8. Bölüm

8.Bölüm

Melis
mlsgrgl1310

Caner'in sorusu üzerine Kerem ile birbirimize bakakaldık.Çocuklar baba figürünü anne ile evli bir insan olarak bildikleri için Caner'in bu soruyu sorduğunu biliyordum. Lakin şimdi onlara bu durumu nasıl açıklayacağımız hakkında da hiçbir fikrim yoktu. Ama Kerem hiç tereddütsüz soruyu cevapladı.

"Canercim benim sizin babanız olmam için annenizle evli olmama gerek yok ki. Tamam ben annenizi çok seviyorum ama arkadaşça."

"Peki o zaman sen bizim evimizde kalmayacak mısın?"

"Hayır ama siz sürekli bana gelebileceksiniz. Beraber kalabileceğiz. Ne dersiniz? İster misiniz?"

Kerem'in sorusuyla Caner'in gözleri parlarken, Cansu durgunlaşmıştı. Kerem Caner'in yanından, Cansu'nun yanına geçip onunla konuştu bu sefer.

"Prensesim, sen neden durgunsun? İstemiyor musun yoksa babanız olmamı?"

Cansu dolu dolu olmuş gözlerle Kerem'e bakıp konuşunca ,Caner'de hemen gözlerini doldurup gelip bana sarıldı.

"Bizi bırakıp gitmeyeceksin değil mi? Eğer gideceksen babamız olma istemiyorum."

"Bebeğim, ben sizi bırakıp gitmem,gidemem ki.Hem neden sizi bırakıp gideceğimi düşünüyorsun? Sana gideceğimi hissettiren ne?"

Cansu artık gözlerinde tutamadığı yaşları yanaklarına akıtırken, Caner gidip kardeşine sarıldı.

"Hani doktorlar iş için başka yerlere giderler ya hep. Bizim doktorumuz da gidecekmiş. Sende doktorsun, sende gidecek misin?"

"Sizin doktorunuzun tayini çıkmış paşam. Ama benim kendi kliniğim var. Yani gitme durumum yok."

"Cansu duydun mu? Bak o da gitmeyecekmiş. Bizi bırakmayacakmış."

Caner'in dedikleriyle bu sefer ben ağlamaya başlayınca, Kerem en sonunda gelip bana sarıldı.

"Biz sizin bu annenizin ağlama huyunu ne yapacağız çocuklar? Hep ağlıyor ya."

Kerem'in dediğine çocukların ikisi birden gülünce, bende başımı kaldırıp onun yüzüne baktım ve sadece onun duyabileceği şekilde fısıldadım.

"İyi ki varsın..."

*************************

Kerem,çocuklar ve ben salonda oturmuş muhabbet ederken çalan telefon sesiyle bir anda irkildim. Ses benim telefonumdan geliyordu ve arayan Ali'ydi.

Kerem, arayan kim der gibi bana bakınca, çocuklara bakıp sessizce cevap verdim. Ziraa hem Caner, hem de Cansu Ali'ye en az Kerem'e oldukları kadar düşkünlerdi ve Ali'nin aradığını duysalar buraya çağıracaklarından adım kadar eminim. Ben telefona cevap vermek için salondan çıkık çalışma odama geçtim ve aramayı cevapladım.

"Efendim."

"Aysu nerelerdesiniz siz? Çok merak ettim."

" Ne var Ali. Ne istiyorsun?"

"Aysu.Lütfen bak senden, çocuklardan haber alamayınca meraklanıyorum. O Kerem olacak lavukta bir şey demiyor zaten."

"Kerem bizim yanımızda Ali. Ben dedim sana bir şey söylememesini."

Ali telefonun ucunda sessizleşip derin bir nefes aldı ve tekrar konuşmaya başladı.

"Aysu.Kenan çocukları öğrenmiş ve onları araştırmak istiyor. Tabii öncesinde seninle konuşmayı tercih ediyor."

Ali'den duyduklarımla resmen delirme noktasına geldim.

"O. O nasıl öğrenmiş Ali. Bana bak bu işin altından da sen çıkarsan seni gebertirim. İnan yaparım bunu."

"Aysu. Ben ,ben yemin ederim söylemedim ona. Ben çocuklara bunu yapmam,yapamam."

Ali'nin söyledikleriyle kırık bir tebessüm oluştu yüzümde. Ali ise kırdığı potun farkına varmış olmalı ki konuşmaya başladı,tabii ben susturana kadar.

"Aysu ben-"

"Sus Ali. Sen benim canımı yaktın zamanında şimdi de çocuklarımın canını yakmayacağını nereden bileyim. Sana artık güvenmiyorum."

"Aysu lüt-"

Ali'nin daha fazla konuşmasına izin vermeden telefonu yüzüne kapattım. Kenan'ın çocukları öğrenmesi hiç iyi olmadı. Eğer çocukların kendisinden olduğunu anlar ve onları almak için dava açarsa bu durumdan çocuklarımın nasıl etkileneceğini düşünmek bile istemiyorum.

