⁷⁴

Bağdaş kurup oturduğu yatakta elinde ki kalın kitaplara gömülmüş, beyni sıcaktan neredeyse erimeye yüz tutmuştu. Her sayfayı çevirdiğinde ayrı bir sıcak basıyordu, resmen buharlaşıp gidiverecekti.

Aklında ki eski bilgilerin üzerine yenilerini bindirip üst üste kat çıktıkça aklı yerinden oynuyor kafa tasına sığmayacakmış gibi oluyordu.

Odada iki tane tek kişilik yatak vardı ve diğer yatakta Fırat yüz üstü uzanmış elinde ki kitapla ve bilgisayarla uğraşıyordı. Kafasını kitaplara doğru eğik tutmaktan boynu ve sırtı tutulmuştu. Terlemişler ve bir de zerine tuzu biberi cam açık olunca ekektirik yapıyordu.

"Yoruldum." diye mırıldandı Fırat başını kitapların üzerine koyup soluklanırken.

"Eee?" dedi Atıf fısıltıya yakın çıkan kısık sesiyle. Ders çalışmaya oturduklarından beri konuşmadığı için buğazı pürüzlenmişti.

"Bırakalım artık."

"Sen bırak, bana niye diyorsun oğlum? "

"Olmaz sende bırakman gerek. "

Fırt'ın mızmızlanır bir çocuk edasıyla konuşmasına göz devirdi Atıf. "Niye göbeğin benimle bitişik mi? "

"İyi tamam sen kalkma çalış avukat. " dedi Fırat kitaplarını öylece bırakıp kalkarken.

Atıf, oflaya puflaya çıkıp giden Fırat'ın arkasından garip garip baktı. Resmen kendi kendisine triplere girmişti. Başını esefle iki yana salladı, resmen Ateş ve Fırat hâlâ çocuktu. Ama kesinlikle Ateş daha çok çocuktu bu bariz bir gerçekti.

Açık camdan odaya dolan temiz havayı ciğerlerine çekip bayram havası yaratırken kulaklarında patlama etkisi yapan sesle yerinde sıçradı Atıf.

Neredeyse elinde ki Ağır Suç, Ceza ne bileyim ne kitabını ayağına düşürecekti. Ve o tuğladan misliyle ağır kitap ayağına düşse ayağı kısmi felç geçirirdi.

"TEMİZLİK ZAMANII!

Atıf o an tüm sakin kişiliğini bir kenera bırakıp yerinde tepinmek istedi, evet gerçekten tepinmek istemişti.

Yine Ufuk'un o meşhur mu meşhur temizlik perileri uyanmıştı demek ki.

Bir şekilde yırtmalıydı bu işten ama nasıl?

Ders çalışıyorum derse dinlemez yine verirdi eline o toz bezini ve viledayı. Camdan mı atlasaydı ki? Kurtulur muydu bu sayede? Ne yaparsa kurtulurdu bu cani delinin elinden?

"ÇOCUKLAR HADİ, EV KENDİ KENDİSİNE TEMİZLENMEYECEK BUNU BİLİYORSUNUZ DEĞİL Mİ? "

Ufuk'un yüksek desibelde çıkan sesi ve telefonun cılız bildirim sesi birbirine karışmıştı. Yatakta hemen yanı başında ki telefonu eline alıp umursamazca ekranı canlandırdığı anda kaçış yolu çıkmıştı ortaya.

filize: uzun zamandır yazmıyorsun

filize: ne oldu aramıza soğuk rüzgarlar mı girdi ne?

filize: yoksa kıskanç, çirkef, dedikoducu karılar mı? ¿

filize: söyle bana sessiz prens

sakinadam: aramıza ne soğuk rüzgarlar, ne çirkef karılar girdi

filize: onlar girmediyse ne girdi?

sakinadam: toz bezi ve vileda azıcık ta çamaşır suyu

filize: hı?

filize: atıf marketten alacaklarının listesini buraya atma, kafam karışıyor

sakinadam: alacak listesi değil bunlar, aramıza giren ufukun temizlik perileri

filize: temizlik zamanı mı?

sakinadam: ne yazık ki evet

filize: brş dakika bekle

filize çevrimdışı...

sakinadam: ne? niye?

sakinadam: filize nereye gittin?

filize çevrimiçi...

filize: aç kapıyı vezirgan başı

sakinadam: ne kapısı

filize: topkapısı jgjb

filize: sizin evin kapısı atıf

Atıf okuduğu kelimelerle neye uğradığını şaşırmıştı, Filize beş dakika da evlerine niye gelmişti?

Onu kaçırmak için mi? Yok canım dedi Atıf içten içe. Daha bohçam hazır değil nasıl kaçırsın?!

hastanede tahlilleri beklerken yazdığım bölümü atıverem dedim işte öyle.

ne tahlilmiş lan birisi 13.30 da çıkacak diğeri 15.30 ve saat hala 12.40 napıyım şimdi ben hastanede jhjhv 11 den beri tahlil bekliyorum