57. Bölüm

39.Bölüm: Bambaşka

Melek Şahin
mlkshnn

Gücünü toplamaya, ilaçlara direnmeye çalışıp gözlerini yavaşça araladı. Bir görüntü belirdi. Bembeyaz bir görüntüydü. Upuzun düz saçları olan bir genç kızdı, üzerinde bembeyaz bir boydan elbise vardı. Soluk yüzüne rağmen tebessüm etmeye çalışıyordu. “Eylül..” diye fısıldadı yeniden.

“Sen..” dedi zorlukla Eylül. Onu tanıyordu. Onu diğer dünyasında da görmüştü. Beyazlar içerisindeki peri gibiydi. Rüya’ydı.

Alt dudağını yavaşça ısırıp tebessüm etti. Yavaşça elini Eylül’e uzattı, “Hadi tut elimden, Kerem’e gidelim.”

Eylül kafasını diğer yöne çevirip gözlerini yavaşça kapattı. İlaçlar dengesini altüst ediyor, hayal ve gerçeği birbirine karıştırıyordu. Yine o anlardaydı, yine hayali gerçek zannediyordu.

Rüya yatağın kenarından dolanıp yüzünün olduğu tarafa geçti. “Eylül..” diye fısıldadı. Elini yavaşça elinin üzerine bıraktı.

Eylül yavaşça gözlerini araladı, bitkindi. “Hayal..” dedi zorlukla. Gözlerini yeniden kapattı, gerçek olduğuna inanmadı.

Rüya’nın yüzü asıldı, ufak bir soluk alıp kulağına eğildi. “Eylül.. Ben Rüya. Seni Kerem’e götürebilecek tek kişi.” diye fısıldadı.

Eylül gözlerini açmadı. Aklının büyük bir oyun oynadığını düşündü. Göz kapaklarını delice bastırdı. Gözlerini açıp yine aynı hayali görüp umutlanmak, hayale inanmak istemedi.1

“Eylül..” diye seslendi Rüya. Çaresizdi. Gözleri pencereye döndü, sabah olmak üzereydi. Gün doğmadan, dünya kendi eksenindeki dönüşünü tamamlamadan gitmek durumundaydı.

Ufak bir soluk alıp yeniden yatağa yaklaştı. “Sol..” dedi. Ses tonunu çok da olsa yükseltti. Kulağına dudaklarını yaklaştırdı. “Kerem’in yaralı eli, sol’du.” Diye ekledi.1

Eylül önce sıktığı göz kapaklarını gevşeti, sonra da yavaşça araladı. Yanakları anında yaşla doldu. “Sol..” diye fısıldadı. Defalarca hatırlamaya çalıştığı el, soldaki miydi? Gözleri Rüya’ya kaydı. “Sol eliydi.” diye ekledi.

Rüya tebessüm ederek kafasıyla onayladı. “Evet, soldakiydi.” Elini yaklaştırıp elinin üzerine sıkıca bıraktı. “Korkma artık Eylül.” Derin nefes aldı. “Onu bir daha unutmayacaksın.”

Eylül’ün yanağı usulca ıslandı. Rüya mı görüyordu, emin olamadı. Gerçek miydi, şu an yaşadıkları? Rüya bile olsa çok güzeldi. Ellerini yatağın kenarlarına bastırdı, kalkmaya çalıştı, yapamadı. Çok güçsüzdü, vazgeçti.1

Rüya yavaşça yeniden elini uzattı. “Elimi tut.”

Eylül uzatılan ele bakıp kafasını iki yana salladı. Bir daha hislerine ve gerçek olduğuna inanmadığı hiçbir şeye inanmayacaktı. Arkadaşına sözü vardı, buradan çıkabilmek için onsuz tek adım bile atmayacaktı.1

Rüya elini yavaşça geriye çekti. “İstediğin bir şey var mı? Diye sordu. Hayal ve gerçeği ayırt etmek de zorlandığını anladı. Onu ikna etmek için elinden geleni yapacaktı.

