkamıyorum onlara."
Hyunjin Minho'nun sözleri ile küçük bir kıkırdama bıraktı ortama. Neyseki kimse onları duymuyordu. Sirenler hariç.. Jisung duydukları ile bir kaç saniye Minho'ya baktı ardından gözlerini kaçırdı. Neyseki ailesi ejderha soyu ile derin bir sohbet içindeydi ki Minho'nun söylediklerini algılamıyorlardı.
Evet Jisung da bir prensti. Hiçbir zaman Minho'ya söylemedi. Önce kalbini çalması gerekiyordu ki bunu kolaylıkla başarmıştı Jisung. Geriye tek bir şey kalmıştı. Çok yakında gerçekleşecekti. Bütün bunların bir sebebi vardı. Yakında acı şekilde öğrenecekti Minho. Şimdilik aşkı gözünü kör etmişti.
Jisung kraliçenin yanına oturunca Minho onun prens olduğunu anladı. Biraz hayal kırıklığı biraz da hayret içinde baktı güzeller güzeli sirenine. Jisung vicdan azabıyla başını eğdi ve içkisinden bir yudum aldı sessizce. Boğazı düğümleniyordu. Nasıl yapacaktı Jisung bunu? Ona boyundan büyük sorumluluklar, görevler yükleyip duruyorlardı. Yıllardır aşık olduğu vampirine nasıl yapabilirdi ki böylesine trajik bir şeyi..?
Bütün soylar masaya oturunca toplantı başkanı Kral Chris konuşmaya başladı.
"Öncelikle kral olarak bizimle yaptığı ilk toplantısı olduğu için Bay Lee'yi tebrik etmek istiyorum. Babanızın ölümü bizim için her ne kadar acı verici olsada, sizin en iyi şekilde krallık görevinizi yerine getireceğinizi bilmek bizim için büyük bir mutluluk."
Minho saygıyla başını eğdi ve gülümseyerek cevapladı.
"Bütün bu iyi söylemleriniz için teşekkür ederim Kral Chris. Şüpheniz olmasın."
Sözü kardeşi Chang aldı.
"Gelelim asıl konuya. Eşcinsellik yasağını kaldırmışsınız doğru mu? Neden böyle bir şeye gerek duydunuz? Bağışlayın, niyetim eleştirmek değil. Hali hazırda bu yasağın olmadığı pek çok soy var."
Periler ve hayaletler onayladı prens Chang'ı. Sirenler ve büyücüler de bu yasağın yüzyıllardır olmadığı soylardandı ve yıllardır huzur içinde yaşıyorlardı.
"Sadece merak. Elbette krallığınızdaki bu tarz kurallar bizim söz hakkı olduğumuz konular değil."
Hyunjin hafifçe dürttü Minho'yu ve fısıldadı.
"Yinede gerçek sebebi söyleme."
Minho başıyla onayladı Hyunjin'i. Ne olursa olsun kendilerini sağlama alıp öngörülü davranmak zorundaydılar.
"Sadece halkımın özgürce aşklarını yaşamasını istiyorum. Sırf aynı cinsiyette oldukları için ruhalarını birbirinden ayırmak kabul edilemez bir kabalık bana göre."
Jisung'un nefesi duyduğu sözlerle daha da ağırlaştı. Minho'nun sesi ona huzur vermesi gerekirken bir diken gibi batıyordu kalbine.Canını yakıyordu.
Diğer soylar bu durumu anlayışla karşılayıp başlarıyla onaylarken Minho sirenine baktı. Ona güven verdigini düşündüğü yerde sireni acılar içinde kıvranıyor gibiydi. Bir terslik vardı ama ne?
721 kelime bu ciddi bir yeni rekor millet bu kadar yapabileceğimi düşünmüyordum ama uzun bir aradan sonra yb attığım için iyi oldu bunu kutlayalımm😼
Oy verin lütfenn oy vermezseniz küserim🐰★
Finale az kaldı ne düşünüyorsunuzz??
Her neyse çok uzattım çok seviyorum sizi her biriniz ayrı ayrı çok değerlisiniz benim içinn🖤💋
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.59k Okunma |
1.01k Oy |
0 Takip |
18 Bölümlü Kitap |