20. Bölüm

20.Bölüm

Moon Light
moonliiighht

"İyi okumalar!"

 

 

⚪️

Müge, dostu Kader ile birlikte Semihle buluşacakları alışveriş merkezine doğru yürüyordu. Semih ile alışveriş merkezindeki kafelerden birisinde buluşacaklardı ve Kaderin de kendisine eşlik etmesini istemişti. Müge buluşmak için pek istekli olmazsa da Semihin söyleyeceklerini merak ediyordu. Semih buluşmak istediğine göre söyleyeceği şeyler önemli olmalıydı. Müge telefonuna mesajın geldiği bildirimin sesini işitirken Kaderin girmiş olduğu kolundan çıkıp montunun cebinden telefonunu çıkartarak Semih'ten gelen mesajı okudu.

"Geldim ben. Seni bekliyorum."

Müge "Tamam." diye yazarak mesajı ona gönderdi ve dudaklarını yalayarak Kader'e döndü. "Kader. Semih gelmiş. Az önce mesaj attı. Beni bekliyormuş."

Kader ilgiyle arkadaşını inceleyen gözlerle bakarak "Pek istekli değil gibisin sanki." dedi. Kader, arkadaşının buluşma için isteksiz olduğunu görürken aynı zamanda üzerindeki durgunluğunun da farkındaydı.

Müge umursamaz bir tavırla omuzunu silkip "Sadece söyleyeceklerini merak ediyorum." dedi. "Buluşmamızı istediğine göre söyleyeceği şey önemli olmalı."

"Ne söyleyeceği çok belli de neyse." dedi Kader imalı bir dille.

Kader, Müge'nin onun iması ile birlikte gözlerini devirmesine görmezlikten gelirken bu sefer anlayışlı bir ses tonuyla "Bak istemiyorsan buluşmak zorunda değilsin. Ne söyleyecekse okulda söylesin." dedi.

Müge sessiz kalmasının ardından iki arkadaş alışveriş merkezine giriş yaptı ve bulundukları katta gezinircesine yürümeye başladılar. "Dün akşam mangal nasıl geçti?" diye sordu Kader sessizliği bozarak.

Müge oflayarak "Baran bu kabalığından ve bu takındığı sert tavrından asla vazgeçmeyecekmiş gibi gözüküyor." dedi.

"Ne oldu?" dedi Kader hafifçe kaşları çatılırken. "Yine sana bir şey mi dedi?"

"Aslında mangalın ortasına kadar hiçbir sorun yoktu." dedi Müge durgun bir sesle. "Hatta arabasıyla gelip beni evden aldı, Beratlara beraber gittik. Sofrada oturuyorduk işte, Semih birden bire mesaj yazdı bana. Buluşmamız gerektiğini belirten. Sonra Baran hesap sorar bir sesle 'Kiminle yazışıyorsun' deyince ben de Semih dedim aynı zamanda buluşmak istediğini de belirttim masadakiler sorunca. Bunun üzerine masadakiler de imalı imalı konuştuktan sonra sofradan kalkıp gitti Baran. Yani Baranın tavrı Semih'in mesaj atmasından sonra birden bire değişti. Sonra da ben gitmek için ayaklandığında Barana abisi 'Müge'yle birlikte geldiniz eve de bırakırsın' falan deyince Baran 'Benim onunla birlikte gelmiş olmam onu eve bırakacağım anlamına gelmiyor' gibisinden bir şey söyledi sanırım her zamanki o kaba tavrıyla."

"Baranın da sana neden böyle davrandığı bal gibi ortada işte." dedi Kader coşkulu bir şekilde arkadaşına. "Anlamadın mı bunu gerçekten?"

"Semih yüzünden mi?" dedi Müge kaşları hafifçe havaya kalkarken.

"Tabiiki Semih yüzünden. Neden olacak başka?" dedi Kader gülerek. "Bunu anlamamış olman da bir garip doğrusu."

"Ben her zamanki kaba tavrı diye düşündüm daha çok. Bir de neden Semih yüzünden bana öyle davranacak ki yani? Onun her zamanki kabalığı o. Dün Tarık bile bana onun benim kalbimi kırabileceğini söyledi. Abisi tanıyor sonuçta kardeşini."

Kader arkadaşının bu saf tavırlarına anlam veremeyip gülmeye devam ederken yerinde duraksadı ve elini arkadaşının koluna koyup sıvazlayarak "Hadi arkadaşım, Semih ağaç oldu. Daha fazla bekletme istersen." dedi.

Müge de arkadaşıyla eş zamanda duraksayıp yakınında olduğu yürüyen merdivenlere doğru isteksizce düz bir bakış atarken "Haklısın. Daha fazla bekletmem ayıp olur." dedi ve arkadaşına dönerek birbirlerine sonra görüşeceklerini belirtircesine vedalaştılar.

 

 

 

⚪️

Müge yürüyen merdivenleri çıkmasının ardından kafenin bulunduğu varmıştı ve bulunacakları kafeye doğru yürüdü yavaş adımlarla. Kafeye giriş yaptığında en köşede oturan Semih'i hemen görmüştü bile. Derin bir nefes alıp vererek yanına doğru ilerlemeye karar vererek adımlarını masaya doğru yönlendirdi. Müge hiç heyecanlı değildi bu buluşma için. Baranla olsaydı öyle mi olurdu? Onunla buluşmayı bırak, buluşacaklarını planlamış olmaları bile kendisini heyecanlandırırdı. Müge masaya doğru yaklaştığı an Semih kendisine doğru gelen Müge'yi görerek istemsizce gülümsedi.

Semih ayağa kalkarak "Hoşgeldin Müge." dedi ve birbirlerine selamlaşırcasına sarılmalarının ardından Müge'ye karşısına oturması için kibarlıkla sandalyeyi çekip işaret ettiğinde Müge teşekkür edercesine hafifçe başını sallayıp sandalyeye oturdu ve Semih de az önce kalktığı sandalyesine oturdu.

Semih'in kumral saçları kendine özgü bir şekilde dağınıktı ve yeşilimsi gözleri ışıl ışıl bakıyordu. Sakalları yeni çıkmaya yüz tutmuş yanağını eliyle hafifçe kaşıdı yüzündeki gülümsemeyle. Beyaz basic tişörtünün üzerine giymiş olduğu siyah kareli gömleği ve krem rengi pantolonuyla gayet özenli gözüküyordu.

"Naber?" diye sordu Semih yüzüne takındığı gülümsemesini hiç bozmadan.

"İyilik. Senden?" dedi Müge onun aksine yüzündeki eğreti gülümsemesiyle.

"İyiyim ben de." Semih rahat tavırlarla geriye doğru yaslandığında "Bana bir şey mi söyleyeceksin?" dedi Müge sorarcasına. "Buluşalım diye mesaj attığına göre söyleyeceğin şey her neyse önemli olmalı."

"Önce bir şeyler içelim istersen ondan sonra konuşalım."

"Olur." dedi Müge ve ardından önündeki menüyü incelemeye başladı.

"Ben bir sade Türk kahvesi içeceğim." dedi Semih menüye göz gezdirirmiş gibi yaparak. "Sen?"

"Ben de aynısından. Şekerli." dedi Müge, Semihin yüzüne bakarak. Semih elini havaya kaldırarak garsonun yanlarına gelmesini sağladı ve garsona siparişleri söyledi.

Kahveleri gelene kadar her ikisi de sessizlikle kahvelerinin gelmesini beklediler ve kahvelerinin masaya gelişiyle birlikte Müge gülümseyerek kibarlıkla garsona teşekkür etti.

Müge kahvesinden bir yudum alırken "Hiç konuşmuyorsun Müge. Çok sessizsin." dedi Semih imalı çıkan sesiyle. "Barana da böyle sessiz misin yoksa sadece bana mı sessizsin?"

"Neden sana sadece sessiz olayım Semih? " diye karşılık verdi Müge.

Semih onu kızdırdığını görürken ortamı yumuşatmak istercesine güler gibi "Şaka yaptım. Hemen de kızıyorsun." dedi.

