⁷⁰

Mis kokular mutfağı ve hatta tüm evi dalga dalga sararken genç adam heyecandan yerinde duramıyordu. Akşam yemeği için sofrayı dahi kurmuştu erkenden. Bir kaç saat vardı normalde yemek yedikleri zamana.

Tencerenin kapağını kaldırıp özenle tek tek dizdiği sarmalara baktı. Hepsi yerli yerince kısık ateşte yavaş yavaş beş dakikada yenmeye hazır oluyorlardı. Tencerenin kpağını tekrardan kapatıp elinde ki vileda sapına yaslandı.

Aynı sırada kulaklığında en sevdiği şarkı listesi çalıyordu.

"Hep ben mi seveceğim, ben mi özleyeceğim sabahlara kadar seni ben mi düşüneceğim? Olmaz artıksevgilim olmaz artık bu kadar bilmiyor musun ateş düştüğü yeri yakar. Ben böyle kahrolurken sen oralı değilsin bu aşk bizim değil mi, sen nasıl sevgilisin?" elinde ki viledayı bir yandan yere srterken bir yandan da sap kısmını mikrofon olarak kullnıyordu.

"Bağırıp durma oğlum, bunlar da kulak yani. " dedi Ateş oflayarak, Efsun'unu özlemişti. Mutfağın ortasında konser veren Ufuk'a ters bir bakış attı o esnada.

"Pis namı kör! " dedi Ufuk iğneleyen bir tavırla. "Ne güzel şarkı söylüyorum daha ne istiyorsun? "

"Bana ne söyleme ben seni dinlemek zorunda değilim kardeşim. "

Ufuk "Sarmaları da yeme o zaman Ateşcim. " dediği anda, Ateş'in gözleri koca koca açıldı.

"Ne güzel söylüyorun sen öyle canım dostum. Keşke sabahtan akşama kadar söylesen. Ne güzel bülbül gibi şakıyordun niye sustun? Söylesene şarkıyı o müthiş sesinle. "

"Böyle yola gel işte. " dedi Ufuk sesli bir kahkaha atarak.

Ateş elinde ki telefonla mutfak balkonuna giderken, Ufuk onu takmayıp ocaüın altını kapattı. Sevdiğine giden yol sarmanın kenarından geçiyordu ve Ufuk bu yolun yolcusu olmaya dünden razıydı. Yeter ki sevdiği mutlu olsun.

Mutfak dolabının en üst rafından özel kutuyu çıkardı. Geniş kutunun içinde altı tane yaprak şeklinde tabak vardı. Ufuk bu tabakları her zaman kullanmıyordu çünkü hediyeydi.

Ufuk'un bir sene önce ki doğum gününde bu tabakları Efsun vermişti. Kendi elleriyle yapmıştı bu tabakları.

Tabağı ocakta ki tencerenin yanına koyup içerisini sarma ile doldurdu. Dolu tabağı özenle mutfak masasına koyarken cebinden telefonunu çıkardı.

Asudesine haber verecekti.

ufuk: gül kokuları sönük kalır

ufuk: kokunun yanında

ufuk: nasılsın Asudem

kalpyöneticisi: yaaa <3

kalpyöneticisi: iyiyim sen nasılsın yakışıklım

ufuk: ben de iyiyim

ufuk: ne yapıyorsunuz hanım efendi şu an

kalpyöneticisi: annem hamur yoğurdu

kalpyöneticisi: az biraz yufka -şebit- yapacakmış

kalpyöneticisi: beni de işe sürükledi

ufuk: canım anneciğime kolay gelsin

ufuk: ben de çok güzel yufka açarım

kalpyöneticisi: annem

kalpyöneticisi: damat güzel açıyorsa gelsin yardım etsin diyor

kalpyöneticisi: damadı bi ölçeyim dedi

ufuk: aç kapıyı annemin damadı geldiiii....

Kaç gündr bölümü yazmaya çabalıyorum bir türlü ilham gelmiyor sinirlerim bozuldu. Yetmişte tekledik jgjb
Önce ki böl0nlere yapılan o tatlış güzel yorumlara cevap vermek istiyorum ama yetişemitotum canlarım.
Gün gelip de benim de bir gün böyle bir şey yazcağımı hiç düşünmezdim khknj

kalbimden vuruldum bakmayın şöyle barun bey jhjb