

"Ne! Ne yaptım dedin abi?"
"Bir şey değil " dedi Kerem sakince. " Barış ve seni Aslıma anlatıyordum komutan kapıdan beni dinliyormuş. Nerden bileyim birbirinizi sevdiğinizden falan hep söyledim. Komutan Hülya sultan da dayanamamış Albay'a söylemiş."
Deniz'in gözleri dehşetle açıldı. "Yani şu an annem de baban da biliyor öyle mi?"
Barış başını aşağı yukarı tastikler biçimde salladı. Kesinlikle oyuncu olması gerekiyordu. İçinden gülmeye çalıştı yüz ifadesi azıcık değişse zalim Deniz anlardı onun bilerek yaptığını. Onun öğrenmemesi gerekiyordu, şayet öğrenirse yaşayabileceğini zannetmiyordu.
Kerem kendi odasında yatağın ucuna oturmuş rol icabı dirseğini dizine konuştu. Yanağı avucunda tam dertli bir abi portresi çiziyordu.
Hain, bir abi rolü üzerine cuk oturmuştu.
Kaşlarını hüzünle çattı, bir yandan da gözleriyle odasının ortasında dağları, tepeleri, ovaları aşa aşa dört dönen Deniz'i izliyordu.
Deniz iki elini de beline koymuş aklında ki düşünceleri nereye koysa bilememişti. Anne ve babası biliyorken ne yapmaları gerekti?
Kerem gözlerini kardeşimden ayırmadan olayın içine Barış'ı da çekmeye çalıştı. "Deniz" dedi düşünceli gibi görünerek. "Barış'a söyledin mi? Babamla annem öğrendi diye"
Deniz hızla başını iki yana salladı. Ev topuzu yaptığı saçı bu sayede bağımsızlığını ilan edip saç yakasından kurtulmuştu.
Hızla cebinden telefonunu çıkarıp abisinin odasından selamsız sabahsız çıktı. Odasına girip dağınık yatağına attı kendisini.
Parmakları klavyede gezerken bir yandan da başını uzatmış karşı camı (dik)izliyordu.
deniz: barış!
deniz: aşkım!
barış: iyi misin denizim,
barış: deniz gözlüm
deniz: şey ya
deniz: benim bazen gereksiz hareketlerde bulunan bir abim var ya
barış: evet denizim
deniz: işte abim odasında telefonla aslıya bizi anlatıyormuş
barış: eeee
deniz: ee si bizim komutan kapıda abimi dinlemiş
barış: hadi canım
deniz: evet işte
deniz: sonra da bilgileri albay'a sızdırmış
barış: ne yapacağız ya şimdi biz
deniz: bilmiyorum
barış: kaçarı yok beni iki çocuğumla ana evime mi göndereceksin yazıklar olsun sana
barış: beni ortada mı bırakacaksın
barış: ben de evleniriz sanmıştım bohçam bile hazırdı
deniz: ne yapalım el mecbur evleneceğiz sanırım
barış: ne yapalım aşkım
barış: evlenelim bari
deniz: jgkhgnn
deniz: seninle bir ömür yaşlanmam sanırım yakışıklım
barış: ben seninle bir ömür yaşlanmaya da varım be güzelim
deniz: yaa yerim seni
barış: ben de seni
barış: denizim ben sana sonra yazacağım karakola gitmem gerek
deniz: olur yakışıklım düğün masrafını çıkartırsın jhkvn
Oğlum siz niye bu kadar tatlısınız? Size soruyorum bu ne tatlılık?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |