20. Bölüm

20.Bölüm

Mira
mrs.mira

SALDIRI

Annem ve babamın ölümünün üzerinden 20 gün geçmişti. Akşam vaktiydi. Odamda pencerenin önünde oturmuş ay'ı seyrediyordum, o günden sonra ne yemek yemiştim ne uyumuştum odamdan dışarıya çıkmıyordum saatlerce pencerenin önünde oturuyordum. Kulaklığımı takmış Billie Eilish' in Lovely şarkısını dinliyordum. Ağlıyordum, fazlasıyla. Çok fazla ağlıyordum, bazenleri uyumaya çalıştığımda sanki annemin dizine uzanmışım annem de saçımı okşuyormuş gibi hissediyordum. Gözümü açtığımda yatağımda cenin pozisyonu almış hâlde buluyordum kendimi. Onlara tam kavuştum derken hepten kaybetmiştim, çok özlemiştim onları, bazenleri uykuya daldığımda onları rüyamda görüyordum nefes nefese uyanıyordum ve etrafıma baktığımda onları bulamıyordum, dokunamıyordum, sarılamıyordum. Onların odasına gittiğimde gözlerim doluyordu. Resimlerine, resimlerimize bakıyordum. Dışarıyı izlerken odamda beyaz ışıklar saçılmaya başladı. Işıkların olduğu yere baktığımda Alparslan'ın geldiğini anlamam pek uzun sürmemişti, tekrardan dışarıya baktığımda Alparslan yanıma geldi ve bana sarıldı onu ittirmek yerine sesimi çıkarmadan ağlıyordum. Dayanamadım ve ona sıkı bir şekilde sarıldım. "Onlar gitti Alparslan artık yapayalnızım." Ağlamam git gide şiddetleniyordu. "Yalnız değilsin ben yanındayım güzelim." Dediğinde daha sıkı sarıldı bana. Ve tekrar konuştu. "Eğer sende istersen birlikte Uyuyalım mı? Belki sana iyi gelir." Dediğinde itiraz etmeden onayladım onu, bir kolunu bacaklarımın altından geçirdi diğer elini de belime yerleştirip beni kucağına aldı. Beni yatağa uzattığında o da yanıma uzandı, gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım fakat bir türlü uyuyamadım. Diğer tarafa döndüğümde Alparslan'la yüz yüze kaldık. Dudaklarımı bakıyordu, beni öpmek için yaklaştığında onu ittirdim. "Sırf kendimi kötü hissediyordum diye sana sarıldım ama bu seni affettim anlamına gelmiyor. Hatta seni hiçbir zaman affetmeyeceğim bunu unutma!" Dedim hiçbir şey söylemeden yüzüme baktı ardından konuştu. "O kadar kesin konuşma Defne!" Dedi birşey söylemeden ona arkamı dönüp gözlerimi kapattım. Yarım saat sonra kendimi uykunun kollarına bıraktım.

 

                                               ***

Annemin bana seslenmesiyle gözlerimi açtım. Başımda durmuş uyanmamı bekliyordu, gözlerimi açtığımda yanağımdan öpüp odamdan çıktı. Yatağımdan hemen kalkıp aşağıya gittim, anneme seslendim cevap vermedi. Babama seslendim o da cevap vermedi. Etrafa bakındım kimse yoktu, arkamdan bir ses geldiğinde dönüp baktım. İkiside kanlar içinde yerde yatıyorlardı. Başlarında Derya ve bir sürü Dorcka vardı. Derya bana bakarak. "Artık yalnız kaldın Defne kimse sana yardım etmeyecek. Oğlum Alparslan bile." Dediğinde kendimi iyi hissetmiyorum Dorckaları yakmayı Derya'yı öldürmek istiyordum ama güçlerim sanki bir kavanoza hapsolmuş gibiydi hiçbir şekilde büyü yapamıyordum. Annem gözümün önüne geldiğinde gözümden bir damla yaş firar etti. Ona sarılmak kokusunu doya doya içime çekmek istiyordum, babam da karşımda duruyordu gözlerimin içine bakıyordu ve prensesim diyordu. Sonra bir anda ortadan yok olmuşlardı...

