
Gelen kişi hizmetlilerden biriydi. Genç prensin önünde saygıyla eğildi ve konuşmaya başladı.
"Efendim, büyük babanız teşrif ettiler."
"Bir kaç dakika içinde geleceğimi söyle."
"Emredersiniz, efendim"
Kadın tekrar saygıyla eğildi ve kapıyı çekip çıktı.
Minho, dün geceden onun için hazırlanan şık takım elbiseyi giydi. En güzel takılarını taktı ve saçlarına şekil verdi. Gerçi bunların hiç birini yapmasa bile mükemmel olacağının bilincindeydi. Yine de büyük babası için özenli gözükmeliydi. Sonuçta bu krallık yakında onun olacaktı. Daha fazla vakit kaybetmeden gösterişli salona indi Minho. Her zamanki gibi şato, bütün ihtişamıyla karşılıyordu asilleri. Kırmızı, siyah güller; dağıtılan şarapla tonsürton oluşturuyor. Kan emicilerin göz zevkini arttırıyordu. Genç prens sessizce ailesinin yanına adımladı. Bir taraftan ortamın nabzını ölçüyordu. Çoğu yetişkin erkek vampir, karşı cinsle flörtleşiyor, işi ileriye götürmek isteyenler özel odalara çekiliyordu.
Yüzünü buruşturdu Minho. Hetoro ilişkiler ona hep mide bulandırıcı gelmişti. Sanki.. Sanki sadece cinsellik hormonlarıyla ilgili bir reaksiyon gibi. Aşk yok. Adının seslenilmesiyle önüne döndü genç oğlan.
"Minho, etrafa bakmayı bırak da bize odaklan."
Annesi her zamanki gibi sert ve soğuk bir tonda konuşmuştu oğluyla.
Minho saygıyla büyüklerinin önünde eğildi.
"Özür dilerim, efendim"
Masada yerine geçip oturdu, başını öne eğdi genç prens.. Aklında binlerce soru vardı yine. Çok düşünürdü Minho. Acaba.. Acaba bir gün aşık olacak mıydı o da? Nasıl bir adama ihtiyacı vardı kalbi için? Genç prens bunları düşünmekle meşgulken kendisi adına çoktan verilmiş kararlardan habersizdi tabi. Haberi olsa bu şatoda kaç saniye daha kalırdı? Büyük babası boğazını temizleyip konuşmaya başladı;
"Minho"
Genç prens duymadı, kendi içinde başka şeyleri düşünmekle meşguldü.
Büyük babası sert bir tonda adını tekrarlayınca irkildi ve onunla göz teması kurup özür diledi.
"Bu kadar düşünmek iyi değil oğlum."
"Haklısınız efendim, benim hatam."
Tekrar önüne döndü ve kırmızı şarabından bir yudum aldı. Yine düşündü Minho, durduramıyordu kendini. Acaba şarap dışında bir şeyle beslenmek nasıldı? Tabi içtiği şey şarapsa... İç çekti. Çok küçüktü. Çok masumdu. Etrafında onlarca vampir olmasına rağmen yalnızdı genç prens. Kanı soğuktu, teni soğuktu, kalbi soğuktu.. Ailesi ona sadece prens gözüyle bakıyordu. Oğulları olarak gördükleri şüpheliydi. Minho sadece bir nesneden ibaretti. Onu eğitir, öğütler verirler. Ardından diğer soylara prensleriyle övünürlerdi. Sevgisiz büyümüştü Minho. Sevgi neydi ki? Vampir soyu sevgiden anlamazdı. Onların tek derdi şehvetti. Ağır şaraplar ve ıslak geceler.. Sadece sertlik. Acı.. Bu cidden aşk mıydı? Asla. Minho istemsizce yüzünü buruşturmuştu. Annesi masanın altından ayağına bastı. Ağır bir tepki vermeden yüzünü düzeltti genç prens. Düşünmeyi erteledi. Her zaman olduğu gibi.
Evett.. Biraz(şüpheli) taciz edilmemin üzerine yeni bölüm atmaya karar verdim.
Karakterleri buluşturmak zaman alıyor çünkü betimlemeli bir kurgu yazmak önceliğim. Lütfen anlayışlı olun🙏🏼
Ve şu yıldıza basmak çok zor olmamalı, lütfenn★
Sonra görüşmek üzeree🖤💋
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.59k Okunma |
1.01k Oy |
0 Takip |
18 Bölümlü Kitap |