22. Bölüm
morkanatlızamanlar / Özgür Bir Nükte / ÖBN - ballı aşk kahvesi

ÖBN - ballı aşk kahvesi

morkanatlızamanlar
morkanatlizambak

"Kendi elleriyle yaptı yenge, senin için." dedi Özgür'ün girmesini kapının dışında bekleyen Hakan. Arkadaşının bu özel gününde yanında olmak istemişti.

Hâlâ mutfak kapında duran Musab bu duyduklarıyla beğeniyle alt dudağını büzmüştü.

Evet, ablasını Özgür abisiyle pardon eniştesiyle paylaşabilirdi...

Nükte duyduklarıyla daha ne kadar heyecanlanabilirse o kadar heyecanı arttı. Her an yere düşebilirdi gerginlikten. Yüzünde ki tebessümle kolları arasında ki bukete bakarken üzerinde gözler hissediyordu fakat cesaret edip kafasını kaldıramamıştı.

"Çocuklar!" diye salondan gelen Oktay beyin bağırışıyla gençler korkuyla yerlerinde sıçradılar.

Musab sağ elini kalbinin üzerine koyup derin nefeslerinin arasından konuştu. "Tövbe estağfurullah baba yaa, daha mesleğimi elime almadan kalpten gidiyordum senin yüzünden."

Hakan merakla genç çocuğa baktı. "Ne okuyacaksın?" dedi merakla.

(Daha önceden bununla ilgili bir şey söyledim mi kessinlikle hatırlamıyorum, ama söylemişsem söyleyin değiştireyim)

"Bilgisayar mühendisi, olacağım ben. Hani şu filmler de gizemli gizemli takılan hacker'lar var ya..." dedi bir süre durup. "Hah! İşte onlardan olacağım, korkun benden..."

Nükte şu an kardeşiyle dalga geçerdi fakat o çeşit bir ruh halinde değildi ne yazık ki. Sonra aklına gelip bu fırsatı nasıl kaçırdım diye dert yanabilirdi. Ama şu an yapması gereken, yani yapmaları gereken yaşlıları daha fazla bekletmeden salona girmekti.

Hakan beğeniyle alt dudağını öne doğru büzüp başını aşağı yukarı doğru salladı. "Vay, ve!" dedi hayranlıkla. "Keşke gençken benim aklıma gelseydi."

"Bu güzel muhabbetinizi salonda devam ettirmeniz teklif ediyorum zira artık salona gitmemiz gerek. Evlenmem gereken konular var da..." dedi Özgür gülümseyerek.

Özgür, Nükte'ye kısa bir bakış atıp önden salona girerken arkasından Hakan elinde ki çikolatayla arkadaşının ardından söylenerek geçerken elinde ki kutuyu mutfak kapısında dikilen gence verdi.

Musab memnuniyetle çikolatayı alıp ablasının kapıyı kapatmayıp önünde dikildiği kapıyı kapattı. "İlk tafım testini yapalım bakalım." deyip elinde ki çikolata kutusunu açıp bir tane sütlü çikolata attı ağzına.

"Yaa yemesene!"

"Bana ne?" dedi Musab ablasının eline kutuyu tutuşturup salona doğru kaçarken.

Salona girip çift kişilik boş koltuğa oturdu. O sırada yaşlıların arasında dolanan sohbet bir kaç saniyeliğine dursa da tekrardan devam etmişlerdi.

Meryem hanım ve Gülnur hanım Hakan'ı sorguya almışlardı bile.

Nerelisin evladım? Annen-babanlar nasıllar yavrum? Kaç yaşındasın evladım? Var mı biri? gibi gibi...

Hakan hepsine de gülerek cevap verdi. Zaten dışa dönük, enerjik ve her yaşa uyum sağlayan kişiliğiyle hiç kimseyle anlaşamadığı olmamıştı. Bu akşam da öyle olacağa benziyordu.

Nükte elinde ki çikolatayı ve buketi dikkatle mutfak masasına koyup derin derin nefesler aldı. Şu an nasıl hissedeceğini dahi çözebilecek bir durumda değildi kendisi. Kafasını sağa sola sallayıp bu düşüncelerden sıyrılmaya çabaladı ve titreyen ellerini üzerinde ki elbisenin eteklerine bastırdı.

Mutfaktan çıkıp salona girdiğinde herkesin gözü kendisinin üzerinde durmuştu bu heyecanına heyecan katarken Musab'ın yanına kahverengi koltuğa yavaşça oturdu.

Musab ablasının gerginliğini fark edince ona doğru dönüp elini omuzuna koyup dikkatini kendisine çekti.

"Sen gidince ev çok boş olacak yaa..." diye mırıldandı ablasına doğru. "Ne yapacağım ben sensiz?"

Musab'ın yakınmasını duyan Özgür güldü. "Alışırsın, alışırsın." dedi Özgür, yeşil gözleri Nükte'nin üzerindeyken.

"Bana ne!" dedi Musab küçük bir oğlan çocuğunu aratmayarak omuzlarını kaldırıp indiririken. "Biz damadımızı iç güveysi istiyoruz. Kabul edersenevlenebilirsin canım ablamla."

Nükte, Musab'ın yüzüne baktı şaka mı yapıyor yoksa gerçekten böyle mi düşünüyor diye. Fakat genç çocuğun yüzünden hiç bir ifade seçilmiyordu.

"Yok canım." dedi sohbete karşı koltuktan dahil olan Hakan.

"Bana ne!" dedi Musab aynı şekilde omuz silkerken.

"Oğlum az akıllı olsana ev sana kalır ne güzel işte. Karşı komşunun da deli oğlundan kurtulursun bu sayede. Bak bu fırsat eline her zaman geçmez."

Musab, Hakan'ın dedikleriyle kahkaha attı. "Abi gün mü sayayım yani ne yapayım?"

"Boş ver işte, evlensinler gitsinler."

"Gençler?!" dedi Meryem hanım, sağ kaşı havadaydı. "Sohbetinizi bölüyorum ama hani canım kızım kahvelerimizi mi yapsan artık?" diye konuştu.

Gençler o an fark ettiler herkesin suspus olup onları dinlediklerini.

Nükte, "Tabii." diyip hızla ayağa kalkıp salondan çıktı. Hemen sonra kardeşi de mutfakta yanına gelmişti bile.

Genç kız kahve makinesiyle kahveleri hazırlamaya başladığında Musab da kahvenin yanına küçük bardaklara suları dolduruyordu. Suları doldurduğunda kahve fincanlarının yanına bir kaç tane de çikolata koydu. İşi bitince mutfak masasının etrafında ki sandalyelerden birisini çekip oturdu. Canı sıkılmıştı içeride ki bu gerginlikten. Masaya dirseğini dayayıp avucunu da yanağına koydun. Bu sırada ablasını izliyordu.

Kahveler makine de pişerken genç kız aynı kardeşi gibi tezgaha dirseğini dayamış tezgaha yaslanmıştı.

Musab ablasının daldığını fark edip. "Abla!" diye seslendi. "Hadi kahveler oldu." dedi fincanlarla dolu olan tepsiyi tezgaha koyarak.

Nükte kahveyi eline alıp folduracağı sıra genç adam ablasının elinin titrediğini fark etti. "Bırak abla, ben doldururum." deyip fincanları tek tek kendisi doldurdu. "Bu gidişle beni isteyecekler abla." dedi gülerek.

"Ha, ha çok komik." dedi Nükte kahkaha atarak.

"Eniştemin kahvesine ne katacaksın abla?" dedi merakla Musab.

"Tuzz..." dedi genç kız omuz silkerek. "Ne katayım pul biber mi?"

Musab omuz silkti. "Osmanlı zamanında kızlar talibini istemezse eğer kahvesine tuz kararmış." dedi.

"Sen Özgür abiyi istemiyorsan tabii tuz katabilirsin ama ben bal taraftarıyım yani. "

Nükte gülümseyip çekmeceden bal çıkardı finyanın birisine bal katıp karıştırırken bir yandan da Musab'ın yanağına küçük bir buse kondurmuştu bile.

Nükte çekmeceye önceden koyduğu saten kurdeleyi de Özgür'ün fincanının kulbuna balafığında derin bir nefes aldı.

Tepsiyi alıp mutfaktan çıktığında Musab'da belli etmemeye çabaladığı göz pınarında biriken yaşları sildi. Ablası gidince bu ev çok sessiz olacaktı. Ayda yılda bir atıştığı çokça gülüşüp eğlendiği ablası gidecekti.

Bazen gerçekten ablasının evlenmesini istemiyordu, ama diğer yandan ablasının mutluluğu için susuyordu. Ablası evlenince haftanın beş günü onların yanında geçirmeyi planlayıp mutfaktan çıktı. Bu sayede ablasından uzaklaşmamış olacaktı.

Genç kız ilk başta yaşlılardan başlayıp dağıttığı her kes 'ellerine sağlık güzel kızım' derken küçük bir tebessümle karşılık veriyordu. Herkese dağıttığı kahvelerin sonunda ucunda lacivert kurdale sallanan kahve fincanıyla sevdiği adamın karşısında durdu. İçine derin bir nefes alıp bir kaç saniyelipine gözlerini kaldırdığında birleşen gözleriyle heyecanla gülümsedi.

Özgür aldığı kahveyle yerinde heyecanla kımıldadı. Herkesin gözü şu an kendilerindeydi. Genç kız titreyen elleriyle yerine oturduğu anda Salim bey boğazını seslice temizleyip söze girdi.

"Ben Nükte kızımı kendi kızım gibi severim. Şimdi de gerçekten kendi kızım olmasını canı gönülden isterim Oktay." derin bir nefes alıp kahvesinden bir yudum alıp devam etti. "Allah'ın emri, Peygamber efendimizin kavliyle kızınız Nülte'yi oğlumuz Özgür'e istiyoruz."

Salonu derin bir sessizlik kaplamıştı, çıt çıkmıyordu.

Meryem hanım yanında oturan kocasının koluna hafifçe dokunduğunda kendisine dönen kocasına göz kırptı. "Olmaz! Veremeyiz kızımızı." dedi.

Özgür tedirginlikle hızla ayağa kalktı. Her kesin gözü onun üzerinde toplanmıştı bu sayede.

"Önce Musab'ın evlenmesi gerekiyor. Kendisi öyle istemişti." dedi Meryem hanım gülerek kızına bakmıştı.

"Elin çok yavaş, kimse almaz seni bu hızda. Ona göre."

"İyi, güzel işte." dedi genç kız annesine doğru ciddi olduğunu düşündüğü bir bakış atarak. "Anamın dizinin dibinden ayrılmamış olurum işte, fena mı?"

"Evlenmeyip başımıza mı kalcan kız?" dedi Meryem hanım, yüzünde şakacı bi gülüş vardı.

"Evet." dedi Nükte gülerek. "Önce oğlunu evlendir de bana sonra bakarız." annesinin şakasının farkındaydı ve kendisi de şakaya karışıyordu.

"Sen ablasın ilk sen, sonra kardeşin."

"Ben sıramı ona verdim gitti. İzin verdim tez vakitte evlendirilsin. "

"İlerde evlenmek istersen vermem bak, sırayı verdin diye"
Omuz silkti genç kız gülerek. "Olsun." dedi aynı anda ocağın altını açıp dolma tenceresini koymuştu.

Evlenmeyeceğinden son derce emindi, bu yüzden sorun etmedi.

Evlenemeyecekti Nükte, annesi düşünsündü gerisini.

Bir insan geleceği hiç mi düşünmezdi? Düşünmüyordu işte... Ağzından çıkan kelimelerin üzerine hiç düşünmüyordu insan. Kelimeler ağızdan bir kere çıkıyordu.

"Unutma bu sözünü, gölge fesleğeni. Sırayı kardeşine verdin."

Nükte, gülerek omuz silkti. "Unutmam anacım."

"Şakaydı..." diye mırıldandı Nükte. Nerden bilebilirdi ki daha bir kaç ay geçmeden evlenmek isteyeceğini?

Özgür ayaktayken elinde ki ballı kahveyi tek yudumda bitirip Meryem Hanım'ın önünde diz çöktü. "Meryem annem ne olur sevenleri ayırma." dedi. "Musab daha üniversiteyi bitirecek de meslek edinecek de sevecek de falan da filan da yani ne olur biz evlenelim."

Meryem hanım gülerek Özgür'ün kahverengi saçlarını karıştırdı. Hemen ardından Oktay beye dönüp gülümseyip göz kırptı.

Onayı alan Oktay bey derin bir nefes alıp konuştu. "Gençler birbirini tanıyorlardı, şimdi de sevmişler. Ben kızımla konuştum. Özgür'ün de kızımı nasıl sevdiğini görüyorum. Yani bize de hayırlı olsun demek düşer..."

Herkes mutlulukla ayağa kalktığında Nükte ve Özgür herkesin ellerini öpüp hayır dualarını aldılar. En sonunda Musab ablasına sıkıca sarılmıştı.

Bu mutlu ana tanıklık eden Hakan'ın aklında yanlızca bir soru vardı, kendisinin ne zaman bu hallere en yakından tanıklık edeceğiydi?

Şükür, hamd...
Bu bölümü yazarken öldüm öldüm dirildim bir daha bu şekilde bir şeyler yazarmıyım bilmem zaman atlamanın alnından öpeyim yani jvjvv

Şu an aklımda tek soru düğünü yazacakmıyımm? Khjgb

Neysem diğer bölümde görüşürüz, ama bölüm içime pek sinmedi. Bir kere okursam silerim eminim...

 

Bölüm : 14.10.2025 21:51 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...