20. Bölüm

15.Bölüm: Aile Olmak

Melek Şahin
mlkshnn


Defne tepkisizdi, gözlerini bir an bile Çınar’ın gittiği yoldan ayıramadı. Toparlanmaya çalışıp içeri girdi. Hızla telefonunu bulup genç adamın ismini buldu. Böyle gitmesine, böyle bitmesine müsaade etmeyecekti.

İsmini tuşlayıp kulağına yaklaştırdı. “Aç Çınar..” dedi. Gözleri doldu, “Aç ve beni dinle lütfen" diye ekledi. Telefon defalarca çaldı, cevap veren hiç olmadı. Defne’nin yüzü asıldı, kalbinin kor alevlerin içerisinde kavrulduğunu anladı. Yanağına bir damla yaş çaresizlikle süzüldü. Ne yapacaktı bundan sonra?

Bir yanlış anlama yüzünden kaybetmeye nasıl dayanacaktı? Sırtını duvara yasladı. Telefonu parmaklarının arasında sıkı sıkı tutuyordu.

Yeniden ismini bulup arama tuşuna dokundu, kapı zilini duydu. Elinin tersiyle yanağını silip merakla kapıya yöneldi. Usulca araladı, Çınar’ı gördü. Gözleri şaşkınlıkla büyüdü. “Çınar.." diye fısıldadı. Tek kelime etmesine müsaade etmeden hızla kollarını boynuna doladı. Gözlerini sıkı sıkı kapatıp burnunu boyun boşluğuna gömdü.

“Neden..” dedi. “Neden aramalarıma cevap vermiyorsun?" Sesi tir tir titriyordu. Yanağına usulca süzülen yalı işaret parmağıyla sildi.

Çınar şaşkındı, “Beni aradın mı?” diye sordu. Yüzünü saçlarına gömdü, kokusunu içine çekti.

Defne sessizce kafasını onaylayarak salladı.
Çınar, “Biraz yürümek istedim ama telefonu arabada unutmuşum.”

Defne gözlerini sıkı sıkı kapattı. Derin derin soluk alıyordu, “Korktum..” diye fısıldadı.

Genç adam şaşkındı, yavaşça geriye çekilip gözlerini buluşturdu. “Neden?”
"Yiğit'i burada gördüğün için"
"Habersiz gelmiştir"
"Evet, haberim yoktu. Masal'ı kontrol etmek istemiş" diye açıkladı.

Çınar tebessüm etti, ona güveni sonsuzdu. Elini yanağına bıraktı, “Sana inanıyorum.” Sustu, ufak bir soluk aldı. “Ve Yiğit Masal'ın babası. Onları birbirinden uzak tutmanı asla isteyemem ve bekleyemem"

Defne gözlerine bakıp hızla yeniden sarıldı.
Genç adam tebessüm etti, genç kadının daha önce hiç böylesine sarılmadığını fark etti. Elini sıkı sıkı tutup koltuğa oturdu. “Masal için ne dedi?"
"İyi olduğunu söyledi"
"Sevindim" gözlerini gözleriyle buluşturdu. Çok istediği bir şey vardı. “O zaman uyuyalım"
Defne, “Uyumak mı? İşin yok muydu?" Diye sordu. Çınar kafasını iki yana salladı. “İşler yarın da yapılır. Şu an tek yapmak istediğim sevgilime sarılıp uyumak"

Defne elini sıktı. İstediğini asla reddedemeyecekti. “O zaman hemen isteğini gerçekleştirmeliyim" ayağa kalkıp yönünü odaya çevirdi. Yatağa yatmasını bekleyip yanına geçti, kafasını göğsüne yasladı “Masal görmemeli" diye fısıldadı

Çınar sıkıca tuttuğu eline ufak bir öpücük kondurdu. Bence artık annesini ne kadar çok sevdiğimi bilmeli"
"Haklısın..” dedi, kafasıyla onayladı. Artık beklemenin de gizlemenin bir anlamı olmadığını anladı. “Artık bilmesi gerekiyor"
Çınar, “Ben söyleyebilirim" dedi, Defne itiraz etmedi. Önce kendisinin uygun bir dille anlatması gerektiğini düşündü. “Önce ben konuşmalıyım.”

Çınar gülümsedi, burnunu saçlarına gömdü. “O zaman en yakında zaman söylemelisin.”
"Evet" dedi, gözleri uykusuzluğa direnemedi. Yavaşça kapattı, huzur doluydu. Elini sıkıca tutan bir el, kafasını yasladığı bir göğüstü sebebi.

Genç adamın gözleri ona döndü. Yüzüne, kapalı gözlerine baktı. Yıllar sonra nasıl da hayatına girebilmeyi başardığını düşündü. Gülümsedi. Elini yavaşça saçlarında gezdirdiği an, bir telefon sesi duyuldu.

Defne gözlerini usulca araladı, yanındaki komedine eline uzatıp aldı. Ekranda ‘Selen Arıyor’ yazısını gördü. Cevaplayıp kulağına yaklaştı, “Efendim canım.”

Selen ufak bir soluk aldı. “Defne, pazartesi günü okulda etkinlik varmış."
Defne, “Ne?" Dedi. Yavaşça doğruldu.
"Okuldan birkaç saat geç çıkmak zorundayız, haberin olsun.”
"Tamam canım, teşekkür ederim"
"Görüşürüz canım"

Telefonu kulağından indirdi, sıkıntılı yüzü anında Çınar’ın dikkatini çekti. “Bir sorun mu var?”
"Pazartesi okuldan geç çıkmak zorundayım"
Çınar tebessüm etti, sıkıntının sebebinin kızını bırakacak olması olduğunu anladı. “Masal'ı düşünme, ben ilgilenirim"

Defne derin bir soluk alıp gülümsedi. Bu adamın her zor anında yetişeceğini anladı. Başını yeniden göğsüne dayadı, kalp atışlarını hissetti.
"Sen her zor anımda bana böyle yetişecek misin?"
"Aile olmak bunu gerektirir"

Defne gülümseyip yaklaştı, dudağına ufak bir öpücük kondurup hızla geriye çekildi. Çınar’ın gözleri heyecanla büyüdü, elini delice sıkıp gülümsedi. Oldukça hoşuna gittiğini fark etti.
....

Defne gözlerini yavaşça araladı, bakışları sağına kaydı. Kafası genç adamın göğsüne, eli de elinin üzerindeydi. Yüzünde tebessüm belirdi. Boştaki elini yavaşça uzatıp sakallarının kısa tutamlarına bıraktı.

Çınar gözlerini aralayıp tebessümle, “Çok yakışıklı olduğumu biliyorum" diye fısıldadı.

Defne elini hızla geriye çekildi. Uyuduğunu düşünmüştü. “Uyumuyor muydun?" Diye sordu şaşkınlıkla.

Genç adam gülümseyerek kafasını iki yana salladı, kolundan tutup kendine doğru bastırdı. Alnına ufak bir öpücük kondurdu. “Masal hala uyuyor mu?"
Defne’nin gözleri saate döndü, kızının uyanma vaktinin geldiğini fark etti. “Evet ama uyanmak üzeredir"

Çınar kollarını bedeninde sıktı, burnunu saçlarına gömdü. “Bu gece de seninle uyumak istiyorum.”

Defne tebessümle, "Olmaz" dedi. Yavaşça doğruldu, Çınar izin vermeyip daha sıkı sarıldı. Kolunu beline doladı.
"Biraz daha böyle kalalım"
"Yine yakalanmak mı istiyorsun?"
Genç adam tebessüm etti. Sıkıntı yok" dedi. Artık gizlenmesine gerek olmadığını düşündü.
Defne, “Benim için sıkıntı var" deyip doğruldu. Ayağa kalkıp önünde durdu.

Genç adam derin nefes aldı, bu ev, bu aile gittikçe bağımlılık haline geliyordu. “Kahvaltıyı sizinle yapmak istiyorum"
"Nasıl olacak?"
"Masal uyuyorken mutfağa gidip birlikte kahvaltı hazırlamaya başlayacağız, uyandığında da yeni geldiğimi söyleriz" dedi.

Defne gülümseyip, “Tamam” dedi. Reddetmek istemedi. Yönünü kapıya döndü, “Ben etrafı kontrol edip haber vereceğim.”

Çınar, “Tamam” dedi. Defne salona çıktı, etrafı kontrol etti. Kızının ortalıklarda olmadığından emin olup Çınar’a, “Gelebilirsin.” diye fısıldadı. Genç adam hızla ayağa kalkıp kendine çeki düzen verdi.

....

Defne gözlerini yavaşça geriye çevirdi, Çınar’a döndü. “Bana yardım edeceğini düşünüyordum.” Dedi tebessümle. Elinde domates vardı, tezgahın üzerinde dikkatle dilimliyordu.

Çınar gülümseyip yaklaştı, arkasında tıpkı bir gölgeydi. Yaklaşıp arkadan kollarını beline doladı, burnuna kokusunu çekti. Bu, defalarca yaptıklarından sadece bir tanesiydi. “Ediyorum.”

Defne dilimlediği domatesleri köşeye ayırdı. Dolaptan çıkardığı çay bardaklarıyla masaya yaklaşıp gözlerini yeniden genç adama çevirdi.
"Bu mu yardım? Sadece gölgem gibi dolanıyorsun" dedi sitemle.

Çınar tebessümle elini yanağına bıraktı, sevgiyle okşadı. “Evet sevgilim, bu da bir yardım türü.” İşaret parmağını yüzünde gezdirdi. “Ama bu soyut bir yardım. Ben her fırsatta sana sarılıyorum, böylece ikimizde mutlu oluyoruz ve mutlu bir kahvaltı hazırlanıyor.”

Defne gülümsedi, “deli.” dedi. Salondan bir ses ulaştı. Masal annesine sesleniyordu. “Masal uyandı.” Diye ekledi. Hızla geriye çekilip salona geçti. Gözleri minik kızının gözleriyle buluştu. “Bebeğim..” dedi. Boyuna eğildi.

Masal tebessüm etti. Uykulu gözleri, barbie bebekli pijamaları, dağılmış saçları ve çıplak ayaklarıyla annesine yaklaştı. Küçük kollarını boynuna doladı. “Anne..” dedi. Derin bir soluk aldı. Gözünü açtığı anda onu görmeme ihtimalini bile düşünemiyordu. Kafasını omzuna yaslayıp esnedi.

Defne sıkıca sarılıp bekledi. Burnunu saçlarına gömüp kokusunu içine çekti. “Günaydın anneciğim"
"Günaydın anne"
"Aç mısın bebeğim?"
"Evet"

Annesi ayağa kalkıp minik elinden sıkıca tuttu. Aklında mutfakta bekleyen misafir vardı. Çok sevineceğini düşündü. Gülümseyip kızına döndü.
"Sana bir sürprizim var"
Masal heyecanla, “Sürpriz mi?" Diye sordu.
“Evet, mutfakta seni bekliyor"

Masal hızla annesinin elini bıraktı. Mutfak kapısına koşup eliyle ittiği anda boncuk gözleri Çınar’ı gördü. Sevinçle, “Çınar!!” Diye haykırdı.

Çınar boyuna eğilip kollarını açtı. Kucağına alıp havaya kaldırdı. Küçük kızın gülüşü yankılanırken, Defne sessizce seyirci oldu. Kızının bu adamı her gördüğünde çok mutlu olduğunu düşündü.

Masal’ın gözleri kahvaltı masasına döndü, merakla Çınar’a, “Kahvaltı mı hazırlıyorsun?” diye sordu.

Çınar, Defne’ye tebessümle bir bakış atıp küçük kıza döndü. Ufak bir yalan söylemenin mahsuru olmayacağını düşündü. "Evet, hepsini ben hazırladım"

Genç kadının yüzünde şaşkınlık oluştu.

Masal, “Anne, Çınar mı hazırladı?"
Defne tebessüm etti, kızının şaşkın mutluluğuna engel olmak istemedi. “Evet bebeğim"

Çınar zaferle, “Hemen kahvaltı yapmalıyız, biraz daha acıkırsak en küçüğümüzü yemek zorunda kalacağız.”

"Masal gülümseyip hızla kollarından indi. Masaya yaklaştı, annesi ona çevirdi bakışını. “Öncesinde ne yapmalıyız bebeğim?"

Masal adımını durdurdu, gözlerini annesine çevirdi. Elini yüzünü yıkaması gerektiğini düşündü, halbuki bir anlık bile olsa ona unutturduğunu düşünmüştü. “Hemen yıkayacağım"

Genç kadının yüzünde gülümseme oluştu. “Hadi bakalım" dedi, Masal minik ayaklarıyla banyoya koştu. Defne’nin gözleri Çınar’a döndü, aklında az önce söylediği kahvaltı yalanı vardı. “Fırsatçı" dedi tebessümle.

Çınar güldü, “Bende seni seviyorum" diye fısıldadı.
....

Çınar’ın gözleri genç kadına döndü, ufak bir göz kırpıp Masal’a döndü. Aklında çok istediği bir şey vardı, bunu sağlayacak olan tek kişi de boncuk gözlü Masal’dı.

“Masal’cığım..” dedi, Masal’ın gözleri hızla ona döndü. Ağzındaki lokmayı yutup bekledi.

"Bu gece sizin evde uyumamı ister misin?" diye ekledi.
Defne’nin gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Gözleri kızına döndü, Masal sevinçle elindeki çatalı masaya bırakıp kollarını havaya kaldırdı."Evet! evet!!"

Çınar genç kadının gözlerine bakıp gülümsedikten sonra yeniden Masal'a döndü. "Ama annen izin verir mi ki?”
Defne yudumladığı çayın boğazına kaçtığını hissedip öksürdü. Genç adamın yapmak istediğini anladı. Masal hızla annesine döndü, "Anne, Çınar bu akşam bizde uyusun mu?”
Defne yavaşça elindeki bardağı masaya bıraktı. Kıstığı gözleriyle genç adama bakış atıp kızına döndü. "Olmaz bebeğim" dedi, genç adam duymamaya gayret etti. Küçük kızın annesini ikna edebileceğinden emindi.

Masal yüzünü astı, boncuk gözleri anında kısıldı. “Ama anne!” dedi, kollarını göğsünde birbirine bağlayıp geriye çekildi. “Anneciğim kahvaltına devam et.” Demesine rağmen omuz silkip kafasını eğdi. “Yemeyeceğim, küstüm sana!”


Çınar sessizce izliyordu, Defne’nin daha fazla direnemeyip kabul edeceğinin rahatlığı vardı üzerinde. Elindeki çatalı yavaşça ağzına bırakıp gülümsedi, geceyi düşündü. Yine genç kadına sıkı sıkı sarılarak sabaha kadar kokusuyla uyuyacağını hatırladı. Heyecanlandı.


Defne derin bir nefes alıp kızına döndü. “Masal..” dedi, küçük kız omuz silkti. Kahvaltıya devam etmemek de kararlıydı. İnadı tuttuğu vakit, ikna etmek mümkün olmuyordu. “Anneciğim beni üzmek mi istiyorsun?” diye sordu.

Masal boncuk gözlerini annesine çevirdi, “Sen beni üzdün anne” dedi, gözleri dolu dolu oldu. Defne derin bir soluk verdi, kızını daha fazla üzemeyeceğini anladı, kıyamıyordu. “Peki anneciğim, istediğin gibi olsun.”

Masal’ın gözleri büyüdü, yüzünde koca bir gülümseme oluştu. “Yaşasın!! Çınar bizim evde uyuyacak. Yaşasın!!” iki kolunu hızla havaya kaldırdı.

Defne’nin yüzünde tebessüm belirdi, kızının mutluluğuna mutlu oldu. Bakışları genç adama döndü, Çınar gülüyordu. Gözlerini kıstı, intikamını elbet alacaktı. “Bu çocuk neden bu kadar seni seviyor?” diye sordu.
Çınar gülümseyip küçük kızın kahvaltıya yoğunlaştığını fark edip genç kadına yaklaştı, “Annesi neden bu kadar seviyor?” diye sordu. Çınar fısıltıyla, "Yine seninle uyumak harika olacak, heyecanla geceyi bekleyeceğim"

Defne gözlerini kıstı, intikam almanın tam vakti olduğunu düşündü. "Sevgilim bir düzeltme yapayım. bu gece benimle değil, Masal'la uyuyacaksın" diyerek göz kırptı. Çınar’ın gözleri büyüdü. Bunu hiç düşünmemişti. Hayal ettiği ve istediği bu değildi.
"Ne? Ama..?"

Defne güldü, geriye çekildi. Zafer onundu. "Unutma, burada kalmanı isteyen ben değildim, Masal'dı." Önündeki tabağa döndü, eline alıp ayağa kalktı.
....

Herkes salonunda salonun orta yerindeydi. Günün ilerleyen saatleriydi. Defne kenardaki masada yarınki derslerine hazırlık yapıyor, Çınar ve Masal ise koltukların ortasındaki büyük sehpanın boyuna eğilmiş boyama yapıyordu.

Ortamın içerisinde sessizliği bozan bir telefon sesi oldu. Çınar ayağa kalkıp yaklaştı, ekranda kardeşinin ismini görüp kenara çekildi. “Alo.”

Çetin, “Neredesin abi?"
“Defne’deyim, neden?”
"Eylül telefonu kapatmış, artık ulaşılmıyor"
Çınar, “Ne?” Dedi şaşkınlıkla. Yüzü asıldı. Sesini genç kadın ve kızına duyurmaktan korkup mutfağa geçti. “Çetin ya telefon numarasını değiştirirse? Ona bir daha zor ulaşırız"

Çetin bir nefes verdi. Bu ihtimali düşünmüş, çare de bulmuştu. “Abi ben başka bir yol buldum. Ve sanırım elimizdeki tek seçenek bu.”
“Ne buldun?”
"Eylül’le yüzyüze konuşmak gerekiyor. İkna etmek daha kolay olur.”
"Çok iyi düşünmüşsün ama yurtdışında değil miydi?”

Çetin sustu, derin bir nefes verdi. “Okuduğu okulu biliyoruz.”
Çınar’ın gözleri büyüdü, heyecanla doldu. “Tamam hemen gideceğim. Acil bilet bulmalıyız.”
“Abi onu da hallettim. En yakın 2 gün sonrasına vardı, aldım.”

Çınar derin bir soluk aldı. 2 gün beklemek bile çok zor olacağını biliyordu. Kabullenmekten başka çaresi yoktu, “Tamam.” Diye fısıldadı. Yüzü asılsa da direnmeye çalıştı. Kalbinde kızına kavuşacağına dair büyük bir umut vardı, bu defa onun izine ulaşacağına inandı. Telefonunu parmaklarının arasında delice sıkıp derin bir nefes aldı.

Salona ilerledi, genç kadının gözleri merakla ona döndü. “Sorun mu var?"

Kafasını iki yana sallayıp yanına yaklaştı. “Önemli bir iş çıktı, 2 gün sonra yurtdışına gitmek zorundayım"

Defne şaşırdı, gizlemeye çalışsa da yüzü asıldı. Ondan uzak kalmanın zor olacağını düşündü.
“Ne kadar kalacaksın?"
"Belli değil ama elimden geldiğince erken dönmeye çalışacağım.”
“Masal seni özleyecek” dedi.

Çınar tebessüm etti, “Beni sadece Masal mı özleyecek?" Elini gizlice genç kadının elinin üzerine bırakıp sıktı.

Defne ufak bir tebessüm etti, “Ben de özleyeceğim"
"Benim için de zor olacak eminim ama erken dönmek için elimden geleni yapacağım." Elini yavaşça yanağına bıraktı. “Bugün evde geçirmemeliyiz, dışarı çıkalım" ayağa kalktı. Onlarla daha dolu dolu vakit geçirmek istedi.
.....
Çınar’ın gözleri koca parmaklarının arasında sıkı sıkı tuttuğu minik parmaklara kaydı. Tebessüm etti, kalbinde bu kıza dair bilmediği bir his vardı. Her elini tuttuğunda, her gözlerine baktığında ve her sarıldığında tüm varlığını esir alıyordu. Bunun baba olmasının verdiği bir his olduğunu düşünüyordu. Bunu kızının varlığını öğrendiği, bu küçük kızın hayatına girdiği ilk anda fark etmişti.

Masal mutluydu. Küçük kalbine, minik elini saran koca bir elin verdiği güven hakimdi. Kısacık ömrüne hakim olan baba eksikliğini bu adamı tanıdığı, beraber yemek yaptıkları ilk anda bu adam ile gidermişti. Küçük bedeni, daha o anda onu kendine baba seçmişti.

Yine o anlardan biriydi, sokakta gördüğü bir baba kız ile gözlerini yavaşça genç adama kaldırdı. Gülümsedi, boncuk gözleri kısıldı. Onun da artık bir babası olduğunu düşündü. “Çınar..” dedi.

Genç adamın gözleri hızla ona döndü, sevgiyle izliyordu. “Masal’cığım..” diye cevapladı. Masal elini bırakıp kollarını boyunun yetiştiği şekilde bir bacağına doladı. “Ben seni çok seviyorum.”

Çınar alt dudağını yavaşça ısırdı. Gözleri istemsizce dolu dolu oldu. Ufak bir nefes verip önüne eğildi. “Bende..” dedi, kalbinin en derinlerindeki sevgiyi dile getirmeye çabaladı. “Bende seni çok çok seviyorum.” Elini yavaşça pamuk yanağına bırakıp okşadı. Masal kollarını hızla boynuna doladı.

Defne’nin gözleri dolu doluydu. Kızı ilk defa bir adama böylesine büyük bir sevgi taşıyordu. Gözlerini yavaşça eğdi. Sevgi için aynı kanı taşımanın gerekmediğini düşündü. Sevgi için sadece aynı canı taşımak yeterliydi.

Minik kızı bir yabancı adam ile babayı görmüş, bir yabancı adam ise minik kızına baba olmuştu.

Alt dudağını yavaşça ısırdı, gözlerini kızından ayırıp toparlanmaya çalıştı. Bu adamın hayatlarına girişine, küçük ailesine aile oluşuna binlerce şükür etti.
....
Masal yavaşça ayağa kalktı. Gecenin bir vaktiydi. Boncuk gözlerini arkasındaki koltuğa çevirdi, genç adamı gördü. Çınar’ın elinde bir dosya vardı, şirketin bir evrakını inceliyordu. Küçük kız yavaşça önünde durdu. Kendisine bakmasını bekledi.

“Çınar..” dedi. Hem kenardaki masada sessizce çalışan annesinin hemde genç adamın merak dolu gözleri ona döndü.

Çınar elindeki dosyayı kenara bırakıp tebessüm etti, bir şeyler söylemek istediğini anladı. “Masal’cığım..”

Masal yavaşça minik elini sakallarının kısa tutamlarının üzerine bıraktı. “Uykum var.”
Çınar gülümsedi, yanağındaki eli sıkıca tutup ufak bir öpücük kondurdu. “O zaman hemen uyumalısın.”

Masal kafasını hızla iki yana salladı. Yüzü asıldı, beraber uyumak istedi. Halbuki annesini de bu yüzden ikna etmişti. “Seninle uyuyacağım"

Çınar tebessüm etti, sabahki heyecanını hatırladı.
"Ah doğru, özür dilerim unutmuşum.” Hemen ayağa kalkıp elini uzattı. “Hadi bakalım, yatağa gidelim."

Masal sevinçle elini tuttu, Defne gülümsedi. "İyi geceler öpücüğü yok mu?"

Annesine koştu, annesi iki yanağına üst üste öpücükler kondurup kokladı. En küçük yoldaşını, en büyük dermanını öpücüklere boğup geriye çekildi. “Önce dişler fırçalanacak"

Uyumadan önce dişlerini fırçalaması gerektiğini düşündü. Masal hızla arkasını dönüp banyoya koştu.
....

Masal yavaşça Çınar’a yaklaştı. Gülümseyip yanına uzandı, kafasını göğsüne yasladı. Huzurla doldu, kollarında olmanın çok güvenli olduğunu düşündü.

Genç adam bir kolunu sıkıca ince beline dolayıp kolunu yatağın kenarındaki çekmeceye uzattı. Bulduğu yeni hikaye kitaplarından birini eline aldı.

İlk sayfasını araladı, okumaya başladığı sırada Masal kendini hikayenin kahramanı gibi hayvanlarla dolu bir ormanda hissetti. Bir an uykulu gözleriyle irkilse de, saçlarına Çınar’ın kondurduğu küçük bir öpücük ile güvende olduğunu anladı. Gülümseyerek dinlemeye devam etti.
....

Çınar’ın gözleri yavaşça küçük kıza döndü, boncuk gözlerini gördü. Hikayenin biri bitmiş, ikincisi de bitmek üzerdeydi. Şaşırdı. Uyumaya niyetinin olmadığını anladı. Gülümseyip son kısmı da okuyarak kitabın kapağını kapattı.

"Bu da bitti"
"Bir tane daha istiyorum"

Genç adam tebessüm etti, gözleri saate döndü. Oldukça geç olduğunu gördü. “Tamam bir tane daha okuyalım ama sende dinlerken gözlerini kapatmalısın.”

Masal heyecanla kafasını salladı. Gözlerini sıkı sıkı kapattı. Çınar yeni hikayenin dünyasına giriş yaptığı vakit, aklında Defne belirdi. Yaklaşık bir saattir ne sesini duyduğunu, ne de yüzünü görebildiğini hatırladı.

Ufak bir nefes verdi, hikayenin orta kısımlarına geldiği anda küçük kızın sessizliğini fark etti. Gözlerini çevirdi, gözlerinin kapalı olduğunu gördü. “Masal’cığım..” diye fısıldadı. Masal’ın derin bir uykuda olduğunu analdı. Tebessümle hikayeyi kapatıp onu uyandırmadan yataktan çıktı. Dikkatle üstünü örtüp yatağın kenarına eğildi.

Pamuk teni vardı. Pembe dudakları kısık kısık soluk alıp veriyordu. Gülümseyip dikkatle saçlarını okşadı, yavaşça saçlarına bir öpücük kondurup ayağa kalktı.

Çınar sessiz adımlarla kapıyı örtüp salona geçti. Gözleri Defne’yi aradı. “Defne..” dedi. Bakışları büyük kanepeye kaydı, genç kadını gördü. Yanına yaklaştı, gözlerinin kapalı olduğunu fark etti.

Gülümsedi, “Defne.” Diye seslendi. Cevap gelmeyince uyuduğundan emin oldu. Önüne yavaşça eğildi, yüzüne dökülen saçlarının tutamlarını dikkatle kulağının arkasına bıraktı. “Defne..” diye fısıldadı.

Genç kadın cevap vermedi, derin bir uykunun kollarındaydı. Çınar dikkatle elini yanağına bırakıp okşadı. Kalbinin en büyük sahibiydi.

“Defne..” diye tekrarladı. Burada uyumasının uygun olmayacağını düşündü, sabaha değin boynu tutulabilirdi. Ufak bir soluk alıp dikkatle kucağına alıp odasına girdi. Yatağa yatırıp üstünü örttü.

Gözleri yatağın boş tarafına kaydı, yanına geçip uyumak istedi. Genç kadının, birlikte uyuyamayacaklarını söylediğini hatırlayıp geri çekildi. Işıkları kapatıp odadan çıktı.

Salondaki koltuğa yaklaşıp oturdu. Cebinden çıkardığı telefondan galeriye dokundu. Kızının fotoğraflarını açtı. Minicik bir bebek farkında bile olmadan kameraya bakıyordu. Dünyaya gözlerini yeni açtığı günlerdeydi.

İşaret parmağını dikkatle üzerinde gezdirdi. “Babacığım..” diye fısıldadı. Gözleri doldu, bir gün ona kavuşabilmeyi, sıkı sıkı sarılabilmeyi diledi. “Beni bekle.. olur mu?”

Çaresiz bir soluk verdi. “Baban seni bulacak.” Diye ekledi. Fotoğrafı kalbinin üzerine bastırdı. Gözlerini sıkı sıkı kapatıp onu bulabilmek için Allah’a yalvardı.

….


Oy ve yorumları eksik etmeyelim.
Yeni bölüm sınırımız +60 oy ve +10 yorum 🧡

Bölüm : 25.01.2025 09:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş