
Bir kaç yıl sonra...
Genç adam olduğu durumda mutluydu fakat neyin ne ara gerçekleştiğini fark edememişti. Sanki her şey üst üste gelmiş ve kendisi ve sevdiği de o yoğunlukta kaybolmuşlardı.
Tabii ki de bu koyboluşta çok mutlulardı, yani hiç bir sorun yoktu. Tek sorun ne, ne ara olup bitmişti pek kavrayamamışlardı. Gerisi mühim değildi, yeter ki mutlu olsunlardı.
Ee, mutlulardı da şu an.
Renkli ışıklar altında Asude ve Ufuk kol kola yürürken geriye kalan arkadaşları ve gençler hatta küçük bücürler de arkalarından geliyordu.
Evet, evet daha fazla sizi merakta bırakmak istemem. Şu an divaneler ve evlenecek çiftler düğün salonundaydı.
Evet, yanlış duymadınız düğün salonu.
Ufuk yürüdüğü yere çok dikkat ediyordu çünkü yanında kendisiyle birlikte yürüyen dünya güzelinin kabarık gelinliğine basıp rezillik çıkarmak istemiyordu.
Gelinlik provası yaptıkları zaman azıcık ucundan basmış olabilirdi gelinliğin kuyruğuna, ee ama suç Ufuk'un değildi ki. Niye gelinliğin eteğini o kadar uzun yaparlardı ki? Yani suç kesinlikle genç adamın değildi.
Salonun ortasında çoğu mor olan ışıkların aydınlattığı boş alan gelince ilk dans müziği çalmaya başlamıştı.
Fikrimin ince gülü kalbimin şen bülbülü.
O gün ki gördüm seni yaktın ah yaktın beni.
Ufuk içinde ki heyecanla ne yapacağını bir kaç saniyeliğine unutsa da hemen kendisini toparlayıp ellerini sevdiği kızın ince belinde birleştirdi. Asude'nin de ellerini Ufuk'un omuzuna koymasıyla her şey tamam olmuştu.
Sanki şu an herkesin dilinde dolaşan, imrenilerek okunan bir masal kitabının yaparaklarının içindelerdi. Masalda prens ve prenses olamasalar da onlar da kendi masalının başrolleriydi. Kalpleri bir atan bir çifttiler. Mutlu bir çift...
Müziğin ritmine göre sağa sola hafifçe sallandıkça etrafta ki insanların varlığını yavaş yavaş unutuyorlardı.
Yanlızca ikisi vardı, bir tek onlar ve aşkla çarpan kalpleri.
Müzik ilerlerken Ufuk ezber ettiği şarkıyı kafasını genç kızın boynuna yaklaştırıp, duyabileceği bir mesafeden aşkla mırıldanmaya başladı.
Ellerin ellerimde, gözlerin gözlerimde.
O gün ki gördüm seni, yakın ah yaktın beni.
Şarkının güzelliğiyle değil o şarkıyı sevdiği adamın söylemesi Asude'nin içini bir hoş etmişti. Kalbinde şimdi küçük bir kız çocuğu sevinci vardı.
İkili birbirlerine bakıp gülümserken aniden müziğin sesi kesilmişti. Ve hemen ardından Ateşin muzip sesi hoparlörlerden düğün salonunun her bir yanın dağılmıştı.
Ve evet merak edilen sorunun cevabı ise, Ateş Efsun ile bir sene önce yıldırım nikahı ile evlenmişlerdi. Biraz ani bir düğün olsa da herkez bu durumdan memnundular. Çünkü düğün masrafı olmamıştı.
Düğüne harcayacakları parayla bir kaç şehir gezmişler, bir çok anı biriktirmişlerdi. Ateş'den hiç beklenişmeyecek derecede zekice yapılmış bir hareketti bu. Şimdi de Efsun'un karnı burnun daydı minicik kızı doğdu doğacaktı.
"Canım kayınçocuğum, karşılıklı bir erik dalı oynayalım mı ha? " diye bağırdı Ateş. Elinde ki mikrofonu unutup bağırdığı için herkesin neredeyse kulakları kanama raddesine .
"En güzel anlatımın katili! " diye mırıldandı Ufuk sinirle.