Bağırarak uyandığımda etrafıma baktım. Alparslan yanımda yoktu. Bir anda odanın kapısı açıldığında Alparslan içeriye girip kollarını bana dolayarak sarıldı. "Tamam güzelim sadece bir kâbusdu. Geçti ben yanındayım." Dedi ve daha çok sarıldı. Geri çekildiğinde birşey söyleyecekken aşağıdan bir ses geldi. Ayağa kalktım, kapıya doğru gittiğim zaman Alparslan gelip kolumdan tutarak beni durdurdu. Ona 'ne yapıyorsun' diye baktığımda, "Sen kal ben bakıp gelirim!" Dediğinde kolumu ondan kurtardım ve merdivenlerden aşağıya inip etrafa bakındım. Hiç kimse yoktu. Bir anda yanımda duran tekli koltuk bir anda alev alev yandı. Arkamdan birisi boğazıma sarıldığında kendimi ondan kurtarmak için çabaladım ama olmadı. Elimi hareket ettirdiğimde karşı masanın üzerinde duran cam vazo havalandı, onu ruttuğumda boğazımı saran kişinin kafasında kırdım. Beni bıraktığında tam karşısında durdum. Alparslan yanıma geldiğinde karşısında ki kişilerle şok oldu. "Anne, baba sizin burada ne işiniz var?" Dediğinde daha çok afallamıştım. "Yanımıza gel Alparslan seni o kadar çok özledik ki," dediğinde Derya Alparslan hareketlenip onların yanına gideceği sırada Alparslan'ın bileğinden tuttum. Bana baktığında başımı hayır anlamında salladım. Tekrardan yanımda durdu. Bana neden der gibi baktığında konuştum.

"Çünkü sana zarar verecekler!" Dediğimde Alparslan tek kaşını kaldırdı ve konuştu. "Sen iyi misin?" Diye sorduğunda sesimi yükselterek konuştum. "SENİN ANNEN OLACAK O KADIN BENİ AİLEMDEN AYIRDI! SENİN ANNEN BENİM AİLEMİ ÖLDÜRDÜ!" Söylediğim şeyle Alparslan'ın yüzü şokla sarsıldı. Alparslan annesine birşey diyeceği sırada her yer alev gibi yanmaya başladı. Etrafa baktığımda siyah pelerinli Dorcka' ların olduğunu gördüm Derya'ya döndüğümde yüzünde şeytani bir gülümseme vardı. Alevler git gide yükseliyordu. Alparslan'ın annesi ve babası ortadan kaybolarak gittiler. Alparslan'la bende dışarıya çıktığımızda ev cayır cayır yanıyordu. Arkamı döndüğümde karşımda bir sürü Dorcka vardı. Diğer tarafa baktığımda Berkay ve adamları vardı, bir kişiye gözüm takıldığında ona biraz daha yaklaştım gördüğüm kişiyle daha çok sinirlenmiştim. "Beyza?" Dediğimde sırıtıyordu. "Tekrar karşılaştık!" Dediğinde biraz daha yaklaştım ona, tam Beyza'nın dizine tekme atacağım sırada arkadan birisi beni sıkı bir şekilde tuttu. Kafamı çevirip baktığımda Berkay olduğunu gördüm. Tekrardan Beyza'ya döndüğümde kafamı sert bir şekilde arkaya doğru savurdum, Berkay bağırıp beni bıraktığında ona baktım, Beyza tam saçımdan tutup çekeceği sırada elini havada tutup arkaya doğru çevirdim. Sırtı bana döktü, gülüyordu ayağında tekme attığımda dizlerinin üzerine yere düşmesini sağladım. Berkay tekrardan gelip beni tuttuğunda Alparslan'a baktığımda tek başına Berkay'ın adamlarıyla savaşıyordu. Üzerinde ki beyaz kazağının üzeri kanla kaplıydı, Dorcka'lar her bir taraftan etrafımızı sarmıştı. Berkay Dorcka'lara odaklandığında tekrardan elinden kurtuldum. Yerde gördüğüm hançeri aldığım gibi etrafımızda ki Dorcka'lardan birine fırlattığımda kafasına saplandı ve çığlık atarak yerle bütünleşerek yok oldu. O tarafa doğru gittiğimde hançeri alacağım sırada Beyza'nın Alparslan'ın sırtına hançer saplayacağını gördüğümde hemen Alparslan'ın arkasına geçtim omuzlarımda hissettiğim acıyla gözlerimi kapattım. Gôzlerimi tekrar açtığımda Beyaz yere düşmüştü, kafasını kaldırıp bana baktığında yüzünde şaşkın bir ifade vardı. Alevli kanatlarım tekrardan ortaya çıkmıştı. Ellerimi hareket ettirdiğimde alevden bir kılıç oluştu elimde, kılıcı elimde bir tur dönderdikten sonra Dorcka'ları hedef aldım ve hepsini alevli kılıçla yerle bütünleştirerek yok ettim. Tam o sırada etrafta bir süre beyaz ışıklar yanmaya başladı, 14 kişiyi karşımda gördüğümde küçük çaplı bir şok geçirdim

.

 

 

Bölüm : 01.12.2024 21:16 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...