"Hayır kızmadım." diye cevap verdi Müge ve kahvesinden bir yudum daha aldı.

"Biliyor musun, gülümsemen çok güzel." dedi Semih konuyu değiştirmek istercesine aynı zamanda yeşil gözlerindeki hayranlıkla karşısındaki kıza bakarken.

"Teşekkürler." dedi Müge hafif bir gülümsemeyle. Bu cümleyi keşke Barandan duymuş olsaydı. Semihin ağzından çıkan bu cümle kendisinde hiçbir his ve etki yaratmamıştı.

Semihin kahvesinden hiç içmediğini görürken "Kahven soğudu, içsene." dedi Müge. Semih bunun üzerine kahvesinden bir yudum aldıktan sonra "Biraz soğumuş ama önemli değil, içilebilir." dedi mırıldanırcasına kendi kendine.

Semih kahvesinden bir yudum daha aldıktan sonra konuşmak istercesine boğazını temizledi ve sakin bir şekilde Müge'ye cümleleri sarf etti.

"Müge aslında ben sana bir şey söylemek istiyorum ama nereden nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Tek bildiğim artık içimde daha fazla tutmak istemediğim ve söylemek istediğim."

"Dinliyorum." dedi Müge ilgiyle başını sallayarak.

"Müge ben seninle, sana olduğumdan daha yakın olmak istiyorum. Sen de istersen tabii." Semih heyecanla tek çırpıda Mügeye cümleleri söyledi.

Müge, Semihin arkadaşlık adı altındaki asıl amacını şimdi anlamıştı. Arkadaşı Kader, Berat, Nisa ve Rana söylediklerinde haklıydılar.

"Ben senden çok hoşlanıyorum Müge. Sen çok güzelsin. Aklıma geldiğin anlarda kendi kendime gülümseme sebebimsin."

 

 

⚪️

Kader elindeki birkaç alışveriş poşetiyle alışveriş merkezinde yürürken mağazalardan birisine girdi ve kadın reyonunda görmüş olduğu sweatshirtlere doğru ilerlediği sıra neredeyse kendisiyle aynı boyda olan birisiyle omuz omuza çarpıştığında Kader çarptığı omuzunu sıvazlayarak bir iki adım geriledi ve çarpıştığı kişi ile göz göze geldiği kişiye gözlerini devirdikten sonra sinirle baktı.

"Ne oldu, ne baktın çirkin?" dedi Alp yayvan bir gülümsemeyle dalga geçercesine.

"Önüne baksana be!" dedi çemkirircesine Kader. "Omuzum acıdı."

"Sen önüne bak!" dedi Alp istifini bozmazken.

"Senin ne işin var burada?" dedi Kader hesap sorar bir edayla.

"İkimizin neden burada olduğu sence çok açık değil mi?" dedi Alp ukala bir tavırla.

"Neden buradaymışız marul kafa?" diye sordu Kader alaycı bir sesle, onun omuzlarına gelen siyah kıvırcık saçlarını incelerken.

"Senin arkadaşınla benim arkadaşım buluştuğu için olabilir mi acaba?" dedi Alp ukala tavrını sürdürmeye devam ederek.

"Müge arkadaşından hoşlanmıyor." diye karşılık verdi Kader de ukala bir tavırla.

"Farkındayım." dedi Alp düz bir sesle. "Mügeyi ne zaman görsem hep o badboy özentisi ve arkadaşlarının yanında."

Kader onun Baranı bu şekilde betimlemesine gülerken "Badboy özentisi mi?" dedi. "Çok iyi ya."

"Şekilden şekile girip durmuyor mu? Yalan mı?" dedi Alp düz bir sesle. "Yalansa yalan de."

"Hiç yalan diyemeyeceğim." dedi Kader gülmesini sürdürürken.

"Senin de çirkin olduğun yalan değil." dedi Alp karşısındaki kıza sataşırcasına.

Kader ona gözlerini devirirken aynı zamanda mağazanın kalabalıklığından ve boğucu havasından sıkıldığını hissederek arkasını dönüp mağazadan çıktı Alpi gerisinde bırakıp.

Arkadaşı Mügenin gelmesini beklemek için ortak alana geçip oturarak elindeki alışveriş poşetlerini ayak ucuna koyduğu sıra uzaktan yan yana ve bir o kadar da aralarında mesafe bırakmış şekilde birlikte yürüyen Mügeyle Semihi gördü. Semihin durgun olan ifadesi dikkatinden kaçmamıştı. Müge olumsuz bir cevap vermiş olmalıydı.

Kader oturduğu yerden kalkıp eline poşetleri alarak onlara doğru ilerlediğinde Müge ve Semih onu görerek yerinde duraksadı. Kader onlara doğru gelip tam karşısında durduğunda Alpin de Semih için yanına gelmiş olduğunu gördü. Kader Semihle baş selamından ve Mügeyle Alpin de arasında geçen kısa bir hal hatır konuşmasından sonra Müge'nin koluna girerek Semih ve Alpi baş başa bırakıp alışveriş merkezinin yürüyen merdivenlerini inmelerinin ardından alışveriş merkezinden çıktılar.

"Ee ne oldu?" dedi Kader sorarcasına.

"Haklı çıktın." diye cevap verdi Müge. "Böyle düşünen herkes haklıymış. Benden hoşlanıyormuş."

"Eeee sen ne cevap verdin?" dedi Kader meraklı bir edayla üstelercesine.

"Ona şimdilik ayıp olmasın diye düşüneceğimi söyledim." dedi Müge düz bir sesle.

"Okulda cevabını verirsin artık."

"Seni sormalı?" dedi Müge arkadaşına imayla. "Alp'le mi beraberdiniz hep?"

Kader gözlerini devirerek "Benim o geri zekalıyla ne işim var?" dedi. Ofladı. "Mağazalardan birisinde karşılaştık. Hatta daha doğrusu çarpıştık . Benim seninle geldiğim gibi o da Semihle gelmiş işte."

"Anladım." Aralarında geçen bu kısa diyaloğun ardından iki arkadaş evlerinin yakınından geçen otobüse binip evlerine dağılmak üzere otobüs durağına doğru yürüdüler.

 

 

⚪️

Müge hocanın sınıftan çıkışını izlerken artık girecek başka dersi kalmamıştı. Okuldan çıkıp eve gitmeden Semihle konuşup Semih'e karşı hisleri olmadığını güzel bir dille izah edecekti. Müge ders notlarını çantasına koyduktan sonra kot ceketini de eline alıp ayağa kalkarken yanına gelen Beratı, Nisayı ve Baranı gördü. Müge, Baranın her zaman olduğu gibi kaşları çatık bir şekilde ilgisini telefona vermiş olduğunu görürken Berata ve Nisaya gülümsedi.

"Gidelim hadi." dedi Berat hafif bir gülümsemeyle.

"Nereye?" dedi Müge sorarcasına.

"Bahçede oturalım biraz." dedi Berat ellerini kot pantolonunun ceplerine sokarken.

Baran telefonunu ekran kilidine alıp siyah pantolonunun cebine koyduktan Müge ile göz göze geldi. Müge onun bu keskin bakışları karşısında heyecanlanırken gözlerini ondan kaçırdı ve hep birlikte sınıftan çıktılar.

Dördü birden koridorda ilerlerken Baran hemen solundaki Berata "Bu akşam Tarık bir şeyler yapalım diyor." dedi ciddi bir tonlamayla.

Beratın yanındaki yerini alan Müge bu cümle ile birlikte kulak kesilirken hemen Baranın yanında yürüyen Nisa ise "Ne yapacağız?" dedi sorarcasına.

Baran başını Nisaya çevirerek "Ortaya konuşmuyorum." dedi hiç de kibar olmayan bir tavırla. "Beratla konuşuyorum."

Nisa onun bu kaba tavrı ile gözlerini devirirken koridoru aşmışlardı ve merdivenlerden inerlerken Berat "Bakarız kardeşim akşama." dedi Baranın bu cümlesine karşılık.

"Aslında..." diye atıldı Müge bir anlık bir duraksamayla. "Benim bir işim var arkadaşlar. İşimi halletmem lazım."

Baran, Müge'nin bu cümlesi ile birlikte dikkat kesilirken "Ne işin var?" dedi Berat sorarcasına.

"Semih'i bulmam gerekiyor. Bir şey söyleyeceğim de." dedi Müge çekinir bir ifadeyle.

"Gidip söylesene!" dedi Baran onun sarf ettiği cümleye sinirlenirken. "Hala neden buradasın? Git bul hadi!"

"Bana bağırıp durmandan bıktım artık Baran!" dedi Müge de dayanamayıp sesini ona yükselterek. "Bıktım bu kabalığından!"

"Ben de bu orospu çocuğundan bıktım! Ne yapacağız?!" dedi Baran alaycı bir sinirlilikle bağırmayı hala sürdürürken. "Dün buluştuğunuz yetmedi herhalde!"

"Baran tamam bağırmayı kes artık!" dedi Nisa müdahale edercesine araya girerek. Baranın bağırdığı sıra kendilerine yönelen bakışları gördü Nisa. "Millet bize bakıyor."

Müge onları ardında bırakıp hızlı hızlı merdivenleri inerek bahçeye ulaştığında telefonunu cebinden çıkarıp Semih'e mesaj yazdı.

"Semih buralardaysan konuşalım mı biraz? Ben okulun bahçesindeyim."

"Tamam konuşalım. Geliyorum bahçeye."

Semih'ten yanıt gecikmezken Müge bahçedeki çardaklardan birisine geçip oturdu. Birkaç dakika sonra Semih'in gelip oturması ile birlikte onun heyecanlı ve bir o kadar meraklı gözüken yüz ifadesi ile karşı karşıya geldi.

"Seni dinliyorum." dedi Mügeye gülümseyerek Semih.

Müge kısa bir anlığına söyleyeceklerini toparladıktan sonra Müge çikolata kahve gözlerini Semih'in yeşil gözlerine dikerek "Ben bana dün buluştuğumuzda söylediklerini düşündüm Semih. Ben senden hoşlanmıyorum Semih, içimde sana karşı hiçbir his yok. Yani kısacası biz olamayız." dedi oldukça kararlı bir şekilde.

Semih onun söyledikleriyle birlikte uğradığı hayal kırıklığını gizlemezken "Bu söylediklerin doğru mu gerçekten?" dedi.

"Doğru." dedi Müge ciddi bir şekilde. "Neden sana yalan söyleyeyim?"

"Peki neden Müge?" diye sordu Semih tek nefeste.

"Nedeni yok işte, hoşlanmıyorum senden. Sana karşı hiçbir şey hissetmiyorum." dedi Müge ciddi tavrını korumaya devam ederek.

"Başkasından hoşlanıyorsun değil mi?" dedi Semih uğradığı hayal kırıklığının öfkesiyle.

"Hoşlanıyorum ya da hoşlanmıyorum. Bunun senin için ne önemi var?" diye karşılık verdi Müge. "Benden cevabını aldığına göre artık git ve önüne bak Semih."

"O sorunludan hoşlanıyorsun sen değil mi? Ona ilgi duyuyorsun sen. Çünkü genellikle ya o senin etrafında oluyor ya da sen onun."

"Semih bak sen iyi birisisin. İyi kalplisin. Hoşlanılmayacak birisi değilsin. Böyle yaparak her şeyi daha fazla zorlaştırma lütfen."

Müge kibar olmaya çalışarak sarf ettiği cümlelerden sonra hızlı hareketlerle çardağa gelen öfkeli haline bürünmüş Baranı ve Baranın biraz gerisinde duran Beratla Nisayı gördü.

Baran öfkeyle çardağa geldiği sıra Müge'nin az önce sarf etmiş olduğu cümleleri duyarken "Kız sana zorlaştırma diyor sen hala anlamıyor musun lan?" diye bağırdı.

Semih imalı bir şekilde Müge'ye dönerek "Görüyor musun bak damladı hemen." dedi.

 

 

⚪️

Bölüm : 22.01.2025 22:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...