
Uzandığı yatakta gözleri beyaz tavanı izliyordu. Yüzünde büyük bir sırıtma vardı ve ne yapsa silinmiyordu. Yeşil gözlerini her kırptığında sevdiğinin kendisine bakan şaşkın gözleri ve ifadesi beliriyordu gözlerinin önünde.
Şaşkınlıktan çıkan Nükte "Şimdi ne olacak?" diye sormuştu. Yüzü biraz şaşkınlık biraz da merak karışımı bir ifadeye bürünmüştü.
"Şimdi ne olacağını söyleyeyim mi ben sana?" diye mırıldanmıştı Özgür keyifle.
Nükte başını hızlı hızlı aşağı yukarı salladığında yüzünde ki gülüş hayranlığa evrilmişti genç adamın. Derin bir nefes aldı sevdiğinin yüzünü izlerken.
"Yıldırım nikahı kıyacağız."
"Ne!" dedi hafif seslice Nükte. Şaşkınlıktan sesini ayarlayamamıştı ki...
"Sakin ol Nükte, şaka yaptım. Ama gerçek olmasını da istemem değil hani..." Yüzüne bir sırıtış kondurmuştu, elinde ki kupadan bir yudum soğuk kahve alıp devam etti. "Önce ben anneme söylerim, zaten biliyordur gibi geliyor bana. O da babamla konuşur seni isteriz."
Duraklayan Özgür'e bakıp devam etmesini istercesine "Eee?" dedi genç kız.
"Eee'si, Oktay babacım da inşallah seni bana verir sonra kına, düğün ve kapanış."
"O kadar basit anlattım ki..." dedi Nükte derin bir nefes alıp. "... sanki her şey bu kadar kolaymış gibi."
"Neresi zor olsun?" dedi Özgür. "İki insan bir birini sevdikten sonra onlara kapalı kapılar açılır, merak etme sen."
"Ama..." diye mırıldandı genç kız. Kelimelerinin devamını geri getirememişti çünkü diyecek bir şeyi yoktu. Yüzünün de hafif hafif yandığını hissediyordu sanki. "B-benim uykum geldi, gidiyorum ben." deyip elinde ki eşyaları rasgele yerlere bırakıp kaçarcasına balkon kapısından odasına girdi.
Arkasında içinde ki aşktan kıvranan bir Özgür bıraktığını bilmeden.
Özgür, Nükte'nin yanaklarını sıkarak sevmek istiyordu bu normal miydi emin değildi fakat istiyordu.
Uzandığı yatakta ayaklarını bir kaç kez vurup ofladı. Kesinlikle Yıldırım nikahı kıymalılardı. Yatakta yüz üstü dönüp bir süre kendisini boğdu, aldığı nefes yüzünü yastığa yasladığı için veremiyordu. Bir süre o şekilde kendisine işkence edip aniden ayaklandı. Nerdeyse koşarak odasından çıkıp karşı odanın kapısını tıklattı.
Baktı ses seda yok bir kez daha bu sefer daha sert tıklattı fakat hiç ses yoktu. Kulağını yaslayıp içeriyi dinledi yine ses yoktu. İçine derin bir nefes çekip sıkıntıyla verdi. Kapının yanına duvara sırtını yaslaıp yavaş yavaş aşağı kaydığında kontrol kaybıyla sert düşüş yapmıştı.
"Ahh!" diye mırıldanıp çok afedersiniz k*lçasını tuttu. "Her sakarlık bende daha ne olsun diye mırıldanıp kafasını veriye doğru duvara yaslayıp beklemeye başladı.
Biliyordu on, on beş dakika sonra annesinin lavaboya çıkacağını bir iki saat sonra da babası çıkardı. Hiç değişmezdi bu böyleydi.
Bunu orta okul zamanında sınavlara gece gündüz çalışırken fark etmişti. Annesi bu saatlerde kalkar lavaboya çıkar, sonra salona girip ortalığı yatmadan önce toplamamış gibi bir kez daha toplar mutfakta tezgahta bardak kaldıysa hemen yıkar sonra yatmaya giderdi.
Bir iki saat sonra da babası lavaboya kapalı gözleriyle çıkar, mutfağa gider yine kapalı gözleriyle bir su içip bardağı da tezgaha koyardı. Evet sabah Gülnur hanımın yakınmaları bu yüzdendi. O gece bile toplasa yine batıyordu, çıldıracaktı artık kadın.
Özgür annesinin neredeyse her sabah mutfakta sinirden kızaran yüzünü anımsadı, çok tatlı tontiş bir anne oluyordu o zamanlar. Ve annesinin yanına gidip yanaklarını sıkarak seviyordu.
Özgür gözlerini kapatıp beklemeye devam ederken hafif içi geçmişti. O sırada açılan kapı ve uzattığı ayaklarına takılıp bacaklarının üzerine düşen annesini hiç de beklemiyordu.
Anne-oğuldan aynı anda bir çığlık yükselirken Gülnur hanım korkuyla kalbini tutuyordu.
"Oğlum!" dedi titrek bir sesle.
"Anne?" diye acıyla mırıldandı Özgür. Ayakları ölmüştü resmen selalarını okuması için bir imam bulması gerekiyordu.
"Özgür!" dedi tekrardan, kadın korkudan konuşmayı unutmuştu.
"Gülnur sultan?"
"Şehzade!"
"Gülnur validen bu daha ne kadar böyle devam edecek söyle de ona göre kelime bulayım?"
Gülnur hanım ellerini oğlunun dizine yaslayıp kalkmaya çabaladı, sonunda zor olsa da Özgür'ün acı bağırışlarıyla kalkmıştı.
"Özgür, n'apıyorsun burda? Bu saatte?"
"Seni bekliyordum." dedi Özgür, çok normal bir şeyden bahseder gibi. Konuşurken eliyle yerden destek alıp kalkmaya çalışmıştı. Biraz zorlansa da sonunda kalabilmişti, fakat duvardan destek alarak ayakta duruyordu.
"Bu saatte beni ne yapacaksın oğlum? Acıktım mı yoksa, hemen bir şeyler hazırlayayım mı? Ne hazırlayayım oğluşuma?"
Özgür annesine şaşkınlıkla bakakaldı. Kadın resmen taramalıya bağlamıştı. "Anne aç değilim ayrıca aç olsam seni niye bekleyin, çok şükür elim kolum tutuyor."
"O zaman ne oldu da sabahı bekleyemedin?"
"Düğün var." dedi Özgür bir çırpıda hızla.
"Evet." dedi Gülnur hanım hafif uyku sersemliğiyle. "Düğün var."
Gülnur bir iki adım atıp uzaklaşırken aniden oğluna döndü. Jeton biraz zor düşmüştü sanki.
"Ne düğünü, yoksa Nükte evleniyor muymuş? Dedim ama ben kızı kaçırmayalım diye... O pis Mustafayla mı evleniyor. Yandı güzel kızımın başı..."
Özgür şaşkınlıkla annesinin yazdığı senaryoyu dinliyordu. "Anne ne diyorsun?" diye bildi yalnızca.
"Off Meryem dedim ben buna bunlar beşik kertmesi diye kandıralım düğünü yakına çekelim diye. Dinlemedi, neymiş gençler karar vercekmiş. Al gençler ne karar vermiş. Canım kızımın başı yandı."
"Anne!?" dedi Özgür yüzünde ki anlamaz ifadeyle. "Ne diyorsun sen?"
Gülnur hanımın ise yüzünde kaybetmiştik ve hüzün vardı. "Gelinim elimden kaçırdım oğlum, daha ne diyeyim."
"Anne kaçan yok. Bi dur, sakinleş n'olursun."
"Nasıl sakin olayım oğlum, hem sen niye üsülmüyorsun. Yoksa depresyona mı girdin? Depresyon da böyle hiç bir şey belli etmeyerek oluyormuş demek, her gün yeni bir şey öğreniyoruz işte..."
