

"Zaid bir şeylerden şüpheleniyor bizi kuşkusuz ki takibe alacaktır Abal.O yüzden daha temkinli olmalıyız.Temkinli ol.
Çıkmadan son olarak hemşireye hatırlat ki Şehrinaz'ın uyku çaylarını ve sakinleştirici ilaçlarıda artık azaltsın."
"Emriniz üzere efendim."
"Ayrıca her ihtimale karşı adamlar ağızlarını sıkı tutsunlar gerekirse gözlerini korkut.Zorluk çıkarsa suç işlediklerini hatırlat."
Abal'ın ayrılışının ardından Şehrinaz'ın odasına yönelen Nahwal,onun için özel olarak ayarladığı misafirliğe gitmesi konusunda kararlıydı.
"Hazırlanıyor musun Sultanım."
"Gönlüm yoktur ancak ricalarını kırmak istemem."
"Sana da iyi gelecektir hem kadın kadına dertleşirsiniz."
"Ederiz ederiz de sen o meseleyi ne yaptın?Zaid ile konuştun mu?Gönderecek mi kızları?Yoksa ben yanına gidip ortalığı yıkacağım "
"Sultanım...Kendine bunları dert etmeyesin ben gerekeni düşüneceğim...Senden yalnızca tek bir ricam vardır ki Zaid'in kızları buraya getirdiğini ve misafirhanede tuttuğunu hanımlar meclisinde de duyur.Ben konuştuğum vakit olur da bana karşı çıkarak bize bir kötülük etmek isterse önceden bilgileri olsun."
Nahwal'ın planladıkları ve asıl gerçeklikten haberi olmayan Şehrinaz bu tembih üzerine yola çıktığında saat öğle vakitleriydi.
Aynı dakikalarda ise Zaid'in emri üzerine El-Ensar ve bir kaç muhafız erzak deposunun yerini öğrenmek için çoktan harekete geçmişti.
Şayet tüm şüpheleri doğru ise bu deponun onları köle ticaretinin yapıldığı yere götürmesini umuyorlardı.
Zaid ise onlardan gelecek haberi beklerken sarayın defterdarbaşını yanına çağırarak Nahwal döneminde kayıt tutulan hesapları yeniden inceledi.
Elinde ne kadar çok kanıt olur ve bu durumu hanedan üyeleri ile paylaşırsa kuşkusuz ki işleri daha kolay yürüyecekti.
Bugün kızların eksiklerini gidermek için Hafsa ile birlikte çarşıya göndermiş peşlerine ise en güvendiği muhafızları görevlendirmişti.
Elbette ki bu durumun öğrenileceğini daha doğrusu Nahwal'ın bundan faydalanmak isteyeceğini biliyordu.Ancak onun hesaba katmadığı şey artık Zaid tarafından öğrenilen yaşa dışı işleriydi.
Şüpheleri ve kızların fark ettikleri durum şayet gerçek ise amcasının sen başı bu kez çok ciddi anlamda belada demekti.
Üstelik artık kendini bitirecek olan büyük amcası için artık bir toz zerresi kadar üzülmüyor aksine çekeceği cezayı çoktan hak ettiğini düşünüyordu.
Zaid'in tek üzüldüğü yengesi Şehrinaz'ın durumu ve Leila'nın vefatıydı.
Aynı saatlerde saraydan ayrılan Hafsa sultan Sahra ve kardeşlerinide yanına alarak şehrin en iyi mağazasına getirmiş çeşit çeşit ipekten oluşan elbiseleri önlerine serdirmişti.
Gezdikleri kuyumcular,süslenmeleri için boyalar,albenisi yüksek papuçlardan oluşan alışverişi tamamladıklarında görülmedik tek bir mağaza kalmıştı.
"Zaid prensim buradan giyinir.Ne dersin Sahra ona bir hediye beğenelim mi?Şu işlemeli cekete ne dersin"
"Çok sevinirim...Şahane düşündünüz."
"Aldıklarımız dışında sende kendine özel bir elbiseyi ayrıca seç.Ne lazım elimizin altında bulunsun."
"Her şey çok güzel ancak fiyatları..."
"Yakında prens hatta kral eşi olacaksın Sahra..."
O esnada girdikleri son yerin görkemi karşısında dilleri neredeyse dilleri tutulan kızlar yine şaşkınlıkla etrafı inceliyorlardı.
Çünkü geldikleri yer bir mağazadan daha çok özel bir dikim evini andırken neredeyse müşteri kadar görevli barındırıyordu.
Sahra bir yandan Zaid için heyecanla hediye baktığından tanımadığı peçeli bir kadın tam dibine yaklaştığında duraksayarak başını çevirdi.
"Bir bakayım sana...Hem de kendisisin.Bildim seni.Sen o olmalısın.Şu Zaid'in Türk kızı...Sahra."
Sahra her ne kadar ilk önce kadından uzaklaşmaya çalışsada onun peşinden ısrarla gelişinin ardından ona doğru dönerek sorusunu cevapladı.
"Ne istiyorsunuz?"
"Demek doğru sensin...Ben senden ne isteyeceğim ki...Asıl sen herkese ne cevap vereceksin...Bugün hanımlar meclisinde hep senden bahsettiler.Zaid'i kandırarak kanına girdiğinden ve güzelim Leila'nın sonu olduğundan mesela.Tüm bunlar için utanmıyor musun hiç?Kardeşlerinde gelmiş kurulmuşlar saraya.Yazık kızım yazık en çok Şehrinaz sultana yazık."
Duyduğu bu sözlerin ağırlığı ile bir an da gözleri dolan Sahra'nın çaresizliğine yetişen Hafsa kolundan tuttuğu kadını hızla uzaklaştırdı.
Onların ne konuştuğunu dinlemeye takati olmadığından çıktığı caddenin huş ağaçlarla kaplı yoluna doğru yürüdüğünde istemsizce gözyaşı döküyordu.
Evet bunlara hazırlıklı olması gerektiğini biliyordu ancak haberin bu kadar çabuk yayılmış olmasını da beklemiyordu.Üstelik bu sözleri söyleyen kadının yüzüne bakarak itiraz edecek durumu olmadığını bildiği için kendisini şu an çok aciz hissediyordu.
Mağazan çıkan kızlar ve Hafsa'nın telaşla yaptığı son alışverişinin ardından yanlarına gelmesiyle muhafız eşliğinde hep birlikte saraya dönmek için araca bindiler.
O vakitlerde ise saraya davetsiz olarak gelen hanedan üyeleri Zaid ile mutlak görüşmek istediklerini söylediklerinde bekleme salona alınmışlardı.Zaid tam da bu esnada El-Ensar'ın getirdiği haberleri dinliyordu.
Sarayın diğer binasında Fırsattan istifade eden Sehrinaz sultan ve Nahwal saraya apar topar gelen bazı hanedan üyelerine bu durum hakkında ki katti görüşlerini anlatıyorlardı.
Ve aradan geçen bir saat süre sonrası hazır olan Zaid hızla bekleme salonuna inerek önemli bir toplantı için hazırlanmaları gerektiğini duyurdu.
Küçük kurul salonu hazırlandığında ise Nahwal'ın aleyhine dönen çarklar o dakika itibarıyla nihayet son bulacaktı.
"Değerli Hanedanlık üyelerim;
"Bildiğiniz üzerine tekrardan devraldığım ve hakkım olan bu krallık koltuğuna yeniden geçmiş bulunmaktayım.Babamın yömetiminden farksız olarak inançlarım ve doğruluğum gereği elimde n ne geliyorsa krallığın hizmetinde kullanacağımımdan hiç kuşkunuz olmasın.
Bu niyetledir ki incelemek adına defterdarımdan aldığım bilgiler doğrultusunda işleri amcam Nahwal'ın yönettiği kısa süre içinde bir kayıt usulsüz belirlenmiştir."
Zaid bu sözlerinin ardından iyice sessizliğe bürünen kurula kısa bir süre başını kaldırarak göz gezdirdi.
Nahwal'ın kızgın yüzü hariç meraklı diğer yüzler üzerinde gezdigirdiği bakışlarını bu kez tekrar sabitlediktan sonra konuşmasına devam etti.
"Ve üzülerek belirtiyorum ki kendisi insanlık açısından utanç verici ayrıca krallığımızcada yasa dışı olan köle ticaretinden elde ettiği haksız kazancı saray kaynağı olarak göstermiştir."
O saniyelerde salonda hayret nidaları ve öfkeli sesler yükselmeye başladığında Zaid araya girerek masaya vurdu.Aynı an da işareti üzerine muhafızlarca tutuklanan geçirilen Nahwal ise öfke ile bağırıyordu.
"İftira atıyor...Nasıl inanırsınız ona...Buraya geliş amacınızı ne çabuk unuttunuz.Zırvalıyor işte.Hemen bırakın beni...Yoksa çok kötü olacak.Krallığın kaderi ile oynuyorsunuz."
Elini tekrar sertçe masaya vuran Zaid kargaşayı biraz olsun sakinleştirebildiğinde elindeki belgeleri havaya kaldırarak konuşmaya başladı.
"İnanmayanınız olursa şayet toplantı sonrası bu belgeleri inceleyebilir.Ayrıca muhafızlarımca ele geçirilen erzak deposu ve isteği dışında tutulan insanların bulunduğu binaya baksanızı da özellikle rica ediyorum.Mahkeme kurulumuzun yeniden toplanması ve şahitlerin hazır olması için bir hafta sonrası pazartesi gününü belirliyorum.
Ayrıca son olarak söylemek istediğim özel bir husus kaldı ki bu gece yapacağım nişanıma kralınız olarak sizleri davet ediyorum.
Toplantı sonlanmıştır.
"Seni pişman edeceğim Zaid...O krallığın çökecek!"
1 saat öncesi...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 13.8k Okunma |
1.14k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |