27. Bölüm
Seher Meriç / Çöl Sarayı Prensesi / 27. Bölüm

27. Bölüm

Seher Meriç
morsesilya40

1 hafta sonra -İstanbul

"Sahra hanım bir mektubunuz var."

"Teşekkür ederim."

Zarfın üzerindeki Fas mühürünü gördüğünde titreyen parmaklarını uzatarak aldı mektubu eline Sahra.

Son günlerde rüyasında sıkça çöl sarayını ve Fas'ın taş sokaklarını gördüğünü anımsayınca hafiften gülümsemişti.

Konsolosluktan olduğunu düşündüğü zarfı açtıktan sonra ise mektubun ilk satırında onun ismini görünce şaşırarak duraksadı.

Ardından sabahları yaptığı gibi otelin kahve alanına geçerek sonbaharın sararttığı yaprakların güzelliğini izlediği camın önüne oturdu.

Kıymetli Sahra...

Şu an yanında olmak ve umut ettiğin güzel haberi sana bizzat vermek isterdim ancak bazı işlerimin sebep olduğu sıkıntıları çözmek için burada kalmak zaruretindeyim.

Güzel haber şudur ki kardeşin Ayda'yı buldum.

Sahra okuduğu bu satırlardan sonra gözyaşlarını tutmak için her ne kadar çabalamış olsa da daha fazla engel olamayarak yanaklarından öylece süzülmesine izin verdi.

Daha sonra devamını okumak için heyecanından ötürü katlayarak masaya bıraktığı kağıdı yeniden eline aldı.

Hem de sizin deyiminizle ile "Gökte ararken yerde".

Ayda,Şehrinaz sultan için gelen hemşirenin yanında hizmetli olarak saraya geldi ve sana benzeyen o gözlerine bakınca anladım ki o senin kardeşin.

Saraya gizleyerek girdiği ismi ise Lamia.

Onu sana kavuşturmak için gerekli vize işlemlerini tamamladım ancak dediğim gibi bazı nedenlerden dolayı senin buraya gelmen gerekecektir.Mektup eline bizzat ulaştığında otelin kapısında seni çöl sarayına getirmek için bekleyen bir araç olacak.Tez vakitte bu kavuşmayı görmek için sabırsızlanıyorum.

Kral Zaid Bin Reyadh

Sahra tuttuğu nefesini geri bırakarak hızla gözyaşlarını sildi ve ayağa kalktı.

Lobiye geçtiği gibi kapının önünde çıktığında gerçekten de kendisini bekleyen Fas plakalı bir aracın olduğunu görmesi sonucu hayal gibi yaşadığı anın gerçek olduğunu anladı.

"Mihraaa!Mihraaa!

"Efendim abla...Bu telaşın ne?

"Hemen hazırlan canım.Küçük sırt çantana eşyalarını yerleştir."

"Niye ablaNereye gidiyoruz ki?"

"Fas'a"

Onun kendisini şaşkın gözlerle izlediğini görerek yanına gittiğinde küçük ellerini avcunun içine aldı.

"Ayda ablana kavuşacağız."

"Neee!Onu buldular mı?"

"Evet,evet...Hemen gidiyoruz."

Çöl Sarayı-Fas

Zaid dün sabah erken saatlerde yola çıkan adamının bugün öğlen İstanbul'a varacağını tahmin ediyordu.

Eğer Sahra ve kardeşi hemen yola çıkarsa yarın gece saatlerine doğru burada olabileceklerdi.

Onun kardeşine kavuştuğunda ki mutluluğuna şahit olacağı dakikalar için oldukça heyecanlıydı.

Tabii kendisininde ona...

Lamia'nın Ayda olduğunu öğrendiği andan itibaren rahatı ve güvenliği için elinden geleni yapmış,bu anı büyük bir arzu içinde beklemişti.

Hatta kendisine gelerek durumu garipseyen ve onda bir tuhaflık olduğunu düşündüğünü söyleyen Hafsa'ya onun gerçek kimliğini açıklamıştı.Ve elbette ki bu haber onu büyük bir şaşkınlığa uğratarak ağlatmıştı.

Çünkü Hafsa Sahra'yı saraya geldiği ilk günden itibaren çok fazla benimsemiş ve sevmişti.O sabah duyduğu habere ise şu sözleri söylemişti.

"Ne diyorsunuz Zaid...Ah...Ah."

"Bu mazlum kızlar buluşuyor mu yani şimdi.Keşke baban Afrah'da görebilse idi.Sahra'yı kardeşlerine kavuşturmayı en az senin kadar istiyordu Zaid."

"Biliyorum Hafsa sultan,biliyorum."

"Ancak Zaid...Onları burada tutamazsınız.Bu çok tehlikeli.Şehrinaz'ın acısı hâlâ taze.O kızı gördüğünde hele ki kardeşleri ile birlikte saraya geldiklerini duyarsa...

Derdim dışarlara gitsin...

Lamia...Yani o kız Ayda...

Şehrinaz'a bizzat elleri ile hizmet etti.Üstelik annesinin Leila'nın odasında döktüğü o gözyaşlarına şahit oldu...

Durumlara nasıl bi çare bulsak..."

Zaid,Hafasa'nın bu tedirgin hallerini sakinleştirmek için ona oturmasını işaret etti.

"Sakin ol ve şuraya otur.Sen üzülmeyesin ben elbet bulacağım ben bir hâl çaresini."

"Kralım...Zaid.Siz onu hâlâ seviyorsunuz...Biliyorum bunu.Şimdi Sahra buraya gelince..."

"Öyle...Ancak o istemediği sürece onu burada tutamam...Tek endişem başlarına bir şey gelmemesi...Biliyorsun amcam Nahwal'a güvenmiyorum kaldı ki babam o da her zaman böyle düşünürdü."

"O vaziyette ne yapacaksınız?Daha önceki suçlamalarla yeniden suçlayacaktır.Bu yüzden tek çözüm var...Ancak onun için de kıyametler kopacaklar sarayda."

"Ne düşündüğümü nasılda biliyorsun ve bu yüzden de korkuyorsun.Ancak benim yeniden kral olduğumu unutma Hafsa.Bu kez işler Nahwal'ın istediği gibi olmayacak."

Zaid'in peşi sıra dualar eden Hafsa,elinde büyüyen kralına yardım etmesi gerektiğini iyi biliyordu ancak elinden gelecek bir şey yoktu.

Sarayın hanedanlık bölümünde ise o akşam üzeri Lamia'nın kaçarak yanına gittiği kervan başı muhafızlarca saraya alınarak sorguya getirilimişti.

Abal araştırılmasını istenen hizmetlinin gece vakti koridorda karşılaştığı o kız yani Lamia olduğunu anladığında durumu Nahwal'a bildirmişti.

Ve o an sorguda ki kervan başı Nahwal'ın karşısında tirtir titremekteydi.

"Tam bilmiyorum efendimiz ancak bizim yanımıza geldiğinde bitkin bir haldeydi.İşe ve kalacak bir yere ihtiyacı olduğunu söyledi."

"Ailesi ya da kimliği hakkında başka ne biliyorsunuz!"

"Hiçbir şey konuşmadım ben...Yalnızca kervanda bizimle birlikteydi.Saraya geldiğimizde ise daha genç olduğu için sizin sultanlar onu ve hemşireyi hizmetli olarak işe almış.Bilgim yalnızca bu kadardır efendim."

"Kervanınızda o kız ile konuşan kim var ise huzuruma getirin.Ayrıca hemşireyi de bekliyorum.

2 gün öncesi...

Ayda o gece kütüphane dönüşü Abal ile karşılaştığından habersiz olarak o gün yine fırsat etrafı araştırıyordu.Hatta gün geçtikçe saraydaki bazı hizmetlilerle sohbet kurmuş ve kendini sevdirmeye başlamıştı.Üstelikte biri vardı ki son günlerde ona oldukça iyi ve farklı davranıyordu.

O da hizmetlilerin başı Hafsa sultan idi.

Bir tek tuhaf bulduğu her seferin kral Nahwal ile ilgili soruları telaşlı bir yüz ifadesi ile geçiştirerek hemen başka bir konu açmasıydı.

O ise hâlâ Kral Zaid'e o gün duyduklarını söylememiştim.Sürekli olarak yeni bir bilgi bulmaya çalışsa da henüz elinde başka bir kanıt yoktu.

O dakikalarda da tıpkı son günlerde yaptığı gibi akşam üzeri sarayın içindeki koridorlar arasında gezinmeye başladı.Ardından girdiği kütüphanede ise ünlü bir Türk yazarın kitabını görünce tekrar heyecanla odasına geri döndü.

Gün içinde Şehrinaz hanım'ın tüm bakım işlerini yaptığı gibi hemşirenin kendisine öğrettiği şekilde ilaçlarını da içirmişti.

Yarım saat kadar önce dinlenmek için yatağına uzanmış olan hemşire ise onu gördüğünde başını kaldırarak Latin harflerden oluşan kitap kapağına bir kaç saniye dikkatle baktı.

"Ne okuyorsun Lamia."

Ayda bu soru üzerine hemen kitabın görünen yüzünü ters çevirerek geçiştirdi hemşireyi.

"Hiç...Öylesine bakıyorum kitap işte."

"Neyse ben yorgunum ve uyuyacağım."

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 01.12.2024 23:45 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...