Genç kız müstakbel kocasının bu haline kahkaha attı. "Haklısın ama sakin ol aşkım. "
"Nasıl sakin olayım? En güzel günümü de mahvederken. Şurda dansıma da maydonoz oluyor ya "
"Şişt, şişt sakin ol sinirlerine hakim ol, damat bey bu ne sinir? " diye lafa karıştı Ateş, gülerek.
"Ya sabır! " genç adam arkadaşını takmamaya çalıştı.
Ufuk, Ateş'in vazgeçmeyeceğini bildiğinden Asude'nin koluna girip onu masaya bırakıp geldiği yere geri döndü.
Şu an Ateş'i boğup öldüresi vardı. Derin bir nefes alıp düğün ortasında dostunu öldürmemeye çalıştı. Resmen mapus yolu görünecekti.
Ateş eliyle diğerlerini de çağırdığında kadro tamamdı. Düğün bitene kadar dördü de sahneden inmemişlerdi. Sahne birazdan dile gelip "Yürüyün gidin evladım, yeter tepindiğiniz! " diyecekti.
Neredeyse düğün salonu boşalmıştı.
Hamdi bey çöktüğü yerden elini havaya kaldırarak sahnede tepinmeye devam eden taze damadını çağırdı. 'Gel, gel' diye sessizce mırıldandı. Çok zordu şu düğün işleri, adamın resmen sesini soluğunu kesmişti.
"Efendim babacığım? " diye konuştu Ufuk, kendisi de hemen adamın yanına çöküverdi. Resmen bacakları yorgınlultan titriyordu.
"Oğlum biz yaşlıyız."
"Estağfurullah baba, ne yaşlısı? Benden dinçsin. " dedi genç adam.
"Yok, yok yaşlıyız. "
"Estağfurullah baba. "
"Sus len, yaşlıyız diyorsam yaşlıyız. " dedi Hamdi bey eliyle hafifçe Ufuk'un ensesine vurarak. Hemen ardından güldü yaşlı adam. "Siz gençler yemek yiyecekseniz yiyin, biz evlere dağılalım artık. Başka bir gün birlikte yeriz. " deyip damadını yanından postaladı.
Yaşlılar dağılıp da gençler kalınca düğün salonundan firar edip rezervasyon yaptırdıkları resterona doğru doluştukları arabalarda geldiklerinde herkez terasa çıkmıştı.
Sekiz genç -iki evli çift, diğerleri de evlilik yolunda- uzun upuzun masaya yerleştiler. Resmen kabile gibilerdi.
Masanın neredeyse hiç boş yeri kalmayacak kadar doldurduklarında sohbet eşliğinde yemekleri başlamıştı.
"Burdan nereye? " diye sordu Fırat yeni, tazeck çifte bakarken.
"Karadeniz turu yapacağız sonra da iş başına, gemiye. "
"Keşke bende aşçılık okusaydım. " dedi Ateş. "Ne güzel çalışırken her yeri gezeceksin. "
"Tabii k gezeceğiz." dedi Asude, kocasının elin tutarken. "Boşuna aşçılık okumadık. "
"Sizin düğün ne zaman ya gençler? "
"Kendi evlendi ya bize laf atıyor. " dedi Filize elini Atıf'ın omuzuna doğru atarak. "Yakında evleneceğiz değil mi yakışıklım? "
Atıf tebessüm ederek başını aşağı yukarı salladı. Daha ilk zamanları aklındaydı.
"Bizim düğün tarihi 25 Martta. " dedi Fırat. "Kırk gün kırk gece düğün yapamasam da çiçeğim gönlümde nice kırk yıllar hüküm sürecek. "
"Yaaaa... "
Öhö, öhö!
Gençler bir kitabın daha sonuna geldik. Ne ara? ¿
Canım karekterlerime aşığım. Atıfım, Fıratım, Ateşim ve yeni evli 💍Ufuğum.
Evet son bölümlerinde çok çok fazla zorlandım tıkandım sanırım ruh halim kötü olunca yazamadım.
Bu final de aniden gelişti çözemedim. Baktım her şey güllük gülistanlık bende tadında bitirdim.
Belki canım isterse özel bölüm yazarım. Ama büyük ihtimalle yazmam çünkü güzel yerde bitti.
Okurkarım canlarım hepinzi çok seviyorum, yakında yeni kitap gönderirim büyük ihimal. Hayden kalın sağlıcakla...
Morkanatlızamanlar prodüksiyon sundu...
🎞🎥
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |