29. Bölüm
Seher Meriç / Çöl Sarayı Prensesi / 29. Bölüm

29. Bölüm

Seher Meriç
morsesilya40

1 Saat önce...

"Söyle Abal."

"Efendim biliyorsunuz ki kayıp iki Türk kızından birini konsolosluğa götürmüş diğerini ise elimizden kaçırmış ve hiç bir yer de bulamamıştık."

"Evet."

"Araştırmamı istediğiniz hizmetli kızı ise kervandan bir kaç kişiyi daha soruşturdum."

"Yani...Sonuç."

"Efendim kervana katıldığı yere ve şüpheli tavırlarına bakılırsa Lamia o kız yani hizmetli olabilir."

Nahwal oturduğu koltuktan fırlayarak aceleci adımlarla odayı turlamaya başladı.

Ardından Abal'a işaret ederek kapıya doğru ilerledi.

"Hemen onu bul,hemen."

Ayda az sonra olacaklardan habersiz bir şekilde kendilerine bırakılan eşyalarların düzenlemelerini yapıyor ve hemşire ile arkadaşlık kurmaya çalışıyordu.

"Sence de harika değiller mi?"

"Evet çok güzeller.Bir hastanede olsaydım tüm bunları alabilmek için en az üç ay çalışmam gerekecekti."

"Benim ise bir evde en az bir yıl kadar hizmetli olarak çalışmam."

"Söylesene daha önce hangi işlerle ve nerede çalıştın?"

O esnada Zaid'in onu uyaran sözleri kulağına gelmiş ne kadar az kendisinden bahsederse o kadar iyi olacağını düşünmüştü.

"Hep kervanlardaydım çoğunluk seyyahet ettim sayılır."

"Anladım...O halde burada göreve başlaman güzel bir tesadüf olmuş.Seninle iyi bir arkadaş olacağız Lamia."

Misafirhane

"Kardeşin birazdan burada olacak lütfen siz de bu esnada biraz soluklanın."

"Zaid...Her şey için yeniden teşekkür ederim."

"Buna gerek yok...Bu sana babamla verdiğimiz ortak bir sözdü."

Sahra göz pınarlarına dolan yaşları gizlemek için başını çevirdiğinde Zaid onun yüzünü avuçlarının arasına aldı.

"Gördüğün gibi burada hep birlikte olacağız."

"Zaid ben..."

"Şşştt...Olanları daha sonra konuşacağız şu an önemli olan yalnızca sizin buluşmanız."

Ve saniyeler sonra misafir salonunu aydınlatan büyük avizenin parlayan ışıkları altında yan yana beklemeye başlamışlardı.

Hafsa'nın Ayda'yı yanlarına getirmesi ile çektikleri hasret nihayet son bulacak ve kardeşler yeniden bir arada olacaktı.

Zaid ise o büyük buluşmaya şahit olacağından heyecanlı bir şekilde Mihra'nın sevinçle ışıldayan gözlerini izliyordu.

Ancak geçen yarım saatin ardından salon kapısında beliren Hafsa'nın yüzü solmuş ve son derece telaşlıydı.

"Efendim kız yok.Odasına etrafa ve mutfağa bakındım ancak hiçbir yer de bulamadım."

"Birazdan yardımcılarım da arayacak bahçeye ve sarayın diğer binasına bakacaklar."

"Ne demek yok...Şehrinaz hanımın odasına baktınız mı?Kapıdan çıkamayacağına göre sarayın içinde bir yerdedir. Hemen derhal kızı bulun Hafsa!"

Duyduklarından sonra yerinden fırlayan Zaid büyük salonun kapısında bekleyen muhafızları da uyararak Ayda'yı bulmaları için emirler yağdırdı.

Sahra ise onun bu telaşlı haline uyan hızlı adımlarla peşinden geliyordu.

"Nereye gitmiş olabilir Zaid?"

"Sakin ol!Elbet bir yere dalmış olmalı.Hem korkma kimse onun gerçek kimliğini bilmiyor."

"Şehrinaz hanıma yardımcı olarak gelmiş demiştin...Ne diye böyle bir şey olur aklım almıyor...Saraya bu şekilde nasıl girer?Tüm bunları konuşacağımızı soyledin başka bir şey daha mı var Zaid? "

"Bir kervana katılmış ve buraya gelen bir hemşireyle birlikte yardımcı olarak alınmış.Öncesinde tutulduğu yer Mihra'nın kaldığı yer ile aynı sayılır."

"Yine de çok garip Zaid.Kardeşim kaybolmuştu ve Mihra'nın dediğine göre o da köle olarak ayrılan kızların içindeydi."

"Bunları elbet öğreneceğiz Sahra ancak önce onu bulmalıyız."

"Ne yani onunla hiç konuşmadın mı?"

"Yalnızca iki kez.Onu şimdiye dek uzak tutmak istedim.Nahwal ile karşılaşmasını istemedim."

Geçen dakikalara ve koridorlara yayılan telaşlı adımlarının çıkardıkları seslere rağmen Ayda'yı yine bulamışlardı.

Hafsa ile karşılaştıkları verendaya da bir süre daha bakınlıktan sonra aklına gelen fikir ile geriye döndü Zaid.

"Hafsa sen Mihra ve Sahra'yı alarak misafirhaneye geri götür benim bakmam gereken son bir yer var."

"Hayır ben de geleceğim."

Sahra'nın bu kez itiraz eden sözü üzerine yanına yaklaşarak o çok özlediği ellerini tuttu Zaid.

"Sahra'm bana yalnızca yarım saat ver eğer yine bulamazsam söz birlikte her yeri arayacağız.Ancak bakmam gereken son bir yer var?"

"Neler oluyor Zaid?"

"Biraz bekle az sonra geri geleceğim."

"Latince mi biliyorsun?"

"Ben okulda biraz öğrenmiştim."

Ayda sarayın diğer binasında alındığı sorguda yalanını gizlemek için kekelemeye başlamıştı.Nahwal'ın gür sesi odanın duvarlarında yankı bulduğunda ise sıkıntılı bir durumla karşı karşıya olduğunu görebiliyordu.

"Latince yazan bir Kitabı okuyacak ve onu merak edecek kadar yani."

"Efendim ben okumayı seviyorum."

"Peki ya ailen Lamia?Onların ismi?Nerede yaşıyorlar şu an?Varsa kardeşlerin?

"Yemen'de hepsi...Ben eğitim için gelmiştim daha sonra hizmetli olarak burada kaldım."

"Bir hizmetli için fazla meraklı ve bilgili değil misin?Üstelik sarayın içinde fazlaca gezindiğin kulağıma geldi.Bunun sebebi nedir?"

"Ben...Yalnızca boş vakitlerde...Yani sıkıldığımda kütüphaneye gidiyorum Efendim."

"Şehrinaz hanımın bakımımda yorumluyorsun o halde."

"Hayır...Kendisi son derece nazik biri.İşimi de severek yapıyorum efendim."

"Pekii...Kızım...Leila...Onun nasıl öldüğünü biliyor musun?"

"Çok üzgünüm ve sizlere sabır diliyorum efendim.Çok fazla bir bilgim yok."

Nahwal karşısında ürkekçe titreyen kıza doğru biraz daha yaklaştığında gerçekten de onun bir şeyler gizlediğini anlaması zor olmamıştı.

"Yüzünü tamamen aç ve peçeni indir"

Onun bu sözleri sonrası korkarak da olsa denileni yapmak için cılız parmaklarıyla esvabının üzerine taktığı broşu açtı Ayda.

Nahwal ise bu kez onun yüzünü tamamen gördüğünde dikkatle inceleyerek gülümsedi.Aradan geçen kısa saniyelerin ardından ise bir kaç adım uzaklaşarak konuşmaya devam etti.

"Kızım senin yaşlarındaydı.Belki duymuşsundur prens Zaid ile evliydi."

"Duydum efendim."

"Ya onun hakkında ne biliyorsun?"

"Hiç...Yalnızca sarayın kralını olduğunu biliyorum."

"Öyle ise eski nişanlısı olan Türk kızını da tanımıyorsun."

Ayda son duyduğu cümle ile daha fazla tutamadığı gözyaşlarını serbest bırakarak başını kaldırdı.

O an içinden geçen cesaret ile doğruyu söylemek istesede dudaklarını sertçe ısırarak sustu.

Bu sözüne şaşırmamış olan Nahwal'ın kahkahası odada yankı bulduğunda Ayda bu kez kapıya geri dönerek yürümeye başladı.

"Efendim benim artık gitmem gerek."

"Ben izin vermedim Lamia ve kaldı ki konuşmamış henüz tamamlanmadı."

"Benden ne diye şüphelendiğinizi bilmiyorum ancak casus falan değilim.Saraya yalnızca..."

"Bir yerden kaçarak geldin."

"Hayır ben..."

"Çünkü sen o kızsın...Şu Türk kızı Ayda.Öyle değil mi?"

Ayda işittiği bu sözler üzerine korkuyla konuşmaya başladığında kapının büyük bir gürültü ile açılan sesi onu susturmuştu.

"Neler oluyor burada?"

Ve o esnada karşılarında konuşan kişi Kral Zaid'den başkası değildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 09.12.2024 02:44 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...