Özgür böyle olmayacağına kanaat getirip derin bir nefes aldı. "Ben evleneceğim..."
"Sen niye yaktın başını oğlum, Nükte canım kızım üzülecek. Hem sen Nükte dururken kiminle evleniyorsun eşşek s*pası!"
"Oha ama artık anne ya..." dedi Özgür şaşkınlıkla. Gece bu kadınla konuşulmazdı kesinlikle. "Ben evleniyorum evet ama Nükte ile evleniyorum. Anlıyor musun anne?"
"Nasıl?" dedi Gülnur hanım anlamayarak. "Ne diyorsun oğlum kafam kazan gibi oldu sayende. "
"Benim sayende mi?" dedi Özgür şaşkınlıkla. Resmen iftiraya uğruyordu.
"Tamam..." dedi Gülnur hanım "... sakinleşelim. Sen salona geç otur geliyorum ben, en baştan düzgünce anlat bana. "
"Tamam." dedi Özgür duvardan destek alarak salona doğru paytak adımlarla yürürken. "Sanki ben düzgün anlatmadım." diye mırıldandı. "Gülnur sultan dinlemiyor ki doğru düzgün anlatayım."
"Niye arkamdan konuşuyorsun oğlum?"
"Estağfurullah anne, ne arkamdan konuşması? Olur mu öyle şey." dedi Özgür zar zor koltuğa yaklaşıp kendisini yavaşça üzerine bırakırken. Ayaklarını da dizlerinin altından tutup önüne getirip uzatmıştı. Gerçekten bacakları işlevini yitirmişti neredeyse.
Gülnur hanım oğlunun bu haline gülse mi, ağlasa mı bilemedi. Çünkü şu anda çok komik görünüyordu oğlu. Hele de salona paytak ördek yavrusu gibi gelişi yok mu...
"Eee?" dedi Gülnur hanım sehbanın ortasında ki danteli düzeltip üzerine süslü gümüş tabağı koyarken. Hemen ardından kırlentleri kabartıp koltukların üzerine özenle dizmeye başlamıştı.
"Sultanım, en başından beri anlatmaya çabaladığım şey bizim Nükte'yi istemeye gitmemizin gerekmesi. Sen babamla konuş sonra Meryem annecimle, Meryem annecim de Oktay babacımla konuşur. Nükte'yi isteriz kına, düğün yaparız. "
"Ayy! Çok mutlu oldum oğlum." dedi Gülnur hanım heyecanla elinde ki kırlenti oğlunun yüzüne atarak.
"Ahh!"
"Ay, Özgürüm yanlışlıkla şey ettim ben onu oğluşum ya..."
"Sorun değil Sultanım..." dedi Özgür, sıkıntıyla devam etti. "... ama ben artık odama girip yatsam iyi olacak, yoksa sen beni daha evlenmeden bu gece yok edeceksin annecim..."
Evet, şükür, hamd...
İlham zor gelse de geldi işte ve buralardayız ve mutlu huzurluyuzzz
Nası düğün yapcam lan bennn
Bu sıralar yazarınız her şeyle uğraşıyor. Annem diyo nası yetiştiriyorsun, yetiştirin ben.
Arkadaşımla kütüphaneden kitap alıp kitap okuyoruz, telefondan okuyorum, kitap yazıyorum, kendime Hırka örüyorum (inşallah gelecek sene kışın giyerim hvjv), çanta dikiyorum ve elbise tasarlıyorum. Yeni bir istekle de tekrardan açığa yazılcam 18imde liseyi bitirip moda tasarım okuyacağım yani hedefim bu şekilde umarım becerebilirim. Çocukluk hayalimdir kendisi, moda tasarımcısı
Gelecek bölüm görşürük, çüzz
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 5.56k Okunma |
816 Oy |
0 Takip |
27 Bölümlü Kitap |