Bir hareketlilik ses ulaştı o anda kapıdan. Hemşirelerden birinin adım sesiydi. Eylül’ün gözleri o yöne döndü, beyaz önlüklü bir genç kız gördü. Tepkisiz gözleri ona döndü, odadaki Rüya’nın varlığından bir haber hemşire yatağa yaklaştı.

Elinde bir ilaç ve bir bardak su vardı. “İlaç vakti.” dedi. İlacı Eylül’e doğru uzattı, Eylül’ün gözleri yatağın ayak ucundaki Rüya’daydı. Hemşire gözlerini odanın içerisinde gezdirmesine rağmen varlığını görememişti bile.1

Eylül’ün yüzü asıldı, beyazlar içerisindeki görüntüyü sadece kendisinin gördüğünü anladı. Gözleri avucundaki ilaca kaydı. İçmek istemedi, gündüz olanları hatırladı. İçmediği anda zorla da olsa veriliyordu. Çaresiz bir soluk verdi, Rüya yavaşça yaklaştı.

İşaret parmağıyla hemşirenin tuttuğu su bardağına dokundu, bardak sıkıca tutulan parmakların arasından kayıp yere düştü. Su döküldü, cam bardak parçalara ayrıldı. “Hay aksi!” Dedi hemşire. Sıkı tutmadığı için düştüğünü düşündü. Gözleri Eylül’e döndü, “Su getireceğim, ben gelene kadar ilacı içme.” dedi. Arkasını dönüp hızlı adımlarla odadan çıktı.

Eylül’ün gözleri Rüya’ya döndü. Şaşkındı. O gerçek miydi? “Sen..” dedi zorlukla.

Rüya tebessüm etti, gözleri cam parçalarına kaydı. “Bana istemediğim şeyler yaptırıyorsun Eylül.” Yatağa yeniden yaklaşıp elini uzattı tekrar. “Tut elimi.”2

Eylül duraksadı. Bu defa itiraz etmese de arada kaldı. Kulağında arkadaşının telkinleri vardı, sözünden çıkarsa yeniden bir hata yapacağını düşündü.

Rüya derin bir soluk alıp gözlerini pencereye çevirdi, gün doğmak üzereydi. “Eylül.. buraya çok zor geldim. Belki de bir daha hiç bu şansı elde edemeyeceğiz, bana inanmak ve güvenmek zorundasın.”

Bakışları odanın kapısına kaydı, hemşire hala gelmemişti. Rüya’nın müdahalesi ile odada bardak bulmak imkansızlaşmıştı. Her köşe didik didik şaşkınlıkla arıyordu.

Rüya gözlerini yeniden Eylül’e çevirdi. “Çok inatsın.” Dedi, sustu. “Doğrusu buna kendim de şahit oldum.” Diye ekledi. Uzun zamandır inadıyla Kerem için çabaladığını, hiçbir şeyin hiçkimsenim onu vazgeçiremediğini görüyordu.

Yüzünde tebessüm belirdi. “Ama şu an inat etmenin vakti değil. Çok az zamanım kaldı.” Ağır adımlarla yanına yaklaşıp gözlerini gözlerine sabitledi. İkna etmek, inandırmak için son kozunu kullanacaktı.

“Bana inanman için ne yapmam gerek?” Düşündü, “Yada olmayacağını düşündüğün bir şey iste benden, hemen yerine getireyim.”

Eylül ellerini yatağın iki kenarına bastırıp yavaşça doğruldu. Sırtını başlıkla buluşturdu. Gözleri bitkin, yüzü solgundu. Ufak bir soluk verdi, son günlerde hayatının çok büyük bir eksiği vardı. Yokluğu ile hem dengelerini altüst etmiş hemde gerçekliğini almıştı. Yanağına usulca bir damla yaş süzüldü. “Defter..” diye fısıldadı bir umut ile.1

Rüya kafasıyla onayladı. “Emredersin” dedi tebessümle. “Ellerini aç.” Eylül inanmasa da kalbindeki ufak umut uğruna ellerini açtı.

“Gözlerini kapat.” diye ekledi Rüya. Eylül usulca gözlerini kapattı ve sadece birkaç saniye içerisinde avuçlarında bir defterin varlığını hissetti.

Gözlerini hızla araladı, avuçlarının arasında lacivert bir defter gördü. Bakışları delice büyüdü, bu onun defteri miydi? Hızla kapağını çevirdi, ilk sayfada kendi elyazısıyla yazdığı ‘Kerem’ yazısını gördü. İkinci sayfa, üçüncü, dördüncü, beşinci derken hızlı hızlı tüm sayfalara bakındı. Her şeyi her kelimesi çizdiği her resim onun defterine aitti.1

Hızla iki kollarının arasında sarıp göğsüne bastırdı. Bunun onun defteri olduğunu anladı. Yanaklarına özlem dolu yaşlar hızla süzüldü. “Benim..” dedi.

Gözlerini anında Rüya’ya çevirdi. Onun da hayal olmadığını, gerçekten yanında olduğunu anladı. “Kerem..” hıçkırıklarının arasında. Kerem neredeydi?

Rüya derin bir soluk aldı. Tebessüm edip yeniden yanına yaklaştı. Elini üçüncü kez ona doğru uzattı. “Seni Kerem’e götürebilmem için elimi tutman gerek.”

Eylül bu defa hiç itiraz etmedi. Yataktan inmek istedi, yapamadı. Verilen ilaçlar buna müsaade etmiyordu. Rüya fark edip yanına yaklaştı. Elini sol koluna uzatıp parmaklarının arasında sıktı. Sadece saniyeler içerisinde Eylül’ün gücü geri geldi, bedenindeki ilaçların tüm etkisi buhar olup uçtu. Artık vücudunda, damarlarında o ilaçlara dair tek iz yoktu.1

Şaşkınlıkla yataktan inip ayağa kalktı. Oldukça iyi hissediyordu. Titreyen ellerini hızla Rüya’nın ellerinin içerisine bıraktı. Rüya tebessüm etti, “Şimdi gözlerini kapat ve ben söylemeden de sakın açma.” Eylül hızla kapattı.

Tam o anda farklı farklı sesler duyuldu. Eylül zeminin ayaklarının altından çekildiğini, yatağın kaybolduğunu, mevsimin değiştiğini, gecenin gündüz olduğunu hissetti. Sıkı sıkı bastırdığı göz kapaklarına rağmen sadece saniyeler içerisinde ayaklarının bir zemine temas ettiğini anladı.

Rüya’nın, “Gözlerini açabilirsin” dediğini duydu.

Durdu, açmaya cesaret edemedi. Kalbi duracakmışçasına çarpıyor, delicesine haykırıyordu. Kafasını hızla iki yana salladı, hayal kırıklığına uğramaktan çok korktu. Ya yine bir rüyanın içerisinde ise, ya bir hayal görüyor ise?

Rüya, “Eylül..” diye fısıldadı. Gözlerini açmaya cesaret edemediğini anladı. Ağır adımlarla yanına yaklaştı, elini yavaşça geriye çekti.

Eylül’ün bedeni korkuyla tir tir titredi. “Ben..” dedi titreyen sesiyle. “Gözlerimi açamam.” Diye ekledi.

Tam o anda kulaklarına bir ses ulaştı. Bir adamın iyileştirici ses tonuydu, “Rüya..” diye sesleniyordu.

Eylül’ün gözleri doldu, bu sesi o kadar iyi tanıyor, herkese her şeye rağmen o kadar iyi hatırlıyordu ki. İki gözünden aynı anda ardı arkası kesilmeden yaşlar süzüldü. “Kerem” diye fısıldadı.3

Cesaretini toplayarak gözlerini yavaşça araladı. Tam karşısında, sadece iki adım ötesinde, bahar gözlü, sol eli yaralı genç adamı gördü.

Dünya kendi ekseninde döndüğü bu gece, yeniden hafızasından bir genç kızı sildi ve ona bambaşka bir dünyanın kapılarını açtı.1

….

 

Eylül yeniden ikinci dünyada 🌎4

Bakalım neler olacak 🖤1

Yeni bölümümüz +40 oy ve +40 yorumda gelecek 🖤1

Bölüm : 10.01.2025 18:37 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş