4. Bölüm

~Özgürlük Hissi~

Minl3e
minl3e

Mükemmel bir yazar(şüpheli) olduğum için dün yb yazmıştım, bugün atıyorum.

 

Minho'nun sesi duyulmayacak bir fısıltı şeklinde çıkmıştı ama bu okyanus kıyısındaki siren için yeterince yüksek bir frekansdı. Hızlı bir manevra ile suya dalıp gözden kayboldu güzel oğlan. Minho ardından bakakaldı. Nasıl duymuştu onu? Gerçi her gece onun sessiz hıçkırıklarını dinlediğinden ve sırf sakinleşip uykuya dalması için söylediği siren şarkılarından habersizdi Minho.

Yatağına uzandı ve gözlerini kapattı. Derin bir uykuya daldı karışık düşünceleriyle.

(Time skip yapmak zorunda kaldım mantıklı ilerlemesi için)

Lee Minho, 2 ay önce 18 yaşına basmıştı. Rutin eğitimlere devam ediyor. Arada bir farklı olarak halkla buluşuyor, kendini sevdiriyordu. Bir kaç ay sonra büyük bir taç giyme töreniyle krallığın başına geçecekti. Peki hazır mıydı? Donanım olarak kesinlikle. Ama bir şey vardı. Minho'nun kalbinde bir şey vardı kimsenin bilmediği.. Biri vardı...

Minho vücudunda git gide ağırlığını hissetmeye başladığı zırhıyla beraber odasına döndü. Eğitim ve yemek saatleri dışında odasından çıkması yasaktı. Çünkü annesine göre şatoda kötü niyetli asiller de yaşıyormuş. Neden bir arada yaşıyoruz o zaman? Atalım onları.. Ah doğru ya. Onlar da bu satrancın bir piyonu. Üstünü çıkarıp yatağa uzandı Minho. Yine düşüncelere daldı. Belkide bu yalnızlık düşünmeye sevk ediyordu onu.. Bunun akıl sağlığına iyi gelmediği kesindi gerçi.

Ilık bir duş aldı Minho ve temiz kıyafetlerinden geçirdi üstüne. Bu gece kararlıydı. Şatonun panjurları açıldığı an, penceresinden kaçacak ve okyanustaki sesin kaynağını bulacaktı. O güzel oğlanı bulacaktı. Konuşacaktı onunla. Hesap soracaktı. "Neden seni her gördüğümde beni o mükemmel güzelliğinden mahrum bırakıp kaçıyorsun?" Diyecekti. Hayatında bir defada olsa kendi kararını verecek ve onu görmeye gidecekti.

*Panjurlar açılıyor, dışarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı dikkatli olunuz.*

Minho o tehlikenin içine gidecekti. Adeta yangına kürekle gitmekti bu. Ama umurunda mıydı? Hayır. Hayır değildi. O bu gece yıllardır platonik olduğu çocuğu bulacak ve ona açılacaktı. Evet. Bu kurallara aykırıydı. Evet. Belki canını acıtacaktı. Ama umursamadı. Sadece uğruna nefes aldığı çocuğu düşünüyordu. Bu dünyaya katlanmasının tek sebebini.

Pencereye yaklaştı ve korkuyla süzdü dışarıyı, okyanusu.. Sevdiğini ona getirecek derin, soğuk suları süzdü Minho uzun uzun. Ay yine parlıyordu gökyüzünde. Şüphesiz bu yıldızlar sevdiğinin gözünde olduğundan on bin kat daha güzel gözükürdü. Daha fazla düşünmedi. Düşünürse korkardı. Korkarsa vazgeçerdi. Vazgeçerse kaybederdi. Lee Minho kaybetmeyi sevmezdi. O her zaman kazanırdı. Pencereden dışarı attı bir ayağını. Pencere çok alçak sayılmazdı ve Minho'nun yükseklik korkusu vardı. Aşağı bakmamaya çalıştı ve bir ayağını tuğla çıkıntısına bastı. Sonra dışarı çıkardı bedenini. Pencerenin pervazına tutundu sıkıca. Bundan sonrası kolay diye düşünürken ayağı kaydı ve hatırladığı son görüntü kararanlıktan ibaretti.

 

 

Yıldızı renklendirmeyi unutmayın lütfenn★

Sonra görüşmek üzeree, seviyorum sizi🖤💋

 

 

 

Bölüm : 17.03.2025 13:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...