Odada biraz daha kalıp düşünmenin ardından, çocukların yokluğumu fark etmemesi için salona geçtim. Kerem ve çocuklar hala muhabbet ediyorlardı.

"... Bence bowlinge gidelim.Piknik biraz ımm nasıl desem hava şartlarından dolayısıyla pek iyi bir fikir değil gibi. Ama havalar ısınınca söz veriyorum gideriz."

"Tamam olur o zaman. benim için fark etmez."

" Hıhh bana da fark etmez ki hem bowling bence daha iyi. Acaba orada çok kız var mıdır?"

Caner ve Cansu Kerem ile konuşmaya öyle dalmışlardı ki benim yokluğumu fark etmemişlerdi bile. Bende çocuklar merak etmesin diyorum. Kerem varken ben kimim ki zaten.

"Caner bey bir daha duymayacağım o lafları.Oğlum sen bu yaşta çapkın mı olacaksın başıma ya? Hadi bakalım yatağa. Cansu hadi bebeğim sende odana."

Çocuklar lafımı ikiletmeden ayağa kalkıp Kerem'in karşısına dikildiler.

"Biz şimdi sana şey mi diyeceğiz?"

"Ney mi diyeceksiniz prenses? "

"Şey ba-baba mı diyeceğiz?

Kerem gözlerini bana dikip onay ister gibi bakınca bende başımla onay verdim.

"İsterseniz evet prensesim. İster misiniz?"

Cansu'nun Caner'e göz kırpmasıyla ikisi birden Kerem'in yanaklarından öpüp odalarına koştular. Arkalarında da İki eli yanaklarında sırıtan ve ilk öpücüğünü alan genç kız gibi şaşkın bir Kerem bıraktılar tabii.

"Bu çocuklara bayılıyorum."

Kerem'in dedikleriyle bu sefer yüzümde kocaman ve gerçek bir gülümseme oluştu.

"Onlar da sana tatlım. Onlar da sana."

"Onlar benim gerçek çocuklarım gibi biliyorsun değil mi? Aklında bir şüphe kalsın istemiyorum Aysu."

"Biliyorum Kerem. Benim aklımda senden yana bir şüphe yok zaten. Ama şuan sorunumuz başka."

Kerem yüzündeki tebessümü silip kaşlarını çatarak baktı yüzüme, sorunu çözmek ister gibi bir hali vardı.

"Aysu neyin var güzelim. Ne oldu?"

"Kerem,Kenan çocukları öğrenmiş. Ali'ye araştıracağını söylemiş. Ama önce benimle konuşmak istiyormuş."

"Nasıl öğrenmiş. yoksa yine o Ali'nin işimi bu. Bak Aysu öyleyse onu gebertirim. Bu kadarı da fazla."

"Hayır o söylememiş. Ne kadar doğru, ne kadar yalan bilemem.Sence bunu yapmış olabilir mi?"

Kerem'in derin nefes alması ve kararsız bakışlarıyla onu da aslında ikilemde olduğunu fark ettim.

"İnşallah Aysu. İnşallah yapmamıştır. Onun seni ve çocukları daha fazla üzmesine izin veremem."

"Sen olmasan ne yapardım. bilmiyorum Kerem. Başta sana da çok kızmıştım benden sakladığın için ama senin, benim kötülüğümü istemediğimi biliyorum."

"Yemin ederim Ali sana söyleyeceğini söyledi. Yoksa kesinlikle senden saklamazdım. Benim için ne kadar değerli olduğunu tahmin edemezsin."

Kerem beni kollar arasına alınca hemen sarıldım ona. O şuan da güvenip inanabileceğim tek kişiydi sonuçta.

"Ne yapacaksın peki Aysu. Onunla yani Kenan ile görüşecek misin?"

Derin bir iç çekiş aslında her şeyin cevabıydı bana göre. Kenan ile hem görüşmek istiyordum hem de istemiyordum. Açıkçası çocuklarımı kaybetmekten çok korkuyordum.

"Bilmiyorum Kerem. Görüşürsem yada görüşmezsem sonuçları ne olur kestiremiyorum. Ve bu durum beni korkutuyor."

"Ne karar verirsen ver. Ben senin arkandayım güzelim. Sana görüş ya da görüşme diyemem. O senin bileceğin bir şey. İçinden ne yapmak geliyorsa öyle yap."

"Teşekkür ederim. Her zaman yanımda olduğun için. Sanırım Ali'nin bana bu hayatta ki en büyük artısı seninle tanıştırmak oldu. İyi ki seni tanımışım."

"Ben de güzelim. Ben de iyi ki seni tanımışım."

Kerem ile biraz daha öyle kaldıktan sonra ona dönüp kararımı açıkladım.

" Kerem. Ben onunla görüşeceğim. Belki konuşursam araştırmaz.İkna ederim belki onu."

Kerem benim konuşmamdan sonra gözlerimin içine bakıp uyarı niteliğinde ki sözlerini söyledi.

"İnşallah güzelim. Ama dikkat et.İkna edeyim derken İkna olma."

 

Bölüm : 15.12.2024 19:35 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...